Ve nikah By: hafiza aise Date: 10 Mayýs 2011, 17:47:42
Ve Nikah
Artýk, yýllara yön verecek mutlu beraberlik vakti gelmiþti. Ve çok geçmeden bir gün, Abdulmuttalib'in oðullan Ebu Tôlib, Abbasýoý ve Hamza, Hatice'yi isternek için yola koyulacaktý. Muhataplann oluru olsa bile, aileler arasýnda geçerli olan merasimler yerine getirilmeli ve konu, bir velimeyle herkese duyurulmalýydý. Önce Ebu Talib konuþmaya baþladý:
- Bizi, Ýbrahim nesIinden ve Ýsmail soyundan kýlan Allah'a hamd olsun! Hasep ve nesep itibariyle bizi, insanlarýn hizmetine adayan, evine hizmetle bizi þereflendiren, Harem'e hizmetle serfiraz kýlan; bizim için evini, insanlarýn yönelip emniyet solukladýðý bir mekana çeviren ve bizi, insanlar hakkýnda hüküm vermekle öne geçiren þüphesiz O'dur.
Konuþmaya baþlamadan önce tercih edilen böyle bir hitap, iþin ciddiyetini açýkça ortaya koyuyordu. Ýnsanlarýn teveccühüne mazhariyetin þükrü de, zaten böyle olmalýydý. Ardýndan þunlan söyledi aile meclisinde:
101 Bazý rivayetlerde, bu isteme iþinde Hz. Abbas yoktur.
142
Hz. Hatice ile ilk Randevu
- Kardeþimin oðlu Muhammed'e gelince O, Abdullah'ýn oðlu Muhammed'dir. Onunla kim boy ölçüþmeye kalkýþsa, mutlaka Muhammed, üstün gelir. Mal ve mülk itibariyle pek bir varlýðý olmasa da þeref, asalet, þecaat, cesaret, akýl ve fazilet yönüyle herkesten üstündür O. Zaten mal ve mülk de, kaybolan bir gölge gibidir; emanettir ve kalýcý olamaz. Ancak þu var ki, gelecek itibariyle O'nun hakkýnda büyük haberler, herkesi hayran býrakacak yenilikler var! O sizden, kerimeniz olan Hatice'yi talep etmektedir. Mehir olarak da ona, bir kýsmý peþin ve diðer bir kýsmý da sonradan ödenmek üzere on iki ükiyye ve bir neþþ'?'' takdir etmektedir .103
Erkek evinin talebine karþýlýk kýz tarafýndan da söylenmesi gereken sözler vardý. Ebü Talib'in arkasýndan Hatice'nin amcasýAmr Ýbn Esed de104 kalktý ve Hatice'nin faziletini ifade eden benzeri sözler söyledi. Zira o gün Hz. Hatice'nin de babasý yoktu; Ficar savaþlannda ölmüþ ve Huveylid'in kýzý Hz. Hatice de, Resülullah gibi yetim büyümüþtü. Þöyle diyordu:
102 Bir neþþ, yirmi dirheme; bir Ukiyye de, kýrk dirheme tekabül etmektedir. Bu durumda Efendimiz'in Hz. Hatice için takdir edilen mehiri, toplam beþ yiiz dirhem etmektedir. Bugünkü þartlarda ise bu, 1600 gram gümüþ karþýlýðý bir deðere tekabül etmektedir.
Bir gün Hz. Aiþe validemize EbU Selerne Ýbn Abdurrahman þunu soracaktýr: - Resülullah'ýrý mehiri ne kadardý?
- O'nun, zevceleri için verdiði mehir, on iki ükiyye ve neþþdir. Peki neþþ ne-
dir, biliyor musun? - Hayýr.
- Neþþ, yanm iikiyyedir. Bu da, beþ yiiz dirhemdir. Ýþte bu, Resülullah'ýn ha-
nýmlarý için takdir ettiði mehiridir. Bkz. Ýbn Kesir, Tefsir, 1/658 ; Ýbn Mace, Sünen, 1/607 (1886); Ýbn Hiþam, Sire, 6/57
103 Bir kýsmý nakit ve geriye kalam sonradan ödenmek üzere borç olarak yaklaþýk beþ yiiz dirhem ... Ýþte, Efendiler Efendisi'nin, Hz. Hatice validemiz için takdir ettiði mehirin bedeli ... Bazý rivayetlerde, EbU Talib'in ilan ettiðinin dýþýnda mehir olarak, Allah Resülü'nün de yirmi deve vaat ettiði anlatýlmaktadýr ki, büyiik ihtimalle bu, o günün þartlannda beþ yiiz dirhemin karþýlýðýna tekabül ediyordu.
104 Bazý rivayetlerde bu ismin, Varaka Ýbn Nevfel olduðýý anlatýlmaktadýr.
143
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)
- Senin de zikrettiðin gibi, saydýðýn hususlarda bizi insanlara üstün kýlan Allah'a hamd olsun! Þüphe yok ki bizler, Arap'ýn önde gelenleri ve efendileriyiz. Sizler de öyle ... Araplardan hiç kimse, sizin faziletinizi inkar edip þeref ve iftihar noktalarýnýzý yok sayamaz. Sizinle ayný kökten gelme ve müþterek þerefimizin adýna sizler þahit olun ki ben, -ey Kureyþ topluluðu- Huveylid kýzý Hatice'yi, zikredilen mehir mukabilinde Abdullah'ýn oðlu Muhammed' e nikahladým.
Ýþin sorumluluðunu üzerinde hisseden Ebu Talib, mecliste bulunan diðer akrabalardan da ayný ikran duymak istiyordu. Bunun için:
- Ýstiyorum ki bu kabule, diðer amcalar da iþtirak etsin, dedi. Bunun üzerine orada bulunan diðer bir amcasý sözü aldý ve:
- Sizler de þahid olun ki ey Kureyþ, bizler, Abdullah'ýn oðlu Muhammed'e Huveylid'in kýzý Hatice'yi nikahladýk, diyerek ayný hükmü yeniden seslendirmiþ oldular.v"
Genel kabul gören merasimler de tamamlanmýþ; artýk iþ velimeye kalmýþtý. Çok geçmeden o da yerine getirilecekti. Derken, koyunlar kesilip develer boðazlanmýþ ve düðün-dernek için bir de meclis tertip edilmiþti. Böylelikle, 25 yýl sürecek zor; ama huzur dolu bir evlilik hayatý baþlamýþ oluyordu.
Beri tarafta, zamanýn aðýr þartlan allýnda zor günler yaþayan Ebu Talib'in sevincine de diyecek yoktu; bir kenara çekilmiþ ve yeðenine böyle bir kapý aralayan Allah'a, içtenlikle hamd ediyordu.
Sevinen sadece Ebu Talib deðildi elbette; Mekkeliler bu birlikteliði o kadar içtenlikle onaylamýþlardý ki, duygulanm þiirin diliyle ortaya koyacak ve yapýlan iþteki isabeti birbirlerine haykýracaklardý.
105 Yemani, Ümmü'l-Mü'rninin Haticetti Bintü Huveylid Seyyidetün fi Kalbi'lMustafa, s. 65 vd.
144
Hz. Hatice ile ilk Randevu
Ancak o gün, hiç kimsenin sevinci, Hz. Hatice'ninkine denk olamazdý. O'nu o kadar yakýndan takip ediyordu ki, düðünlerine, artýk ayrýlmaz bir parçasý olan kocasý Muhammedti'l-Ernin'in süt annesi Halime-Ý Sa'dÝye'yi de davet etmiþ; böylelikle, yetim büyüyen süt yavrusunun mutluluðunu onunla da paylaþmak istemiþti.
Sevinci, cömertliðine gölge düþürmeyecek ve yapmasý gerekeni unutturmayacaktý. Sabah ayrýlýp giderken Halime'nin yanýnda, sütünü verdiði Abdullah'ýn oðlu Muhammed'in kerim hatýrýna mukabil, bahtiyar Hatice tarafýndan hediye edilen kýrk baþ koyun da vardý.
Birkaç gün; Amca Ebu Talib'in evinde kaldýktan sonra artýk, Hatice validemizin yeðeni olan Hakim Ýbn Hizam'dan alýnan yeni eve yerleþecekler ve böylelikle, vahiy geleceði ana kadar 15 yýl süren, herkese örnek, yeni bir hayat baþlayacaktý. Muhammedii'l-Emin, bundan böyle herkese örnek bir aile reisiydi. Yeri geldiðinde, ev iþlerinde hanýmýna yardým ediyor, çoðu zaman kendi ihtiyaçlarýný bizzat kendisi karþýlýyor ve böylelikle, karþýlýklý saygý ve sevginin esas olduðu mutlu ve örnek bir yuva inþa ediliyordu. Bunu yapacak imkaný olmasýna raðmen Hz. Hatice, kocasýna bizzat kendisi hizmet edebilmek için ev iþlerini hizmetçi veya adamlanna býrakmýyor, bütün bunlan kendisi bir ibadet neþvesi içinde yürütüyordu. O'nun hoþnutluðuna kendini öylesine adamýþ, O'na öylesine kendini vakfetmiþti ki, kýlýnýn bile ineinmesinden rahatsýzlýk duyuyor ve O'nu rahatsýz edici en küçük bir hareketinin olmamasý için azami gayret gösteriyordu.