Evliyalarýn Hayatý
Pages: 1
Himmet Efendi By: armi Date: 09 Haziran 2009, 20:16:26
On yedinci yüzyýl Anadolu velîlerinden. Bolu'nun Gice köyünden Hacý Ali Merdan adlý bir zâtýn oðludur. Dökmeciler mahallesinde doðdu. Doðum târihi belli deðildir. Memleketine nisbetle Bolulu Himmet Efendi diye meþhûr oldu. 1683 (H.1095) senesinde Ýstanbul'da vefât etti. Kabri, Üsküdar'da Bezcizâde Efendi türbesinde, hocasýnýn yanýndadýr.

Küçük yaþýndan îtibâren ilim öðrenmeye baþlayan Himmet Efendi, ilk tahsîlini memleketi olan Bolu'da gördü. 1609 (H.1018) senesinde Ýstanbul'a gelerek ilim tahsîline devâm etti. Zamânýnýn usûlüne göre Zeyrekzâde Seyyid Yûnus Efendinin ilim meclisinde bulunup, aklî ve naklî ilimleri tahsîl etti ve ondan icâzet aldý. Ýlimde yüksek dereceye ulaþtýktan sonra, kýrk akçe yevmiye (gündelik) ile müderris olmaya hak kazandý. Fakat o medresede ilim okutmaktan ziyâde tasavvuf yoluna yönelmeyi tercih etti. Bir gün medresenin odasýnda gezinirken, baþýný önüne eðip; "Ey Himmet! Þimdi müderris olacaðýný farz edelim. Mertebeleri yavaþ yavaþ geçerek, kâdýasker ve nihâyet þeyhülislâm oldun. Ondan sonra olacaðýn hiçtir. Bu kadar debdebeden sonra o neticeye ulaþmaktansa, þimdiden hiç olmaya baksana." diyerek odadan dýþarý çýktý ve kapýsýný kapadý. Bir Allah adamýnýn sohbetinde ve hizmetinde bulunup mânevî yolda ilerlemeye karar verdi. Yolda giderken Halvetiyye tarîkatýnýn büyüklerinden ve Uþþâkîliðin kurucusu olan Hüsâmeddîn Uþþâkî'ye rastladý. Hüsâmeddîn Efendi, Allahü teâlânýn kalbine verdiði keþf kuvveti ile, Himmet Efendinin hâlini anladý. Ondaki kâbiliyeti görüp; "Oðlum Himmet aradýðýn bizdedir." buyurdu. Bunun üzerine Himmet Efendi, Hüsâmeddîn Uþþâkî'ye baðlanarak, talebesi oldu. Uzun süre mücâhede ve riyâzet çektikten sonra, Hüsâmeddîn Uþþâkî'den hilâfet aldý. Hocasýnýn izni ile memleketine gitti. Memleketinde Bayrâmiyye yolu büyüklerinden Bolulu Ahmed Efendi ile sohbet etti. Bir süreAhmed Efendinin hizmetinde bulunarak Bayramî tarîkatý üzerine sülûkunu tamamlayarak ondan da hilâfet aldý. Uþþâkîlik ve Bayramîlik tarîkatlarýnýn sýrlarýný birleþtirdi.

Himmet Efendi, baþýnda Bayramî tâcý olduðu halde Ýstanbul'a gitti. Bir gün ilk þeyhi Hüsâmeddîn Uþþâkî ile karþýlaþtý. Himmet Efendi, baþka bir hocaya baðlanmýþ diye ilk hocasýnýn kalbine bir þey gelmemesi için yanýndaki abdest havlusu ile derhal tâcýný örtmek istedi. Hüsâmeddîn Efendi bu duruma vâkýf bir velî olduðundan ve Himmet Efendide tecellî eden Rabbânî mârifet nûrlarýný gördüðünden; "Oðlum Himmet! Bayramî tarîkatý da, bizim yolumuz da senin ictihâdýn olsun." buyurdu. Himmet Efendi, bundan sonra Bayramî tarîkatýnýn Himmetî kolunun kurucusu kabûl edildi.

Himmet Efendi, Ýstanbul'a geldikten sonra Sultan Dördüncü Mehmed Han devri Defterdârlarýndan Ýbrâhim Efendinin Yenibahçe yakýnlarýnda Nakkaþ Paþa Câmii bitiþiðinde yaptýrdýðý dergâhta talebe yetiþtirmeye baþladý. Mânevî olgunluklara sâhib olan Himmet Efendi, pekçok kimsenin tasavvuf yolunda ilerleyip Allahü teâlânýn rýzâsýna kavuþmasý için gayret etti. 1641 (H.1051) senesinden îtibâren Kâsým Paþa Câmii kürsüsünden insanlara vâz ve nasîhat ederek onlara dünyâda ve âhirette saâdete, kurtuluþa ermenin yollarýný ve sýrlarýný anlattý. Bir müddet sonra Kâsým Paþa Câmii vâizliðini oðlu Þeyh Abdullah Efendiye býraktý. Kendisi dergâhýnda ibâdet tâat ve talebe yetiþtirmekle meþgûl oldu. Sonra oðluHalil Paþa Câmii vâizliðine gönderilince, Himmet Efendi tekrar Kâsým Paþa Câmiinde vâz ve nasîhat etmeye baþladý. Bu vâzlarý esnâsýnda Ýslâm dîninin emir ve yasaklarýný anlatýrken hikmetli sözler ve söylediði beyitlerle insanlarýn gönlünü ferahlandýrdý. Bir vâzý sýrasýnda söylediði beyti þöyledir:

Azýðýn var mý yola gitmeye
Döþeðin hazýr mý varýp yatmaya
Ejderler gibi dem çekip yutmaya
Yerler aðzýn açtý haberin var mý?

: Himmet Efendi By: armi Date: 09 Haziran 2009, 20:17:05
Ýnsanlarýn günahlardan sakýnmasý gerektiðini anlatýrken de þu beyti okudu:

Mâsiyet yükünü aldýn boynuna,
Hiç ölüm korkusu gelmez aynýna
Felek birkaç arþýn bezi eðnine
Yakasýz don biçti haberin var mý?

Dünyâ hayâtýnýn geçici ve dünyâ nîmetlerinin vefâsýz olduðunu anlatýrken de þu beyti söyledi:

Derviþ Himmet senden evvel gelenler,
Kimisi kul, kimi sultan olanlar,
Dünyâ benim mülküm deyip yelenler
Ecel câmýn içti haberin var mý?

Himmet Efendi Bezcizâde Muhyiddîn Efendi ile hocasý Hüsâmeddîn Efendinin vefâtý üzerine Üsküdar Divitçiler Dergâhý postniþinliðine getirildi. Ayný zamanda Molla Câmiinde vâz verdi. Þâbâniyye ve Bayrâmiyyenin birleþtirilmesinden meydana çýkan Himmetiyye yolunun esaslarýný anlattý. Talebelerine ve sevenlerine þu beyitleri okuyarak Allahü teâlânýn rýzâsýna kavuþmak için O'nu ve O'nun sevdiklerini sevmek gerektiðini açýkladý. Þiirlerinde hem aruz hem de hece veznini kullandý. Bu yönü ile 17. yüzyýl Türk Tekke edebiyâtýnda mühim bir yeri vardýr.

Sonra kendi isteðiyle Üsküdar'daki Paþa Câmi-i þerîfinde vâz etmeye devâm etti. Bu câmideki vazifesi sýrasýnda, 1683 (H.1095) senesi Safer ayýnýn on altýncý Salý günü vefat etti.

Cenâzesi, Üsküdar'daBezcizâde Muhammed Efendi türbesine defnedildi.

Himmet Efendi zühd sâhibi olup dünyâya ve dünyânýn içindekilere meyletmezdi. Vâzlarýnda tefsîr ve hadîs âlimlerinin bildirdikleri hususlardan nakiller yaparak insanlarýn istifâde edebilecekleri seviyede konuþurdu. Yüksek haller ve kerâmetler sâhibi fazîletli bir zât olup, onun yanýna gelen her kiþi mânevî zevk ve kâbiliyetine göre sözlerinden ve hallerinden istifâde ederdi.

Himmed Efendinin yolu oðullarý ve torunlarý tarafýndan devâm ettirildi. Þiirlerinde daha çok Yûnus Emre'nin tesiri görülen Himmet Efendi, çeþitli konulara dâir eserler yazmýþtýr. Eserlerinden bâzýlarý þunlardýr:

1) Manzûme-i Mi'râciye, 2) Tarîkatnâme, 3) Zübdet-üd-Dekâik: Bu eserleri Daðýstanlý Hâfýz Muhammed Efendi tercüme etti. Tertip ettiði bir dîvâný, o zaman meydana gelen büyük bir yangýnda yanmýþtýr. Hâfýz Muhammed Uþþâkîlere âit olanlarý toplayýp birkaç cüz meydana getirmiþtir.

1) Sefînetü'l-Evliyâ; c.2, s.341
2) Vekâyiu'l-Fudalâ; c.3, s.578
3) Lügât-ý Târihiyye ve Coðrafya; c.7, s.158
4) Sicilli Osmânî; c.4, s.629
5) Osmanlý Müellifleri; c.1, s.189


radyobeyan