Konunun taliki By: sumeyye Date: 26 Nisan 2011, 13:11:41
Konunun Taliki
Zehebî rivayet olarak Ýbni Þihab hadisini mürsel diye söylerken Atâ ve Amr'in "Beyne resim gördük" dediklerinin sabit olduðunu ama böyle bir sözün þimdiye kadar baþka hiç kimseden duyulmadýðýný izahla olayý reddetmiþ oluyor. Gönlüm bu kýsa izaha razý deðildir. Hadiseyi ve hadisi izah þarttýr.
-Bir kere Ýbni Þihâb-ý Zührî ashab deðildirki Mekke fethini görmüþ gibi anlatabilsin. Ashabdan bu þekilde bir nakil söz konusu deðildir. Tabiinden birinin ilmi ne olursa olsun ashabýn bildirmediði bir haberi üstelik din ruhuna zýt bir haberi nakli sahih olamaz Burada 180 nolu talikta geçen hadisi gerçi Huveytýb h Abdi'l Uzzâ nakleder. O AshabdanJýr. Ama bence (kimsede bu izahý görmediðim için diyorum) bu Huveytýb (r.a.)in haberide mürseldir. Çünkü Buharî'nin ve Vakidi'nin bildirdiðine göre O, Mekke fethedildikten sonra müslüman oldu. Efendimiz Mekke'ye girince son derece korkup ailesini býrakýp Avfýn bahçesine sýðýndýðýný, sonrada Ebû Zer'Ýn araya girmesiyle can emniyeti aldýðýný Ýbni Sa'd tabakatýnda anlatýr.
Yine îbni Hacer ve Zehebî'nin (Tecridinde 1496 nolu terceme) bildirdiðine göre önce MüeÝIefe-i kulubden olup daha sonra iyi bir Müslüman Ma'mer b. Râþid, Abdullah b. Osman b. Haysem den Ebû't olmuþtur. Yahya b. Mâin onun Efendimizden naklettiði hiç hadis olmadýðýný bildirir. Demek ki Huveytýb (ra.)ýn Efendimizin Meryem ve Ýsa ile ilgili verdiði hadisin hadisesi olduðu zaman henüz müslüman deðildir. Haber bu noktasýyla kesiktir. Hadisi Huveytýbdan nakleden Necîh Ebû M a "þer es-Sindî Meþhur meðâzi yazarlarýndan isede, bir çok iyi bilgilerinin yanýnda zayýflarý nakleden biri idi. Ýbni Maîn, Ýbni Ebî Þeybe. Ýbni Medînî, Nesâî, Darakutnî bu zatý zayýf sayarken Buharý T. Kebir'inde 8/114 (no: 2397) onu "Münkerü'l Hadis" deyip Ýbni Mehdî'ninde onun "Maruf ve Münker" rivayetleri olduðunu söylediðini anlatýr. Ýbni Adiy onu hem zayýf sayar hemde hadisleri yazýlabilir der. Bu zat hicrî yetmiþlerde ölmüþtür. Oðlu Muhammed "TÝrnýizî'nin þeyhi olup. hadiste biraz gevþektir" denilir. Hadisin bundan sonraki râvisi Müslim b. Halid ez Zencî'yi; Buharý; Yahya ve pek çok kýntikçi zayýf ve münker sayar. Zehebî onun naklettiði bir çok hadisi sayýp "Ýþte bu hadisleri rivayet etmek kiþinin (ilmi) kudretini alýp onu zayýf saydýrýr." der. Hadis her hali Ýle zayýftýr. Zehebî'nin Atâ'dan ve Amr'dan "sabit"tir Ýfadesiyle verdiði habere gelince onda tenakuz var. Çünkü Ýbni Cüreyc olayý önce Atâ'dan dinleyip itiraz yollu soru soruyor ve "Ne yani Allah Rasülü onu ilk fetih zamaný sildirmiþken kendi devrinde bu resimler nasýl Ka'bede hala durabilir demiþ oluyor. Orada Atâ bu resimin kapý giriþinin yanýndaki direkte olduðunu söylerken Ýbni Direye' nin ikinci rivayetinde yýllar sonra bunu Atâ'ya tekrar sorunca "Ortadaki direkte" demiþ oluyor ki bu bir tenakuzdur, ve haberin sýhhatine gölge düþürür. Hem Atâ'nýn buradaki rivayetine Zehebî'nin almadýðý þu ifadede Ezrakî'de vardýr. "Bilmiyorum ama ben bu resimlerin ikisini üzerlerinde silinme izi hala mevcuz iken görmüþtüm. (Ezrakî 1/168)" Ýþte bu ifade kanatimce þu ihtimale yer verir: Tabi haber sabih ise............
-Atâ bizzat bu resimleri deðil resimlerin kazýndýðý direkleri görmüþ olsa gerektir. Ýfadeden hu anlaþýlýr. Yada kazýnmýþ olsada hâlâ anlaþýlabilir bir þekilde izi kalmýþ olabilir. Yoksa bu konuda gelen o kadar sahih haber bunun tam zýddýnadir. Mesela Buharî Enbiya'da 60/8 Ýbni Ebî Þeybe Mu-sannef'inde (14/487-488-489'da) Abdürrezak Musannef'inde (no:19485) Beyhakî S. Kübrasýnda (5/158) ve Delâilinde (5/72) Ýmam Ahmed Müs-ned'inde (1/334-365,) Ýbni Hibban Sahih'inde (7/541) (El-Ýhsân) ve Hakim Müstedrek'inde Cabir, Ýbni Abbas ve Abdullah b. Mesûd (r.a.)lardan þöyle naklederler: (Ýfade Buharî'nin ÝbnÝ Abbas rivayetidir:) Rasulullah Mekke (fethinde) Beytullah'a geldiði zaman oraya girmekten sakýnmýþtý. Çünkü orada ilahlar vardý. Emrettide onlar oradan çýkarýlýp temizlendi. Ýbrahim Tufeylin þöyle dediðini haber verir: Beytullah yapýlýyorken insanlar taþ çekiyordu, Peygamber (s.a.v.)de onlarla beraberdi: -Elbisesini soyup omuzuna aldý. Bunun üzerine "Avret yerini açma" diye nida edildi: Oda taþý yere býrakýp elbisesini giydi. Bunu Ýmam Ahmed Müsnedinde nakleder.[214]
Abdurrahman b. Abdillah ed Deþtekî, Amr b. Ebî Kays, Simâk, Ýkrime- Ýbni Abbas (r.a.) isnadýyla Hz. Abbas'ýn þöyle dediðini anlatýr:
-Ben ve kardeþimin oðlu (Muhammed s.a.v.) omuzumuzda taþ çekiyorduk. Ýzarlanmizda taþýn altýnda idi. Ýnsanlar etrafýmýzda çoðalýnca izarlarýmýzý belimizden aþaðý tutardýk. O önümde yürüyorken birden bire yüzü koyun yere sürçüldü. Taþýmý atarak ona doðru koþ tum gökyüzüne bakýyordu. Ona, "Sana ne oldu" deyince:
Çýplak olarak yürümekten men edildim," dedi. Ben bu olayý, deli derler korkusuyla insanlara söylemedim. Bu hadisenin bir benzerini Kays b. El-Râbi de Simâk'tan rivayet ediyor. [215]
Hammad b. Seleme. Dâvûd b. Ebî Hind -Simak b. Harb. Halid b. Ur'ura yolu ile Hz. Ali'nin: «Kureyþ Hacerü'l Esved'i yerine koyma ve Ýsmail (a.s.)iarýn resimleride ellerinde fal oklarý atarlarken resmedilmiþ olarak oradan çýkartýldý. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.\t): Allah onlarý kahretsin Ýbrahim ve Ýsmail asla fal oku taksimi yapmadýlar" buyurdu.
Hem býý hadiste olduðu gibi Efendimiz resim ve put olan yerlere girmekten sakýndýðý nýiitevatir bir husustur. Hangi þey oraya giripte Ýsa ve Meryem'in resmini býraktýrmayý gerektirir. Öyle olsa Ýbrahim (a.s.)ýn resminin kalmasý daha uygun olmazmiydý. Ýbni Hacerin ifede ettiði gibi içindeki asýlý resimler çýkarýlmýþ boyalý resimler silinmiþtir Hem Ýbni Hiþam da ayný hadiseyi anlatýr. Efendimizin bu Ýfadesini belirtir ama "ellerini Meryem ile Ýsa'nýn resmi üzerine kapattý" diye bir ifade yer almaz. Bu hýrý-stiyanlann uydurduðu bir þey olsa gerek.
hususunda çekiþip kapýdan ilk giren kimsenin onu koymasý hususunda anlaþtýklarýnda, kapýdan ilk giren Nebi (s.a.v.) olmuþ ve Kureyþlilerde "Emin geldi" demiþlerdi,» dediðini rivayet ediyor.[216]
Süleyman b. Hamza, Muhammed b. Abdi'l Vahit -Muhammed b. Ahmed- Fatýma b. Abdillah- Ýbni Büreyde - Taberanî- Ýshak b. Ýbrahim Abdürrezzak Ma'mer- Ýbni Huseym- aracýlýðýyla Ebû-t-Tufeyl'in þöyle söylediðini haber verir.
-Cahiliye döneminde Kâ'be duvar taþlarý aralarýna çamur konulmadan sadece kuru taþlarla örülmüþtü. Üzerinden sýçranacak kadar bir yüksekliði vardý.[217] Çatýsýzdý. Ancak üzerine örtüsü örtülüp örtünün uçlarý yere sarkýtýlýrdý. Haceru'l Esved Kâ'be duvarýnýn dýþýna konmuþtu. Halkanýn þekli gibi iki rüknü var idi. Rum diyarýndan gelmekte (Habeþe gitmekte) olan bir gemi Cidde yakýnlarýnda karaya vurup parçalanmýþtý. Kureyþ onun tahtalarýný almaya gittiklerinde geminin yanýnda bitde Rum bir adam buldular. Tahtalarý aldýlar. Gemi Habeþistan'a doðru gidiyordu.[218] Gemideki bu rum. marangozdu. Kureyþ tahtalarla beraber onuda getirdiler. Kureyþ "Þu gemideki bulunan tahtlarla Rabbimizin Beyti'ni yapalým" kararý verdiler. Orayý yýkmaya azmettiklerinde birden duvarýn üzerinde karný beyaz sýrtý siyah direk gibi bir yýlan peydah oldu. Beyti yýkmak için yada bir taþ almak için biri yaklaþýnca bu yýlan aðzýný açarak ona doðru saldýfiyordu. Kureyþ, Makam-ý Ýbrâhimde toplanarak yüksek sesle: "Ey Rabbimiz! Gözetilmedik. BÝz ise senin Beytini þereflendirip, süslenmesini arzu ediyoruz. Eðer buna razý isen ne â'lâ. Yoksa sana ne iyi görünüyorsa onu yap!" diye dûâ ettiler. Birden gök yüzünde bir hýþýrtý iþittiler. Ne görsünler, karný ve ayaklarý beyaz sýrtý siyah akbabadan daha iri bir kuþ gelip pençelerini yýlanýn kafasýna sapladý ve onu sürükleyerek götürdü. Yýlanýn kuyruðu þundan da bundan da daha büyüktü -ve yere doðru sarkýyordu. Kuþ onu Ecyâd'a doðru alýp gitit. Kureyþliler de Ka'beyi yýkýp onu tekrar vadinin taþlarýyla yapmaya baþladýlar. Kureyþ taþlarý omuzlarýnda taþýyorlardý. Nihayet Ka'beyi göðe doðru yirmi Zira yükselttiler. Ýþte o zaman peygamber (s.a.v.) üzerinde benekli kumaþtan bir elbise ile Ka'be'ye Ecyâd dan taþ çekerken elbise kendine dar geldide onu omuzuna attý. Elbise küçükçe olduðundan aþaðýya kadar inemediði için avret yeri açýldý. Bunun üzerine:
-Yâ Muhmmed! Avret yerini ört! diye bir ses geldi. Artýk bundan sonra bir daha çýplak görünmedi. Ka'benin bu yapýlýþý ile kendine Vahiy geliþ arasýnda beþ yýl vardý.
Bu sahih bir hadistir. Bunun bir benzerimde Dâvûd el-Attâri, Ýbni Huseym'den nakletmiþtir.[219]
Ayný haberi, Muhammed b. Kesir el Massîsî de Abdullah b. Vâ-kid, Abdullah b. Osman b. Huseym. Nafi b. Sercis aracýlýðýyla, "Ebû't Tufeyl'e sordum ki" diyerek hadiseyi anlatýr.
Abdüssamed b. Nu'man da Sabit b. Yezîd, Hilâl b. Habbâb, Mücahit isnadý ile Mücahid'in Efendisinin Mücahide Cahiliye döneminde Ka'be inþaatinda bulunanlardan birinin þöyle dediðini haber verir:
-Benim elimle yontup Allaha deðilde kendine ibadet ettiðim bir taþým var idi. Kendimin bile içmeye kýyamadýðým halis koyu koyun sütünü getirir ve bu taþýn üzerine dökerdim. Köpekte gelir yalar, ardýndan bir ayaðýný kaldýrýp üzerine iþerdi. Biz Ka'beyi yapmaya devam edip Hacer'in konacaðý yere geldik. Haceri bizden gören olmamýþîý. Birde arayýnca ne görelim bizim taþlarýn arasýnda insan baþý gibi (apayrý belli) sanki (parlaklýðýndan) kendisinde insan yüzü görünecek gibi, durmuyormu. Bunun Üzerine Kureyþten oymaðýn biri "Onu yerine biz koyacaðýz" deyince bir diðer oymakta "hayýr! Biz koyacaðýz" dedi. Sonra birbirlerine aranýza bir hakem koyun dediler. Bunun üzerine "Kapý gediðinden ilk görünen adam olsun" kararýný verdiler. O esnada Nebi (s.a.v.) göründü. Onlarda "Ýþte size Emin geldi'1 deyip ona, durumu söylediler. O da taþý bir kumaþa koyup sonra Kureyþ oymaklarýný çaðýrdý. Onlarda onunla birlikte kumaþýn etrafýndan tutup kaldýrdýlar, O da taþý yerine koydu. Hadiseyi anlatan Mü-cahid'in Efedisinin adý, Sâib b. Abdillah idi.[220]
Ýsrail, Ebû Yahya el-Kattât Mücâhit isnadlyla Abdullah b. Amr'ýn (r.a.) þöyle dediðini haber verir:
Beytullah Ka'be yapýlmadan iki bin yýl evvel vardý "ve yeryüzü uzatýldýðý zaman" (Ýnkiþaf suresi ayet 3) ayetindeki yeryüzü Beytin altýndan uzatýlýp yayýldý.
Bunun bir benzerini de Mansur, Mücahit'ten nakleder. [221][214] Musned 3/310-333 5/455 Beyhakî Delâilinde bunu Cabirden verir 2/54.
[215] Buharî Hac, /Bed'il Halk,/. Müslim 340-341 Ýmam Ahmed Müsned 3/295-380 Ezrakî 1/170 Beyhakî Delâil 1/159*2/33
[216] Hakim Müstedrek 1/458. Beyhakî Delâil 2/56
[217] Musannefte (9106)" Oðlaklarýn allayacaðý kadar" þeklindedir.
[218] Bu calibi dikkat bir haberdir. O zaman Süveyþ açýknu idi ki Rum diyarý denen Býzanstan gemi gelip Habeþistan'a gidiyor olsun. Hz. Ömer devrinde Nil nehrinin bir kanalla Kýzildenize birleþtirildiði bilinir. Ýddialara göre Kýzýl denizden açýlmasý istenen kanala Ömer (r.a.) "Henüz donanmamýz yok. Buradan gelecek Rum donanmasý birden Medine'ye gelir" diye Ýtiraz etmiþ ve onun iþaretiyle bu kanal Nil ile Kýzýl deniz arasýna açýlmýþ Ben görmedim ama Mýsýrlý bir dostum hala bu kanalýn durduðunu içinin taþ toprak dolu olduðunu söyledi. Bu ayrý, ama Efendimizin geçtiðinde Hebeþe giden Bizans gemisinin Kýzýl denizden geçmesi son derece enteresandýr. Hadiseyi araþtýrmaya þimdilik vaktim yok. Ama tarih araþtýrmacýlarýmýzýn dikkatine arz ede/Ým.
[219] Bu uzun silsile, bizzat Zehebî'nin kendi silsilesidir. Abdürrezzak Musannef 9106 Müsned 5/455 Ýbni Sa'd Tabakat 1/157 El Ezraki 1/157.
[220] Müsned 3/425.
[221] Bu haberde þüphe var. Çünkü bizzat Taberî ve diðerleri bu ayetin tefsirinde Hasen-i Basri, Verkâ, Ýbni Ebi Necih isnadýyla yine Mücâhidin «Bu geniþletilme kýyamet günü olacaktýr» dediðini naklederler. Bak Taberî Cüz 30/114 înþikak ayet 3.
Ýmam Zehebi, Tarihu’l-Ýslam, Cantaþ Yayýnlarý: 1/140-145
Ynt: Konunun taliki By: Sevgi. Date: 21 Ocak 2022, 07:38:22
Esselamü Aleyküm. Rabb'im ilmimizi artýrsýn inþaAllah