Efendimiz
Pages: 1
Rukane ve iki mucize By: hafiza aise Date: 05 Mayýs 2011, 11:58:08
Rukane ve Ýki Mucize

Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellern), insanlarýn hidayete er­mesi için her türlü yolu deniyordu. Bunu yaparken, kimin hangi konuda ilgisi varsa o alaný tercih ederek Ýslam'ý günde­me getiriyor ve böylelikle insanlan, Rabbýeriyle tanýmak ça­lýþýyordu. Ancak bunun için, muhataplan iyi tanýmak gereki­yordu; zaten, tebliðin en önemli þartlanndan birisi de, duygu ve düþüncesi, istek ve beklentileri, zevk ve hobileri açýsýndan muhatabý çok iyi tanýmaktý ve bunu en iyi yapan kiþi, hiç þüp­hesiz Efendiler Efendisi idi.

Rukane Ýbn Yezid adýnda, sýrtý yere gelmez bir pehlivan vardý ve Efendiler Efendisi bu adamla daha sýk görüþür olmuþ­tu. Yine bir gün, Mekke'nin kenar mahallelelerinden birinde buluþmuþ konuþuyorlardý. Resül-ü Kibriya Hazretleri:

- Ey Riikane, diye baþladý sözlerine.

- Sen de takva libasýný giysen ve gelip davetime icabet et-

sen, diye ilave ediyordu. Rýýkane:

- Bilsem ki Senin beni davet ettiðin þey hak ve doðrudur; gelir Sana tabi olurum, diyordu. Bu sözlerde, samimiyet giz­liydi ve iþ buraya kadar gelmiþken mesele, olduðu yerde býra

kýlmamalý ve son nokta konulmalýydý. Bunun için de, Rýýkane­'nin anlayacaðý dilden konuþmak gerekiyordu:

- Þayet ben seni burada yensem, getirdiklerimin hak ol­duðuna inanýr mýsýn, diye sordu Allah Resülü (sallallabu aleyhi ve sellern).

Fiziki þartlar açýsýndan imkansýz bir teklifii bu. Kendi ala­nýnda rüþdünü ispat etmiþ bir pehlivana karþý, hayatýnda hiç güreþ tutmamýþ ve tecrübesiz birisinin, öyle kolayca galip gel­mesi düþünülemezdi! Onun için tereddütsüz cevap veriyordu Rýýkane:

- Evet, kabul ederim!

Elbette maksat, sadece kuru bir güreþ deðildi; esas olan, Rukane'yi düþündürecek bir mucize ortaya koymaktý. Kendi anladýðý dilden konuþacak ve güç ve kuvvetini, Allah'ýn havl ve kuvvetine baðlayan bir peygamber olduðunu anlatacaktý Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellem):

- Öyleyse, gel güreþelim, dedi vakit geçirmeden. Kendinden emin Rýýkane de ayaða kalkmýþ ve gerçekten bir güreþ baþlamýþtý. Ancak, o da ne, daha ilk hamlede Rýýkane kendini yerde buluvermiþti! Sanki, karþýsýnda Muhammedül­Emin deðil de bir ordu var gibiydi. Ne bir oyun ortaya koyahil­miþ, ne de bunu düþünecek vakit bulabilmiþti! Sanki, eli-ayaðý baðlanmýþ gibiydi. Bu iþten bir þey anlamamýþtý. Onun için:

- Tekrar güreþelim, teklifinde bulundu. Bu teklif de ka­bul görmüþtü ve yeniden ayaða kalktýlar. Öncekinden farklý bir sonuç yoktu ortada. Daha ilk hamlede sýrtý yere gelen, yine Rukane olmuþtu. Þaþkýnlýðýný gizlerneye gerek yoktu ve:

- Ey Muhammed! Allah'a yemin olsun ki bu, imkansýz ve acayip bir þey! Nasýlolur da Sen beni yenebilirsin, dedi.

Rtýkane çözülmeye baþlamýþtý. Habib-i Ziþan Hazretleri, iþi burada býrakmak istemiyordu. Onun için, ikinci bir muci­zeye ihtiyaç vardý ve þunlan söyledi:

- Þayet istersen, bundan daha acayibini de sana göste­reyim! Ancak bunun sonrasýnda, Allah'tan korkmaný ve bana tabi olmaný isterim!

- Peki, nedir o, dedi Rtýkane.

- Þu gördüðün aðaç var ya, onu çaðýracaðým ve o da yaný-

ma gelecek, dedi Allah Resülü (sallallabu aleyhi ve sellem). - Peki, çaðýr öyleyse!

Büyük bir titizlikle Efendimiz (sallallabu aleyhi ve sellem) dur­muþ, aðacý yanýna çaðýnyordu. Büyük bir dikkatle olacaklan izlemeye durmuþ Rýýkane'nin gözleri yerinden çýkacak gibi ol­muþtu. Zira, Efendiler Efendisi'nin yanýna çaðýrdýðý aðaç, ye­rinden hareket etmiþ; salýna salýna yanýna geliyordu. Nihayet aðaç, Allah Resülü'nün önüne kadar gelince:

- Haydi, geldiðin yere geri dön, buyurdular ve bu sefer de ayný aðaç, geldiði yere geri döndü.

Zihni, darmadaðýn olmuþtu Rükane'nin, Üstesinden gele­meyeceði bir gücün karþýsýnda bulunduðunu fark etmiþti; ama henüz son hamleyi yapabilecek iradeye sahip deðildi.s?" Onun için, kendi kavminin arasýna geri dönmeyi tercih edecekti.

Kavminin arasýna gelmiþti; ama hala yaþadýklannýn tesiri altýndaydý. Önce, baþýndan geçenleri anlattý bir bir. Ardýndan da, halindeki garipliði soranlara þöyle diyordu:

-. Ey Abdimenafoðullan! Sizin þu arkadaþýnýzla bütün dünyayý büyüleyebilirsiniz; Allah'a yemin olsun ki ben, O'n­dan daha büyük bir sihirbaz görmedim


radyobeyan