Hz. Velid bin Velid By: sidretül münteha Date: 04 Mayýs 2011, 15:58:23
Hz. Velid Bin Velid (R.Anh)
Velîd bin Velîd, meþhur Hâlid bin Velîd'in kardeþiydi. Bedir gazasýnda müþriklerin safýnda harbe katýldý. Müþrikler bu harpte yenilince, onu Abdullah bin Cahþ esir aldý. Medine-i Münevvereye getirdi.
Kardeþlerinden henüz müþrik olan Hâlid bin Velîd ile Hiþâm bin Velîd, onu esaretten kurtarmak; üzere Medine'ye geldiler. Abdullah bin Cahþ kurtuluþ akçesi verilmedikçe býrakmak istemedi. Kardeþlerinden Hâlid razý olduysa da, baba bir annesi ayrý kardeþi Hiþâm kabul etmedi. Zýrh karþýlýðý anlaþtýlar: Resûiullah efendimiz babalarýnýn silâh ve teçhizatýnýn verilmesini teklif etti. Bunu kabul ederek babalarýnýn yüz dinar kýymetindeki kýlýcý, zýrhý ve miðferi karþýlýðýnda anlaþtýlar. Velîd'i esaretten kurtarýp, Mekke'ye doðru yola çýktýlar.
Fakat Velîd, Mekke yolu üzerinde Medine'ye dört mil mesafedeki Zü'î-Huleyfe'de onlardan ayrýlýp, Resûlullahýn yanýna geldi. Ýmân edip, Ashâb-ý Kiramdan oldu. Müslüman olduktan bir müddet sonra Mekke'ye kardeþlerinin yanýna gelmiþti. O zaman Hâlid bin Velîd sordu:
Madem ki Müslüman olacaktýn, kurtuluþ fidyesi ödemeden olsaydýn ya. Babamýzdan kalan hâtýrayý elimizden çýkardýn. Niçin böyle yaptýn? Velîd de þu cevabý verdi:
Kureyþlilerin, esarete dayanamadý da Muhammed'e tabi oldu demelerinden korktum.
Kardeþleri onu Mahzûmoðullarýndan bazý Müslümanlarla, Ayâs bin Ebî Rebîa ve Ebû Seleme bin Hiþâm'ýn yanýna hapsettiler. Ýmân ettiði için senelerce hapis yattý. Ýslâmiyetin azýlý düþmanlarýndan amcasý Hiþâm ile müþrik akrabalarýndan çok zulüm ve iþkence gördü.
Rasûlüllah efendimiz müþriklerin zulmüne uðrayan Ayâs bin Ebî Rebîa ile Ebû Seleme bin Hiþâm ve kendisi için þöyle duâ ettiler:
Ýlâhî! Velîd bin Velîd'i, Seleme bin Hiþâm'ý, Ayâs bin Ebî Rebîa'yý ve küffâr elinde bunalýp zayýf ve âciz görülen diðer mü'minleri kurtar.
Velîd Rasûlullah'ýn duasý bereketiyle bir fýrsatýný bulup, baðh bulunduðu yerden kaçtý. Medîne-i Münevvereye gelip, Rasûlüllah efendimiz ile buluþtu. Rasûlüllah, Ayâs bin Ebî Rebîa ile Ebû Seleme bin Hiþâm'ýn hâlini sorunca, onlarýn birbirlerine ayaklan ile baðlý, þiddetli azap ve iþkenceler altýnda kývrandýklarým haber verdi. Resûlüllah efendimiz onlarýn hâline çok üzülüp, kurtarýlma çârelerini aradý. Kimin kurtarabileceðini sorunca, senelerce iþkence altýnda kalmasýna raðmen, Velîd, büyük bir cesaret ve aþkla dedi ki:
“Yâ Rasûlallah! Onlarý ben kurtarýr, Size getiririm.”
Tekrar Mekke'ye gelip, iþkence gören Müslümanlarýn yerini onlara yiyecek götüren bir kadým takip ederek öðrendi. Mazlumlar, tavansýz bir binada hapisti. Geceleyin, ölümü de göze alarak büyük bir cesaretle duvardan sýyrýlýp, mazlumlarýn yanýna vardý. Ýman etmekten gayrý bir suçlarý olmayan, müþriklerce bir taþa baðlanýp; Arabistan'ýn çöl havasmdaki yakýcý sýcaklýðýnda her türlü.zulme uðratýlan mazlumlarý kurtarýp, devesine bindirdi. Medine'ye aç, susuz, yalýn ayak üç günde geldiler. Parmaklarý taþlarýn tahribatýndan parça parça olmuþtu. Velîd bin Velîd kan revân içinde Resûlüllah'a kavuþmanýn verdiði sevinç ve huzurla bütün sýkýntýlarýný unutuverdi. Velîd'in kardeþi Hâlid bin Velîd, þöyle anlatýr:
Allahû Teâlâ, benim hayrýmý dilediði zaman, kalbime islâmiyet sevgisini düþürdü. Beni, hayýr ve þerri anlayacak hâle getirdi. Kendi kendime dedim ki:
Ben, Muhammed'e karþý her savaþ yerinde bulundum. Bulunduðum savaþ yerierinden hiçbiri yoktur ki, dönerken, aykýrý ve yanlýþ bir iþ üzerinde bulunduðumu ve Muhammed'in, muhakkak galip geleceðini içimde sezmiþ olmayayým!
Resûlüllah efendimiz, Hudeybiye'ye çýkýp geldiði zaman, ben de, müþrik süvarilerinin baþýnda yola çýktým. Usfan'da, Rasûlüllah efendimizle Ahâbýna yaklaþýp gözüktüm. Resûlüllah efendimiz, bizden emîn bir surette Eshâbýna öðle namazýný kýldýrýyordu. Üzerlerine, birden baskýn yapmayý düþündükse de, gerçekleþmedi. Böyle olmasý da, hayýrlý oldu.
Rasûlüllah efendimiz, kalbimizden geçenleri sezmiþ olmalý ki ikindi namazýný, Ashabýna korku namazý olarak kýldýrdý. Bu, bana çok te'sîr etti. Kendi kendime, "Bu zât, herhalde, Allah tarafýndan korunuyordur" dedim. Mekke'ye döndüðümde çeþitli düþünceler hâlinde bocalar bir vaziyette idim."Necâþî'ye mi gideyim? Halbuki, kendisi, Muhammed'e baðlanmýþ bulunuyor! Ashabý da, Onun yanýnda emniyet ve selâmet içinde barýnýp duruyorlar. Yoksa, Herakliüs'ün yanma gideyim de dînimi býrakýp Hýristiyan mý olayým, ya da Yahudiliðe mi gireyim? Yahut, kendilerine tâbi olarak Acemlerle birlikte mi oturayým?" diye kendi kendime söylendim, düþündüm durdum. Ertesi sene, Rasûlüllah efendimiz umre için Mekke'ye gelip girince, O'ndan gizlendim. Kendisinin Mekke'ye giriþini görmedim. Kardeþim, Velîd bin Velîd de umre için gelip Mekke'ye girmiþti. Beni, arayýp bulamayýnca, bana bir mektup yazmýþ ve mektubunda þöyle demiþti:
"Doðrusu, ben, senin Ýslâmiyetten böyle tedirgin olmak ve yüz çevirip gitmekteki görüþün kadar þaþýlacak bir görüþ görmedim! Halbuki, eðri yola gitmekten seni alýkoyacak bir akim da var! Aklýný kullansan ya! Ýslâmiyet gibi bir dîni, kim bilmez ve tanýmaz olabilir?! Rasûlüllah efendimiz, seni, bana sordu. "Hâlid, nerededir?" dedi. Ben de, "Allah, onu getirir" dedim. Rasûlüllah efendimiz bunun üzerine buyurdu ki:
“Onun gibi bir adam, Ýslâmiyeti bilmez ve tanýmaz olabilir mi? Keski o, bütün savaþ ve çabalarýný Müslümanlarýn yanýnda, müþriklere karþý gösterseydi, kendisi için, ne kadar hayýrlý olurdu! Biz, kendisini baþkalarýna tercih eder, üstün tutardýk!”
"Ey kardeþim! En elveriþli, en yararlý yerlerde kaçýrmýþ bulunduðun fýrsatlara acele yetiþ!" Bana, kardeþimin bu mektubu gelince, gitmek için, acele ettim. Ýslâmiyete olan isteðim de arttý. Rasûlüllah efendimizin söyledikleri ise, beni çok sevindirdi, ferahlattý."
Hâlid bin Velîd daha sonra Medine'ye gelerek Müslüman oldu. [18]
Hayýrlý iþlerde süratlanmak, sahabe sünnetindendir. Sahabeler hayýrlý iþleri geciktirmezlerdi. Fýrsatlarý deðerlendirir o hayýrlý iþleri hemen iþliyorlardý. [18] Siyem A'lamu'n Nubelâ/Zehebî; Sireti Ýbn-i Hiþam; Hayatü's Sahâbe/M. Yusuf Kândehlevî; Hilyetü'l Evliya; El-Ýsabe Fi temyizi Sahâbe/Ýbn-i Hacerül Askalani; Suverun Min Hayatü's Sahâbe/Abdurrahman Ref'at el- Baþa, Beyrut/ty