Kur'a ile nesebin tayini By: hafiza aise Date: 26 Mayýs 2011, 13:41:28
4- Kur'a ile Nesebin Tayini:
Ebu Davud ve Nesâî'nin Sünen'lerinde Abdullah b. el-Halil hadisinde Zeyd b. Erkam þöyle anlatýr: Hz. Peygamber'in yanýnda oturuyordum. Yemen'den bir adam geldi ve þöyle dedi: Yemenli üç kiþi Hz. Ali'ye geldiler ve ayný temizlik süresinde iliþkide bulunduklarý bir kadýndan doðan çocuk üzerinde aralanndaki anlaþmazlýðý kaldýrmak üzere, huzurunda muhakeme oldular. Hz. Ali içlerinden ikisine: "Þunun için çocuktan vazgeçin." dedi. Onlar galeyana geldiler. Sonra diðer ikisine: "Þunun için çocuktan vazgeçin." dedi. Onlar da galeyana geldiler. Daha sonra diðer ikisine: "Þunun için çocuktan vazgeçin." dedi. Onlar da galeyana geldiler. Bunun üzerine Hz. Ali onlara: "Siz zorluk çýkaran ve anlaþmaya yanaþmayan üç ortaksýnýz. Aranýzda kur'a çekeceðim. Kur'a kime çýkarsa, çocuk ona ait olacaktýr ve üzerine diðer iki ortaðý lehine diyetin üçte ikisini ödemesi gerekecektir." dedi. Aralarýnda kur'a çekti ve çocuðu kur'a çýkana hükmetti.
Bunu duyunca Hz. Peygamber (s.a.) öyle güldü ki, azý diþleri gözüktü.'[22]
Hadisin isnadýnda Yahya b. Abdullah el-Kindî el-Eclah vardýr. Onun hadisi hüccet olarak kullanýlmaz. Ancak Ebu Davud ile Nesâî bu hadisi Zeyd b. Erkam'dan rivayet eden Abdu Hayr'a kadar hepsi de sika olan râviler zincirleriyle rivayet etmiþlerdir. Hadisin metni þöyle: Hz: Ali Yemen'de iken, ayný temizlik süresi içerisinde bir kadýnla iliþkide bulunan üç adam getirildi. Hz. Ali, ikisine þunun lehine çocuðu ikrarda bulunup bulunmayacaklarýný sordu. Onlar "Hayýr!" dediler. Böyle böyle hepsine sordu. Her bir iki kiþiye sorduðunda "Hayýr!" dediler. Sonunda aralarýnda kur'a çekti ve çocuðu kur'a isabet eden kimseye hükmetti ve ona diyetin üçte ikisini ödemesini emretti. Râvi diyor ki: "Bu olay Hz. Peygamber'e (s.a.) anlatýldý. O azý diþleri görününceye kadar güldü."'[23]' Bu hadis Zeyd b. Erkam'ýn düþürülmesi suretiyle Abdu Hayr'dan rivayet edilmiþtir, dolayýsýyla mürseldir diye tenkid edilmiþtir. Nesâî: "Bu daha doðrusudur." der. Bu daha þaþýlacak bir þeydir! Çünkü bu hadisten Zeyd b. Erkam'ýn düþürülmesi onu mürsel yapmaz. Zira Abdu Hayr, Hz. Ali'ye yetiþmiþ ve ondan hadis dinlemiþtir. Hz. Ali ise olayýn kahramanýdýr. Farzedelim ki, Zeyd b. Erkam'm senedde zikri yok, bu durumda hadisin mürselliði de nereden gelecek?
Ancak þöyle denebilir: Abdu Hayr, Hz. Peygamber'in (s.a.) gülüþünü görmemiþtir. Hz. Ali ise o sýrada Yemen'dedir. Hz. Peygamber'in (s.a.) gülüþünü seyreden ancak Zeyd b. Erkam veya baþka bir sahabîdir. Abdu Hayr, Hz. Peygamber'in (s.a.) gülüþünü seyreden sahabînin ismini zikretmemiþtir. Dolayýsýyla hadis mürseldir.
Cevap: Þu halde hadisin Abdu Hayr ve Zeyd b. Erkam kanalýyla muttasýl olduðu sabittir. Bu muttasýl hadisi, "sika râvinin ziyadesi makbuldür" diyerek tercihte bulunanýn durumu açýktýr. Hýfzý va zabtý daha kuvvetli râvinin rivayetini tercih eden de, kendisi açýsýndan haklýdýr. Hz. Ali ona olayý anlatmýþtýr. Bu durumda hadis nihayet mürsel olur. Hadisin baþka yoldan muttasýl olarak rivayet edilmesi onu güçlendirir.
Sonra fukaha bu hüküm hakkýnda ihtilâf etmiþlerdir: tshak b. Râhûyeh hükmü benimsemiþ ve: "Çocuk davasýnda sünnet budur." demiþtir. Þafiî'nin kadîm (eski) mezhebi de böyleydi. Ýmam Ahmed'e gelince; ona bu hadis sorulmuþ, o kâifier hadisini buna tercihle: " Kâifler hadisi bana daha sevimli geliyor." demiþtir.
Burada iki husus vardýr: Birincisi: Neseb ahkâmýna kur'anýn girmesi. Ýkincisi: Kur'a kenidisine çýkan kimse üzerine diðer iki ortaðý lehine diyetin üçte ikisini ödemesi zorunluluðu.
Kur'a: Kendisinden baþka beyyine, ikrar, katilerin beyaný gibi bir tarafýn tercihini gerektirecek bir delil bulunmadýðýnda kur'aya baþvurulabilmektedir. Bu durumda hak sahibinin kur'a ile belirlenmesine gidilmesi uzak deðildir. Zira kur'a, davada tercih sebeplerinden olmak üzere baþvurulabilecek en son çaredir. Herhangi bir karine ve emare ile sabit olmayan emlâk davalarýnda kur'anýn yeri olduðuna göre, sadece kâifin sözüne müsteniden gizli bir benzerlikle hükümde bulunulabilen nesep davalarýnda öncelikli olarak bulunur.
Diyet iþine gelince, gerçekten izahý çok zordur. Zira burada diyeti gerektirecek bir husus yoktur. Burada sözkonusu olan, sadece kur'arun diðerine çýkmasýyla, nesebinin kendisine katýlmasýnýn artýk imkânsýz hale gelmesidir. Bu durumda þöyle denebilir: Üç kiþiden her birinin iliþkisi, çocuðun kendisine ait kýlýnmasý için uygun bir sebeptir. Her birisi kadýnla iliþkide bulunmak suretiyle, diðer ikisinin nesebin kendilerine katýlmasýna imkân veren durumlarýný ortadan kaldýrmýþtýr. Ancak çocuðun hangisinden olduðu da bilinmemektedir. Kur'a çocuðu birisine ait kýlýnca, diðer ikisinin nesebini ortadan kaldýrmýþ gibi oldu ve bu çocuðun itlafý gibi kabul edildi. Her üçü de bir baba yerine kondu. Çocuk üzerindeki itlaf edenin hakký, diyetin üçte biriydi. Madem ki çocuk kendisine döndü, öyleyse iki kiþinin paylarýna düþen kýsmý ödemesi gerekecekti ki, bu da her biri için üçte bir diyet oluyordu.
Bundan daha güzel bir baþka izah da þöyledir: Kur'a kendisine çýkan kimse, kadýnla cinsel iliþkide bulunmak ve çocuðu kendisine katmak suretiyle, çocuðu sanki onlara nisbetle itlaf etmiþti. Üzerine kýymetini ödemesi vâcib oldu. Çocuðun þer'an kýymeti de onun diyetidir. Dolayýsýyla onlara çocuðun kýymetinin üçte ikisini ödemesi gerekti ki, bu da üçte iki diyettir. Bu aynen üç kiþi arasýnda müþterek olan bir kölenin, ortaklardan biri tarafýndan itlaf edilmesine benzemektedir. Çünkü bu durumda itlaf eden, diðer iki ortaðýna kölenin üçte iki deðerini ödemek durumundadýr. Hür bir çocuðun kur'a hükmüyle diðer ikisine nisbetle itlafý, aralarýnda müþterek olan kölenin itlafý gibidir.
Bunun bir benzeri de ashabýn, cariyenin çocuklarýnýn —efendi aleyhine— hür olmalarýna sebep olan kimseye, çocuklarýn bedellerini efendi lehine tazmin etme yükümlülüðünü getirmeleridir. Çünkü o çocuklar aslýnda köle olacaklardý. Dolasiyla bu imkâný izâle eden kimse onlarýn bedelini tazmin etmelidir.
Bu son derece latif ve ince bir kýyastýr. Fukahanýn yapmýþ olduðu kýyas ve benzetmeler üzerinde çokça düþünüldüðünde, bunun onlardan çok daha güçlü, tutulan yol bakýmýndan daha güzel, yaklaþým bakýmýndan daha ince olduðu görülür. Elbette Hz. Peygamber (s.a.) boþuna gülmemiþtir.
Bu hadisle, kâifler hadisi arasýnda bir çeliþkinin olmadýðý da söylenebilir. Eðer kâif mevcutsa, onunla amel etmek gerekecektir/Ülger kâif yoksa veya iþin içinden çýkamazlarsa, o zaman da kur'a yoluyla neticeye varmak gerekir. En iyi bilen ALLAH'týr. [24]
[22] Ebu Davud, 2269 ; Nesâî, 6/183 ; Ahmed, 4/374. Senedi zayýftýr.
[23] Ebu Davud, 2269 ; Nesâî, 6/183 ; Ahmed, 4/374. Senedi zayifhr
[24] Ýbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, Ýklim Yayýnlarý: 6/29-32.
Ynt: Kur'a ile nesebin tayini By: ceren Date: 14 Ekim 2018, 17:50:49
Esselamu aleykum. Rabbim razý olsun bilgilerden kardeþim. ..
Ynt: Kur'a ile nesebin tayini By: Sevgi. Date: 15 Ekim 2018, 00:25:52
Aleyküm Selâm. Vesileniz ile bir çok bilgiler ediniyoruz. Rabbim ilmimizi artýrsýn inþaAllah
Allah Razý olsun
radyobeyan