Kuran Ýlimleri
Pages: 1
Kuran ve vahiy By: sumeyye Date: 29 Nisan 2011, 13:19:24
KUR'AN VE VAHÝY


 
Kur'an'ýn Ýsimleri Ve Bu Ýsimlerin Türetildiði Kökler

Allah Teâlâ vahyine, gerek bir bütün ve gerek parça parça olarak, Arablarýn sözlerine verdikleri isimlerden farklý isimler seçmiþ [1] ve bu isimlerde, kelimelerin ihtiva eîiði sýrtarla kök manalarýný gözetmiþtir. Bun­lar arasýnda ise Kitab ve Kur'an isimleri þöhret bulmuþtur.

Vahyin Kitab ile isimlendirilmesinde, onun yazýlarak bir araya getirile­ceðine iþaret vardýr. Çünkü yazý, harfleri bir araya getirmek  'afizlan ya­zýya dökmektir. Nitekim Kur'an ile isimlendirilmesinde de, göðüslerde mu­hafaza edileceðine dair iþaret vardýr. Çünkü nin mastarýdýr ve kýratte hatýrlama sözkonusudur. Arapça olarak gelen bu apaçýk vahiye öyle bir önem takdir edilmiþtir ki, sapasaðlam korunmasý ve sapýklarýn tahrifatýndan uzak tutulmasý garanti altýna alýnmýþtýr. Çünkü di­ðer kitablarda olduðu gibi ne sadece yazý ile ve ne de sadece ezbere nak­ledilmiþtir. Aksine onun yazýlý olarak geliþi tevatür yoluyla nakline, tevatür yoJuyia nakli de, saðlam ve hassas belgelere dayalý yazý ile îesbit edilmiþi­ne tam uygundur.

Bu iki kelime Ârâmi kökenli kelimelerdir. Çünkü bu dilde kitabet, yaz­mak ve kýraet de okumak manasýnadýr. Evet bu iki kelime Ârâmî kökenli olmakla birlikte vahyin onlarla isimlendirilmesi gerçekten yerinde ve tabiî olmuþtur. Çünkü Hz. Muhammed'e gelen vahiy bütün merhalelerinde sa­týrlara nakþedilmiþ ve göðüslerde ezberlenerek korunmuþtur.

Ayrýca bu iki isim arasýndan Kur'an lafzý daha cok kullanýlmýþ olup du yüce Kitaba özel isim olmuþtur. Onun için vahiy vakýasýna ve Kur'an'ý ilgilendiren konulara girmeden önce Samý dillerinde kendisine benzer ke­limeler bulunan bu lafzýn türetiliþi üzerinde durmamýz ve Sâmî dilleri ile Arap dili arasýnda benzerlerinin olup olmadýðýna bakýlmaksýzýn bu Kitao için isim olarak konan diðer kelimeler üzerinde durmamýz uygun olacaktýr.

Âlimler lafzý hakkýnda çeþitli görüþler ileri sürmüþlerdir. Bu kelime bazýlarýna göre hemzeli, bazýlarýna göre de hemzesizdir. imam Þafiî (öl. 204/819), Ferra' (207/822)[2] ve Eþ'arî (öl. 324)[3] hemzeli olduðunu söyleyenlerdendir.

Þafiî der ki: takýsý ile marife kýlman Kuran lafzý ne baþka bir kelimeden türetilmiþtir ve ne de hemzelidir. Aksine bu lafýz, Peygamber (s.a.v.) e indirilen kelam için alemdir. O halde Þafiî'ye göre Kur'an lafzý den türememiþtir. Eðer bu kelimeden türetilmiþ olsaydý, her okuna­na Kur'an denilmesi gerekirdi. Tevrat ve Ýneil'e Tevrat ve Ýnoil isimleri ve­rildiði gibi Kur'an-ý Kerim'e de Kur'an ismi verilmiþtir. [4]

b- el-Ferra'ya göre, Kur'an kelimesi, kelimesinin çoðulu olan kelimesinden türemiþtir. Çünkü Kur'an'ýn âyetlerinden bir kýsmý diðerlerine benzemektedir. Bazýsý, bazýsýna karinedir. Ayrýea kelimesindeki harfinin, kelimenin kök harflerinden olduðu açýktýr. (Bu da gösteriyor ki, Kur'an kelimesi hemzesizdir. [5]

c- Eþ'arî ve onun görüþünde olan bazý âlimler de der ki: Kur'an laf­zý, bir þeyi diðer bir þeye yaklaþtýrýp bitiþtirmek manasýna gelen fiilinden türemiþtir. Çünkü Kur'an-ý Kerim'de sûre ve âyetler yan yana dizi­lerek bi.ribirierine eklenmiþlerdir. [6]

Kur'an lafzýnýn hemzesiz olduðu görüþünün, dilde, türetme kurallarýn­dan   uzak olduðuna hüküm vermek için bu üç görüþ yeterlidir. ez-Zeeeao (öl?311/923) [7] el-Lihyânî (öl. 215/830) [8] ve bir grup îlim ise, «Kur'an» lafzýnýn hemzeli olduðu görüþündedir.

a- ez-Zeeoâe þöyle der: «Kur'an» lafzý vezninden olup lemzelîdir. Toplayýp bir araya getirme manasýna gelen « »yil » keümesin-fen türemiþtir. Havuz suyu salýverilmeyip biriktirildiði zaman denir. Çünkü Kur'an-ý Kerim de geçmiþ kitaplarýn meyvelerini   kendisinde toplamýþtýr. [9]

b- el-Lihyanî ise þöyle demektedir: vezninde hemzeli bir masdar olup manasýnda olan 'den türemiþtir. Bu masdar, is­mi mefulün mastarla isimlendirilebileceði kaidesince manasin-dadýr. [10]

Bu son görüþ, görüþierin en güçlüsü ve tercih edilenidir. Lügatte masdarýnýn müradifi bir masdardýr. Yüce   Allah'ýn [11] sözünde geçen Kur'an bu anlamdadýr. [12]

Araplar cahiliyet döneminde « \j » lafzýyla tanýþtýklarýnda onu tilâ­vetten baþka manada kullanmýþlardýr. derken bununla, devenin hiç gebe kalmadýðýný ve yavru doðurmadýðýný kastediyorlardý. Amr bin Gülsûm'un [13] sözü de bu  anlamdadýr. manasýnda kullanýlýþýna gelince, Araplar bunu Ârâ-mî asýllý bir kelimeden alýp kullanmýþlardýr.

c- Bergtraesser'in belirttiði gibi Ârâmî dilleriyle Habeþçe ve Farsça-nýn Arap dilini etkiledikleri bilinen bir husustur. Bu, inkâr edilemez. Çünkü bu diiier Hicretten önce Araplara komþu medenî milletlerin dilleriydi.

Bu görüþü neden garipseyip doðrulamayalým? Biz biliyoruz ki Ârâmî-cenin çeþitli lehçeleri Filistin, Suriye, Mezopotamya ve Irak'ýn bazý bölge­lerine hakimdi. Yine biliyoruz ki, dinî dilleri Ârâmîce olan Yahudîlere Arap­larýn komþu olmasý, Ârâmî dilinde pekçok dinî kelimenin yaygýnlaþmasýný çabuklaþtýrmýþtýr. Müsteþrik Krenkovv «Ýslâm Ansiklopedisi» nde [14] «ki­tap» kelimesini incelerken buna iþaret etmiþtir. Blachere, Ârâmice, Sürya-nice ve Ýbranîce dilinden birtakým kelimeler naklederek Araplarýn Yahudi­lerle diðer din sahiplerine komþuluklarýndan dolayý bu kelimeleri kullandýk­larýný pekiþtirir. [15]Bu kelimeler arasýnda: kelimelerinin de geçtiðini zikredelim.

Kur'an'ýn isimlerinden biri de dýr. Allah Tealâ þöyle buyuru­yor: [16]. kelimesi Ârâm? asýllýdýr. Kelimenin kök manasý, ayýrdetmek olup bu isimlendirme ile, bu kitabýn hak ile batýl arasýný ayýrt etmesi iþ'ar edilmektedir.

Kur'an'ýn isimlerinden bir diðeri ise dir. Þeref manasýna gelen bu kelime kök itibariyle tamamen Arapçadýr. Yüce Allah   þöyle buyurur:

Kur'an'ýn diðer bir ismi de dir. Yüce Allah þöyle buyurur: [17]. Bu kelime de Arapça olup Kur'anin, vahye-diien ve Yüce Rasûi'ün kalbine indirilen bir vahiy olduðunu da iþ'ar et­mektedir.

Kur'an'ýn yaygýn ve meþhur isimleri bunlardýr. Ancak bazý alimier bu sayýyý kabartarak mübalaðaya düþmekte, hatta ez-Zerkeþî, Kadý Þeyzele'-den [18] nakille ellibeþ isim zikretmektedir. Hiç þüphesiz o, Kur'an'm isim­leriyle sýfatlarýný biri birine karýþtýrmýþtýr. Meselâ ona göre Yüce Aliah: akilli [19] buyurduðu için isimlerinden biri dýr. [20]. buyurduðu için «» dir. [21] bu­yurduðu için dir. [22] buyurduðu için isimlerinden bir diðeri dir. Alimlerden bazýsý[23] bu sayýyý doksan küsura ulaþ­týrýr.

Kur'an, -onu hangi isimle isimiendirirsen isimlendir- Peygamber'e (SAV) indirilen, mushaflarda yazýlan, tevatürle nakledilen, tilavetiyle te-abbüd olunan mu'ciz kelâmdýr. Kur'anýn bu þekilde tarif edilmesi, usûi âlirn-leriyie fukaha ve Arap dili âlimleri arasýnda ittifak edilen bir husustur. [24]




[1] Câhýz'da ayni mütalaayý ileri sürmüþtür. Bk. es-Suyûtî, el-ltkan, 1/86.

[2] el-Ferra':  Kûfe'nin nahivcilerinden ve meþhur dilcilerinden olup ismi Yahya  b. Zeyyad ed-Deyiemî'dir. Künyesi ise, Ebu Zekeriyyo'dýr. Tefsirle ilgili bir eseri vardýr. 207/822 yýlýnda vefat etmiþtir.  (Bk, Tabakatu'z-Zebîdî, s.  143-146; Vefeyatu'l-A'yan, li/228).

[3] el-Eþ'arî: Eþ'arî itikat ekolünün kendisine nisbet edildiði    Ebu'l-Hasan Ali b. Ýsma­il'dir. Cehmiyeye, Haricilere ve Rafýzîlere reddiyelerini  ihtiva eden    kitaplarý    pek meþhurdur. H. 324 yýlýnda vefat etmiþtir. (Bk. Vefeyatu'l-A'yân, 1/326).

[4] el-Hâtib, Tarihti Baðdad, H/62.

[5] el-ltkan, 1/87

[6] el-Bürhan 1/278.

[7] ez-Zeccac: «Maâný'l -Kur'an» isimli kitabýn müellifi ibrahim b. el- Sýrrî olup künyesi Ebu Ýshak'týr. 311/923 yýlýnda vefat etmiþtir, (bk. Ýrrtîahu'r-Ruvat, 1/163.)

[8] ei-Lihyanî: Ebu'l-Hasen Ali b. Hazým olup meþhur dilcidir, 215/830 yýlýnda vefat et­miþtir.

[9] el-Bürhan, 1/278.

[10] el-Ýtkan, 1/78.

[11] «Onu (göðsünde toplamak, onu (dilinde akýtýp) okutmak þüphesiz bize aittir. Öyley­se biz onu okuduðumuz vakit, sen onun kýraatýna uy.»  (el-Kýyame, 17-18).

[12] Bazý müfessirlere göre da kullanýlan Kur'an kelimesi de bu anlamdadýr.

[13] Lisanu'l-Arab, 1/126. «Beyaz renkli iyi bir deve, (ama) bir yavru doðurmadý.»

[14] Krenkovv, Encyclopedie de L'islâm (Ort. Kitab) 11/1104.

[15] Blachere, Le Coran, Introduction, 5.

[16] «Fürkan'i âlemlerin bir korkutucusu olsun diye kuluna indiren (Allah'ýn þaný) ne yü­cedir.» (el-Fürkan, 1.)

[17] «O (Kur'an) þüphesiz âlemlerin Rabbýnýn «tenzihidir.»  (eþ-Þuarâ, 192).

[18] Þeyzeie: Þafiî fakihi ve «el-Bürhan fî Müþkilât'il-Kur'an» isimli eserin    müellifi Azîzî b. Abdullah'týr. H. 494 yýlýnda vefat etmiþtir, (bk. Vefeyâtü'l-A'yan, 1/318; Þezerâtü'z-Zeheb, 3/401.)

[19] «Þüphesiz o (Kur'an) nezdimizdeki ana kitapta (sabit), çok yüce, çok kýymetli (bir kitapjtýr.» (ez-Zuhruf: 4.). (bk. ei-Bürhan, 1/274.)

[20] «Daha doðrusu o (kitap) çok þerefli bir kitaptýr.» el-Bürûc, 21. (bk. el-Burhan, 1/276).

[21] «O deðerli bir kitaptýr.» Fussýlet 41. (bk. el-Bürhan, 1/276).

[22] «Arapça bir Kur'andýr» ez-Zümer, 28. (bk. el-Bürhon, 1/275).

[23] Bu görüþü ileri süren el-Harralî'dir. (el-Bürhan, 1/273). Alý b. Ahmed b. el-Hasen et-Tecîbî olup künyesi Ebu'i-Hasen'dir. H. 647 yýlýnda vefat etmiþtir. (en-Nücumu'z-Za-hire, 6/317; (Þezeretû'z-Zeheb 5/189)

[24] Dr. Subhi es-Salih, Kur’an Ýlimleri, Hibaþ Yayýnlarý: 15-18.



Ynt: Kuran ve vahiy By: ceren Date: 24 Nisan 2015, 22:14:54
Esselamu aleyküm.Rabbim razý olsun paylaþýmdan Sümeyye abla.Hz.Cebrail peygamber efendimize vahiy yoluyla kur aný kerimi getirmiþtir.
Ynt: Kuran ve vahiy By: saniye Date: 24 Nisan 2015, 22:26:42
Ve aleykumusselam. Allah'in mesajýnýn yer aldýðý kutsal kitaba verilen isimleri ve Kur-an kelimesinin kökenini öðrenmiþ olduk. Rabbim razý olsun.

radyobeyan