Uhuddaki tedavi By: hafiza aise Date: 29 Nisan 2011, 12:09:51
Uhud'daki Tedavi
Bu arada Hz. Ali, Resý1lullah'a su getirmiþti. Önce suyu aldý ve içmek istedi; ancak belli ki kokusundan hoþlanmamýþtý. Suyu mübarek yüzlerine döküp kanlarýný yýkamaya baþladý. Bir taraftan da:
- Nebi'sinin yüzünden kan akýtanlara karþý Allah'ýn gazabý þiddetlendi, diyordu.
O'nu bu halde gören ve çok duygulanan kýzý Fatýma Validemiz, bir taraftan babasýnýn yüzünü siliyor, diðer yandan da sarýlýp O'nu teselli etmeye çalýþýyordu. Akan kaný durdurmak için bir hasýr yakacak ve küllerini yaranýn üzerine koyup kaný durdurmaya çalýþacaktý.
Getirilen suyu içmediðini gören Muhammed Ýbn Mesleme hemen kadýnlarýn yanýna koþmuþ, onlardan su istiyordu. Ancak onlarda da su kalmamýþtý. Ancak o, Resülullah'a su getirmeden geri dönmeyi düþünmüyordu ve gidip bir kuyudan bulduðu suyu Allah Resülii'ne getirerek takdim etti. Belli ki çok susamýþ olan Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellern), önce bu sudan içti ve ardýndan da, onun bu hassasiyeti karþýsýnda Muhammed Ýbn Mesleme'ye dua etti.
Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), ortalýðýn biraz olsun durulduðu bu saatlerde tuttu Uhud'da öðle namazýný kýldý. Belli ki namazýný ayakta kýlacak takati bulamýyordu; oturmuþ, namazýný öyle kýlýyordu.
Biraz yüksek bir yere çýkýp da olup bitenleri görmek isteyen Efendiler Efendisi (sallallahu aleyhi ve sellern), yukarýda bulunan bir taþýn üstüne çýkmak istemiþ, ancak üzerindeki zýrhlarýn aðýrlýðýyla buna imkan bulamamýþtý. Durumu müþahede eden Talha Ýbn Ubeydullah yine devreye girecek ve Allah Resülü'nün bu isteðini yerine getirmesine yardým edecekti. Bunun üzerine Resül-ü Kibriya Hazretleri, ayný zamanda baþýndan bu yana yaptýklarýndan dolayý Hz. Talha için þunlarý söyleyecekti:
- Resülullah için yaptýðý bu iþlerden dolayý Talha'ya cennet vacip oldu!
Halid Ýbn Velid'le birlikte bir grup süvarinin geldiðini görünce de ellerini açacak ve þöyle dua edecekti:
- Allah'ým! Senin kuvvetinden baþka hiçbir kuvvetin hükmü yoktur. Þu beldede bu bir avuç insandan baþka Sana kullukta bulunacak kimse yoktur; Sen onlarý helak etme! Allah'ým! Onlarýn bize karþý bir üstünlük saðlamalarýna imkan yoktur; Sen onlara bu fýrsatý verme!
Bu sýrada Hz. Ömer gibi Muhacirlerden bir grup okçu ileri atýlmýþ ve gelen atlýlara karþý ok yaðdýrmaya baþlamýþtý. Savaþ öncesinde tepeye yerleþtirdiði okçulara dediði gibi, süvariler üzerlerine yaðan ok yaðmuruna karþý duramayýp kýsa zamanda geri dönmek zorunda kalacaklar ve böylelikle Efendiler Efendisi (sallallahu aleyhi ve sellem) ve ashab-ý kirarn hazeratý bir beladan daha masun kalacaktý.
Ziyôd Ýbn Seken'in aðýr yaralý olduðu haberi verilmiþti; hemen
onu yanýna getirmelerini emir buyurdu. Zira Ziyad, geçici bir kargaþa anýnda insanlar daðýlýp da Efendimiz'in (sallallahu aleyhi ve sellern):
- Þunlara karþý kim göðüs gerip de bizi koruyabilir, þeklindeki talebine karþýlýk:
- Ben ya Resülullah, diye haykýrmýþ ve yanýndaki beþ arkadaþýyla birlikte ölümüne Allah Resülü'nü korumaya baþlamýþtý. Gayretleri gözden kaçmýyor ve yaptýklarý herkesi hayran býrakýyordu. Nihayet onunla birlikte savaþan dört arkadaþý sýrasýyla þehit olmuþ, onu da müþriklerin elinden zor kurtarmýþlardý. Kanlar içindeydi ve her an þehit olmasý kuvvetle muhtemeldi.
Efendimiz, mübarek ayaklarýný baþýnýn altýna koydu Ziyad'ýn; gönlünü almaya çalýþýyordu. Ebedi aleme þehit olarak giderken Resülullah'ýn ayaðýna baþýný koymanýn huzuru vardý yüzünde. Gördüðü þefkat ve içine nüfuz eden merhamet nazarlarý, yaþadýðý bütün sýkýntýlarý unutturmuþ, huzur-u kalb ile veriyordu son nefeslerini. Derken, yanaðý Allah Resülii'nün ayaðýnýn üzerinde olduðu halde son nefesini de verip ebedi vuslata pervaz ediverdi.