Abdullah Bin Atik (r.a.) By: Halis_52 Date: 28 Nisan 2011, 16:58:30
Abdullah bin Atik (r.a.)
Kiþinin lüzumsuz þeyleri terk etmesi.
Müslümanlýðýnýn güzelliðindendir.
Hadis-i þerif
Ýslam nurunun yayýlmasý Mekke müþrikleri yanýnda Yahudileri de endiþelendi¬riyordu. Bilhassa Beni Nadir Yahudileri bir türlü Restýlullahýn peygamberliðini hazmedemiyorlardý. Resulullaha karþý kin haset ve adavet besliyorlardý. Ýçle¬rindeki alimýeri Resulullaha göndererek zor durumda býrakmak istiyorlardý. Fa¬kat Kur’an onlarý susturuyordu.
Iþte, Beni Nadir Yahudilerinin en azýlýsý ve Resulullaha karþý en çok düþman¬lýk besleyen Sellam bin Ebi Hukeyk, Resulullahý sýk sýk rahatsýz ettiði gibi, Müslümanlarý da daima tehdit eder, etrafýndakileri Resulullah Efendimizin aleyhine kýþkýrtarak onu öldürme teþebbüsünde bulunurdu.
Resulullahýn Ashabý onun bu zulüm ve tehditlerine artýk tahammül edemi¬yordu. Bir gün kendi aralarýnda konuþuyorlardý. Resulullahýn düþmanlarýný sa¬yýyorlardý. En büyük düþmanlarý arasýnda þüphesiz sellam bin Ebi Hukeyk de vardý. Düþmanlann en azýlýsý idi. Bunun öldürülmesi þarttý. Çünkü o Resulullahý öldürmek için uðraþýyordu. Bu hususta geldiler, Resulullahtan izin istediler. Resulullah da onlara izin verdi.
Ýþte bu azýlý düþmanýn katil Abdullah bin Atik’e nasip oldu. Sahabilerin kah¬ramanlarýndan olan Abdullah bin Atik, Hazreç Kabilesine mensuptu. Bir gün yanýna dört Sahabi daha alarak Yahudilerin kale þehri olan Hayber’e gitti. Bu peygamber düþmanýný öldüreceklerdi. Beþ kiþiydiler: Abdullah bin Enis, Eba Katade, Esved bin Huzai, Mes’ud bin Sinan ve Hz. Ahdullah’ýn kendisi. Komu¬tanlýðý Abdullah bin Atik yapýyordu.
Gece vakti Hayber’e girdiler. Sellam bin Ebi Hukeyk’in bulunduðu bölgedeki bütün evleri dýþardan kilitlediler. Sellam’ýn bulunduðu ev yüksek bir yerde idi. Ancak merdiven ile çýkýlýyordu. Yukarý çýktýlar ve kapýyý çaldýlar. Sellam’ýn ha¬nýmý onlarýn kim olduðunu sorunca, “Araplardan bir grubuz, ev sahibi ile görüþ¬mek istiyoruz” dediler. Ýçeri girdiler. Sellam ile kavgaya tutuþtular. Sellam’ý öl¬dürdüler. Haným ve çocuklarýna dokunmadýlar.
Sellam’ý o halde býrakýp çýkarken Abdullah bin Atik gözleri iyi görmediðin¬den merdivenden düþtü. Ayaðý þiddetli bir þekilde burkuldu. Arkadaþlarý onu omuzlarýna alýp, þehrin dýþýnda bir yere götürüp sakladýlar.
Fakat Sellam’ýn gerçekten ölüp ölmediðinden emin deðillerdi. Yaralý da kal¬mýþ olabilirdi. Ýçlerinden birisi geri döndü. Hadise üzerine toplanan kalabalýk arasýna girdi. Sellam’ýn hanýmýnýn “Oldü” dediðini duydu. Sevinçle geri döndü ve arkadaþlarýný müjdeledi ,
Abdullah bin Atik Resulullaha geldiðinde Peygamberimiz onu taltif etti. Sonra da mübarek elini yaralý ayaðýna sürdü. Hz. Abdullah’ýn ayaðý sanki hiç burkulmamýþ gibi iyileþti.
Hicretin 9. senesinde Peygamber Efendimizin (a.s.m) Tayy Kabilesinin put¬lanný kýnp parçalamak için Hz. Ali kumandasýnda gönderdiði 150 kiþilik kuv¬vet içerisinde Hz. Abdullah da vardý. Peygamberimiz, onu birliðin silah ve tec¬hizatýný temin etmekle vazifelendirmiþti.
Onun Yemame Savaþýnda gösterdiði kahramanlýk da dillere destandýr. Bu savaþ Hz. Ebü Bekir zamanýnda cereyan etmiþti. Yalancý Peygamber Müseyli¬me, Müslümanlarý rahatsýz ediyordu. Hz. Halid bin Velid baþkanlýðýnda bir or¬du üzerine gitti. Çünkü hem irtidat hareketini teþvik ediyordu, hem de Müslü¬manlarý rahatsýz ediyordu. Artýk Müslümanlarý onlardan kurtarmak bir zaruret haline gelmiþti. Halid bin Velid ile Müseylimetü’l-Kezzab kuvvetleri arasýnda þiddetli çarpýþmalar oldu. Hz. Abdullahda bu savaþta büyük kahramanlýklar gösterdi. Aðýr þekilde yaralandýðý, vücudundan kanlar fýþkýrdýðý halde kýlýcýný elinden býrakmadý. Sonunda þehitler kervanýna o da katýldý.
Böylece ömrünü Ýslamýn hizmetinde sarfeden bu büyük Sahabi, Hicretin 12. senesinde en çok arzu ettiði þehitlik mertebesine nail olarak ebediyet alemine göçtü
radyobeyan