Ýz Býrakanlar
Pages: 1
Abdullah Bin Huzafe (r.a.) By: Halis_52 Date: 28 Nisan 2011, 17:00:21
Abdullah bin Huzafe (r.a.)

Biz Müslümanlar, Allah yolunda ölüm¬den korkmayýz. Keþke baþýmdaki saçla¬rým adedince canlarým bulunsa da, her¬biri Allah yolunda öldürülse.

Bir davayý temsil etme durumundaki insanlarýn hayatýnda öyle ehemmiyetli anlar vardýr ki, o sýrada yaptýklarý küçük bir ihmal, birçoklarýnýn felaketine se¬bebiyet verebildiði gibi, gösterdikleri fedakarlýklar da, pek çok insanýn saadeti¬ne ve kurtuluþuna vesile olur.

Ýþte insanlýðýn yýldýz þahsiyetleri Sahabiler, daima birer saadet rehberi olmuþ¬lardýr. Türlü çile ve ýztýraplara katlanmýþlar, ama arkalarýndaki birçok kimseye de dünya ve Ahiret saadetini yaþatmýþlardýr.
Ýlk Müslümanlardan olan Abdullah bin Huzafe de (r.a.) böyle bahtiyar biriy¬di.Hz Ömer (r.a.) devrinde Bizanslýlarla yapýlan muharebede birçok Müslümanla birlikte esir düþmüþtü. Bizanslýlar, ellerine geçirdikleri esirlere önce Hiristiyanlýk telkini yapar, kabul ettiði takdirde serbest býrakýrlar, aksi halde çeþitli iþkencelerle öldürürlerdi.

Abdullah bin Huzafe’nin, Sahabenin ileri gelenlerinden biri olduðunu öðrenen Kral, ona ayrý bir ehemmiyet veriyor, Hýristiyanlýðý kabul etmesi için devamlý telkinler yaptýrýyordu. Fakat Abdullah bin Huzafe bu tekliflerin hiçbirisi ne kulak asmýyor, kelime-i þehadeti haykýrmaya devam ediyordu. Kral henüz ümidini kesmemiþti. Hz. Peygamberin yakýn arkadaþlarýndan birisinin Hýristiyanlýðý kabul etmesi, günden güne yayýlarak, Bizans’ý tehdit eden Müslümanlý arasýnda bir panik meydana getirecek ve Hýristiyanlýk alemi için büyük bir muvaffakiyet olacaktý. Onun için Kral, Hz. Abdullah’ýn Hýristiyan olmasý halinde kavuþacaðý dünyalýklarý durmadan arttýrýyor, yeni yeni tekliflerde bulunuyordu.

En sonunda þöyle bir teklifte bulundu:
“Hýristiyan olmayý kabul ettiðin takdirde, kýzýmý verir, seni saltanatýma ve nülküme ortak ederim.”
Ýslam imanýný bütün varlýðýna sindirmiþ olan Hz. Abdullah, izzetle haykýra¬ak þu cevabý verdi:
“Deðil bütün Bizans topraklarýný, Arap ve Acem topraklarýný da versen, bir an olsun, dinimden dönmem!”
Kral, “Öyle ise öldürüleceksiniz” dedi.

Hz. Abdullah ise, “Buna gücünüz yetebilir. Ama imanýmý kalbimden çýkarýp atamazsýnýz diye cevap verdi.
Sonra Hz. Abdullah çarmýha gerildi ve okçular devamlý olarak, ellerine ve ayaklarýna yakýn yerlere ok yaðdýrdýlar. Bu arada yine Hýristiyanlýk telkinlerine devam ediliyordu. Ayný zanýanda, bir kazan su kaynatýlmýþ ve Hýristiyan olma¬lý reddetmiþ olan diðer Müslümanlardan birisi getirilmiþ, kazana atýlmak üzere bekletiliyordu. Derken o Müslüman kaynar suya atýldý. Etrafta bulunanlar ve Hz Abdullah yanan kemik cýzýrtýlarýný duydular. Sonra kazanýn yanýna Hz. Ah¬lullah getirildi.

Bu esnada Hz. Abdullah aðlamaya baþladý: Kral Hz. Abdullah’ýn korkusun¬lan aðladýðýný zannederek, tekrar Hýristiyan olmasýný teklif etti. Hz Abdullah gine tekliflerini reddetti.

Kral, “O halde niçin aðlýyorsun?” diye sordu. Bu soruya Hz. Abdullah’ýn ce¬vabý þu oldu:
“Ben korkumdan aðlamýþ deðilim. Biz Müslümanlar Allah yolunda ölümden korkmayýz. Benim aðlamamýn sebebi þudur ki, ‘Baþýmdaki saçlarým adedince canlarým bulunsa da, onlardan her biri böyle Allah yolunda ölüme gitse,’ diye düþündüm ve böyle bir düþünce beni aðlamaya sevk etti.”
Ýslam izzetinin müþahhas bir timsali olan Hz. Abdullah’ýn bu sözleri karþýsýn¬la Kral yeni bir teklifte bulundu:

“Baþýmdan öpersen, seni serbest býrakacaðým.”
Bizans saltanatýna ortaklýk teklifi karþýsýnda bile imanýndan fedakarlýk gös¬termeyen Abdullah, bir Hýristiyanýn baþýndan nasýl öperdi? Þöyle mukabil bir teklifte bulundu:
“Burada bulunan bütün Müslüman esirleri serbest býraktýðýn takdirde dediði¬ni yaparým.”
Hz Abdullah Kralýn baþýný öpmeye giderken þöyle düþünüyordu:

“Bu adamýn, Allah’ýn düþmanlarýndan birisi olduðuna inanýyorum. Bunun baþýný ise, ancak Müslüman kardeþlerimi serbest býrakacaðý için öpüyorum.”
Hz. Abdullah, Kralýn baþým öptü ve o da sözünde durarak 80 Müslüman esiri serbest býraktý.
Abdullah bin Huzafe’nin imanýndan gelen izzet ve fedakarlýðý 80 Müslünýa¬nýn kurtarýlmasýna ve daha nicelerinin imanýnýn kurtulmasýna vesile olmuþtu.

Esirlerle birlikte Medine’ye dönen Hz. Abdullah, Hz. Ömer tarafýndan karþý¬landý. Hz. Ömer, Abdullah’ý tebrik etti ve orada bulunan Müslümanlara hitaben, “Abdullah, Kralýn baþýndan öperek 80 Müslüman kardeþimizin kurtuluþurýa ve¬sile olmuþtur. Onun için, Abdullah’ýn baþýndan öpmek her Müslümana bir vazý¬fedir. Ýþte ilk önce ben öpüyorum” dedi ve baþýndan öptü.

Müslüman olduktan sonra Resulullahla birlikte bütün savaþlara katýlan Ab¬dullah bin Huzafe, bir ara Peygamberimiz tarafýndan 50 kiþilik bir seriyyenin kumandanlýðýna da getirilmiþti.
Hz. Peygamber’in mektubunu Ýran Kisrasýna götüren de o idi. Perviz adýndaki Iran Kisrasý Hz. Peygamber’in mektubunu yýrtmýþtý. Bunu haber alan Resulul¬lah da, “Ya Rab! O nasýl mektubumu parçaladý ise, sen de onu ve onun mülkünü parça parça et!” demiþ ve ilave etmiþti: “Bundan baþka kisra gelmez.”
Bir müddet sonra, Perviz’in oðlu Þirviye, babasýný hançerle paralamýþ ve Sa’d bin Ebi Vakkas da (r.a.) onun saltanatýnýn altýný üstüne getirmiþti.

Saðlýðýnda Hz. Peygamberin ihbarýnýn çýktýðýný gören Abdullah bin Huzafe, Hz. Osman devrinde Mýsýr’da vefat etti.Allah ondan razý olsun.




radyobeyan