Hz. Cerir bin Abdullah By: sidretül münteha Date: 07 Mayýs 2011, 15:57:33
Hz. Cerir Bin Abdullah (r.anh)
Rasûlüllah (sav)'in ikramýna nail olan sahabedir. Cerir b. Abdullah el-Becelî radýyallahu anh yüzünde melek niþanesi bulunan, yakýþýklý bir yiðit... Cahiliye devrinde "Yemen'in Kabe'si" diye bilmen Zülhalesa tapýnaðýný yýkan bir kahraman.Yemen aþiretlerinden Becîle kabilesinin reisi...
Ebu Amr künyesiyle anýlan Cerir hicretin 10. yýlý Ramazan ayýnda kavminden 200 kiþiyle birlikte Medine'ye gelerek Ýslâm'la þereflendi.
O, uzun boylu, nûrâni yüzlü ve son derece yakýþýklý bir kimseydi. Hz. Ömer (r.a) onun hakkýnda:
"Cerir Ýbni Abdullah bu ümmetin Yusufudur." derdi. Onun Ýslâm'a geliþini Rasûlüllah (sav) ashabýna önceden haber verdi. Bir gün hutbe okurken:
"Size þu taraftan hayýrlý bir kimse geliyor. Yüzünde melek niþanesi vardýr." buyurdu. Cerir Ýslâm'a giriþini þöyle anlatýyor:
"Medine'ye gelince devemi çökerttim. Heybemi açýp yeni elbisemi giydim ve Mescide girdim. O sýrada Rasûlüllah (sav) hutbe okuyordu. Kendisine selâm verdim. Cemaat beni göz ucuyla süzüyordu. Sonra Resûl-i Ekrem (sav) bana:
"Ey Cerir! Ne için geldin?" diye sordu. Ben de:
"Ya Rasûlallah! Sana bey'at etmeðe geldim. Þartlarýn nedir?" dedim. Bunun üzerine Rasûlüllah (sav) bana hitaben:
"Ey Cerir! seni Allah'tan baþka ilâh bulunmadýðýna ve benim de Allah'ýn Rasûlü olduðuma þehadete, âhiret gününe, kadere inanmaya, farz olan namazlarý kýlmaya, farz olan zekâtý vermeye, her müslüman için hayýrhah olmaya, iyilik düþünmeye, samimi davranmaya kâfir ve müþriklerden uzak durmaya ve baþýnýzdaki idarecilere itaat etmeye davet ediyorum." buyurdu. Ben de bu þartlarý kabul ederek Rasûlüllah (sav)'ýn elini tuttum ve bey'at ettim. Yanýmdakiler de ayný þartlarý kabullenerek hep birlikte Ýslâm'la þereflendik.
Ashâb-ý Kiram, Rasûlüllah (sav)'e bey'atlý nesildir. Sahabeler, bey'atsýz geçen günü cahiîiyyeden sayýyorlardý. Bunun için sahabeler imandan sonra hemen bey'at ediyorlardý. Bey'at, zor günün sözleþmesine Peygamber (sav)'in huzurunda imza atmaktýr. Ýþte sahabeler, zor günün imzasýna sahip çýkan bahtiyarlardýr.
Cerir b. Abdullah (r.a) müslüman olduktan sonra Resûl-i Ekrem (sav)'in kendisini her gördüðünde gülümsediðini söyler. O, Efendimizle çok az bir zaman beraber olmasýna raðmen, tebessümlerine ve iltifatlarýna sýk sýk mazhar oldu. Birgün iki Cihan Güneþi efendimiz mescidde ashâbýyla oturuyordu. Cerir b. Abdullah (r.a) içeri girdi. Ona yer açýlmadýðýný gören Efendimiz Cerir'e ridâsýný çýkarýp attý ve:
"Ey Ebû Amr, al onu, üzerine otur!" buyurdu. Cerir alýp oturdu ve:
"Ey Allah'ýn Resulü! senin bana ikram ettiðin gibi Allah da sana ikram buyursun." diyerek teþekkür etti. Bunun üzerine Rasûlüllah (sav) efendimiz çevresindekilere dönerek:
"Size bir topluluðun kerem ve þeref sahibi büyüðü geldiði zaman, ona ikramda bulunun ve saygý gösterin." buyurdu.
Cerir-i Becelî (r.a) yine birgün Efendimizin yanýnda bulunuyordu. Dýþardan yalýn ayak, abalarýný baþlarýna geçirmiþ, çýplak bir takým kimseler geldi. Fahri Kâinat (sav) efendimiz onlarýn fakir ve yoksul hallerini görünce yüzünün rengi deðiþti. Ýçeri girdi ve Bilal'e ezan okumasýný emretti. Namazdan sonra cemaata dönerek þöyle bir hitabede bulundu:
"Ey iman edenler! Allah'tan korkunuz! Herkes yarýn (âhiret günü) için ne gönderdiðine bir baksýn. Allah'tan korkunuz! Çünki, Allah ne yaparsanýz hakkýyla haberdardýr." (Haþr sûresi: 18) ayetini okudu. Sözüne devamla;
"Ýnsan dinarýndan, dirheminden elbisesinden, buðdayýndan, kuru hurmasýndan sadaka vermelidir" buyurdu.
Bu inci tanesi sözleri dinleyen ashabýn hepsi bir þeyler getirmeðe baþladý. Yiyecek ve giyeceklerden iki küme oluþtu. Ensar'dan bir adam da .bir kese getirdi. Resûl-i Ekrem (sav) efendimizin yüzü gümüþ gibi parlýyordu. Sevincini þu ifadelerle dile getirdi.
"Her kim Ýslâm'da güzel bir çýðýr açarsa, o çýðýrda gidenlerin sevaplarýnýn aynýsý ona da verilir.”
“Her kim de kötü bir çýðýr açarsa o çýðýrda gidenlerin vebali de ona aid oldu" buyurdu.
Resûl-i Ekrem (s.a) efendimiz Cerir'i gördükçe
"Zülhalesa ne oldu?" diye sorardý. Cahiliye döneminde burasý "Yemen'in Kâbesi" olarak bilinirdi. Bu tapýnaðýn ayakta durmasýna gönlü razý deðildi. Beytullah'a rakip gösterilmesinden daima huzursuzluk duyan iki Cihan Güneþi efendimiz bu tapmaðý yýkmak üzere bir seriyye hazýrladý. Cerir'i de seriyye kumandaný olarak görevlendirdi. O da kabilesinden 200 kiþiyle bu tapýnaðý" tahrip ederek yýktý. Ebû Ertat ve Husayn Ýbni Rebia'yý Medine'ye müjdeci olarak gönderdi. Daha sonra Cerir b. Abdullah (r.a) Medine'ye döndü. Sevgili Peygamberimiz onu görünce:
"Yýktýn mý onu?" dedi. Cerir de:
"Seni hak din ile Peygamber gönderen Allah'a yemin ederim kî, onun üzerinde olanlarý tutup öldürdük. Zülhalesa'yý da ateþe verip yaktýk." dedi. Bunun üzerine Fahr-i Kâinat (sav) efendimiz Ceriri tebrik etti.
Rasûlüllah (sav) ve O'nun ashabý cahiliyye mabedlerini yýkýp ateþe vermiþlerdi. Müslümanlarýn kýblesine ve kabesine alternatif olarak ileri sürülen tüm cahiliyye mabedlerini yýkýp ateþe vermek, Peygamber (sav) ve Ashabýnýn faaliyetlerini devam ettirmek anlamýna gelir. Ýslâm ümmetinin kýblesiyle oynayanlara, Rasûlüllah (sav) ve ashabý hayat hakký tanýmamýþtýr.
Cerir b. Abdullah (r.a) veda haccýnda Resûl-i Ekrem (sav) ile birlikte bulundu. Efendimiz onu Medine'ye döndüklerinde Himyerilerin emiri Zülkelâ ile yahudi olduðu rivayet edilen Yemen krallarýndan Zû Amr'ý Ýslâmiyet'e davet etmek üzere gönderdi. Her Ýkisiyle de görüþen Cerir (r.a) onlarýn Ýslâm'a gelmelerine vesile oldu. Birlikte Medine'ye doðru yola çýktýlar. Fakat yan yolda Sevgili Peygamberimizin dâr-ý bekâ'ya irti-hali haberini aldýlar. Zülkeiâ ile Zû Amr ziyareti gerçekleþtiremeden geri döndüler. Cerir b. Abdullah (r.a) ise Medine'ye gitti.
O, dört halife devrinde de güzel hizmetlerde bulundu. Hz. Ebû Bekir (r.a) onu Has'am ve Becile kabilelerinden irtidat edenlerin üzerine gönderdi. Ýsyanlarý bastýran Cerir (r.a) yeni emir alýncaya kadar Necran bölgesinde bekledi. Irak'ta yapýlan çeþitli harplere katýldý. Sonra Hz. Halid Ibni Velid'e yardým etmek üzere Yemame'ye gitti. Hz. Ömer (r.a) zamanýnda Celûla savaþlarýna katýlan Cerir (r.a) oraya yerleþti. Hz.
Osman döneminde Küfe valisi Mugire'ye baðlý olarak süre Hemedan valiliði yaptý. Daha sonra Saîd Ýbni As kumandasmdâ zerbaycan fetihlerine katýldý. Hz.Osman (r.a) Fýrat kenarýndaki bir kýsým topraklarý ona verdi. Karkisiya þehrinde uzlete çekilen ve yüze yakýn hadis rivayet ettiði söylenen Cerir b. Abdullah (r.a) 674 m. tarihinde vefat etti. Cenâb-ý Hak'tan þefaatlerini niyaz ederiz. Amin. [126]
Sahabeler, Ýslâm cemaatinin mensuplarýdýr. Onlar, Allah yolunda kendilerine verilen görevleri meþru hududlar dahilinde yerine getirenlerdir. Dolayýsýyla Allah yolunda meþru olan her göreve hazýr olmak gerekir. Bir sahabe yeri geldiðinde valilik yapmýþ, yeri geldiðinde savaþta bir nefer olarak savaþmýþ ve yeri geldiðinde emir olarak savaþta görev yapmýþtýr. Ama sahabe nesli her ne yapmýþsa Allah için yapmýþtýr. Allah için yapmasý gerekeni ertelemeden yapmýþtýr. Sahabe kendisine Allahû Teâla tarafýndan nasib edilen her görevin hakkým vereerek yapmýþtýr. Ertelenen Ýslâmî hayatýn sahabe fýkhýnda yeri yoktur. Sahabe fýkhý, ertelenen Ýslâmî hayatý mahkûm eden bir fýkýhtýr. Çünkü sahabeler, bugün yapýlmasý gerekenleri yarýna býrakmayan zahid ve mücahid kimselerdir. [126] Hayatü's Sahâbe/M. Yusuf Kândehlevî; Hüyetü'l Evliya; El-Ýsabe Fi temyizi Sahâbe/Ýbn-i Hacerü'l Askalani; Suverun Min Hayatü's Sahâbe/Abdurrahman Ref'at el- Baþa, Beyrut/ty.
Ynt: Hz. Cerir bin Abdullah By: ceren Date: 01 Ocak 2019, 15:47:27
Esselamu aleyküm. Ýslam yolunda ömrünü feda eden hizmet eden Allahýn rahmetine cennetine kavusan sahabelerin yolunda giden kullardan olalým inþallah...
Ynt: Hz. Cerir bin Abdullah By: Bilal2009 Date: 01 Ocak 2019, 20:56:25
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Hz. Cerir bin Abdullah By: Sevgi. Date: 02 Ocak 2019, 02:18:32
Aleyküm selam Efendimiz in ikramýna nail olmuþtur yüzünde melek niþanesi olan yakýþýklý bir yiðittir