El-Hums hadisi By: sumeyye Date: 26 Nisan 2011, 13:12:46
El-Hums Hadisi[195]
Ýbni Vehb, Yûnus aracýlýðýyla Zührî'nin þöyle dediðini rivayet
ediyor:
-Efendimiz buluð (yada olgunluk) çaðýna eriþtiðinde bir kadýn, Kabe'de ateþ közü yapmýþtý. Onun kývýlcýmlarýndan biri sýçrayýp Ka' be örtüsüne gelip yaktý. Kureyþliler'de onu yýktýlar. Yeniden yaparlarken Rüknün yerine gelince hangi kabilenin onu yerine koyacaðý hususunda çekiþtiler sonunda "Gelin yanýmýza ilk geleni hakem edelim" dediler Henüz çocuk olan Efendimiz üzerinde alaca renkli bir kuþ akla yanlarýna geldi: Onu hakem yaptýlar. O da Rüknün bir elbise içine konmasýný emretti. Sonra her kabile lideri bir ucundan tuttu. Efendimiz duvara çýktý. Rüknü kendine verdiler, O da yerine koydu. Artýk yaþý arttýkça ona olan hoþnudluk çoðaldýda "Emin" diye çaðýrýlýr oldu. Bu vahiyden önce idi. Bir kurban kesecek olsalar illede gelip Ona yalvarýrlar O da kesimde dua ederdi.[196]
Urve, Mücahit ve diðerlerinden, "Beytullah, peygamberlik gelmeden onbeþ yýl önce tamiri yapýlmýþtý" diye rivayet olunur.[197]
Davûd b. Abdürrahman el-Attâr anlatýyor: Bize Ýbni Huseyn anlattý ki, Ebû Tüfe yi'e, dayýcýðým! Bana Kureyþlilerin Ka'beyi yeniden inþa etmeden önceki durumunu anlat, dedimde þöyle anlattý:
Ka'be önce sadece kuru iri kayalardan Örülmüþtü, Çamur sývalý olamadýðýndan üzerinde çebiçler[198] dolaþýrdý. (Daha sonra) Ka'be örtüsü duvarýn üzerine Örtülüp uçlarý aþaðý doðru sarkýtýldý. Daha sonra Bizans'tan bir gemi (Cidde'ye doðru) geldi. Þuaybe denen yere gelince (karaya vurup) parçalandý. Durumu iþiten Kureyþliler, hemen oraya gelip geminin tahtalarýný satýn aldýlar. Bâkûm denen rum bir marangoz vardý. Mekke'ye geldiklerinde: "Rabbimizin evini yeniden yapsaydýk" diye konuþup bunun için toplantý yaptýlar. Taþlarý Ciyad çevresinden taþýdýlar. Allah Rasûlû taþ taþiyorken belindeki kuþaðý çözülü verdi. "Yâ Muhammed! Avret yerin açýldý" diye seslenildi. Allah bilir bu, þekilde ilk nida bu olmuþ oldu. Onun avret yeri bundan sonra hiç bir zaman görülmedi.[199]
Ebü'l Ahvas'ta Simâk b. Harb'in þöyle dediðini anlatýyor.
- Ýbrahim (a.s.) Kâ'beyi inþâ etti..(hadiseyi anlatarak sözü þöyle tamamlar) Uzun zaman geçince Ka'be yýkýldý. El-Amâlika kavmi onu tekrar yaptýlar. Yine uzun zaman sonra yýkýldý. Bu kerede Cürhüm kabilesi yaptý. Uzun süre geçipte yýkýlýnca bu kere Kureyþliler yaptý. Simak hadisinde Efendimizin Hacerü'I Esved'i yerine koyduðunu anlatýr.[200]
Yunus, Ýbni Ýshak, Abdullah b. Ebî Bekr b. Hazm, Amra isnadiyla Hz. Aiþe (r.a.)ýn; "Biz Cürhüm'den bir adam ve kadýn olan Ýsef ve Nâile'nin taþlaþýncaya kadar Ka'be'de zina ettiklerini iþitirdik" dediðini anlatýr.[201]
Musa b. Ukbe anlatýyor:
-Kureyþlileri Ka'be'yi tamir etmeye yönelten sebeb þu idi. Ka'be-nin yukarýsýndan gelen seller Oraya ulaþmasýný engellemek için yaptýklarý bendin Üzerinden aþarak bendi harab etmiþti. Halk sellerin Beyte gireceðinden korktu. Bu arada Melih denilen bir adam Ka'be-nin kokularýný çalmýþtý. Böylece Kureyþlîlerde bunu vesile ederek Kâ'be binasýný yenilemek ve kapýsýný yükselterek diledikleri dýþýnda kimsenin oraya girmemesini istediler. Bunun için gereken yatýrým ve iþçileri hazýrladýlar.[202]
Zekeriyya b. Ýshâk'ýn nakline göre Amr b. Dinar, Cabir (r.a.)ý þöyle derken duymuþ: "Rasûlû Ekrem (s.a.v.) Ka'beye Kureyþlilerle beraber taþ çekerken üzerinde bir izan vardý." Amcasý Abbas ona: "Kardeþimin oðlu izarýný çözüpte onu omuzuna taþýn altýna koysana dedi. O da öyle yaptýda birden bire yediði bir sille ile yere düþtü. O günden sonra Muhammed bir daha çýplak görünmedi" Bu hadis ittifakla rivayet edilmiþtir.[203] Buhârî ve Müslim bunu Ýbni Cüreyc'ten de rivayet etmiþlerdir.
Müslim Ez-Zencî, îbni Ebî NecÝh aracýlýðýyla babasýnýn þöyle dediðini anlatýr:
-Kureyþ ileri gelenleri oturup Ka'benin yapýlýþýna dair konuþtular. Daha önceleri Ka'be iri beyaz taþlarla kuru (sývasýz) duvar olarak örülüydü. Kapýsý yerde idi. Çatýsý da yoktu. Örtüyü duvarýn üzerine sarkttýverirler ve örtü duvarýn üst tarafýndan örtünün ortasýndan baðlanýrdý. Ka'benin ortasýnda giriþin saðýnda Cürhüm kabilesinin yaptýðý nezirlerin, Ka'beye hediye edilen eþyalarýn toplandýðý bir kuyu vardý. Orada bulunan þeyler çalýndý. Allah (c.c.)de adý geçen yýlaný oraya gönderdide ta Kureyþ'in orayý yeniden yapacaðý zamana kadar geçen beþyüz yýl Ka'beye bekçilik etti. Orada (Ýbrahim (a.s.)in kurban ettiði koça ait olduðu ileri sürülen)[204] koçun iki boynuzu Beytin ortasýnda, zinet torbasý ile beraber asýlý idi...[205]
Nihayet Kureyþliler yýkým iþinde Ýbrahim ve Ýsmail Peygamberlerin Ka'be duvarýný üzerinde yükselttikleri temele indiklerinde orada kocaman bir deve gibi otuz tane adamýn yerinden kýpýrdatamadýðý bir taþ gördüler. Bu kayalar birbirlerine baðlý olduðu için ondan birini hareket ettirdinmi etrafýmda sallýyordu. Bunun üzerine Velid b. Mu-ðîre iki taþ arasýna Felenk (denilen uzun çelikten yapma) âletini soktu (kanýrdý.) Böylece büyük bir parça yarýldý. Onu adamýn biri al-dýysada elinden kayýp yerine geri döndü. Geri düþünce Öyle bir þimþ ek (kývýlcým çakmasý) meydana geldi ki gözlerini kör edeyazdý. Bütün Mekke sarsýldýda iþi býrakmaya mecbur kaldýlar.[206]
Beytullah'ý yapmaya toplanan para yetmemiþti. Bunun üzerine Beytin kaidelerini kýsaltýp yetebildikleri yere kadar çevirip, kalan kýsmýmda Hýcr-ý Ýsmail'de býrakmaya karar verdiler. Böyle uygulayýp altý zira ve bir karýþ kýsmýný Hýcr tarafýnda yapmadan býraktýlar. Kapýsýný yükseltip (onun giriþ eþiðini) taþla doldurarak selin ve istemedikleri insanlarýn oraya girmesine engel olmaya çalýþtýlar. Ka'be'yi bir sýra taþ bir sýra kereste koyarak yapýp Rüknü Hacer'in yerine gelince onu kimin koyacaðý konusunda yarýþmaya girdiler. (Ravi kýssayý anlatarak sözü þuraya getirir.)
Beytullah'ý, bir sýra taþ, bir sýra kereste koyarak yükseltip damýna kadar geldiler. Rum marangoz Bâkûm onlara: "Damýný düzmü yoksa sýkýþtýrýlmýþ topraktan meyillimi yapmak istersiniz" diye sorunca onlarda, "düz olsun" dediler. Beytin içine iki sýra halinde altý sütun diktiler. Dýþ yüksekliðini on sekiz zira (ölçüsünde) yaptýlar. Daha önce ise bu dokuz zira idi. Beyt'in içinden dýþarýya çýkmak için keresteden bir merdiven yaptýlar. Çatýsýný ve duvarlarýný iç taraftan sütunlardan itibaren süslediler. Oraya Peygamber, Melek ve aðaç resimleri yaptýlar. Ýbrahim (a.s)'ý fal atan bir adam gibi yaptýlar. Ýsa ve Annesinin resimlerini yaptýlar. Ka'bedeki hazine yerine geçen kuyudaki süs eþyalarýyla koçboynuzlarýný çýkarýp Ebû Talha el Abde-rî (Abdullah b. Abdü'l Uzza b. Osman b. Abdüddâr b, Kusay) ye býraktýlar. Kuyudan Hübel'in putunu çýkarýp Makam-ý Ýbrahim'in yanýna diktiler. Ýnþaatý tam bitirince hepsini yerine götürdüler. Sonrada Ka' beyi, Yemen'de yapýlma bir kadife kumaþla örttüler. [207]
- Ýbni Ebî Necîh'in babasýndan naklettiði hadise göre Huveytib b. Abdu'l Uzzâ ve diðerleri þöyle anlatýyorlar: Mekke fethi günü olunca Rasulullah, Beyte girdi. Bir elbise ýslatýlmýþýný söyleyip bu resimlerin silinmesini emretti. Ellerini Ýsa (a.s.) ve Annesinin resimleri üzerine koyarak þöyle buyurdu. "Ellerimin altýndakilerden baþka hepsini silin![208] Bunu Ezrakî nakleder.
Ýbni Cüreyc anlatýyor: Þamlý Süleyman b. Mûsâ, Ata b. Ebî Ri-bah'a sormuþtu, bende iþitiyordum.
-Beytullah'ta Meryem ile Ýsa'nýn resimelerinin asýlý olduðu zamana yetiþtinmi? Atâ'da "Evet Meryemin süslü, kucaðýnda oðlu Ýsa oturur halde resminin asýlý olduðu vakte yetiþtim. O zaman Beytullah'ta altý tane sütun olarak dikilmiþ direk vardý. Ýsa ile Meryemin resimleri giriþ kapýsýný takiben gelen direkte idi" Bende (Ýbni Cüreyc) Ataya: "Peki o resimler ne zaman yok oldu" dedimde, Ata:
"Abdullah b. Zübeyr'in (hilafeti) zamanýndaki yangýnda" dedi. Bende: Yani Rasülullah'ýn devrinde de silinmeden kaidýmýydý? dedim. Bunun Üzerine o:
-Bilemiyorum. Ancak sanýyorum Onun zamanýnda da dursa gerek, dedi.[209] Dâvud b. Abdirrahman Ýbni Cüreyc'in "Sonra aradan hayli zaman geçince Atâ'ya tekrar gelip sordum da" Ýsa ile annesinin resimleri orta direkteydi, dedi.[210]
Ezrakî derki: Bize Dâvud (b. Abdürrahman) el Arar b. Dinar'dan k r der.)
þöyle dediðini anlattý: Yýkýlmadan evvel Ka'be'de îsa ve Annesinin resimlerine rastladým.[211] (Ezrakî devamýnda dedesinden þöyle nakleder.)
-Dâvud b. Abdürrahman anlattý "Bana Ka'be hizmetçilerinden birisi Müseyfi b. Þeybeden Rasululllah (s.a.v.)'in þöyle buyurduðunu haber verdi: Yâ Þeybe! Ellerimin altýndakiler hariç bütün resimleri sil. (Þeybe derki) Sonra RasûlulÝah ellerini îsa ve annesinin resimlerinin üzerinden kaldýrdý.[212] El Ezrakî derki: Said b. Salim Yezid b. lyaz b. Ca'debe yoluyla Ýbni Þihab'ýn þöyle dediðini haber verir:
Nebi (s.a.v.) Ka'benin (Beytin) içine girdi. Orada resimler vardý. Ýbrahim (a.s)ýn resmini görünce «Allah canlarýný alsýn! Onu fal bakýcý bir þeyh yapmýþlar» buyurdu. Sonra Meryemin resmini gördüde elini üzerine koyup. "Me-ryemin resmi hariç buradaki bütün resimleri silin" buyurdu. Sonra El- Ezrakî (Ahbanmn) burasýnda buna benzer bir hadiseyi ayrý bir isnad ile rivayet eder. Bu rivayet {Ýbni Þihabm sahabe olmamasý sebebiyle) mürseldir. Ama Atâ b. Ebi Ribah iie Amr b. Dînâr'm (yukarda geçen sözleri) sabittir. Ancak bu anlatýlan mesele bu güne kadar hiç duyduðumuz bir þey deðildir."[213][195] El-Hums: Dinde aþýn giden anlamýna gelir. Peygamberlik öncesi Kureyþ Ka'beye baðlýlýkta aþýrý olunca bu adla anýlýr olmuþtu. Ýbni Hiþâný'ýn 1/199da îbni Ýshaktan nakline göre Kureyþ "biz Ýbrahim oðullarýyýz, Harem halkýyýz, Beytýýlllnh'in velileri Mekke'nin sakinleriyiz. Arab da bizim gibi hakký olan, bizini gibi mertebesi olan yoktur. En tanýnaný biziz. Haremi ýýlýýladýðýmýz gibi HillÝ ýýlulanýayin. Öyle yaparsanýz arablar hürmetinizi hafife alýr." dediler. Böylece Hill mýntikasýndaki Arafatta vakfeye durmayý, oradan Müzdelife'ye Ýfâda etmeyi býraktýlar. Halbuki bunun Hac nýeþâiri olduðunu hililyorlar. Ýbrahim in dininden ve Hacdan olduðunu itiraf ediyorlardý. Bunun için diðer araplarm bunlarý yapmasý gereðine inanýrlardý. "Ama biz Harem halkýyýz onun için harem mýntýkasýný çýkýp hille gitmemiz hürmetsizlik olur. Diðer yerleri Harem gibi kutsi sayamayýz." dediler. Sonra doðanlarda bunu aynen uyguladýlar. Ardýndan da bunlara bazý ilavelerde yaptýlar"
Yýllardýr Mekke halkýna þaþar dururdum. Hac vesilesiyle yirmi yirnýibeþ yýldýr tanýdýðým nice ev sahibi Mekkeli. halâ hac etmediklerini söylemiþ Ýerdi de inanmak bize çok zor gelmiþti. Bu bilgiyi görünce "Acaba hâlâ câhitiye döneminden kalma bu adet geçerlimi'" diye düþündüm.
[196] Musannef'te Abdürrezzak olayý Ma'mer aracýlýðýyla verir h. no. 9104 Fet-hü'l Bari 3/285 Ýbni Kesir 2/300. Ezrakî Ahbar'u Mekke 1/99-100 (Öbür baský 1/158) El-Marife Vettârih 3/252 Ýbni Kesir buradaki “balið olunca” igadesini garip bulup, “Ýbni Ýshakýnda kesin olarak belirttiði gibi Efendimizi o zaman yirmibeþ yaþýndaydý,” der Beyhakî Delâil 2/57 Sebilü’l Hüdâ ver Rüþd 2/232.
[197] Bu Zühri'nin talebesi Musa b. Ukbenin meðazisinde de böyle geçer. Bak Delâil Ýn Nübüvve 2/60; Abdürrezzak da bunu Mücahitten 9103 no ile nakleder.
[198] Toroslarda oðlaðýn erkeði “çebiç” olarak adlandýrýlýr. Erkek oðlak diye tercemede olabilirdi. Gönlüm asýl Türkçe kelimenin kaybolmasýna razý olmadý.
[199] El- Ezraki Tarihi Mekke 157-15S Ýbni Sa'd 1/145 Ýthafül Vera 1/144, Sû-bûlû'l Hûda 2/227 Abdürrezzak Musannefinde olayý daha geniþ ayný rivayetle anlatýr. 5/102 no:9106.
[200] Ahbaru Mekke 1/62 Þifâül Gýrâm 1/152
[201] Ahbâru Mekke 1/119; Beyhakî Delâil 2/64; Mecmâuz Zevâid 3/296; Ýhni Hiþam 1/83; El-Kelebî el-Esnâm.
[202] Beyhakî Delâil 2/38, Ýbni Kesir Sire 1/275
[203] Buharý Salat 8/8 Müslim Hayz 1/340 Müsned 3/310-333-5/455.
[204] Ýlave kýsým El-Ezrakî'nin Ahbâný Mekke'sindendir, s. 16
[205] Zehebî burada daha önce geçen "kadýnýn birinin Ka"beyi yakma hadisesini. Ciddeye yakýn yerde bir rum gemisinin batmasýný, Kureyþin Tahtalarý getirip para toplayýp Kaleyi tamire baþlama olaylarýný atlar. Çünki bunlar ayrý yollarla önceden geçmiþtir.
[206] Bu bölümü Beyhakî Delâiîinin 2/61. sayfasýnda Ýbni Abbas (r.aj'tan nakleder. Zehebî buradan da bir kýsmýný atlar.
[207] Ezrakî Ahbarü Mekke 1/164-167
[208] Ezrakî 1/165 Bu ve bundan sonraki dip notun {18 nolu) ileriki dipnotta gelecektir.
[209] Ezrakî 1/67 Ezraki býýrda direkleri þöyle resmeder.
Ezrakî'de bunun sonunda Süleyman'ýnda Atâ'ya "Yani O resimler silindikten sonra Beytte olacaðýna ne diyorsun?" diye itiraz yollu soruþunu onunda: "Taný nasýldý bilemiyorum. Ancak ben bu resimlerden ikisine yetiþtim silme izi üzerinde belliydi " dediðini ilave eder. Burada merhum Zehebî'nin kalemi bir alt satýrdaki isimle karýþmýþ olsa gerek.
[210] Zira Ahbarû Mekke'de bu soruya "Ýbni Cüreyc dediki: Atâ'ya aradan hayli zaman." diyerek olayý anlatýr. Ve Davud yoktur. Davud hemen onun altýn-ýda gelir ama Zehebî onu Davûd el Attâr diye yazmýþ doðrusu ise"Davud b. Abdirrahman d ir. Bak Ahbâru Mekke 1/168
[211] Ayný yer.
[212] Ezrakî 1/168 Buharý Tarih-i Kebîr S/70. TaberAnî Kebir 7/359 Beyhakî De-lâil 5/146.
[213] El- Ezrakî 1/169.
Ýmam Zehebi, Tarihu’l-Ýslam, Cantaþ Yayýnlarý: 1/134-140
Ynt: El-Hums hadisi By: Sevgi. Date: 08 Kasým 2021, 06:04:53
Esselâmü Aleyküm. Rabb'im ilmimizi artýrsýn inþaAllah
Bilgiler için Allah razý olsun kardeþim
Ynt: El-Hums hadisi By: Bilal2009 Date: 11 Kasým 2021, 06:46:23
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaþým için razý olsun