Fýkhus Sahabe
Pages: 1
Hz. Umeyr ibni Vehb By: sidretül münteha Date: 04 Mayýs 2011, 16:05:31
Hz. Umeyr Ýbn-i Vehb (R.Anh)


Hz. Umeyr Ýbni Vehb (R.a.) Resûlüllah (sav) efendimizin kendisine göstermiþ olduðu açýk mucize karþýsýnda hayrette kalan ve derhal gönlünü Ýslâm'a açan bir yiðit...

O, Ýslâm'la þereflenmeden önce Kureyþin azýlýlarýndandý. Cesur, keskin görüþlü bir yiðitti. Bedir Gazvesinde müþrikler safýnda yer aldý. Kavmi onu müslümanlarýn sayýsýný öðrenmek ve arkalarýnda yardýmcý kuvvetleri olup olmadýðýný araþtýrmak üzere seçip gönderdi. Kavmine döndüðünde gördüklerini sanki bir müslüman gibi nakletti, þöyle ki: "Ey Kureyþ topluluðu!.. Onlarýn sayýlarý azdýr. Arkalarýnda yardýmcý kuvvetleride görünmüyor. Fakat onlarýn herbirini ölüme susamýþ kiþiler olarak gördüm. Sizlerden birini öldürmedikçe onlardan birisinin öldürülmesi mümkün deðildir. Onlarýn sayýsý kadar sizden de ölen olacaksa hayatýn ne tadý kalýr? Ona göre kararýnýzý veriniz... " dedi.

Bu sözlerden Kureyþ'in bazý ileri gelenleri etkilendi. Savaþ yapmadan Mekke'ye dönmeyi bile gönüllerinden geçirdi. Fakat "Kureyþ'in þey­taný" diye bilinen Ebu Cehil'in kin, kibir ve gururu baskýn çýktý. Harb ateþi yakýldý. Baþlarýna gelen belaya ne kendisi ne de kavmi engel ola­madý. Kureyþ hezimete uðrayarak geri döndü. Umeyr Ýbni Vehb'de yara-bere içerisinde güç belâ Mekke'ye döndü. Oðlu esir olarak Medine'de kaldý. Zamanla Umeyr'in yaralarý iyileþti. Ama Ýslâm'a düþmanlýðý daha bir koyulaþtý. Kendisinin Rasûlüllah'a ve ashabýna yaptýðý ezâ ve cefalar aklýna geliyor ve oðluna iþkence yapýlmasýndan korkuyordu.

Bir gün amcazadesi Safvan Ýbni Ümeyye ile Kabe'de Hicir mevkiinde oturmuþ hasbýhal ediyorlardý. Bedir felâketinden ve esirlerden bahsediy­orlardý. SafVan "Bedir'den sonra hayatýn tadý tuzu kalmadý." dedi. Umeyr de: Gerçekten öyle. Bundan sonra yaþamaya deðmez. Þayet þu borç­larým olmasa, çoluk çocuðumu geçindirmek düþüncem bulunmasaydý, Medine'ye varýr, Muhammed'i öldürürdüm. Oðlumun ellerinde esir olmasý da bu iþ için iyi bir bahanedir." dedi.

Safvan çok zengindi. Bedir'de kaybettiði yakýnlarýnýn intikamýný almak istiyordu. Umeyr'in bu sözlerini fýrsat bildi ve ona: "Umeyr. Eðer Muhammed'i öldürürsen, senin bütün borçlarýný öderim. Çoluk çocuðuna da benimkilerle birlikte ölene kadar bakarým. Malým onlarýn hepsine yeter" dedi. Umeyr'in istediði de buydu. Peki Öyleyse dedi. Fakat bu anlaþmamýzý gizli tut! Sakýn kimseye söyleme diye tenbih etti.

Umeyr kýlýcýný bileyip zehirledi. Devesine binip Medine'nin yolunu tuttu. Mescid-i Nebevî'nin kapýsýna yakýn bir yerde devesini indirdi. Hz. Ömer (r.a) onun devesinden inip, kýlýcýný kuþanmýþ olarak Mescide doðru gittiðini görünce: "Bu, Allah düþmaný Umeyr'dir. Buraya mutlaka bir kötülük yapmak için gelmiþtir" dedi. Kendisi derhal Rasûl-i Ekrem (sav) efendimizin huzuruna geldi ve durumu arz etti. Ýki Cihan Güneþi Efendimiz:

"Onu bana getirin." buyurdu. Hz. Ömer (R.a) geri dönüp Umeyr'in yanýna geldi. Yakasýndan tuttu. Boynundaki kýlýcý sýmsýký yakalayarak Rasûlüllah'ýn huzuruna götürdü. Efendimiz Umeyr b. bu halde görünce: "Onu serbest býrak Ömer!... Sen geri dur!  Sen de yakýn gel ey Umeyr!... Yaklaþ ya Umeyr!  buyurdu. Sonra aralarýnda þu konuþ­ma geçti. Efendimiz ona:

"Ey Umeyr! Buraya niçin geldin?" dedi. O da 

"Oðlum elinizde esir. Bir iyilik edip onu býrakasýnýz diye geldim" dedi.

"Boynundaki þu kýlýç ne oluyor?"

"Öyle kýlýç olmaz olsun! Bize ne fay­dasý dokundu ki... Bedir'de bir fayda verdi mi?" dedi. Efendimiz tekrar: "Bana doðru söyle! Buraya niçin geldin?" diye sordu. O da: Sadece bunun için geldim" dedi. Aldýðý bu cevaplardan sonra Fahri Kâinat (sav) efendimiz ona:

"Peki öyleyse Hicir'de Safvan Ýbni Ümeyye ile yap­týðýnýz anlaþma neydi? Orada, Bedir'de kuyuya atýlan kimselerden bah­settiniz. Sonra sen, borcum ve þu çocuklarým olmasaydý, gider Muhammed'i öldürürdüm, dedin. Safvan da borcunu ödemeyi, çocuklarý­na bakmayý üstlendi. Sende kalkýp geldin. Fakat Allahü Teâlâ yapmayý düþündüðün iþe izin vermeyecektir." buyurdu.

Umeyr bu bilgiler karþýsýnda hayretler içerisinde kaldý. Renkten renge girdi. Ürkek ürkek, kekeleyerek: "Bu konuyu sadece Safvan'la ikimiz konuþmuþtuk. Yammýzdabaþka biri yoktu. Vallahi, kesin olarak inandým ki, sana bu haberi ancak Allah getirmiþtir. Anlýyorum ki, sen Rasûlüllahsýn. Müslüman olmam için beni sana gönderen Allah'a hamdolsun..." dedi. Peþinden kelime-i þehadet getirerek Ýslâm'la þereflendi.

Ýki Cihan Güneþi Efendimiz ashabýna: "Kardeþinize dinini ve Kur'an'i öðretin. Esirini,de salýverin." buyurdu, Kýsa zamanda dinini iyice öðrenen Umeyr  Rasûl-i Ekrem (s.a) efendimizden izin alarak Mekke'ye döndü.

Safvan Ýbni Umeyye Mekke'de Kureyþ'in toplantýlarýna katýlýyor ve "Yakýnda Bedir acýlarýnýzý unnulturacak bir haber vereceðim!" diye ilan ediyordu. Umeyr'in dönüþü, gecikince merak edip yolcu kafilelerinden onu sormaya baþladý. Onun Ýslâm'a girdiðini duydu. Ama inanamýyordu. Onun Ýslâm'a giriþi ve Mekke'ye dönüþü büyük bir hadise oldu. Ýslâm'ý yaymak için çok çalýþtý. Birçok müþrik onun sayesinde Ýslâm'ýn nuruna kavuþtu. Mekke fethinden sonra da Safvan'in müslüman olmasýna vesile oldu. Uhud'dan evvel Medine'ye hicret etti. Bütün gazalarda bulundu. Hz. Ömer (R.a) devrinde Amr Ýbni As (R.a)'a gönderilen yardýmcý kuvvetlerin birinde komutanlýk yaptý. Ýskenderiye fethinde büyük yarar­lýlýklar gösterdi. Diðer bazý þehirlerin fethinde de bulunan Umeyr Ýbni Vehb (R.a) Hz. Ömer (R.a)'in hilafetinin son zamanlarýnda vefat etti. Cenâb-l Hak þefaatlarýna nail eylesin. Amin. [152]

Müslümanlarý öldürmeye gelenler onlarda dirilir. Müslümanlarýn tari­hi ile insanlýk tarihi bunun þahididir. Sahabeler Ýslâm'ý o kadar diri ve duru bir þekilde yaþamýþlar ki, onlara düþmanlýk edenler onlarý gördük­lerinde Ýslâm'a teslim olmaktan kendilerini ahkoyamamiþlardýr. Sahabe nesli, Ýslâm'ý insanlýðýn müþterek cazibe noktasý haline getirmiþ olan bir nesildir.


 
[152] Siyeru A'lamu'n Nubelâ/Zehebî; Sireti Ýbn-i Hiþam; Hayalü's Sahâbe/M. Yusuf Kândehlevî; Hilyetü'l Evliya; El-Ýsabe Fi temyizi Sahâbe/Ýbn-i Hacerü'l Askalani; Suverun Min Hayatü's Sahâbe/Abdurrahman Ref'at el-Baþa, Beyrut/ty




radyobeyan