Ebu Affan Osman El-Yemeni By: armi Date: 10 Haziran 2009, 23:13:46
On dördüncü asýrda yaþayan fýkýh âlimi ve evliyânýn büyüklerinden. Ýsmi, Osman bin Ebî Kâsým bin Ahmed bin Ýkbâl el-Yemenî, künyesi Ebû Affân'dýr. Doðum târihi bilinmemektedir. 1374 (H.776) senesinde vefât etti.
Zamânýnýn âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri tahsîl eden Ebû Affân Osman el-Yemenî, fýkýh ilminde yüksek âlim oldu. Velîlerin sohbetlerinde bulunup tasavvuf yolunda ilerleyerek, büyük bir velî oldu. Hal ve sözleriyle insanlara faydalý olup onlarýn dünyâ ve âhiret saâdetine kavuþmalarý için gayret ederdi.
Ebû Affân Osman, fakîh, verâ ve zühd sâhibi bir zât idi. Dünyâ malýna hiç önem vermezdi. Kendisine Zebid'de Hanefî Mensûriyye Medresesinin müderrisliði teklif edildi ise de, o bu vazîfeyi kabûl etmedi. Ebû Affân Osman el-Yemenî'nin birçok kerâmetleri görüldü.
Þöyle anlatýlýr: "Osman el-Yemenî'nin bulunduðu köye Iraklý biri geldi. Osman el-Yemenî'yi görünce, onun talebelerine; "Bu sene bu zât hacca gitmiþ midir?" diye sordu. Talebesi o zâta; "Hocam bu sene hacca gitmediler." dedi. O bunun üzerine; "Vallahi ben onu hac mevsiminde Harem-i þerîfte beþ vakit namaz kýlarken gördüm." dedi. Daha sonra o, Osman el-Yemenî hazretlerinin yanýna gitti ve ondan duâ istedi."
Yine þöyle anlatýlýr: "Osman el-Yemenî'nin bulunduðu köyde bir zengin vefât etti. Zamânýn sultâný köyde bulunanlara; "O kimsenin evinin kapýsýný mühürleyin. Bütün mallarýný Þeyh Osman'ýn talebelerinden iki kiþinin huzûrunda tesbit edip, buraya gönderin." diye bir emir yazarak, elçi ile gönderdi. Elçi, Osman el-Yemenî'nin iki talebesinin yanýna gelerek, durumu onlara anlatýnca; hocamýzdan izin alalým dediler. Osman el-Yemenî, talebelerine bu iþe karýþmamalarýný söyledi. Talebe, elçiye durumu söyleyince, elçi, onu zorla götürmek istedi. Bu esnâda Ebû Affân'ýn dersinden çýkan talebeler arkadaþlarýný kurtardýlar. Bunun üzerine elçi, huzûruna gelerek kendi kendini yaraladý ve böylece Ebû Affân'a eziyet etmek istedi. Bu arada, durumu bildiren ve Ebû Affân'ýn talebelerini suçlayan bir mektubu da sultâna gönderdi. Duruma çok kýzan sultan, askerleri ile birlikte Zebîd beldesine gitmek üzere yola çýktý. Akþam oldu. Çok iyi bildikleri Zebîd köyünün yolunu bir türlü bulamadýlar. Bu duruma çok þaþýrdýlar. Sabaha kadar buluruz ümîdiyle dolandýlar. Yine yolu bulamadýlar. Sabah olunca, bütün gece ayný yerin çevresinde dolandýklarýnýn farkýna vardýlar. Sultan, bütün bunlarýn Osman el-Yemenî hazretlerinin kerâmetlerinden olduðunu anladý. Derhâl cân u gönülden tövbe etti. Sonra Osman el-Yemenî'nin yanýna gitti. Ondan af ve özür diledi. Osman el-Yemenî de onu affetti."
1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.2, s.144
2) Tabakâtü'l-Havâs; s.79