Kabedeki putlar By: hafiza aise Date: 09 Mayýs 2011, 13:37:36
Kabe'deki Putlar
Allah için yeryüzünde inþa edilen ilk bina olan Kabe, zamanla gerçek mahiyetinden uzaklaþtýnlmýþ ve putlarla doldurulmuþtu. Ýnsanlar, içlerinden bir türlü atamadýklarý kulluk duygusunu, elleriyle yapýp inþa ettikleri tahta ve taþ parçalarýnýn karþýsýnda durarak tatmin etmeye çalýþýyor; önemli kararlarý öncesinde bunlarýn yanýna gelip kur'a çekiyor, þükürlerini bunlara kurban keserek yerine getirdiklerini düþünüyor ve korktuklarý zaman da yine bunlarýn yanýna giderek rahatlamaya çalýþýyorlardý.
177 Bkz. Beyhaki, es-Sünenü'l-Kübra, 6/367; Ýbn Ebi Þeybe, Musannef, 5/344
Çoðunluðu itibariyle bu putlar, atalarý arasýndaki itibarlý insanlarýn heykellerinden ibaretti. Hubel, Naile, Ýsaf, Lat gibi meþhur putlar, önceleri sadece saygý duymak için resimleri yapýlan, ancak zamanla heykelleþen ve neticede karþýsýna geçilip de ilah diye iç dökülen sahte birer ilaha dönüþmüþtü!
Allah Resülü Muhammedü'l-Emin ise, putçuluk düþüncesini ortadan kaldýnp hakiki tevhid inancýný ikame için gelmiþti. Daha, kendisine risalet verilmeden önce de, bunlara karþý tepki duyuyor ve asla gidip önlerinde temenna durmuyordu. Gençlik yýllarýnda bile, amca ve halalarýnýn ýsrarýna raðmen onlarýn dediklerini hiç yapmamýþ ve onlara da, yaptýklarýnýný kötü olduðunu söylemekten çekinmemiþti.
Þimdi ise O (sallallahu aleyhi ve sellern), artýk vazifeli bir peygamberdi; hem de, herkesin geliþini gözlediði Son Peygamber! Kabe'yi, ilk günkü safvetine O kavuþturacak; ilah yerine konulan sahte mabudlarý ortadan kaldýracak ve insanlarýn midesine inen haram maddelerden onlarý uzaklaþtýracaktý.
Ancak, bütün bunlarýn gerçekleþebilmesi için zamana ihtiyaç vardý. Zira, sinekleri öldürmekle bataklýðý kurutmak arasýndaki tercihini, meseleyi temelinden çözme istikametinde kullanýyordu. O'nunla gelen mesaj, sadece Kabe'deki deðil; bütün dünyadaki bataklýðý kurutma hedefini haizdi. Öyleyse, hissi davranýp meseleyi çýkmaza sürüklemenin bir anlamý olamazdý.
Gerçi, Hz. Ali ve Hz. Zeyd gibi yakýnlarýyla birlikte Kabe'ye girdiðinde, orada bulunan putlara karþý gösterdiði tavýr, zamanýn çýldýrtýcýlýðýna raðmen sabrýn ne kadar zor olduðunu anlatýyordu.
Zeyd Ýbn Harise ile Kabe'ye geldiklerinde, gözüne iliþen putlardan rahatsýz olan Allah Resülü, eline aldýðý bez parçasýný ýslatýp onlar üzerine vuracak ve:
- Allah, o insanlarý kahretsin! Nasýlolup da, yaratma ko
nusunda adeta Allah'la yarýþýrcasýna bir teþebbüste bulunuyor ve bunlarý yapýyorlar, diye sitemde bulunacaktý.v"
O'nun bu konudaki yaklaþýmý, iki delikanlý Hz. Ali ve Hz.
Zeyd'in de gözünden kaçmýyor ve fýrsat bulduklarýnda onlar da, kendilerine ne bir fayda ne de zararý söz konusu olan bu taþ ve tahtalara karþý tavýr alýyorlardý.
Bir gün, ikisi birlikte Kabe'ye gelmiþlerdi. Ne garip ki etrafta, ikisinden baþka kimse görünmüyordu. Ýbrahimvari bir
hareket gelmiþti akýllarýna Aslýnda, onlarý çöp yýðýnlarýnýn
arasýna gömmekti en güzeli Ama onlar, henüz bunu yapa-
cak konumda deðillerdi. Bununla birlikte, içlerinde duyduklarý derin heyecaný bir þekilde dýþa vurmalarý gerekiyordu. Demek ki henüz, yön bulmamýþ bir heyecandý bunlar ... Derken, gittiler ve Mekke müþriklerinin kýymet verdikleri bu putlara, getirdikleri toz-toprak ve pisliði bulaþtýrýverdilerl
Sabah olup da putlarýný toz-toprak ve pislik içinde bulan Mekke müþrikleri, baþlarýna kaynar sular dökülmüþçesine bir telaþa kapýlmýþlardý. Bunu yapanlar hakkýnda en aðýr ithamlarda bulunuyorlar; bir yandan:
- Bunlarý bizim ilahlarýmýza kim yaptý, diye dövünürken diðer yandan da, süt ve su ile onlarý yýkýyor ve konuþacak dili ve düþünecek bir beyni bile olmayan bu þuursuz taþ ve tahta parçalarýndan özür diliyorlardý.v?
O güne kadar belki de bunu hiç yapmamýþlardý; demek ki tahrik oluyor ve köhneleþmiþ düþüncelerine daha çok yapýþýp sahip çýkýyorlardý. Öyleyse bu yol, tasvip görecek bir yol deðildi! Dört bir tarafý kristalden müteþekkil binaya sahip olanlarýn, baþkalarýnýn camýna taþ atmasý, sahip olduklarýnýn da tehlikeye girmesi anlamýna geliyordu. Farkýna varýldýðý za-
ý78 Efendimiz'in, Hz. Ali ile birlikte buraya geldiði bir sýrada yeðeninin, Kabe'nin damýndaki bir putu kýnþýna seslenmediði þeklinde de bir rivayet vardýr. Bkz. Heysemi, Mecmaü'z-Zevaid, 6/23
ý79 Hindi, Kenzii'l-Ummal, 14/107 (38084)
man bu, onlarý da tahrik eder ve -haþa- Allah'a karþý uygunsuz tavýr ve davranýþ içine girmeye sevkederdi. Zaten, müþrikler de söylenmeye baþlamýþtý ve açýkça tehdit ediyorlardý:
- Ya Muhammed! Ya Sen, bizim ilahlarýmýz hakkýnda kötü söz söylemekten vazgeçersin ya da bizler, Senin Rabbin hakkýnda aðzýmýza geleni söyleriz!
Ortalýk, yeni bir gerginliðe doðru gidiyordu ki, dillerde, Cibril'in yeni bir mesajla geldiðinin müjdesi dolaþmaya baþladý. Gelen ayet, açýkça þunu ifade ediyordu:
- Onlarýn, Allah'tan baþka arkasýna düþüp de 'ilah' diye yalvardýklarý tanrýlarýna hakaret etmeyin ki, onlar da cahillik ederek hadlerini aþýp Allah'a hakaret etmesin ve kötü söz sarfetmesinler! ý80
Artýk bu ayet, putlar konusundaki kavl-i fasýldý ve bundan sonra, mesele temelinden çözülene kadar bir daha bu çapta gündeme gelmeyecekti. Çünkü Allah, herkes için kendi yapageldiklerinin, kendilerine süslü gösterildiðini anlatýyor ve baþkalarýnýn putlarýyla uðraþarak vakit kaybetmemenin üzerinde duruyordu.