el Ýtisam
Pages: 1
1. 2. ve 3. meseleler By: sidretül münteha Date: 29 Mayýs 2011, 20:03:02
Birinci Örnek:


Sýrat meselesidir. Az önce buna deðinilmiþtir.
Ýkinci Örnek: Mîzan meselesidir. (Mîzan ki terazi ve tartý anlamýna gelir.) Terazinin, ahiret hayatýna yaraþýr bir þekilde var olduðunu isbat etmek mümkündür. Ameller (insanýn yaptýðý þeyler), bu terazide alýþýlmadýk bir þekilde tartýlýr. Evet, akýl dahi kabul edip ikrar eder ki çok deðerli þeyler -ki bunlar amellerdir- normal olarak tartýlan eþyalar gibi tartýlmaz. Amellerin tartýlmasý ile ilgili nakillerde, ahiretteki terazinin, her bakýmdan bizim terazimiz gibi olduðunu belirleyen bir þey yoktur. Yahut o mizan, bizzat en deðerli amellerin tartýlmasý veya aðýrlýktan ibarettir.
Terazi/mizan meselesinde en uygun olan, ya teslimiyet/olduðu gibi kabuldür. Ki bu, sahabenin yoludur. Çünkü onlardan naklo­lunan, terazinin veya tartýlma þeklinin ne olduðunu araþtýrmaksýzýn teslimiyet ve tasdiktir. Nitekim sýrat meselesinde de ayný mizanda olduðu gibi davranýþ ve anlayýþ nakledilmiþtir. O halde sana gereken þey de sahabenin yolunu izlemektir.[86]
O halde "Te'vil/yorum onlarýn (ashabýn) yolunun dýþýna çýkmak­týr. Buna göre yorum yapanlar Haricî gruplardandýr." denilirse, buna þu cevap verilir:
Hayýr, çünkü bu meseleyi tasdik etmek de asýl olan katýksýz teslimiyettir. Veya yorum/te'vil yapýp (delillere) bakarak tasdik et­mek de (tasdikten) uzak deðildir. Çünkü bazý konularda buna ihtiyaç vardýr. Bu meselelerde yalanlamayý/inkarý esas alanlarýn durumu böyle deðildir. Çünkü böyle yapan kimse tasdik edenlere aykýrýdýr. Bu husustaki hadisleri tevil etme yolunu tutup tutmamasýnýn bir etkisi yoktur. Te'vil yolunu seçen de, teslim yolunu seçen de (doðruya) uymuþtur. Fakat teslim olmak daha saðlýklýdýr.[87]
Üçüncü Örnek: Kabir azabý meselesidir. Bu, daha kolaydýr. Ölen kimseye geçici olarak ruhunun geri verilerek azab edilmesinde imkansýz görülecek ve inkar edilecek bir durum yoktur. Sonra ölünün diðer insanlarýn görmeyeceði ve duymayacaðý þekilde azap edilmesi de öyledir. Çünkü ölen kimse, ruhu çýkmazdan önce ölüm sarhoþluðu halinde iken öylesine acýlar çektiðini bildiriyor ki, biz adamýn üzerinde bu acýnýn bir belirtisini görmüyoruz. Acý verici hastalýk çekenler de öyledir. Kabirde azap çekenin durumu da bunun benzeridir. Kabir azabý hususunda Hz. Peygamberden gelen habereri tasdik etmeye, bunu akýl kavrayamýyor diye niye engel olunsun?



[86] Eserin orijinalinde burada bir atlama vardýr. Zira az sonra bir yorumdan/tevilden söz edilecektir. Yukarda "Ya teslimiyet...." ifadesi ile baþlayan bir cümle var idi. Buna karþýlýk durak 'Veya te'vil yapmalýdýr." olmasý düþünülebilir. Yazar bu kýsmý uzattý mý, uzatmadý mý bilmiyoruz. En iyisini Allah bilir.
[87] Bu cevapta söylenilenler net deðildir. Þatýbî'nin ne yazdýðýnýn aslýna ulaþmak kolay deðildir. Daha sonralarý kitabý çoðaltmak üzere yazanlar aslýný deðiþtirmiþlerdir. Fakat verilmek istenen cevap açýktýr. Þöyle ki: Mîzan meselesini, fikrine ve alýþýk olduðuna aykýrý da olsa bir kabul edip iman eden vardýr. Bir de reddedip inkâr eden vardýr. Bu ikincisi hak ve hakikatin dýþýna çýkan kimsedir. Birincisi ise mümindir. Kabul ediþi ister katýksýz bir teslimiyetle olsun, isterse Arapça kuralýna uygun ve Allah'ýn noksan sýfatlardan münezzeh oluþu ile uygun düþen te'vil ile olsun durum aynýdýr. Fakat teslimiyet daha saðlýklýdýr. Sahabenin tuttuðu yol da budur.


radyobeyan