Sizden Gelenler( Aile Hayatý )
Pages: 1
Benimle evlenirmisin islamiyet? By: SevD@_GüLü Date: 12 Mayýs 2011, 12:32:25
                     Benimle evlenirmisin islamiyet?

Kadýnla erkek arasýnda fizikî farklar olduðu gibi, huy farkýnýn da olduðu inkâr edilemez. Deðil ki kadýnla erkek arasýnda, erkekler arasýnda da farklar var. Hiçbirimizin huyu suyu birbirine benzemez.
Kadýn çabuk sinirlenir, alýngandýr, hemen darýlabilir.

Hayatta en önemli þey, insanýn kendi kendisini idare etmesidir. Nasýl ki þoförler arabayý, pilotlar uçaðý, kaptanlar gemiyi idare ederler; ayný þekilde insanlar da kendisini idare etmelidir.

Kendini idare etmek için evvela "Ben neyim, kimim, bu dünyaya neden geldim?" sorularýna cevap vereceðiz. Biz Müslüman'ýz. Cennete gitmek istiyoruz. Bu yolculuða çýkmadan evvel, "Ýlmihal bize ne diyor?" önce bunu öðrenmemiz lazým.

Erkek, hanýmýndan sadece ÝSLAM'a uygun þeyler isteyebilir; kadýn da öyle. Bu durumda, ÝSLAM'da kadýnýn erkeðe, erkeðin kadýna itaati yoktur. Her ikisi de Allah'a ve Râsul'üne itaat ederken, birbirlerine de itaat etmiþ olacaklar.

Aile, ebediyete giden bir yolcudur. Ne halde bulunurlarsa bulunsunlar, gemi gidiyor... Bu gemide eþler fýrtýnaya tutulmuþ kuru yaprak gibi olmamalýdýr. Çünkü irade kullanýlarak daha iyi bir hayat yaþanabilir.

Eþler, bazen gururlarýnýn, bazen de hayallerinin tesirinde kalarak, hayatlarýný berbat edebiliyor. Ýnsan her türlü hale uyum saðlayabilir. Ýsterse evini cennet eder, isterse cehennem... Bu, kiþinin kendi elindedir.

Mesut olmanýn formülü þudur:

"Geçmiþi býrak, geri döndüremezsin. Gelecekle meþgul olma, deðiþtiremezsin. Bulunduðun âný Müslümanca yaþa!"

Bütün sýr, insanýn kendisinde.

Heykeltýraþ, eline kocaman bir mermer almýþ, onu yontuyor ki insana benzesin. Elinde bir çekiç kalem, taþa vura vura insana benzetmeye uðraþýyor. Biz de nefsimizin heykeltýraþý olacaðýz, kendimizi yontacaðýz. Çekirdek toprakta çürürken yeþerir. Örneðimiz olan Peygamberimiz (sas)'e benzemeye çalýþacaðýz.

Bir problemim olduðunda rahmetli Zübeyir Gündüzalp'e gider, durumu ona açardým. Bir gün hanýmla tartýþmýþtýk. Yine aðabeyin yanýna gittim. Küçücük bir odada yaþýyordu. Kendi oturduðu yeri bana vermesin diye, kapýdan girer girmez hemen yere oturdum. Ben daha derdimi anlatmadan dedi ki: "Kardeþim, kadýna, çevresinden, anasýndan, babasýndan, basýn-yayýndan, komþulardan hatalý telkin gelebilir. Böylece kadýn, dokuz yerden yanlýþ fikir alýr, bir yerden doðru fikir alýr. O da iman hakikatine sahip çýkmak... Bir hanýmýn dokuz yanlýþýna bedel, sadece imanlý olmasý yeter. Onun aleyhinde konuþulmaz."

Sorumun cevabýný almýþtým. Aðabey, öyle de bir cevap vermiþti ki, evdeki huzursuzluktan bir de ben suçlu olmuþtum; haným beraat etti!..

Bir gün bir evde misafirdim. Küçük bir þeyden dolayý evin beyi karýsýný azarladý. Sanki yüreðime çivi çakýldý. O ikramdan bir þey anlamadým. "Bir þeyler anlat." dediler. Anlatamadým, yýkýldým.

Baþka bir gün Doðu Anadolu'da bir evdeydim. Çay getirdiler. Demlik simsiyah, çay is kokuyor. Evin sahibi, "Beyim" dedi, "iþte ben hep böyle sefa sürüyorum..." Adamýn o sözü beni keyiflendirdi.

Aile hayatý her zaman laboratuvara alýnýp, tetkik edilmeli. Ýyi ve kötü taraflarý gözler önüne serilmelidir. Gözü görenler de yürür, körler de... Bugünkü evlilerin ekserisi körün deðneðiyle yürür gibi. 



Hekimoðlu Ýsmail



radyobeyan