Hz. Amr ibni As By: sidretül münteha Date: 07 Mayýs 2011, 16:07:22
Hz. Amr Ýbn-i As (r.anh)
Amr Ýbni Âs radýyallahu anh akýllý, bilgili ve siyasette dahî bir devlet adamý... "Mýsýr fâtihi" unvanýyla meþhur bir sahabedir. Atak bir kiþiliðe sahip zekî, fedakâr ve yiðit bir komutan...
O, Kureyþ kabilesinin Sehm koluna mensuptur. Müslüman olmadan önce Mekke'nin ticaret ve siyaset hayatýnda önemli bir yeri vardý. Habeþistan Hükümdarý Necâþî ile dost idi. Mekke'li müþrikler Habeþistan'a göç eden müslümanlarýn iadesi için onu Necâþi'ye elçi olarak gönderdi.
Onun Ýslâm'la þerefleniþi Mekke fethinden önce oldu. Þöyle ki: "Hendek savaþýndan sonra Ýslâmiyet üzerinde düþünmeðe baþladý. Ailesi, kabilesi hep müslümanlarýn aleyhinde idi. Fakat o eskisi gibi müslümanlara karþý durmuyordu. Hatta kendisini kýnayanlara: "Aldanýyorsunuz." diye cevap veriyordu. Birgün çarþýda gezerken Halid Ýbni Velid ile karþýlaþtý. Fikrini ona açtý. Halid de ayný düþünce içerisinde olduðunu söyledi. Birlikte Medine'ye Rasûlüllah (sav) efendimizin huzuruna geldiler. Ýki Cihan Güneþi efendimiz onlarý görünce sevinçten gözleri parýldadý. Ashabýna dönerek:
"Mekke size ciðerparelerini attý..." buyurdu. Birlikte kelime-i þehadet getirerek Ýslâm'la þereflendiler. Amr Ýbni As, Fahr-i Kâinat (sav) efendimize, önceki yaptýklarý günahlarýn af edilip edilmeyeceðini sordu. Rasûl-i Ekrem (sav) efendimiz de:
"Ýslâm öncekileri saymaz..." buyurdu.
Amr Ýbni Âs (r.a.) bey'at ettikten sonra aklýný, dehâsýný, becerisini ve cesaretini Ýslâm'ýn hizmetine verdi. Ömrünü hep savaþ meydanlarýnda geçirdi. Fetih üstüne fetihler gerçekleþtirdi. Birgün iki Cihan Güneþi efendimize;
"Yâ Rasûlallah! Bunca zaman Ýslâm'ýn aleyhinde çalýþtým. Bundan sonra Ýslâm'a girdiðim belli ola..." dedi. Efendimiz de:
“Yakýnda, yakýnda.." buyurdu. Kýsa bir zaman sonra Amr Ýbni As'a:
"Ey Amr! Silâhýný kuþan, elbiseni giy, hemen yanýma gel" diye haber gönderdi. Huzura geldiðinde Efendimiz ona:
"Ey Amr! Seni askeri birliðin baþýnda bir yere göndermek isterim. Senin için zenginlik dilerim. Allah sana selâmet versin, çok sâlih mal ile dön." buyurdu. O da:
"Ya Rasûlallah! Ben mal için deðil, cihada katýlmak, yanýnýzda bulunmak için, müslüman oldum" dedi. Bunun üzerine efendimiz:
"Ey Amr! Sâlih mal, sâlih kimsede ne güzeldir." buyurdu.
Müslümanlýðýnýn þuurunda olmak, kiþiyi maceraperestlikten ve menfaatperestlikten kurtarýr. Maceraperest olup menfaatçýlýða kaçanlar, kendi müslümanlýklarmýn þuurunda olmayanlardýr. Amr Ýbni As (r.a.), kendi müslümanhðýnýn þuurunda olan bir kimsedir. Resûl-i Ekrem (sav) efendimiz onu babasýnýn dayýlarý olan Beliy kabilesi üzerine üçyüz kiþilik bir kuvvetle gönderdi. Zâtüsselâsil denilen yerde konaklayýp dinlendiler. Burada diðer kabilelerin birlik olup kendilerine karþý büyük hazýrlýk yaptýklarýný öðrendi. Medine'den yardýmcý kuvvet istedi.
Efendimiz, Ebû Ubeyde Ýbni Cerrah (r.a.) komutasýnda Hz. Ebû Bekir ve Ömer (r.anhüm)'in de bulunduðu ikiyüz kiþilik bir kuvvet þevketti. Ýki Cihan Güneþi efendimiz Ebû Ubeyde'ye anlaþmazlýða düþmemelerini, birlikte hareket etmelerini tenbih etti. Beþyüz kiþilik kuvvetle Amr Ýbni As Beliy kabilesinin yurtlarýný bastý. Düþmanlar daðýlýp kaçýþmaya baþladý. Mallarýný alarak selâmet ve ganimet içerisinde Medine'ye döndüler.
Zâtüsselâsil seriyyesinden sonra Amr Ýbni Âs (r.a.) kendi kendine: "Rasûlüllah'ýn yanýnda benim yerim daha üstün olmasa herhalde beni Ebû Bekir ve Ömer'in basma kumandan yapmazdý.” diye bir duyguya kapýldý. Bunu test etmek istedi. Rasûlüllah (sav) efendimizin huzuruna vardý ve
“Yâ Rasûlallah! Halkýn, sana en sevgilisi kimdir?" diye sordu. Fahr-i Kâinat (sav) efendimiz:
"Âiþe'dir" buyurdu.
"Erkeklerden kimdir?" dedi.
"Âiþe'nin babasý" buyurdu.
"Ondan sonra kimdir?" dedi.
"Ömer" buyurdu. Bir kaç kez soru ve cevap þeklinde karþýlýklý konuþma devam etti. Nihayet kendi isminin en sonraya býrakýlmasýndan korkarak sustu.
Amr Ýbni Âs (r.a.) Mekke fethine iþtirak etti. Huneyn'de bulundu. Suva ve Benî Hüzeyl kabilelerinin putlarýný parçaladý. Ýki Cihan Güneþi efendimiz onu bir mektupla Umman hükümdarýna elçi gönderdi. Ýslâm'ý teblið neticesinde Umman hükümdarý müslüman oldu. Umman'a valî tayin edildi. Rasûlüllah (sav) efendimizin vefatýna kadar bu vazifede kaldý. Sonra Medine'ye döndü. Hz. Ebû Bekir (r.a.)'e bey'at merasiminde bir konuþma yaptý. Hz. Ebû Bekir (r.a.) onu küçük bir birliðin baþýnda Filistin bölgesine gönderdi. Ecnadin ve Yermük savaþlarýna katýldý. Hz. Ömer (r.a.) devrinde Filistin'i tam hâkimiyeti altýna aldý. Kudüs'ü fethetti. Fakat halk þehri Halîte Ömer'e teslim etti.
O, Mýsýr fethinin stratejik açýdan zarurî olduðunu, Filistin ve Suriye bölgesinde maðlub olan Bizans kumandan ve askerlerinden bir kýsmýnýn Mýsýr'a kaçtýklarým ve her an o taraftan bir tehlike gelebileceðini Hz. Ömer (r.a.)'a anlattý. Mýsýr'ýn fethine halifeyi ikna etti. 640 M. tarihinde dört bin kiþilik bir kuvvetle sýnýr kasabasý Feremâyý aldý. Zübeyr îbni Avvam (r.a.)'ýn kumandasýnda 5000 kiþilik takviye kuvvetin yardýmýyla Ayniþems'te güçlü Bizans ordusunu imha etti. Daha sonra Ýskenderiye'yi alarak Mýsýr'a hâkim oldu. Bu baþarýlarýndan dolayý "Mýsýr fâtihi" unvaný verildi. Mýsýr'a vali oldu.
O, Mýsýr'da idarî ve iktisadî düzenlemeler yaptý. Fustat þehrini kurdu. Kendi adýyla anýlan camiyi inþa etti. Ýlk defa bu camiye minare yaptýrdý. Firavunlarýn yaptýrdýðý eski kanalý yeniden açtýrarak Nil nehri ile Kýzýldeniz'i birbirine baðladý. Hicaz'a yirmi gemi yükü erzak gönderdi. Hz. Osman (r.a.) zamanýnda Mýsýr valiliðinden alýnarak Medine'ye getirildi. Hz. Ali (r.a.) zamanýnda vuku bulan Sýffýn ve Hakem olaylarýnda halife ile birlikte hareket edemedi. Muâviye (r.a.)'nin valisi sýfatýyla tekrar Mýsýr'a döndü. Hz. Ömer (r.a.) onun devlet idaresindeki kabiliyetini takdir ederek "Amr dünyada kaldýkça hep idareci olmalýdýr" derdi. Kiþinin kabiliyeti, beceri ve baþarýsý hangi alanda ise o alanda görev yapmalýdýr veya görevlendirilmelidir. Kiþinin kabiliyetinin bulunmadýðý bir alanda görev yapmaya kalkýþmasý veya böyle bir alanda çalýþmakla görevlendirilmesi, Ýslâm ümmetinin hayrýna deðildir.
Hz. Amr Ýbni Âs (r.a.), Rasûlüllah (sav)'den hadis de rivayet etmiþtir. 40 küsur hadis-i þerif rivayet eden Amr Ýbni Âs (r.a.) son hastalýðýnda ziyaretine gelip hatýrýný soranlara þöyle derdi:
“Ben Ýslâm'dan önce büyük hatalar iþledim. Rasûlüllah (sav)'e en sert kiþilerden oldum. Eðer müslüman olup Rasûlullah (sav)'in affýna mazhar olmasa idim mutlak cehennemliktim. Allah'a hamdolsun ki ona bey'at edip, teslim oldum. Ýslâm eski yaptýklarýma bakmadý." Hz. Ali (r.a.)'a yaptýklarýndan da nadim olarak:
"Ya Rabbi Senin rahmetin olmazsa halim nice olur?" diye sýzlanýrdý. 658 m. tarihinde tevbe istiðfar ederek, kelime-i tevhidi söyleyerek ruhunu teslim etti. Cenab-ý Hak þefaatlerine nail eylesin. Amin. [83]
Sahâbe'nin hayat seyri, yürek fethinden ülkelerin fethine doðru olmuþtur. Onlar hem yürekleri ve hem de ülkeleri fethetmiþlerdir. Yüreklerin ve ülkelerin fethi hususunda sahâbe-i kiram, örnek modeldir. Feth bilgisi, sahabe fýkhindandýr. [83] Hayatü's Sahâbe/M. Yusuf Kândehlevî; Hilyetü't Evliya; El- Ýsabe Fi temyizi Sahâbe/Ýbn-Ý Hacerü'l Askalani; Suverun Min Hayatü's Sahâbe/Abdurrahman Ref'at e!- Baþa, Beyrut/ty
Ynt: Hz. Amr ibni As By: ceren Date: 01 Ocak 2019, 15:44:18
Esselamu aleyküm. Rabbým razý olsun emegi geçen bize bu bilgileri sunan kardeþlerimizden....
Ynt: Hz. Amr ibni As By: Bilal2009 Date: 01 Ocak 2019, 20:57:04
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri Peygamberimiz in ve sahabe efendilerimizin yolundan ayýrmasýn Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Hz. Amr ibni As By: Sevgi. Date: 02 Ocak 2019, 02:16:15
Aleyküm selam Mýsýr Fatihi dahi bir sahabe ve komutandýr siyaseti çok iyi bilen bir devlet adamýdýr