Hz. Ebu Said el Hudri By: sidretül münteha Date: 06 Mayýs 2011, 16:35:56
Hz. Ebu Saýd El Hudrý (r.anh)
Ashâb-ý kiram’ýn fakihlerinden biri. Sa'd b. Mâlik b. Sinan b. Ubeyd, Adiyy b. Neccâr kabilesindendir. Babasý, Medine'de Ýslâm'ýn tebliði baþladýðýnda müslüman olmuþ, Ebû Said müslüman bir ailede dünyaya gelmiþtir.
Ebû Said el-Hudrî, Rasûlüllah'ýn hadislerinden binden fazla rivayet eden Ebû Hureyre, Abdullah b. Ömer, Enes b. Mâlik, Ümmü'l-Mü'minin Âiþe, Abdullah b. Abbâs, Cabir b. Abdi Ýlah el-Ensârý, ile birlikte Muksirun adý verilen sahabelerden biridir. Bu yedi sahâbî, onaltýbinden fazla hadis rivayet etmiþtir. Ebû Sâid el-Hudrî bin yüz yetmiþ hadis rivayet etmiþtir. Bunlardan krrküç tanesi Buhâri ve Müslim'de yirmi altýsý yalnýz Buhâri'de, elliikisi yalnýz Müslim'de, diðerleri öteki hadis kitaplarýnda bulunmaktadýr.[85]
Ebû Sâid, Medine'de Mescid'i Nebevî'nin inþasýna katýlmýþ, Bedir gazasýnda küçük olduðundan bulunamamýþ, onüç yaþýnda Uhud gazasýna babasý ile katýlmýþ ve bu savaþta babasý Mâlik þehid olmuþtur. Babasmm ölümünden sonra ailesinin geçimi ona kalmýþ ve önceleri açlýk çekmiþ, karnýna taþ baðlamýþtýr. Ailenin kadýnlarý, "Kalk da Rasûlüllah'a git, ondan bir þey iste, herkes istiyor" dediklerinde önce gitmemiþ, sonra Rasûlüllah'ýn huzuruna gittiðinde onun þu hutbeyi irâd ettiðini görmüþtür
: "Ýstiðna gösteren ve Ýffeti muhafaza eden Ýnsanlarý Cenâb-ý Hak âlemden müstaðni kýlar." Bu sözü duyduktan sonra bir þey istemeye cesaret edemeden dönmüþtür. Bunun sonrasýný kendisi þöyle anlatýr: "Rasûl-i Ekrem'den bir þey dilemeyerek döndüðüm halde Cenâb-ý Hak bize rýzkýmýzý gönderdi. Ýþimiz o kadar yoluna girdi ki, Ensar içinde bizden daha zengin bir kimse yoktu.”[86]
Ebû Said, Benû Mustalik ve Hendek gazalarýna da katýlmýþ, seferlere çýkmýþtýr. Hudeybiye, Hayber, Mekke'nin fethi, Huneyn, Tebük gazalarýn. Osman Ýbni Affan'a gittim. Onu hüzünlü gördüm. Üzüntüsünü gidermek ve teselli etmek için ona Hafsa'dan bahsettim. Ýstersen Hafsa'yý sana nikâhlýyayim dedim. Osman birden cevap veremedi. Hemen evet diyemedi. Biraz düþünmek için zaman istedi ve Hele bir düþüneyim dedi. Aradan bir kaç gün geçtikten sonra karþýlaþtýðýmýzda, þimdilik evlenemiyeceðim diye Özür diledi.
Hz. Ömer ayný teklifi Hz. Ebûbekir (r.a)'a yapmayý düþündü. Onunla karþilaþtýðýnda: "Ýstersen sana kýzým Hafsa'yý nikahlýyayým" dedi. Hz. Ebûbekir de sustu. Aðzýný açýp da bir söz söylemedi. Hiçbir cevap vermedi. Bu sebeple ona, Osman'a gücendiðinden daha fazla kýzdý.
Hz. Ömer (r.a) iki samimi arkadaþýndan müsbet bir cevap alamayýnca caný sýkýldý, içerledi. Üzüntülü bir þekilde Rasülullah (sav)'in huzuruna girdi ve þöyle dedi:
"Yâ Rasûlallah! Ben Osman'a þaþýyorum. Hafsa'yý ona nikahlamak istedim de yanaþmadý."
Ebûbekir de öyle...
Ýki Cihan Güneþi Efendimiz Ömer'e tebessüm ederek:
“Yâ Ömer! Hafsa, Osman'dan, Osman da Hafsa'dan daha hayýrlý birisiyle evlenecektir,” buyurdu.
Hz. Ömer büsbütün merak içerisinde kalmýþtý. Osman'dan daha hayýrlý damat kim olabilirdi? Merak içerisinde aradan yine birkaç gün geçti. Nebiyy-i Ekrem (sav) Efendimiz Hafsa'ya tâlib oldu. Hz. Ömer (R.a)'a:
“Sen kýzýn Hafsa'yý bana nikâhlarsýn. Ben de kýzým Ümmü Gülsüm'ü Osman'a nikâhlarým,” buyurdu.
Hz. Ömer bu müjdeye çok sevindi. Ýki Cihan Güneþi Efendimiz bu haberle Hafsa'yý kendisine Allah'ýn nikahladýðýný anlatmak istiyordu. Bunun üzerine kýsa zamanda düðün hazýrlýklarý tamamlandý. Hicretin üçüncü yýlýnda þaban ayý içerisinde Hz. Hafsa, Resûl-i Ekrem (sâv) Efendimizle nikahlanarak mü'minlerin annesi olma þerefine erdi.
Fahr-i Kâinat (sav) efendimiz bu nazikâne teþebbüsü ile üç büyük sahabesi arasýndaki dostluðu, kardeþliði, din baðýný hýsýmlýkla, akrabalýkla daha da kuvvetlendirmiþ oldu. Âiþe'yi nikahlayarak Hz. Ebûbekir (R.a)'i Hafsa'yý nikahlayarak da Hz. Ömer (R.a)'i taltif etti. Onlarý kendine kayýnpeder, kýzlarýný da mü'minlerin anneleri olma bahtiyarlýðýna kavuþturdu.
Hz. Ebûbekir (R.a) kendine teklifte bulunan Hz. Ömer'e müsbet-menfi bir cevap veremediði için üzülüyordu. Fakat baþka çaresi de yoktu. Çünki bir sýrrý muhafaza etmesi gerekiyordu. Hz. Hafsa ile Fahr-i Kâinat (sav)'in evleneceðini biliyordu. Bunu söylemek emanete ihanet olacaktý. Bu sebepten sükût etti. Nikâh kýyýldýktan sonra Hz. Ömer (R;a)'a gelerek özür diledi ve durumu þöyle izah etti:
“Hafsa'yla evlenmemi istediðin, benim de sana cevap vermediðim zaman herhalde bana gücenmiþsindir.” dedi. Hz. Ömer de:
“Evet” diye cevap verdi. Bunun üzerine Ebû bekir (R.a) þunlarý söyledi:
“Bana bu konuyu açtýðýnda sana bir cevap vermeyiþimin sebebi, Rasülullah (sav)'in Hafsa ile evlenmekten söz etmesidir. Elbette onun sýrrýný ifþa edemezdim, þayet Nebiyy-i Muhterem, Hafsa ile evlenmekten vazgeçseydi, elbette onunla evlenirdim diyerek onu teselli etti.
“Ne nezâket!.. Ne edeb!.. Ne sýr, saklayýcýlýk!.. Ýþte Ýslâm edebi!... Emanet bir sýr... Sükût bir hazinedir... Emanete riâyet ve sükûtu ihtiyar etmek ise insanýn emniyeti ve süsüdür...
Hz. Hafsa (R.anhâ), Rasülullah (sav)'ýn evine Þevde ve Aiþe (R.anhümâ) annelerimiz varken gelin olarak geldi. O, Ýki Cihan Güneþi Efendimizin saâdethânelerine geldiðinde yirmi yaþlarýndaydý. Þevde (R.anhâ) annemiz Âiþe (R.anhâ) gibi onu da büyük bir gönül rahatlýðý içinde karþýladý. Her ikisine de hizmet etti. Hafsa (R.anhâ) da gençti. Bilgili ve onurluydu. Özü sözü birdi, iradesi kuvvetliydi. Hâne-i saadette iki genç annemiz olmuþtu, ikisi de Efendimize hizmet etme yarýþýnda gayretlerini esirgemiyorlardý. Son derece nâzik davranýyorlardý. Sevgi ve hürmette kusur etmemeye çalýþýyorlardý. Fahr-i Kâinat (sav) efendimiz de iki aziz arkadaþlarýnýn kýzlarý olmalarý sebebiyle gücünün yettiðince onlara müsamaha ile davranýyordu. Kadýnlýk zaafýyetlerini, gençliklerini göz önüne alarak daha merhametli, daha þefkatli muamele ediyordu. Fakat beþer olarak sýkýntýlý zamanlar da geçiriyordu, þöyle ki: Bir gün Resûl-i Ekrem (sav) efendimiz Zeynep binti Cahþ (R.anhâ) annemizin evinde bal þerbeti içmiþti. Biraz da yanýnda fazla kalmýþtý. Bu durum iki genç annemizin dikkatlerini çekti ve aralarýnda anlaþarak. Efendimizin yanýna vardýklarý zaman kendisinden megâfýr kokusu geldiðini söylediler. Efendimiz megâfýr yemediðini, bal þerbeti, içtiðini söyledi ve : Demek ki kalbidir; iman bu kalplerin çoraðýdýr. Perdeli ve karanlýk kalpler kâfirlerin kalpleridir. Çarpýk kalpler münafýklarýn kalpleridir; bunlar hakký tanýr, fakat onu inkâr ederler. Karýþýk kalpler içinde hem iman hem nifak bulunan kalplerdir; bu kalplerde kan da var, irin de var. Bunlarýn hangisi galebe çalarsa o kalp de, o hal ve mâhiyeti alýr.
"Dünya yemyeþil ve tatlýdýr. Cenâb-ý Hak, sizi dünyaya halife yapýyor. Sizin ne yapacaðýnýza bakýyor, Allah'tan sakýnýn dünyadan korkun insanlarýn en hayýrlýsý, kolay kolay kýzmayan, çabuk uyum saðlayandýr. Ýnsanlarýn en fenasý çabuk kýzan ve uyum saðlamayanýdýr. Gaddarlýðýn en büyüðü bir yöneticinin emri altýndakilere zulmetmesidir. Hakký bilen bir kimse, sakýn insanlardan korkarak ve çekinerek hakký söylemekten çekinmesin. Cihadýn en faziletlisi zalim bir hükümdar karþýsýnda söylenen sözdür. "
"Birtakým yöneticiler türeyecek, onlarýn etrafýný birtakým adamlar saracak, bunlar zulm edecekler, yalan söyleyecekler. Bunlarýn yanýna giren, onlarýn yalanlarýna inanan, onlara zulümlerinde yardým eden benden deðildir, ben de ondan deðilim. Bunlara karýþmayan, bunlarýn yalanlarýna inanmayan; bunlarýn zulümlerine yardým etmeyen kimse benden, ben de ondaným.” [87]
Ebû Said el-Hudrî (R.a.)'m fýkhý, Rasûlüllah (savb)'in sünnetini hayatýn nizamnamesi haline getirme çabasýydý. O, Kur'an ayetlerini Rasûlüllah (sav)in örnek ve önderliðinde hayata dönüþtürmenin kavgasýna hayatýný adamýþtý. Esasen sahabe fýkhýnýn bir manasý da, hayatý Rasulülah (sav)'in örnek ve önderliðinde Allah'ýn þeriatýna adama çaba ve gayretidir. [85] Ahmed Naim, Sahîh-i Buhâri Muhtasarý, Tecrid-i Sarih Tercüme ve Þerhi, I, 26 Mukaddime.
[86] Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 449.
[87] Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 6-24.
Ynt: Hz. Ebu Said el Hudri By: Rüveyha Date: 21 Mayýs 2016, 05:52:03
Esselamu aleykum ve rahmetullah..Ne güzel bir hayat sürmüþleri sahabe Efendilerimiz.Mevlam onlardan razý olsun.Ebû Said el-Hudrî, en çok hadis rivayet eden sahabelerden Allah razý olsun,makamýný âli kýlsýn ÝnþaAllah
Ynt: Hz. Ebu Said el Hudri By: Lal-i Hal Date: 21 Mayýs 2016, 09:27:12
Ve aleykumusselam ve rahmetullah.Muksirundan olan bu sahabe efendimizi de tanýmýþ olduk.Allah razi olsun paylasim icin
Ynt: Hz. Ebu Said el Hudri By: Bilal2009 Date: 24 Aralýk 2018, 17:10:56
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Hz. Ebu Said el Hudri By: melda 6D Date: 24 Aralýk 2018, 19:41:07
Aleyküm selam . allah razý olsun ...
Ynt: Hz. Ebu Said el Hudri By: Rüveyha Date: 24 Aralýk 2018, 20:12:02
Ve aleykümselam.. Rabbim razý olsun sahabe efendilerimizden. Mevlam onlara verdiði üstün anlayýþ ve hikmetten bizlere de nasip eylesin inþallah