Peygamberlik mucizeleri By: sumeyye Date: 25 Nisan 2011, 14:00:56
Peygamberlik Mu'cizeleri
Yunus b. Bükeyr, Ýbni Ýshak'tan naklediyor: Bana Abdü'l Melik b. Abdillah b. Ebi Sufyan b. EI-Alâ b. Câriye es-Sakafi ilim ehli bir kimseden naklederki: Allah (c.c.) Rasülünün kerametini ve ona peygamberlik vermeyi murad ettiðinde, geçerken uðradýðý her taþ ve aðaç Rasûlullah'a secede ederdi. Rasülüllah (s.a.v.) her yýl bir ay hususi ibadet etmek üzere Hýra maðarasýna çýkýyordu.[298]
Simak b. Harb de Ca'bir b. Semura (r.a.)'tan Efendimiz (s.a.v.)'in:
"Ben henüz peygamber olarak gönderilmeden önce Mekke'de bana selam veren bir taþ tanýyordum"[299] dediðini naklederkî bunu Müslim rivayet etmiþtir.
Velîd b. Ebî Sevr ve diðer âlimler Ýsmail es-Suddî - Abbâd b. Abdullah isnadýyla Hz. Ali (r.a.)'tan þöyle anlatýrlar:
-Rasülüllah (s.a.v.) ile Mekke de beraber idim. Rasûlullah Mekke'nin bir tarafýna gitti. Ona rast gelen bütün aðaçlar ve daðlar "Es-selâmü aleyke Yâ Rasûlellah" diyorlardý.
Hadisi Tirmizî rivayet edip "bu garib bir hadistir" demiþtir.[300]
Yusuf b. Yakup el-Kâdî anlatýyor. Bize Ebu'r Rebî, Ebû Muâviye, A'meþ - Ebû SUfyan isnadýyla Enes b. Malik (r.a.) in þöyle dediðini haber verdi. Nebi (s.a.v.) Mekke'den çikýyorken Cebrail kendisine geldi. Mekke halký onu kana boyamýþlardý. Cebrail "Sana ne oldu?" diye sordu. Nebi (s.a.v.) de "Þu insanlar beni kanla boyadýlar, yapacaklarýný yaptýlar" dedi. Cebrail de: "Sana bir ayet göstermemi istermisin?" diye sorunca, Efendimiz (s.a.v.) "evet" buyurdu. O da "þu aðacý çaðýr" dedi. Efendimiz onu çaðýrýnca aðaç topraðý yararak gelip Efendimizin önünde dikildi. Cebrail "Em-rette yerine dönsün" dedi.
-Efendimiz de "yerine dön!" buyurunca aðaç yerine döndü. Efendimiz (s.a.v.) Cebrail'e "bu kadarý bana yeter" buyurdu. Bu sahih bir hadistir.[301]
Ýbni Ýshak anlatýyor: Bana Vehb b. Keysan haber verdiki "ben Abdullah b. Zübeyr'i Ubeyd b. Umeyr b. Katâde el- Leysi'ye; "Ya U-beyd! Bize Rasülüllaha peygamberliðin ilk geliþi nasýl olduðunu Ce-brailin ona geldiði zamanki durumu anlat,"[302] deyince onun þöyle dediðini iþittim. Benimde bulunduðum O mecliste Ubeyd, Abdullah b. Zübeyr ve yanýnda bulunan insanlara þöyle anlattý:
-Rasûlullah (s.a.v.) her yýl bir ay Hýra da itikaf yapardý. Bu Ku-reyþin Câhiliye döneminde yaptýklarý bir nevi itikaftý. Buradaki "Ta-hannüs" kelimesi "takva ve itaat" demektir.[303]
Ýbni Ýshak devamla derki: Rasülüllah (s.a.v.) her sene Hýra'da bu ibadetini yapar, miskinlerden kendine gelenlere yemek yedirirdi. Bir ay bu itikafýný tamamladýðýnda ilk iþi Ka'beye gelip orayý tavaf etmek olur, sonra da evine dönerdi. Nihayet Allah'ýn kendisine ikram arzuladýðý ay girince ki bu Ramazan ayý idi- Ailesiyle birlikte Hýra'ya çýktý. Allanýn kendine Peygamberliði ikram ettiði gece gelip çatýnca Cebrail ona Allah'ýn emrini getirmiþti. Bunu Efendimiz (s.a.v.) þöyle anlatýyor.
"Cebrail ben uyuyorken[304] içinde kitap bulunan ipekli bir pike (yada çarþaf)'tan yapma çantayý bana getirip oku!" dedi.
-Ne okuyayým? dedimde bunun üzerine beni öyle bir sýktiki ben nerdeyse bu (iþin sonu) bir ölüm olacak sandým. Sonra beni býrakýp "Oku" dedi.
-Ben yine "ne okuyayým?" deyince öyle sýktýki bu bir ölüm olacak sandým. Sonra yine beni býrakýp "oku!" dedi. Ben:
-"Neyi Okuyayým" dedim. Bunu böyle söylemem onun bana yaptýðýný tekrar yapmasýndan sakýnmak içindi. Bunun üzerine O:
«Rabbiyin adýyla oku» ayetini tâ «insana bilmediðini öðretti» (alak suresi 1-5) ayetine kadar okumamý (kendi okuyarak) söyledi. Bende onlarý okudum. Ardýndan o beni býraktý. Bende uykumdan uyandým. Sanki kalbimde bir kitap yazýlmýþ gibi bir hal olmuþtu.[305]
Ýþte bu haberin burasýnda ilaveli bir kýsým varki onu Yunus b, Bükeyr, Ýbni Ýshak'tan þöyle rivayet eder: (Peygamber (s.a.v.) buyur-duki:)
Allahm yarattýklarý þeyler arasýnda bana þâirlerle mecnûnlardan daha sevimsiz hiç bir þey yoktu. Öyleki onlara bakmaya bile tahammül edemezdim, (kendimi kasdederek) En uzak þey, þâir yada mecnûn olmak deyip sonra kendi kendime:
-Kureyþ bu hadiseyi benim hakkýmda asla anlatmaya muvaffak olamayacak. Yüce bir dað zirvesine çýkýp oradan kendimi aþaðý atar böylece bu sýkýntýdan kurtulurum, dedim.
Böylece yola çýktým, daðýn ortasýna varmýþtýmki, birden bire gökten "Yâ Muhammedi Sen Allah'ýn RasûÝÜsün. Bende Cebrâilim" diyen bir ses duydum. Baþýmý göðe kaldýrdým. Birde ne göreyim! Cebrail bir insan suretinde ayaklarýný semânýn ufuklarýnda açmýþ vaziyette.
-Yâ Muhammed sen Allah Rasûlüsün, bende Cebrail'im dedi. Durup ona bakakaldým. Ne ileri ne geri gidiyordum. Gözümü ondan çevirip gök yüzünün diðer ufuklarýna dönderdim. Gök yüzünün neresine gözümü çevirsem onu oradada görüyordum. Ben hâlâ o halde dikilip duruyorken meðer Hatice de adamlarýný beni aramaya göndermiþ. Adamlar Mekke'nin en yüksek daðýnýn tepesine kadar çýkýp (beni bulamayýnca) Hatice'nin yanýna geri dönmüþler. Ben ise hâlâ ayný yerimde duruyordum. Sonra Cebrail benden ayrýldý. Bende ailemin yanma gitmek üzere ayrýldým. Haticenin yanýna gelip uyluðuna doðru yaslanarak oturdum. Hatice bana:
-Yâ Ebe'l Kasým! Neredeydin? Vallahi elçilerimi seni aramaya gönderdim; ta Mekke daðýnýn tepesine kadar çýkýp geri geldiler, dedi.
Sonra ben gördüðüm hadiseyi ona anlattým. Bunun üzerine Hatice: «Müjdele ve gerçekleþtir ey Amca oðlu![306] Hatice'nin caný elinde olan Zâta yemin olsunki ben senin bu ümmetin peygamberi olacaðýný ümid ediyorum, dedi.»
Sonra Hatice kalkýp üzerine elbiselerini giyinip ardýndan Varaka b. Nevfel'e gitti. Varaka onun amca oðluydu. Ve daha Önce Hýristiyanlaþmýþ olup kitap okumayý öðrenmiþti. Hatice ona Nebi (s.a.v.)'in görüp duyduðu þeyi anlattýðýnda, Varaka "Kuddûs, Kuddûs, Nefsim elinde olan Allah'a yemin ederimki eðer doðru söylüyorsan Yâ Hatice! Ona gelmiþ olan mutlaka Musa'ya da gelen Nâmus'u Ekberdir ve O mutlaka bu ümmetin Peygamberidir. Ona söylede bu melek gelince korkup çekilmesin yerinde dursun" dedi.[307]
Hatice (r.a.)'ta Efendimiz (s.a.v.)'in yanýna geri dönüp Ona Varaka ntn söylediklerini anlattý.
Rasûlullah itikafmý tamamlayýnca Ka'be'yi tavaf etti. Tavaf esnasýnda kendisine Varaka rastladý ve: "Bana gördüðün ve iþittiðin þeyi anlat" dedi. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v.) hadiseyi önada haber verdi. Bunun üzerine Varaka:
"Nefsim elinde olan Zat'a yemin olsunki sen bu ümmetin Peygamberisin. Sana Musa'ya da gelmiþ olan Cebrail gelmiþtir. Elbette sen (kavmin tarafýndan) yalanlanacak, ezâ görecek, yurdundan çýkarýlacak ve onlarla savaþacaksýn. Eðer ben o günlere yetiþecek olursam sana Allah bilir nasýl yardým edeceðim," deyip sonrada Efendi-miz'in baþýný eðerek baþýnýn ortasýndan (beyin býngýldaðý yerinden) öptü. (sonra Efendimiz (s.a.v.) evine döndü.)[308]
Mûsâ b. Ukbe, Meðazî adlý eserinde derki: Bize ulaþtýðýna göre Nebi (s.a.v.)'in Peygamberlik hususunda ilk karþýlaþtýðý þey Allah'ýn kendisine gösterdiði rüya oluyordu. Bu Nebi (s.a.v)'e pek aðýr geliyordu. Durumu Hatice (r.a.)'ya bildirdi. Allah (c.c.) Hz. Hatice'yi {yanlýþ yorumlamadan) muhafaza edip Risâleti tasdik etmeye gönlünü geniþ letti de Efendimiz (s.a.v)e hitaben:
-Haydi müjdeni ver! dedi. Sonra Efendimiz(s.a.v.) Hatice'ye "Kendisini rüyasýnda göksünün yarýp, sonra iç organlarýnýn çýkarýlarak temizlenip yýkandýðýný ve eski þekli ile yerlerine iade edildiðini" gördüðünü haber verdi.
Bunun üzerine Hatice (r.a.) da "Vallahi bu hayýrlý bir þey, haydi müjdelesene!" dedi. Daha sonra Efendimiz (s.a.v) Mekke'nin en yüksek daðýnda iken, Cebrail bu durumu açýða çýkararak Nebi (s.a. v.)'i güzel bir yere oturttu. Bu yer hakkýnda Nebi (s.a.v.):
"Cebrail beni içinde yakut ve mercan bulunan kadife gibi yumþak havlan olan bir
sergi üzerine oturttu." buyuruyordu. Cebrail orada Efendimize Allah (c.c.)'nün kendine gönderdiði peygamberlik müjdesini verdi. Nihayet Efendimiz tam tatmin olabildi.[309]
Bu kýssada geçen "Efendimizin göksünün yarýlmasý" hadisesinin Onun küçükken baþýndan geçen ameliyat hadisesini Haticeye haber vermiþ olmasý ihtimali olduðu gibi "Ýkinci bir ameliyat" olmasýda muhtemeldir. Sonrada üçüncü defa Mi'râc'a götürülürken tekrar göksü yarýlýp temizlenmiþtir.
Ýbnü Bükeyr, Ýbni Ýshâk'tan Varaka'nýn þu þiiri okuduðunu anlatýr.
l- Yâ Hatice! Eðer anlattýklarýn doðru ise Ahmed peygamberdir.
2- Cebrail ve Mikâil beraberinde göksü açan ve kaynaðý gökte olan vahiy ile Allah'tan ona gelirler.
3- Onda bir tevbeyle kurtuluþa eren onunla zafere erer. Sapýk, azgýn ve alçaksa onunla eþkiya kesilir.
4- Emriyle rüzgârý estiren ve günlerde dilediðini yapan zatýn sâný ne yüce!
5- Arþý bütün semalarýn üzerinde olan ve yaratýklarý hakkýnda koyduðu hükümleri deðiþikliðe uðramayan zatýn þâni ne yücedir.[310]
Ýbni Ýshâk, Ýsmail b. Ebî Hukeym'in þöyle anlattýðýný söyler:
-Hatice Rasûlullah (s.a.v.)'e: "Amca oðlu! Sana gelen bu melek arkadaþýn tekrar sana geldiðinde bana haber vermeye gücün yeterse bildir." deyince Nebi {s.a.v.) "Olur" buyurdu. Cebrail geldiði zaman Nebi (s.a.v.) "Yâ Hatice! Ýþte Cebrail! Onu görüyormusun?" buyurdu. O da "Ey Amca oðlu! Kalkta, sol uyluðumun üzerine otur?" ricasýnda bulundu. Efendimiz de kalkýp oraya oturunca Hatice: "Onu yine görüyormusun?" diye sordu. "Evet" demesi üzerine Hatice, "Yer deðiþ tir! Þimdi sað uyluðum üzerine otur." dedi. O (s.a.v.)'da onun sað uyluðuna oturdu. Hatice "Onu yine görüyormusun?" diye sordu. "Evet" deyince "Öyleyse kucaðýma otur" diye rica etti. Efendimiz de öyle yaptý. Bunun üzerine Hz. Hatice (r.a.) açýlýp baþýndan örtüsünü açtý; sonrada Efendimize "onu görebüiyormusun?" diye sordu. Nebi (s.a.v) "Hayýr!" deyince O:
"Sabit ve kararlý ol ve müjdele! Vallahi o melâikedir. O þeytan deðildir." dedi.[311]
Ýbni Ýshak derki: Ben bu hadisi (Hz. Ali'nin oðlu Hasan'in torunu olan) Abdullah b. Hasen'e anlattýmda bana þöyle söyledi:
-Ben annem Fatýma bn. Hüseyn (b. AIi)'yi bu hâdiseyi Hz. Hatice'den naklettiðini iþittim. Ancak annem bunu þöyle anlatmýþtý.:
-Hatice (r.a.), Peygamber (s.a.v)'i kendisi Ýle iç gömleði arasýna katmýþ iþte Cebrail'de o zaman ayrýlýp gitmiþ. Bunun Üzerine Hatice (r.a.) "Bu þüphesiz melektir, asla þeytan deðildir" demiþ.[312]
Ýlk Ýnen Sûre
Ebû Salih, Leys- Akîl aracýlýðýyla Ýbni Þihâb-i Zührî'nin þöyle dediðini anlatýr. Bana Muhammed b. Abbâd b. Ca'fer el- Mahzûmi' nin haber verdiðine göre, o kendi âlimlerinden birini þöyle derken iþ itmiþ:
-Allah'ýn, Peygamberine indirdiði ilk sûre "lkra' bismi Rabbike' llezî halaq" ayetinden baþlayýp "Mâ'lem ya'lerrTe kadar devam eden (âlak sûresi)'nin ayetleridir. Alimler derlerki: Ýþte bu o sûrenin Hýra günü Rasülüllaha indirilmiþ olan ilk yansýdýr. Sûre'nin diðer yansýda daha sonra Allah (c.c.)'nün dilediði bir zamanda indirildi.[313][298] Ýbni Hiþâm 1/266; Nihâyetü'l Ýreb 1/169; Beyhakî Delâil 2/146; Ýbni Sa'd 1/157.
[299] Tahrici Önce geçmiþti.
[300] Tirmizî 3705; Beyhâkî Delâil 2/153; Hakim 2/620.
Tirmizî'ni hadise garib demesine mukabil Hâkim, hadisi sahih sayarken Zehebî de telhisinde "sahihtir" diyor. Ancak Tirmizî rivayetinde Hz. Ali'den nakleden kiþi "Abbâd b. Ebi Yezîd" olarak geçerken Beyhakî Hakim ve Zehebf de bu Hz. Ali ile Süddf arasýndaki ravi "Abbâd b. Abdillah" diye geçerki her iki zat da ayrý ayrý insanlardýr. Zehebî Mîzânü'l Itidaiin'de Abbâd b. Ebî Yezîd'i "Kimliði meçhul birisi olup ondan buradaki Hz Ali'nin Peygamber (s.a.v) ile beraber Mekke'de olduklarý hadisinde ismail Es-Sudd'î rivayette tek kalmýþtýr." dediðine göre esas râvi bu zat olup Hakim'in rivayetindeki Abbâd b. Abdillah deðildir. Beyhakî ise bunu zaten þeyhi Hakim'den almýþtýr. Hakim'in ravisi olan zaý yine Zehebî Mîzan'da 4126 nofu tercüme ile alýp onunda Hz. Ali'den rivayette bulunduðunu, ama bundan Süddî deðil Minhal'in rivayette bulunduðunu açýklar. Buhâri Tarih-i Kebir'inde, bunda bir þüphe var derken onun Ýbni Ömer rivayetini kasdeder. Ýbnü'I Medini ona "zaîfül hadis" derken Ýbni Hibban ise onu "Es-Sikat" adlý eserinde Sika olarak verir. Þimdi Hakim'in de onu yanýlarak bu zat sanýp tashihde gevþekliði yüzünden hadisi sahih sayar. Hadisin rivayeti gördüðümüz gibi saðlam deðildir. Ancak Zehebî merhum bunlarý biiyorken burada yanýlmasýnda mý yoksa Önceki rivayette geçen olayýn sahih olmasýna bakarakmý sahih saydý bunu tam bilemiyorum. Kanaatimce hadis senedce zayýf isede metinde geçen bilgi yönü ile sahihtir. Ancak Hz, Ali'nin o vakada olup olmadýðýný Allah bilir. Zira sahih olan Cabir (r.a.)'m rivayetidir. Doðrularý bilen ancak Allah'týr.
[301] Ýbni Mâce 4028; Delâil 2/154.
[302] Matbu nüshada bir yanlýþlýk ve eksiklik var onun için Ýbni Hiþam'ýn metnini esas aldým. Orada Abdullah diye geçerki Ýbni îshak onu Ubeydullah diye alýr. Sonra "Huddistü Ebâ Ubeydullah" þeklinde deðil, "Haddisnâ Yâ Ubeyd!" þeklindedir.
[303] Ýbni Hiþâm 1/267 (Mustafa el-Bâbi el-Halebî tabýnda 1/235'te).
[304] Bu haberd geçtiðine göre Efendimiz'e Cebrail uykuda gelmiþ olmaktadýr. Oysa Buharî ve diðer yerlerde geçen Hz. Aiþe hadisinde olsun diðerlerinde olsun bu hadisenin uykuda olmadýðý gayet net olarak yazýlýdýr. Hatta Buhârî'nin bu rivayetinde "Peygamberlik iþinin ilk baþlangýcýnýn sâdýk rüyalarla" olduðunu sonra Efendimiz'e "yalnýz baþýna halvet etmenin sev-dirildiðini" anlatýp "Hýra'da iken ona Cebrail geldi" þekli ile anlatýyor.
Ýþte bu rivayet Cebrail'in Vahyi getirdiði zaman Efendimiz'in uyanýk olduðunun en kesin delilidir ki, diðer rivayetlerde bunu doðrular. SüheylÝ Ravdu'l Unf adlý eserinde hadisenin iki defa vuku bulmuþ olacaðýný açýklar ki, bu da uzak olmayan bir Ýhtimaldir.
[305] Ýbni Ýshak Sîre s. 101; Ýbni Hiþâm 1/236-237; Taberî Tarih 1/532; Beyhakî Delâü 2/147.
[306] Hz. Hatice Amca oðlu diye söylemektedir. Çünkü soylarý ilerde bir idi.
[307] Ýbni Ýshak; Ýbni Hiþâm, Taberî ve Heyhakî aynen üst kaynaklar Nihayetü'l Ýreb 16-170; Uyûnül Eser 1/86; tbni Ýshak, Taberî ve Beyhakî'nin nakilleri Ýbni Hiþâm'in kinden daha malumatlýdýr. Zehebî ise Ibni Hiþam'ý esas alsa gerek..
[308] Ýbni Hiþâm 1/237; Taberî 1/533; Beyhakî Delâil 2/149; Ýbni Ýshak 102-103; Uyûnü'l Eser 1/86; Ravdu'l Unf 1/277; Nihayetü'l Ýreb 16/172; Ýbni Sa'd kýsaca 1/295; Ýbni Abbas'tan.
[309] Beyhakî Delâil 2/142; Ýbni Kesir el-Bidâye ven Nihâye 3/13; Ne yazýkki Mûsâ v. Ukbe'nin bu "Meðazi" adlý eserinden günümüze ancak bir kaç sayfasý ulaþabildi. Yoksa Zehebî bile siyer hususunda onu temel alýp Mûsâ b. Ukbe'nin bütün hadis otoriteleri tarafýndan sika sayýldýðýný bildirir. Siyer-i Alamün Nübelâ 6/116 eserinde derki:
Mûsâ b. Ukbe'nin "Meðazîsine gelince o büyük sayýlmayan bir ciltlik bîr eserdir. Biz onu þeyhimizden "sima" yolu ile okuduk. Onun.ekseri haberleri sahih olup, mürsel olanlarýda yine gayet iyi þeylerdir. Ne var ki çok kýsa olup, biraz daha açýklanmaya ve ikmal edilmeye muhtaçtýr. Böyle bir iþi Hafýz Ebû Bekr el-Beyhakî de eserlerinden "Delâil-in Nübüvve" adlý eserinde gayet güzel baþarmýþtýr.
Mûsâ h Ukbe Ashab'a yetiþip onlardan rivayeti bulunan Tabiînlerdendir.
[310] Ýbni Ýshak sîre 103 (Tahricli baský 123); Beyhakî Delâil 2/150; Ýbni Kesîr el Bidayesinde 3/10-11 bu þiiri eksiksiz olarak Beyhaki'den nakleder ve "Bana göre bu þiirin Varaka'dan rivayet edilmiþ olmasý biraz þüphelidir." der. Ebû Nuaym Deiâil h. no. 164.
[311] Ýbni tshak es-Siyer ve'I Megazî safa 133; Beyhakî Delâil 2/152; Ýbni Hiþ âm 1/238-239; Nihayetü'l Ýreb 16/174; Taberî Tarih 1/533; Ebû Nuaym Delâü H. no. 164
[312] Üst Kaynaklar.
Ýmam Zehebi, Tarihu’l-Ýslam, Cantaþ Yayýnlarý: 1/196-205
[313] Beyhakî Delâü 2/157; Ýbni Sa'd Tabâkât 1/196.
Ýmam Zehebi, Tarihu’l-Ýslam, Cantaþ Yayýnlarý: 1/205
Ynt: Peygamberlik mucizeleri By: Sevgi. Date: 05 Kasým 2021, 21:01:16
Esselâmü Aleyküm. Bu bilgileri bizlerle paylaþan kardeþlerimizden Allah razý olsun
Ynt: Peygamberlik mucizeleri By: Bilal2009 Date: 07 Kasým 2021, 23:47:21
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri mucizeleri dahi inkar edenlerin yolunda eylemesin Rabbim paylaþým için razý olsun