Anlamak Veya Anlamamak By: Halis_52 Date: 27 Nisan 2011, 22:46:51
Anlamak veya Anlamamak
Yazýlan ve konuþulanlarýn anlaþýlamamasýnda pek çok sebepler olabilir. "Kavrama"yý inceleyen (kognitif) psikolojide yapýlan araþtýrmalara göre idrak; metnin yapýsýnýn, sosyal baðlamýn ve özellikle muhatabýn bilgi, uzmanlýk tecrübe, merak,motivasyon gibi özelliklerinin bir fonksiyonudur.. Meselâ, Sýzýntý okurlarýndan gelen tepkilere göre teorik fizik, týp, zooloji, genetik gibi uzmanlýk gerektiren sahalarda, "anlama" nisbetinde bir düþüþ tesbit etmek mümkündür. Halbuki ayný þey içtimaî ve edebî yazýlar için geçerli deðildir. Sýzýntý okurlarýnýn orta okul öðrencilerinden profesörlere kadar geniþ bir yelpazeyi kapladýðý göz önünde tutulursa, bu farklýlýðýn gayet normal olduðu görülecektir. Zira muhatap kitlenin büyük bir kýsmýnýn genel dünya bilgisi, uzmanlýk gerektiren sahalarýn terminolojisini kolaylýkla anlayabilecek seviyede deðildir. Bu kitlenin çoðunluðu, ancak "somut" beyanlarý, yani benzetmeler, mecazlar, anekdotlar ve müþahhas misellerle süslü metinleri kolayca idrak edebilir. O hâlde uzman müellifler, ihtisas sahalarýnýn soyutluluðunu somutlaþtýrýp, ünsiyet peyda edilen örneklerle meseleri tasvir edip, aðýr terimleri izahlarla hafifleþtirip teliflerini genel okuyucu seviyesine indirmelidirler ki, genele, en azýndan geniþ kitlelere hitap edebilsinler. Tabiî bu da onlarýn ilmî donanýmlarýna, vukufiyetlerine, pedagojik istidatlarýna maksatlarýna, üslûp ve beyan kabiliyetlerine baðlýdýr. Buna baðlý olarak, zooloji ve genetikte bile açýk ve akýcý, edebiyat ve tarihte bile muðlak ve yorucu yazýlar yazýlabilmektedir.
Tecrübeli öðretmenler, öðrencilerinin bir metni anlayýp anlamadýklarýný hemen fark ederler, zira metni idrak eden öðrencilerin, genellikle muhtevayla ilgili sorularý cevaplandýrabildiklerini, kendi ifadeleriyle metni yeniden telif edip özetleyebildiklerini bilmektedirler. Ezoterik (kiþinin iç idünyasýna yönelik, enfüsi) metinleri, açýk bir üslûp ve anlaþýlýr bir dille kaleme alýnmýþ ve müþahhas mevzularý iþleyen yazýlardan ayýran en önemli özellik, bu metinlerin rahatlýkla tekrar ifade edilip özetlenememesidir. Yani bu metinlerde geçen olaylar, þahýslar, durumlar ve nesnelere ait zihinde oluþan temsilin, "ne hakkýnda" olduðuna kolay kolay karar verilemektedir. Buna karþýlýk, metinle ilgili açýk bir zihnî model inþa edildikten sonra, mânâ ve mesajlarý, þahsî tabirlerle beyan ve hülasa etmek hiç de zor olmamaktadýr.
Bunun dýþýnda piyasaya, binlerce kiþiye ulaþan menkýbevâri eserler olduðu gibi, birkaç yüz entellektüelin birbirleriyle mektuplaþýr gibi neþrettikleri yayýnlar da mevcuttur. Asýl mesele "anlaþýlmazcýlýk" temsilcisi olup küçük bir kliðe hitap etme deðil, muhtevadan taviz vermeden olabildiðince geniþ bir kitleyle sohbet etmektir. Tabiî bu hiç de kolay deðildir. 'Felsefe' yapmadan, meseleleri özet hâlinde damýtarak sunmak, vukûf gerektirir. Sahasýna vâkýf müelliflerin eserleri anlaþýlamama talihsizliðine uðruyorsa, bu daha çok muhataplarýn performanslarýndan kaynaklanmaktadýr. Yazarýn "tenezzül" etmesi gerekliyse, okurun da en az o kadar "terakki" etmesi gereklidir.
Her bir ihtisas ehli, kendi sahasýnda, hür düþünce, baþarýlý bir sentez kabiliyeti ve engin bir kritik anlayýþla, malumu îlam (bileneni takrar belirtmek) etme sýkýntýsý çekmeden, derin eserler verme imkânýný elde edinceye ve okuyucusu da seviyesini yükseltinceye dek "anlaþýlmazlýk" problemi, gündemde kalacaða benzemektedir.
Kaynak:
"Esoteric Discourse Analysis", Teun A. van Dijk; Discourse and Society Cilt 6 (1). 1995, ss. 5-6.
Ynt: Anlamak Veya Anlamamak By: yagmur_7-c Date: 27 Ocak 2014, 15:49:11
Aleyküm selam;
Allah herkesin beynini farklý düþüncelerini farklý yarattýðý gibi anlama kapasitemizi de farklý yarattý.
Önemli olan kavrayabilmemiz bizden aþaðýdakilere bakýp þükretmeliyiz.
Kavramamýzý da arttýrmak için bol bol kitap okumalýyýz. :) _ ♥
radyobeyan