Evliyalarýn Hayatý
Pages: 1
Ebu Said Kaylavi By: armi Date: 14 Haziran 2009, 11:49:46
Evliyânýn ve bütün ilimlerde söz sâhibi olan imâmlarýn büyüklerinden. Hazret-i Ali'nin neslinden olup seyyiddir. Irak'ýn Nehr-ül-melik kasabalarýndan biri olan Kaylaviye'de yaþadý. Yine orada 1162 (H. 557) senesinde vefât etti. Kabri orada olup, ziyâret edilmektedir.

Allahü teâlânýn sýfatlarýnda bilgi sâhibi, kerâmetleri görülen bir zât idi. Kaylaviye ve çevresindeki insanlar huzûruna gelip bilmediklerini sorarlar, kendisinden fetvâ alýrlardý. O kadar çok gelen olurdu ki, yüksek bir kürsî yaptýrmak mecbûriyetinde kaldý. Kürsî üzerinde, insanlarýn dertlerine çâre olurdu. Nasîhatleri ile pekçok kimsenin doðru yola gelmesine sebeb olurdu. Talebelerinden Ebü'l-Hasan el-Kureþî, Ebû Abdullah Muhammed bin Ahmed el-Medînî, Halîfe bin Mûsâ, Mübârek bin Ali el-Ceylî, Muhammed bin Ali el-Keydî meþhûrdur.

Ebû Saîd Kaylavî, Hýzýr aleyhisselâm ile görüþürdü. Abdülkâdir-i Geylânî ile sohbet ederlerdi. Gavs-ý âzam Abdülkâdir Geylânî'ye çok hürmet eder, edebli davranýrdý. Bir gün Abdülkâdir-i Geylânî, Ali bin Heytî ve Ebû Saîd Kaylavî ve pekçok kimse bir yerde toplandýlar. Gavs-ý âzam insanlara ve cinlere nasîhat eden, Abdülkâdir-i Geylânî, Ali bin Heytî'ye; "Konuþunuz." buyurdu. O da; "Efendim! Huzûrunuzda nasýl konuþabilirim?" dedi. Bunun üzerine Ebû Saîd'e; "Siz konuþunuz" buyurdular. O da az bir þey konuþtuktan sonra; "Efendim! Emrinize uymak için konuþtum, size olan hürmetimden dolayý da sustum." dedi. Konuþmasýný, tasavvufun yüksek dereceleri üzerine yapmýþtý. Orada bulunanlar, bu konuþmayý iyice anlýyamadýlar ve îtirazlarda bulundular. Ebû Saîd izin isteyip bir þiir okudu. Bu þiiri dinleyen Abdülkâdir-i Geylânî, oturduðu yerde birden vecde gelip, Allahü teâlânýn izniyle havada uçmaya baþladý. Orada oturanlar hayretler içinde kaldýlar ve arkasýndan, talebelerin okuduðu medreseye gittiler. Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî'yi orada buldular.

Ebû Saîd Kaylavî, abdest alacaktý. Talebelerinden Ebü'l-Hasan Ali el-Kureþî kendisine ibrik götürüyordu. Ýbrik birden elinden düþüp parçalandý. Talebe çok telaþlandý. Ebû Saîd talebesine þefkatle bakarak, yerdeki ibriðin bir parçasýný eline alýr almaz, diðer parçalarý ona yapýþmýþ gördüler. Hattâ içi su ile dolu idi.

Yine bir defâsýnda kýra gitti. Öðle vakti olduðunda, kýbleye dönerek ezân okumaya baþladý. "Allahü ekber" dediðinde, tekbîrin heybetinden yer sarsýldý, bâzý yerler çatladý.

Ebû Saîd'in duâlarýný cenâb-ý Hak kabûl eylerdi. Çok hasta olan bir kimseyi ziyâret etse, hasta sýhhate kavuþur, iyileþirdi. Bir kimseye þefkatle baksa, o þahýs kötü ahlâklý bile olsa, sâlih bir müslüman olurdu. Her kim onu üzerse, o da helâk olurdu.

Vefâtý ânýnda oðlu Saîd; "Babacýðým, bana vasiyet eder misin?" dedi. O da oðluna; "Evlâdým! Abdülkâdir-i Geylânî'ye karþý çok hürmetli ol!" buyurdu. Orada bulunan âlimlerden Muhammed el-Medînî; "Ey efendim! Abdülkâdir-i Geylânî'nin hâlinden bize anlatýr mýsýnýz?" dedi. O da; "O bu zamandaki evliyânýn çiçeðidir. Yeryüzündeki insanlarýn, Allahü teâlâya en yakýn ve O'na en sevimli olanýdýr." buyurdu.

Ebû Saîd Kaylavî buyurdu ki: "Velînin kalbinde dünyâ malýna karþý hiçbir muhabbet olmamalý, kalbi, bütün kötü huylardan temizlenmelidir. Hiç kimse ile münâkaþa etmemeli, herkesle hoþ geçinmelidir. Elinde olanlarý muhtaçlara verip, onlara hizmeti ganîmet bilmelidir."

TOPAL OL!

Bir gün, Ebû Saîd'in huzûruna iki sandýk getirdiler. O sýrada talebelerine ders veriyordu. Sözünü yarýda kesip gelenlere; "Sizler, Eshâb-ý kirâma dil uzatan, haklarýnda kötü sözler söyleyen kimselersiniz. Bu sandýðýn içindekilerle beni imtihân için geldiniz." dedi. Kürsüden inip sandýklarýn yanýna geldi. Birinin kapaðýný açtýðýnda, içinde bir çocuðun oturmakta olduðu görüldü. Çocuðun elinden tutup, "Kalk!" deyince, çocuk, içinden fýrlayýp dýþarýda koþmaya baþladý. Diðer sepetin aðzýný açtýðýnda, onun da içinde bir çocuðun olduðu görüldü. O çocuðun alnýna parmaðýný dokundurup, "Topal ol!" dedi. Çocuk dýþarý çýktýðýnda topallayarak yürüdüðü görüldü. Çocuðu getirenler hayretten dona kaldýlar. Çünkü önceki sepete topal bir çocuk, diðerine de saðlam bir çocuk koymuþlardý. Topal çocuk saðlam, saðlam olan da topal olmuþtu. Onlar bu hâli görünce derhal tövbe ettiler ve dediler ki: "Yemîn ederiz ki, bu çocuklarýn durumlarýný Allahü teâlâdan baþka kimse bilmiyordu."

1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.1, s.276
2) Kalâid-ül-Cevâhir; s.106
3) Tabakât-ül-Kübrâ; c.1, s.147
4) Ýslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.6, s.214

Ynt: Ebu Said Kaylavi By: ceren Date: 08 Ekim 2020, 01:29:25
Esselamu aleyküm.rabbim bizleri bu velilerin yolunda giden kurtuluþa eriþen kullardan eylesin inþallah...
Ynt: Ebu Said Kaylavi By: Bilal2009 Date: 08 Ekim 2020, 12:03:14
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Ebu Said Kaylavi By: Sevgi. Date: 09 Ekim 2020, 04:26:49
Aleyküm Selâm. Rabb'im bizleri sevdiklerinin yolundan ayýrmasýn inþaAllah

radyobeyan