Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Devran! By: SevD@_GüLü Date: 07 Mayýs 2011, 13:54:00
                      Devran!

“...Gece ile gündüzün birbiri ardýnca gelip gidiþinde selim akýl sahipleri için elbette ibretler vardýr.” (3-190)

Gece ile gündüz nasýl ki birbiri ardýnca gidip gelmekte ise, karýnca ile balýk da birbiri ardýnca “gidip gelmektedir”. Gidip gelmeyi tasavvuftaki “haþr-neþr” ve “devran” olarak düþünebiliriz.

Öncelikle bu atasözüne göre, herkes herkesi yiyor! Yani, birbirinin içinden geçiyor! “Geceyi gündüze sokarsýn, gündüzü geceye sokarsýn. Ölüden diriyi çýkarýrsýn, diriden ölüyü çýkarýrsýn” (3-27)

Tasavvuftaki “devir” konusu özellikle zahiri birliði idrak için benim çok önemli bulduðum bir konudur. Ne var ki, Hindu ve diðer baþka özellikle uzak doðu kökenli dinlerdeki “tenasüh”, enkarnasyon ve karma gibi inançlarla karýþtýrýlabildiði için olsa gerek, çok fazla ortalarda dillendirilmiyor.

Oysaki, gecenin gündüzün içinden geçmesinde dahi “devran” ve ibret vardýr, selim akýl sahiplerine.. Aklý meaþ sahiplerine deðil!Bu ibretin “zikri” dahi vardýr: Devran zikri. Nedir devran zikri? Gökteki meleklerin arþý tavafý mý?! Ama biz yerdeyiz!? Herkes kendi zikrini yapsa olmuyor mu?!

Gökteki melekleri niye taklit edelim þimdi? Ýnsanýn iþi taklit olunca, yerdeki gökteki demeden herkesi taklit ediyor! Demekki “devran” zikrinin de bir hakikisi ve hakikati var, hem de yeri göðü ve ikisi arasýndakileri kapsayan bir hakikati var....

Ben unutmadan, naçizane, tenasühle karýþtýrmadan, “Allah bir yarattýðýný bir daha yaratmaz” bilgisine kat'i imanla, Mevlana'dan Ibrahim Hakký hz.lerine kadar, Allah ehlinin açýkladýðý “devir” konusunu araþtýrmayý tavsiye ederim, meraklýsýna....

Hepsi bir top kumaþ... Ayný kumaþ.. (enasýr-ý erbaa) Kiminden ceket, kiminden etek dikilmiþ... Kimine balýk, kimine karýnca resmi çizilmiþ. “Bir” terzinin elinden çýkmýþ hepsi... Ve bu kumaþ öyle kumaþ ki... Hiç bitmez... Niye bitmez? Ýþte bu kumaþý anlamak için ibretlik olan “devir”i gözlemlemeli... Bu kumaþýn mamülleri, birbirini yiyerek, birbirinin içinden geçmek suretiyle her biri “bir” olsa da, her biri ayný zamanda baþka biridir... “Cemsiz fark þirk, farksýz cem zýndýklýk, cem ile birlikte fark tevhiddir.” Hz. Ali (k.v).

Baþkalýðý yaratan sýfattýr. Öz ayný... “Öz'e ermek”, bu yüzden terk-i dünya ile, yani sýfatlardan soyunmakla mümkün... Yine de ne ceketi inkar edebiliriz, ne pantolonu.. Terzi öyle istemiþ! “Hu Sultaným..” Ýkisinin ayný kumaþtan olduðunu da inkar edemeyiz. “Bir top kumaþ haline gelmeden de ne “baþkalýk” ve ne de “ayrýlýk” ortadan kalkar..Ama üzülmeyelim, Allah var gam yok! Zaten ceket olmadan önce bir top kumaþ idik... Bir gün yine “toparlanýp” bir top kumaþ OLuruz. “Allah'tan geldik, Allah'a dönücüyüz”..

“Çobanlýk” peygamber mesleði.. Allah her halde o mümtaz kullarýna boþ yere yaptýrmadý bu iþi. Doðayý iyi gözlemlemek lazým. “Aç gözünü seyret, tekrarý yok bunun”. “Derin” konulara dalarken, gözümüzün önündekilerden mahrum kalýp, iþin püf noktasýný kaçýrýyor muyuz, diye düþünüyorum bazen. “Yemek yemek” ne kadar enteresandýr mesela... Günde 3 kere yer, hiç düþünmeyiz yemeði... Ne yiyeceðimizi düþünürüz sadece.. Ah bu ülfet... Hem neþ'e, hem külfet! Hz. Gaybi babadan öðrendim ben “yemeði” ve “devir”i:


Âlem âdem âdem âlem olmadadýr haþr-ü-neþr
Haþr ile neþr olmadan bir dem cihan bulmaz rehâ

Sýfât ü zâtýna masdar olupdur âlem ü âdem
Bu minval üzre âlem âdem olur devr eder bir bir

Ýllâhu... Ýllâhu...




Meryem Irmak


radyobeyan