Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Yeni yetme evlilikler By: reyyan Date: 15 Mayýs 2011, 20:49:39
Yeni yetme evlilikler


Her alanda ve her anlamda Âliþan Efendimiz’le ashabýný önder almýþtýk...

Örnek almýþtýk...
Hayatýmýzý “Devr-i Saâdet”le çerçevelemiþtik...
Evlilikler de, boþanmalar da buna göre yaþanýrdý...
Buna göre yaþandýðý için zaten evlilikler uzun ömürlü olurdu.

Þimdi kýsa sürüyor: O kadar ki, boþanmalar Avrupa Birliði seviyesine yaklaþtý. En azýndan bu iþte standardý yakaladýk! Ama saâdet de serap oldu!
Ayrýca iþin ciddiyeti de kalmadý pek.

Eski evliliklerin hedefi mutluluktu. Þimdiki evliliklerin hedefi ise “hayatý daha özgürce yaþamak!”
Yani anne-baba baskýsýndan sýyrýlýp özgürleþmek!
Ya evliliðin getirdiði doðal sýnýrlamalar? Ýþte, onlar fark edildiði anda çözülme baþlýyor: “Ben kimsenin kölesi deðilim” anlayýþý boþanma ibresini tepeye vurduruyor.

Eski evliliklerin hedefi mutluluk dedik ya, yeni evliliklere baþka öncelikler musallat oldu: Evliliðin “olmazsa olmaz”larýnden biri ev, diðeri araba...
Bir de “görkemli bir düðün” þartý var...
Bu yüzden evlilikler alabildiðine zorlaþtý...

Peygamber-i Âliþan Efendimiz’in “Evliliði kolaylaþtýrýnýz” tavsiyesiyle zýtlaþýr gibiyiz. Bunu “ümmet” kavramýyla nasýl baðdaþtýrdýðýmýzý bilemem. Bildiðim þu ki, biz o kavramdan da hayli koptuk!
Yeni neslin, evlenir evlenmez ayrý eve taþýnma arzusunu pek anlayamýyorum.
Bu bir “arzu” bile sayýlmaz aslýnda, “dayatma” demek daha doðru...
Ya da “ön þart”...
Evliliðin en baþýnda konuþulan bir konu...

Genç kýzlarýn çoðu, “Ýlle de ayrý ev isterim” diye tutturuyor.
Maddi imkâný yerinde olanlar için neyse de, kýt kanaat geçinen aileler için bu dayatma evliliði müthiþ zorlaþtýrýyor.
Çünkü yeni ev açmak, yalnýzca bir dört duvar temin etmekle sýnýrlý deðil, dayayýp döþemek gerekiyor.
Neresinden baksanýz, ailenin birkaç yýllýk geçimini saðlayacak miktarda para bu iþe harcanýyor.
Bu da hayatý müthiþ zorlaþtýrýyor.

Borçlanma baþta olmak üzere bir sürü problemin baþlangýç noktasýný oluþturuyor.
Kaynana ve kayýnpederle (doðrusu “kaimpeder” yani, “baba yerine sayýlan”) birlikte oturmanýn böyle zorluklarý yok. Gelin dayalý-döþeli eve geliyor. Tabii onun da kendine has bazý problemleri oluyor.

Bana yazan bir hanýmefendi iþte tam da o problemlerden þikâyetçi...
“Evlendiðimizde ayrý eve çýkacaktýk” diye sýzlanýyor, “Ama eþim sözünü tutmadý, anne babasýyla oturmaya zorladý beni. Ýlk tartýþmalarýmýz bu yüzden çýktý. Sonra týrmandý ve boþanma noktasýna geldik. Söyler misiniz lütfen, ben anne babasýnýn yanýnda oturmak zorunda mýyým? Benim de evimin hanýmý olma hakkým yok mu?”
Var elbette, olmaz olur mu?..

Fakat bu durumda üç soruya cevap bulmak gerekiyor:
1. Nasýl geçineceksiniz?..
2. Ayrý eve çýktýðýnýzda yaþlýlarýn deneyiminden mahrum kalacak olan çocuklarýnýzý nasýl yetiþtireceksiniz?..
3. Yalnýz kalan yaþlarýmýzýn hali ne olacak?

Son soru en mühimi bence: Günün birinde sizin de yaþlanmanýz kaçýnýlmaz olduðuna göre, yaþlýlýðýnýzda sizin haliniz ne olacak?
Yemeðinizi kim piþirecek?..
Hastalýðýnýzla kim ilgilenecek?..
Kim þefkatle size seslenecek, “Anneciðim” diye?
Þimdilik bu sorulara cevap arayýn bakalým.

YAVUZ BAHADIROÐLU


radyobeyan