Efendimiz
Pages: 1
Ebu Cehilin sonu By: hafiza aise Date: 01 Mayýs 2011, 18:52:59
Ebu Cehil'in Sonu

Ön saflarda savaþan Abdurrahman Ýbn Avfýn yanýna bir ara­lýk Erisar'dan iki delikanlý geldi. Bunlar, Muôz Ýbn Amr Ýbn Cemidi ve Muôz Ýbn Afrô. adýndaki iki Ensar idi. Býyýklarý yeni terlemiþ bu gençler, kervaný takip için Medine'den yola çýkarken, belli ki geri dönmekten son anda kurtulmuþ ve buraya kadar gelebilmiþlerdi.

Hatta sað ve sol tarafýna gelen bu iki delikanlýyý gören Hz. Ab­durrahman, bunlar yerine yanýnda daha tecrübeli insanlarýn olmasý temennisinde bulunacaktý. Ancak onlarýn derdi, kendisiyle birlikte savaþmak deðildi; birisi usulca yanýna yaklaþacak ve yanýndaki ar­kadaþýna da duyurmamak için sesini biraz da kýsarak fýsýltý halinde ona þunu soracaktý:

- Ey amca! Sen Ebu Cehil'i tanýyor musun?

- Evet, tanýyorum, dedi Abdurrahman Ýbn Avfve sordu:

- Peki, senin Ebu Cehil'le ne iþin var ey kardeþimin oðlu?

- Resülullah'a küfrettiðini duydum; nefsim yed-i kudretinde

olana and olsun ki, þayet onu görürsem, gölgem gölgesinden ayrýl­madan önce mutlaka onu öldüreceðim!

O, Abdurrahman Ýbn Avfa bunlarý söylerken diðer delikanlý da arkadan eteðinden çekiyor ve o da, benzeri þeyler söyleyip gizlice Ebu Cehil'i soruyordu. Abdurrahman Ýbn Avf, bu iki delikanlýlarýn hal ve istekleri karþýsýnda þaþkýnlýðýný gizleyememiþti ama yine de:

- Ýþte, sizin bana sorduðunuz adam þu, diyecek ve karþýsýnda þiir mýnldanarak savaþan Ebu Cehil'i gösterecekti.

Daha o, parmaðýný kaldýnp da iþaret eder etmez her iki genç, yaydan fýrlayan ok misali Ebu Cehil'in olduðu yere doðru koþmaya baþlamýþlardý. Abdurrahman Ýbn Avi, arkadan gençleri hayranlýkla seyre dalrmþtý. Ýnsanlar:

- Bugün Ebu Cehil'in yanýna kimse yaklaþamaz, diyorlardý ama gençler çoktan Ebu Cehil'in yanýna sokulmuþlardý bile onlarýn git­mesiyle Ebu Cehil'in yere serilmesi arasýnda çok az bir zaman geç­miþti; Her ikisi birden saldýrmýþ ve inen kýlýç darbeleriyle Ebu Cehil yere serilmiþ can çekiþiyordu.

Sevinçle huzura geldiler; onlar için bir Allah düþmaný daha dev­rilmiþti ya, bundan daha büyük bir müjde olamazdý. Þimdi bu müj­deyi Allah Resülü ile de paylaþma zamanýydý ve ümmetin firavunu Ebu Cehil'i öldürdüklerini söylüyorlardý. Onlarýn heyecanlarýna ayrý bir deðer veren Efendiler Efendisi (sallallahu aleyhi ve sellem):

- Peki, onu hanginiz öldürdü, diye sordu. Her ikisi de:

- Onu ben öldürdüm, diyordu. Bu sefer de onlara:

- Kýlýçlarýnýzdaki kaný sildiniz mi, diye sordu.
- Hayýr, ya Resülullah, dediler. Bu arada kýlýçlarýný da çýkarmýþ, her birisi de, Ebu Cehil'i kendisinin öldürdüðünü ispat için onlarý Efendimiz'e göstermeye çalýþýyorlardý. Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), her iki kýlýca da dikkatlice baktý ve:

- Onu ikiniz öldürmüþsünüz, buyurdu.

Muaz Ýbn Afra küfür ordusunu Ýslam' a karþý kýþkýrtýp da Bedir' e kadar getiren böylesine önemli bir adamý öldürmüþ olmanýn hazzýy­la huzurdan aynlýrken, kolundaki kýlýç darbesini fark etmiþti. Kan kaybediyordu. Meðer, Ebu Cehil'e kýlýç sallarken onun oðlu Ýkrime de, Muaz'ý hedeflemiþ ve koluna bir kýlýç darbesi indirmiþti.

Ebu Cehil devrilmiþti ama hala yaþýyordu. Artýk savaþ bitmiþti Efendimiz'in talimatýyla sahabe, savaþ meydanýnda dolaþýp da neti­ceyi görmek istiyordu. Hatta Ebü Cehil'in de ölüler arasýnda olup ol­madýðýný Efendimiz özellikle sormuþ ve tanýyamazlarsa bacaðýndaki bir yarayý tarif ederek ona bakmalarýný tembih etmiþti. Zira Hira'da­ki vuslat öncesinde, Abdullah Ýbn Cüd'an'ýn hanesinde bulunduklarý bir sýrada Ebü Cehil oyunbozanlýk yapmýþ ve Efendimiz de onu yere çalývermiþti. Ýþte bu hadise sonrasýnda Ebü Cehil'in dizinde yara oluþmuþtu. Bugün Allah Resülü ayný yaranýn izini hatýrlatýyordu.

Abdullah Ýbn Mes'üd, Ebü Cehil'i fark ettiðinde Ebü Cehil'in ölümüne ramak kalmýþtý. Yüzünü demir miðferle kapatmýþ, kýlýcýný da dizi üzerine koymuþtu. Hareket edecek hali yoktu ve yüzü yere bakýyordu. Ancak, hala yaþýyordu. Önce, kýlýcýný kaldýrýp iþini bitir­mek istedi; ancak bu, onun için kolay bir ölümdü. Ebü Cehil, hezi­meti iliklerine kadar yaþamalýydý. Bir de, yýllar önce kendisine karþý savurduðu tehditleri hatýrladý. Mekke'nin o sýkýntýlý günlerinde:

- Seni mutlaka öldüreceðim, diye Ýbn Mes'üd'u tehdit etmiþ­ti. Hatta o zamanlar Ýbn Mes'üd bir rüya görmüþ ve bu rüyasýný da, Ebu Cehil'i kendisinin öldüreceði þeklinde yorumlamýþtý. Onun için iyice yanýna yaklaþtý ve ayaðýný Ebu Cehil'in baþýna hafifçe dokun­durarak:

- Seni rezil ve rüsva eden Allah'a hamd olsun ey Allah düþmaný!

Þimdi aklýn baþýna geldi mi, diye seslendi.

Ebü Cehil, hala eski Ebü Cehil'di. Ne yenilgiyi bir türlü kabul­lenmek istiyor ne de küfründen taviz veriyordu. Ýbn Mes'üd'un bu sözlerine karþýlýk þunlarý söyleyecekti:

- Niye rezil ve rüsva olayým ki! Neticede bir adamý öldürmüþ oluyorsunuz! Beni öldüren bir baldýrý çýplaktan dolayý mý rezil ola­yým!

Ebü Cehil'in derdi baþkaydý; çünkü aklý, hala savaþtaydý. Bir macera uðruna Bedir'e kadar getirdiði ordunun durumunu öðren­mek istiyordu ve güçlükle sordu:

- Sen esas bana söyle; kim galip geldi?

- Zafer, Allah ve Resülü'nün, diye haykýrdý Ýbn Mes'üd,

Ebü Cehil'i öldüren bu haberdi. Kin ve nefretinden zerre kadar taviz vermeyen bu adam, Ýbn Mes'üd'a acý acý baktý. Küfrün tükeni­þiydi bu bakýþlar ayný zamanda. Ancak kibir ve gururundan da taviz vermek istemiyordu. Bu haldeyken bile Ýbn Mes'üd'u küçümsüyor ve içinde bulunduðu konumu kabullenmek istemiyordu. Onu hala koyun çobaný olarak görüyordu; halbuki koyun gütmenin ayýpla­nacak bir yaný olamazdý. Hem, her peygamberin koyun güttüðünü bizzat Efendiler Efendisi beyan buyurmuþtu. Evet, Ýbn Mes'üd da koyun gütmüþtü ama esasýnda Ebü Cehil'in maksadý, giderayak Ýbn Mes'üd'a hakaret etmekti. Bu bardaðý taþýran son damla olmuþ ve kaçýnýlmaz sonunu kendisi hazýrlamýþtý.

Ve ... Yýllarýn vebalini üzerinde taþýyan Ebü Cehil'e son darbe­yi indirdi Ýbn Mes'üd, Küfür adýna önemli bir kale daha yýkýlmýþtý. Onun ölümü, ayný zamanda Bedir'in dönüm noktasýný ifade ediyor­du. Zira zaten onun zorlamasýyla Bedir'e gelen müþrikler, onun da öldüðünü duyar duymaz kaçmaya baþlamýþlardý.

Efendimiz'e bu müjdeyle gelen Ýbn Mes'fýd:

- Ya Resfýlullah, diye seslenecek ve Ebfý Cehil'in ölüm haberini

verecekti. Haberi duyar duymaz Efendimiz, önce: - La ilahe illallah, dedi. Arkasýndan da sordu:

- Gerçekten öldürülmüþ mü?

- Evet, deyince, önce secdeye kapandý ve ardýndan da, iki rekat

namaz kýlýp:

- Ýslam'ý ve Müslümanlan aziz kýlan Allah'a hamd olsun, bu­yurdu.

Artýk, hakla batýlýn arasý iyice belirginleþip müþrikler kaçmaya

baþlayýnca Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), kýlýcýný çekecek ve onlarý arkadan takip etmeye baþlayacaktý. Bu takip sýrasýnda yine:

- Onlarýn toplu kuvvetleri bozguna uðrayacak ve arkalarýný dönüp kaçacaklar.w mealindeki ayet i tekrar edip duruyordu. Bu ayet, bundan beþ yýl önce Mekke'de inmiþti ve o gün bugündür saha­be, müþrik ordusunun hezimet yaþayýp da kaçacaðý günü bekliyor­du. Bedir günü olup da müþrikleri kaçarken gören ve bu kaçýþý takip ederken de Allah Resülü'nün bu ayeti okuduðuna þahit olan sahabe­nin, söz konusu ayetin daha o günden Bedir müjdesini verdiðinde þüphesi kalmamýþtý.

Artýk Bedir meydanýnda, bir kenarda baðlanýp bekleyen esirler­le cansýz yatan müþrik bedenlerden baþka Kureyþ ordusundan her­hangi bir unsur kalmamýþ. Bir grup sahabe, Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ile birlikte esirleri teftiþ ediyor. Bu esnada sahabe arasýn­dan birisi ileri atýlacak ve sýranýn, þimdi de kaçan kervana geldiðini söyleyecekti. Bunu, Efendimiz'in amcasý Hz. Abbas da duymuþtu ve hemen sesini yükseltti:

- Hayýr, bu Sana helal olmaz!

Herkes þaþýrmýþtý. Olacak þey deðildi; bir adam hem esir olacak hem de kendilerini esir alanlara akýl öðretecektil Efendiler Efendisi de sordu:

- Peki, niye?

- Çünkü, Allah (celle celaluhü) Sana, iki topluluktan birisini vaa-

dediyor þimdi de onlardan birisini Sana vermiþ bulunuyor!

Gerçekten doðruydu; Allah (celle celaluhü), Bedir zaferini bir ihsan olarak lütfettiðine göre bir de kervanýn peþine düþerek hýrs göster­mek olmazdý ve Hz. Abbas'a dönen Efendimiz:

- Doðru söylüyorsun, buyurdu.

Bu arada, Allah'ýn kendilerine balýþettiði zaferi, þiirin kalýpla­rýna döküyor ve Hz. Ebu Bekir ile karþýlýklý olarak sevincini payla­þýyordu. Bir aralýk yanýna, Taif dönüþünde kendisine eman veren Mut'im Ýbn Adiyy'in oðlu Cübeyr gelecek ve onlarý affetmesi için ta­lepte bulunacaktý. Resülullah'ý düþündürüp maziye götüren bir ta­lepti bu ve bir müddet sonra þunlarý söylemeye baþladý:

54 Kamer, 54/45

- Þayet, Mut'im Ýbn Adiyy bugün yaþýyor olsaydý ve þu esirler konusunda Benimle konuþmuþ olsaydý, sýrf onun hatýrý için bunlarý serbest býrakýrdým!

Vefa insanýydý ve O'nunla birlikte o günleri yaþayanlar, Mut'­im Ýbn Adiyy'in üç yýl süren boykotun kaldýrýlmasýndaki rolünü dü­þünüyor, Taif dönüþünde ortaya koyduðu kahramanlýðý hatýrlamaya çalýþýyorlardý; zira Mut'im, her iki kritik noktada da önemli roller üstlenmiþ ve Allah Resülü ve mü'minler yanýnda yer alarak zulüm adýna karanlýk bir dönemin daha kapanmasýna vesile olrnuþtul-"

Ynt: Ebu Cehilin sonu By: ceren Date: 26 Nisan 2019, 14:13:00
Esselamu aleykum. Peygamber efendimize ve sahabelerine zulüm eden azabindan çektiren ebu cehil sonsuz bir cehennem azabýna mahkum olmuþtur.Rabbim razý olsun paylasimdan kardeþim. ..
Ynt: Ebu Cehilin sonu By: Bilal2009 Date: 27 Nisan 2019, 12:30:35
Ve Aleykümüsselam Rabbim bizleri Peygamberimizin yolundan ayýrmasýn Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Ebu Cehilin sonu By: Sevgi. Date: 28 Nisan 2019, 00:18:57
Aleyküm selâm Ebu Cehil Ýslamiyet e her zaman karþý olmuþtur cehennem ehlidir

radyobeyan