Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Garip By: SevD@_GüLü Date: 16 Mayýs 2011, 13:13:07
                        Garip

Ruhlar gitgeller içinde mustarip.
Bir yol var ancak zaferle açýlan. O yolun yolcularý garip görünümlü muzafferler. Baþlarýnda bir zafer tacý olur, görünmez. Cennet renginde. Anlamak için onlarý, gönüllerini görmeli.

Gönülleri gören o yola âþýk olur ve o yolun dönmez bir yolcusu.
Aþikârlar nihan.
En kötüsü güneþli geceler.
Diðer yollar var; garip. Kalabalýklar o yolda izdiham. Gidenin simasýnda yalancý bir sürur…
Yalancý sürurlar ne kadar çok; garip.
Ýnsan bir kendini aldatma üstadý, aþikâr.

O yolda bir izdiham. Ve haykýrýþ. Sesler ve nida. Ve simalarda yalandan hamakat bir tebessüm…
Akla basar o yolda ayaklar. Akýl avaz avaz figan eder. Gönülden akan kan derya o yolda ve o yolda cehennem.
Ýnsanoðlu garip.

Uçurumlardan gözlüler düþer. Hayýr. Her düþen kördür.
Yaratýlýþ garip. Ve gerçek.
Ýlahi hikmete akýl sýr erdirmek muhal.
Kuran “gelseler ve görseler ve dönseler yine gittikleri yoldan gidecekler ve dönmeyecekler” demiþ.
Kader; aklýmýzýn girmesine izin olmayan ülke…
Gönül zaten garip…

Sýrrý bilsek rahatlayacaðýz. Yalnýz tüm sýrlarý bilsek…
Sýrlarý geçsek de rahatlayacaðýz. Sýrlarý geçen belki tüm sýrlarý bilir duruma gelir.
Beden ile ruh arasýndaki mesafe; garip.

“Ruhu öldürmek bedeni öldürmekten daha büyük cinayet demiþ bir mütefekkir.” Bedeni öldüren ruhu da öldürür. Beden leþlerinin üstünde çürümüþ ruhlar. Garip.


Düþünen insanýn içinde bir hüzün nehri akar.
Kendiyle baþ edemeyen en büyük maðlup… Maðluplarda keder.
Gri bir sonbahar rengi var gökyüzünde. Þairlerde anlaþýlmaz bir hal. Hayatýn þiirleþmesi ne kötü…

Bu cihanda cennet ve cehennem…
Hangisini seven ona mý gidecek.
Onun için yolculuk mu gerek.
Kolay zafer var mý ki?

Hele de aþk yoksa. Aþk yoksa zafer de yoktur. Zafer aþkýn kölesi… Aþký olmayan mevta… Âlem aþk ile ayakta.
Aþk bir örtü… Bahar çiçeklerinden devþirilmiþ. Güzel kokulu hayal…
Aþký olmayan daimi maðlup…
Aþký olmayan menzile varamaz. Aþksýzlar kör.
Basra’da muzaffer bir âþýk vardý; garip. Zaferiyle sekran. Aþkýyla münzevi. Bir sultandý yalnýz saltanatý âþýklara ayandý, ölülere nihan; garip.
Bir gün onun yanýndan körler geldiler baþka bir aþýðýn yanýna; Medine’ye. Basralýyýz dediler. Güldüler, gururlandýlar.

Medine’de perdeler ayan. Medine mihenk. Medine sema. Milyon yýldýzlar orada âþýkane müzkir. Medine’deki güneþ, kör Basralýlarýn gözüne ýþýk oldu þu sözleriyle: “bir garip sizdeymiþ duyduk. Bir güneþ. Bir kamer ve ay. Yüzünüzde onun ýþýðýndan bir þey göremiyorum; garip. Iþýða düþmanlýðýnýzýn sebebi ne… Ey gönülleri perdeliler.”

Bir sükût oldu birden, derin. Gönüllere yolculuk baþladý. Sonra sessiz çýðlýklarla haykýrdýlar: “evet var dediler bizde batmayacak bir güneþ. Gönlümüz þimdi dedi. Senin ýþýðýn onu da aydýnlattý. Senin aþk aynanda baþka âþýklar gördük ve aþksýzlýðýmýzý;” garip.
Hakikat garip.

Bir güneþten ayrýldýlar Medine’de. Ama içlerinde baþka bir güneþin hasreti vardý.
Yolda aþk onlara fýrtýnalaþtý. Gittiler Basra’daki aþk tekkesine. “Sana küskünüz” dediler. “Güneþsin sen ama gecemizi aydýnlatmak istemedin. Neden” dediler, “neden.”
Nedeni garip.
Güneþ sustu. Güneþ olan susar. Aþký olmayan, görmez anlamaz, aþký olan ise sormaz.
Ve gitti Basra’dan o güneþ.

Âþýklar aþksýzlar arasýnda garip.

Varlýk garip.



Resul Davutoðlu


radyobeyan