Efendimiz
Pages: 1
Mekke ordusu By: hafiza aise Date: 02 Mayýs 2011, 11:51:50
Mekke Ordusu

Bu haber, zaten patlamak üzere olan Mekke'ye düþen bir kývýl­cým gibiydi ve bilhassa Ebu Cehil gibilere gün doðmuþtu! Fýrsat bu fýrsattý ve hemen savaþ için toplanmaya baþladýlar. Savaþmak için elinde imkarý olmayanlara zenginler imkan saðlýyor ve bu savaþa herkesin katýlmasý gerektiðini söylüyorlardý. Süheyl Ýbn Amr, Zem'a Ýbn Esved, Tuayme Ýbn Adiyy ve Hanzala Ýbn Ebi Süfyan gibi in­sanlar:

- Muhammed'i ve toyluklarý sebebiyle aranýzdan kaçýp giden ve þimdi O'nunla birlikte olan sahileri görmezden mi geleceksiniz? Yesrib halkýnýn, kervana ve bu kervandaki mallarýnýza el koyduðunu görmüyor musunuz? Bu savaþta yer almak için mal almak isteyene iþte malýmýz; güç ve kuvvet isteyenlere de iþte güç ve kuvvetimiz, di­yorlar; þiir ve hitabetleriyle insanlarý savaþa teþvik edip coþturmaya çalýþýyorlardý. Nevfel Ýbn Muaviye de, Kureyþ'in zenginleri arasýn­da dolaþýyor ve onlardan, imkaný olmayanlara yardýmcý olmalarýný istiyordu. Onun bu isteðine müspet cevap veren Abdullah Ýbn Ebi Rebia:

- Þu beþ yüz dinarý al ve istediðin gibi harca, diyecekti. Ayný Nevfel, Huveytýb Ýbn Abdüluzza'dan üç yüz dinar almýþ.s" Tuayme Ýbn Adiyy de ona yirmi deve vermiþ, bu develerin üzerinde savaþa­cak olanlarýn geçim masraflarýný da üstüne almýþtý.

Müslüman olduklarýndan þüphelendikleri veya Müslüman ola­caðýndan endiþe duyduklarý bazý insanlarý, özellikle bu savaþta cep­heye sürmek istiyorlardý. Hz. Abbas, Hz. Ali'nin kardeþi Akll ve Tôlib ile Efendimiz'in bir baþka yeðeni Nevfel Ýbn Hôris bunlar arasýnday-

28 Bu miktann, 200 dinar olduðu da söylenmektedir. Bkz. Vakýdi, Megazi, 1/33; Be­lazuri, Ensabü'l-Eþraf, 1/127

dý. EbU Lelýeb'ur? kendi saflarýnda olduðundan hiç þüpheleri yoktu; katýksýz bir kafirdi. Gelemeyeceðini ancak yerine, kendisine dört bin dirhem borçlu olan As Ýbn Hiþôm'ý (Ebu Leheb, bu borcu sileceðini söyleyerek As ibn Hiþam'ý ikna etmiþti.) gönderince kabul ettiler ve bunu problem etmediler.

A.tike Binti Abdulmuttalib'in rüyasýndan bahsedip endiþelerini dile getiren Ümeyye Ýbn Halej, Utbe ve Þeybe kardeþler, Zem'a Ýbn Esved, Umeyr Ýbn Vehb ve Hakim Ýbn Hizôm gibi kimseler, Hubel putunun yanýna gelecek ve burada ok çekeceklerdi. Ýþin garip tarafý, ilk çektikleri ok, savaþa katýlmalarýna 'hayýr' diyordu. Onlar da, so­nuçlarý açýsýndan bu iþin uðursuz olacaðý kanaatinde birleþtiler ve Ebu Cehil'le birlikte savaþa gitmeme kararý aldýlar. Ancak, çok geç­meden bu kararlarýndan vazgeçmek zorunda kaldýlar; zira meseleyi duyan Ebu Cehil olaya el koymuþ ve onlarý korkaklýkla itham ederek tahrik etmiþ ve yeniden savaþa çýkma kararý aldýrmýþtý.

Bu þahýslarý korkaklýkla suçlayýp savaþa çýkmaya zorlayan Ebu Cehil, kendisini savaþa þartlandýrsa da Ümeyye Ýbn Halefin endiþe­leri her geçen gün artarak devam ediyordu. Ayný zamanda o, hem yaþlý hem de aðýr bir adamdý; kilolarý sebebiyle hareket etmekte bile zorlanýyordu. Onun için, savaþa gitme yerine Mekke'de bekleyip oturmayý tercih ettiðini söylemiþti. Çok geçmeden, Kabe'de insan­lar arasýnda oturduðu sýrada yanýna Ukbe Ýbn Ebi Muayt çýkageldi. Ýnsanlarýn zayýf yönlerini çok iyi biliyor ve bunu kullanmaktan da çekinmiyorlardý. Elinde, kandil ve yaðdanlýk vardý. Getirdi ve onlarý, Ümeyye'nin önüne koydu. Herkes dikkat kesilmiþ, olacaklarý bekle­meye durmuþtu. Þöyle dedi:

- Ya EM Ali! Al da þu kandili yakýver; ne de olsa artýk sen de bir kadýn sayýlýrsýn!

Ümeyye gibi bir adama yapýlabilecek en büyük hakaretti bu.

Onun için önce:

- Allah, seni de, getirdiðin þeyleri de kahretsin, dedi ve hemen

29 Onun bu savaþa katýlmak istemeyiþinin altýnda, Atike Binti Abdulmuttalib'in gördüðü rüyanýn yattýðý da ifade edilmektedir. Bkz. Taberi, Tarih, 2/24; Vakýdi, Megazi, 1/29

oradan aynlýp evine gitti. Çok geçmeden o da, savaþ için hazýrlanmýþ elinde kýlýcýyla orduya katýlýyordu.

Ebu Cehil'in planý, aksamadan iþliyordu. Zira, baþlangýçta Ukbe de savaþa gitmemek için ýsrar etmiþti ama Ebu Cehil, onu da dize ge­tirmesini bilmiþti. Bunu, Ümeyye de biliyordu. Þimdi ise, "Öldiirii­leceðinden korkan Ukbe bile gidiyorsa sana ne oluyor?"30 mesajýný bizzat Ukbe'nin eliyle Ümeyye'ye ulaþtýrmýþ oluyordu.

Ayný zamanda kendisi de gelmiþ ve ona þunlan söylemiþti:

- Ya Ebô Safvan! Sen ne zamandýr insanlarýn arkasýnda kalýyor­sun? Halbuki sen, bu vadinin efendisisin ve bu insanlarýn hep önün­de hareket ederdin!

Ebu Cehil, yine üste çýkmýþ ve Ümeyye'yi dize getirmiþti. Diye­bileceði bir þey kalmamýþtý Ümeyye'nin ve artýk:

- En azýndan, Mekke' deki en iyi deveyi satýn alýp onunla gide­rim, diye düþünüyordu.

Çaresiz, evine geldi ve hanýmýna:

- Ey Ümmü Safvan. diye seslendi, haydi, beni de savaþa hazýr-

la!

Hanýmý da þaþýrmýþtý. Öldürülmekten korktuðunu çok iyi bili­yordu. Sa' d Ýbn Muaz'ýn sözlerini kendisine naklederken yaþadýðý korkuyu hatýrlýyor ve bir anda bu kadar deðiþip de savaþa gitmek is­teyiþine bir mana veremiyordu. Onun için:

- Ya Eba Safvan. diye seslendi. Bir taraftan da, burnundan solu­yan kocasýný süzüyordu. Çok geçmeden þunu sordu ona:

- Yesribli arkadaþýnýn sana söylediklerini ne çabuk unuttunv>'

- Unutmadým, diye cevapladý Ümeyye. Her halinden çaresizlik

30 Ukbe Ýbn Ebi Muayt'ýn, her zaman yapageldiði, bardaðý taþýran bu çirkin hareketi karþýsýnda Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellem) de celaIlenmiþ ve ona:

- Bir gün seninle Mekke dýþýnda karþýlaþýrsak, bilmiþ ol ki mutlaka seni öldüre­ceðim, demiþti.

Ýnsanlara hayat vermek üzere gönderilen bir Nebi'yi bile, bunu söylemek zorunda býrakan Ukbe, o gün bugündür korkudan iki büklümdü. Zira, Muham­medü'l-Emin'in yalan söylemeyeceðinden emindi; bir þeyi O söylüyorsa bu, mutlaka olurdu. Onun için, Mekke dýþýna çýkmaktan çekiniyor ve çoðunlukla za­manlarýný evinde geçirmeye çalýþýyordu.

3ý Daha birkaç ay önce, umre yapmak için Mekke'ye gelen eski dostu Sa'd Ýbn Mu-

okunuyordu. Göz göre göreölüme gittiðinin o da farkýndaydý. Unut­mamýþtý ama kendince, riskli ortamlardan uzak kalarak ölümden kurtulmayý planlýyordu. Onun için, müþrik ordusunun mola verdiði her yerde Ümeyye, devesini kenardaki bir aðaca baðlayacak ve ken­dini emniyete almaya çalýþacaktý.


radyobeyan