Evliyalarýn Hayatý
Pages: 1
Ebu Bekr Bin Salim Ayderus By: armi Date: 11 Haziran 2009, 19:40:43
Yemenli meþhûr velîlerden. Ýsmi Ebû Bekr bin Sâlim bin Abdullah bin Abdurrahmân bin Abdullah bin Abdurrahmân es-Sekkâf'dýr. 1513 (H.919) senesinde Terîm'de doðdu. 1584 (H.992)'de Hadramût köylerinden Aynat'da vefât etti.

Tasavvufta üstün haller sâhibi idi. Zamânýnda herkes tarafýndan sevilen ve sohbetine gidilen bir velî idi. Küçük yaþta ilim tahsîline baþladý. Ýlim öðrenme husûsunda büyük bir gayret ve azim gösterdi. Ulûmu âliyye denilen yüksek din bilgilerini öðrendi. Zamânýnýn meþhur âlimlerinden Þeyh-i Kebîr Ömer bin Þeybâd'dan, Þeyh-ül-Fakîh Abdullah bin Muhammed bin Sehl bin Kuþeyr'den, fýkýh âlimlerinden Ömer bin Abdullah bin Mahreme'den, Ahmed bin Alevî bin Hucdeb'den ilim öðrendi. Okuduðu her hocadan aldýðý dersleri baþarý ile tamamladý. Bu zâtlardan sonra da zamânýnda benzeri az bulunan fazîlet sâhibi Ýbn-i Cemâl'den ders alýp ilimde iyice yetiþti. Artýk ilim denizinde usta bir yüzücü olmuþtu.

Tahsil devresinden sonra Aynat köyüne dönüp, bir ev yaptýrarak kendi köþesine çekildi. Ýlim ve ibâdetle meþgul oldu. Geceleri az uyur, çok ibâdet ederdi. Nefsini ýslah için çok gayret gösterdi. Nihâyet Allahü teâlânýn ihsanlarý peþpeþe gelmeye baþladý. Pek az kimseye nasîb olan üstün hallere ve kemal derecelerine kavuþtu. Kerâmetleri ve keþifleri görüldü. Ýnsanlar arasýnda güneþ gibi parlayan bir evliyâ oldu. Bu hâlini görenler ziyâretine ve sohbetine koþtular. Uzaktan yakýndan gelenlerle etrâfý dolup taþtý. Sohbetleriyle insanlara rehberlik etti. Meþhur hocasý Seyyid Ahmed bin Alevî bin Hacder duyunca, memnun olup, onu çok methetti. Sonra bu hocasýnýn huzûruna gitti. Hocasý; "Sende bu yüksek haller hangi sebeple hâsýl oldu?" diye sorunca, hâlini kýsaca bildirip hepsinin Allahü teâlânýn ihsâný olduðunu ifâde etti. Hocasý ona Aynat köyüne dönüp orada insanlara rehberlik yapmasýný söyleyince, Aynat köyüne döndü. Ýnsanlara Allahü teâlânýn emir ve yasaklarýný anlattý. Ýslâmiyete uymalarýný saðlayýp, saâdete ermelerine sebeb oldu. Ayrýca talebelere ders verdi. Bulunduðu yerde sohbetinden ve ilminden istifâde edilen ve herkesin mürâcaat ettiði bir kimse oldu. Pek çok talebe yetiþtirdi. Seyyid Ahmed Habeþî, Seyyid Abdurrahmân bin Muhammed Câferî, Seyyid Muhammed Alevî, Seyyid Abdurrahmân el-Beyd, Seyyid Yûsuf Kâdî, Seyyid Hasan bin Þuayb, Þeyh Ahmed bin Sehl, Muhammed bin Sirâceddîn bunlardan bâzýlarýdýr.

Son derece merhâmetli ve cömert idi. Mallarýný muhtaç, fakir, zayýf ve kimsesizlere yardým için ortaya koymuþtu. Üstün ahlâk ve hoþ muâmelesi ile herkes tarafýndan sevilirdi. O kadar mütevâzi idi ki, kendisini tanýmayanlar kendi halinde halktan biri zannederlerdi. Kerâmetlerini son derece gizlerdi. Muhammed bin Sirâceddîn tarafýndan menkýbeleri Bulûg-uz-Zafer vel-Megânim fî Menâkýb-ý Þeyh Ebû Bekr bin Sâlim adlý kitapta toplanmýþtýr.

Hadramût bölgesinde yetiþen âlimlerin büyüklerinden olup, çok kerâmetleri görüldü. Talebelerinin hepsinin hatýrýndan geçenleri bilirdi.

Talebelerinden biri Terîm denilen yerde idi. Orada oturmak için bir ev yapmak istiyordu. Hocasý Ebû Bekr Ayderûs ile istiþâre edip danýþmayý düþündü. Sonra hocasýnýn gönderdiði bir haberci, ona evi yapmasý haberini getirdi. Habercinin Aynat denilen yerden çýkýþý, onun istiþâre etmeyi düþündüðü vakte tesâdüf ediyordu.

Sevdiklerinden bâzýlarý, gece kalkýp ibâdet edebilmek için kahve içiyorlardý. Birisinin kahvesi tükendi. Parasý olmadýðý için satýn da alamadý. Hocasý ona aðaç kabuðu gönderdi ve ona; "Bundan piþir ve bir yerine bir þey olursa bundan üzerine koy." diye haber gönderdi. O da böyle yaptý. Bu kabuk kahve lezzetinde olduðu gibi dertlere de þifâ idi. Senelerce buna devâm etti.

Talebelerinden birisi, tüccarlarla birlikte Hindistan'dan dönüyordu. Maksadlarý, Nedr-ül-Mehâ denilen yere gitmekti. Rüzgâr muhâlefeti sebebiyle gemileri batma tehlikesi geçirdi, çok yoruldular. Sonra Hindistan'a dönmeye karar verdiler. Talebe, rüyâsýnda hocasý Ebû Bekr bin Sâlim Ayderûs'u gördü. O þöyle dedi: "Gemidekilere adakta bulunmalarýný ve sevinmelerini söyleyin." Uyandý ve gördüklerini haber verdi. Her biri gücü yettiði kadar adakta bulundu. Sonra güzel bir rüzgâr çýktý. Onlarý Nedr-ül-Mehâ denilen yere ulaþtýrdý. Talebe, Aynat'a geldiðinde, daha hiçbir þey söylemeden, hocasý baþlarýna neler geldiðini haber verdi ve; "Ýþte bu senin adaðýndýr. Denizde þöyle olmuþtur. Filanca þunu adamýþtýr." diye uzun uzun anlattý.

Ebû Bekr bin Sâlim Ayderûs, bir zaman, hapiste olan Ömer bin Bedr Kuseyrî'ye haber gönderip, hapisten kurtulacaðýný ve vâli olacaðýný müjdeledi. Çok geçmeden o hapisten çýktý ve Hadramût'a vâli oldu.

Ebû Bekr bin Sâlim hazretlerinin þu eserleri vardýr: Feth-ül-Mevâhib ve Bugyet-üt-Tâlib, Mi'râc-ül-Ervah ilâ Menhec-ül-Vedâh, Miftâh-us-Serâir ve Kenz-üz-Zehâir, Mi'râc-üt-Tevhîd.

KAYBOLAN DEVE

Bir köylü, devesini kaybetti, aradý bulamadý. Ebû Bekr bin Sâlim'in talebelerinden bâzýsý ona; "Hocamýz senin devenin yerini bilir." dediler. Köylü geldi ve Ebû Bekr bin Sâlim'e talebelerinin kendisine söylediði þeyi haber verdi. O da talebelerini çaðýrdý ve durumu sordu. Talebelerden biri dedi ki: "Efendim, sizden, dünyâ bizim iki elimiz arasýndaki çanak gibidir, dediðinizi iþittim. Bu köylünün devesi de dünyânýn içindedir." Ebû Bekr bin Sâlim, talebesini bir daha bu þekilde konuþmaktan menetti ve köylüye; "Deveni filanca vâdide ara, belki bulursun." buyurdu. Köylü devesini orada buldu.

1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.1, s.265
2) Nûr-us-Safir; s.368
3) El-Meþre-ür-Revî; c.2, s.26
4) Mu'cem-ül-Müellifîn; c.3, s.62
5) El-A'lâm; c.2, s.64
6) Þezerât-üz-Zeheb; c.8, s.197, 426
7) Ýslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.14, s.5

: Ebu Bekr Bin Salim Ayderus By: muharrem Date: 11 Haziran 2009, 20:05:21
Allah razý olsun bu konuyu açanlardan emeði geçenlerden çok güzel olmuþ selametle...
: Ebu Bekr Bin Salim Ayderus By: armi Date: 12 Haziran 2009, 18:58:24
Öncelikle sitemize hoþgeldiniz.
Yorumunuz için teþekkür ederim.
ALLAH sizden de razý olsun Allaha emanet olunuz ...

*Tek taraflý ve bir kiþinin iç dünyasýný yansýtan konular sýkýcý olabilir.Ama okumanýzý tavsiye ederim  kardeþlerim...*





radyobeyan