Gatafan gazvesi By: hafiza aise Date: 30 Nisan 2011, 10:47:38
Gatafan Gazvesi ve Bir Suikast Giriþimi
Bir baþka bilgi de Betýii Sa'lebe ve Muhôrib yurdundan geliyordu; sözde Efendimiz'i etrafýndan kuþatýp da tüketmeyi planlamýþlardý. Bunun üzerine Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), yerine Hz:
Osman'ý vekil býrakarak dört yüz elli kiþiyle birlikte Rebiülevvel ayýnýn on ikisinde yola çýktý. O'nun ashabýyla birlikte geliþini duyunca Benü Sa'lebe ve Muharib ordularý daðýlýp kaçmýþ ve daðlara sýðýnmýþlardý. Belirlenen hedefe gelindiðinde, sadece bir adamla karþýlaþtýlar. Oturup bu adamla bir müddet konuþunca o da Müslüman oldu ve Müslümanlar gelinceye kadar orada yaþanýlanlarý teker teker anlattý.
Bu sýrada þiddetli bir yaðmur yaðmýþ ve bu rahmetle ýslanmýþlardý. Yaðmur dinip de giysilerini kurutmak için kenara çekildikleri sýrada Du'sür Ýbn Haris8s adýnda bir adam Efendimiz'in arkasýndan yaklaþacak ve kýlýcýný kaldýrýp soracaktý:
- Bugün Seni benden kim kurtaracak?
Meðer adam, çok önceden planýný kurmuþ ve planlý bir þekilde gizlenerek Efendimiz' e yaklaþýp O'nu öldürmek istemiþti. Buraya gelmeden önce de kavmi arasýnda ahdetmiþ ve Muhammedü'l-Emin'i öldürmeden geri gelmeyeceðini söylemiþti.
Onun bu halini gören Efendiler Efendisi, gözleriyle esir almaya çalýþtýðý adama dönecek ve:
- Allah, buyuracaktý. Tevekkülü tamdý ve Allah'ýn da, O'nu koruyacaðýna dair teminatý vardý. Zira adam tam kýlýcýný kaldýrdýðý anda karþýsýnda Cibril-i Emin temessü1 etmiþ ve göðsüne indirdiði bir darbe ile adamý yere yuvarlayývermiþti.
Þaþkýnlýktan neye uðradýðýný þaþýran adam, saðýna soluna bakýyor ve bu darbenin nereden geldiðini anlamaya çalýþýyordu. Bu sý-
85 Bazý kaynaklarda bu þahsýn adý Gavres Ýbn Haris veya Avf Ýbn Haris; kabilesinin adý da Benü Muharib olarak geçmektedir. Bkz. Ýbn Hiþam, Sire, 4/159; Ýbn Hýbhan, Sahih, 7/138 (2883)
rada Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellem) de, adamýn düþen kýlýcýný almýþ ve üzerine yürümüþ; anladýðý dilden sesleniyordu:
- Peki, seni Benim elimden kim kurtaracak?
Çaresizdi; elinden tutacak kimsesi yoktu. Sadece kendi bilek gücüne güveniyordu ama o da bu durumda bir iþe yaramazdý. Teslim olmaktan baþka çare gözükmüyordu ve önce:
- Hiç kimse, diye cevapladý. Çünkü etrafýnda, kýlýcýný kaldýnp da tam indirecek kadar meseleye hakim iken kendisini yere çalýp da baþkasýna mahkum edebilecek baþka bir güç görünmüyordu. Olsa olsa bu güç, inayet-i ilahiyeye sýrtýný dayamýþ bir Nebi'ye ait olabilirdi ve þunlarý söyledi:
- Bundan sonra ben, ne Senin karþýna çýkýp kýlýç çekerim ne de Sana kýlýç çeken bir topluluðun içinde yer alýrým. Ve ben þehadet ederim ki Allah'tan baþka ilah yoktur ve yine ben þehadet ederim ki Muhammed de O'nun Resülü'dür.
Birileri yine O'nun bedenini ortadan kaldýrma niyetiyle koþup gelmiþti ama þimdi kendisi hayat bularak geri gidiyordu; hem de baþka 'ölü'lere de hayat olmak niyetiyle! Zira Du'sür Ýbn Haris de kavrnine dönecek ve hemen onlara Allah ve Resülullah'ý anlatma gayreti içine girecekti. Onlara þöyle diyordu:
- Þu anda ben, insanlarýn en hayýrlýsýnýn yanýndan geliyorum. Minnet sadedinde gelen mesajda bu duruma da telmihte bulunulacak ve þöyle denilecekti:
- Ey iman edenler! Allah'ýn size olan nimetini hatýrlayýn; hani bir topluluk size ellerini uzatmýþken Allah da onlarýn ellerini sizin üzerinizden savrnýþtý. Öyleyse sizler, Allah'ýn takva sýnýrlarý içinde bir hayatyaþayýn ve mü'minler, topyekünAllah'a tevekkül etsinler.f'"
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), on bir gün burada kaldýktan sonra herhangi bir problemle karþýlaþmadan yeniden Medine'ye dönecekti.
Bu ve benzeri gazvelerle Medine'deki yapýnýn gücü ortaya çýkýyor ve Hicaz'daki hakimiyet artýk Ýslam adýna pekiþtirilmiþ oluyordu.
86 Bkz. Maide, s/n