Tarihül-Ýslam
Pages: 1
Ensar dan gelen ilk haberler By: sumeyye Date: 25 Nisan 2011, 12:56:21
Ensar'dan Gelen Ýlk Haberler Ve Birinci Akabe Bîâtý

 

Ahmed b. Mikdâd el-lclî, Hiþâm b. Muhammed el-KeÝbî- Abdü'l Hamid b. Ebî Abes b. Cübr- babasý isnadýyla þunlarý anlatýr. Abes b. CUbn derki: Bir gece Kureyþüler Ebû Kubeys daðý üzerinden þöyle diyen bir ses iþittiler:

«Ýki Sa'd (kabilesi) eðer müslüman olacak olursa Muhammed Mekke'de muhaliflerinden korkmayacak hale gelmiþ olacaktýr.»

Sabah olunca Ebû Süfyan: "Ýki Sa'd da kim? Sa'd b. Bekr yada Sa'd b. Temim'mi?" dedi. Ýkinci gece olunca -sahibi görünmeyen- bir sesin þöyle dediðini duydular:

-Ey Sa'd kabilesi, Evs'in Sa'dý! Sen yardýmcý ol. Ey Hazreçlilerin Sa'd'ý zarif gençler. Hidayet da'vetçisine katýlýn ve arif insanlarýn Cennetteki idealini Allahtan temenni edin. Zira hidayet arayan kim­seye Allanýn sevabý, Firdevs cennetinde ipekli perdelerin salýndýðý bahçelerdir.

Bunun üzerine Ebû Süfyan, "Vallahi bu Sa'dlar Sa'd b. Muâz ile Sa'd b. Ubâdedir" dedi.[608]

Bekkâî, Ýbni Ýshak'tan naklediyor: Allah (c.c) dinini ortaya çýkar­mak ve peygamberine izzet vermeyi arzu buyurunca {onun emri ile) Rasûlullah (s.a.v) Ensar ile buluþmuþ olduðu O hac mevsimi yine te­bliðe çýkmýþ ve kendini kabilelere arzetmiþti. Nitekim önceieride bö-yle yapýyordu. Akabe denen (Þeytan taþlanan yerle Mekke arasýndaki) yerde bulunduðu bir sýrada (Medine'de oturan) Hazreç kabilesin­den bir kervana rastladý. Asým b. Amr b. Katâdenin bana kendi kav-minden bir þeyhden anlattýðýna göre Rasûlullah (s.a.v) "siz kimsiniz?" diye sormuþ onlarda; "Hazreçten bir gurub demiþler. Efendimiz (s.a.v) de:

«Yahudilerle müttefik olanlardaným?» buyurun­ca "evet" demiþler. Efendimiz onlara: "oturmazmýsmýz, sizinle biraz konuþayým?" deyince "tabi olur" dediler, ve onunla birlikte oturdular. Rasülü Ekrem onlarý Allah'a da'vet edip Ýslam'ý tanýttý, ve onlara Kuran okudu.

Medinelilerin Ýslam'a girmelerinden âmil olan, Allanýn en büyük Iutfu, Yahudilerin onlarýn diyarýnda beraber yaþamalarý idi. Yahudiler kitab ehli olup bilgi sahibiydiler. Medine arapiarýysa þirk koþup ve putlara tapan bir toplum idi. Medineiiler onlarýn ülkelerine harb açýp elde etmiþlerdi. Bu yüzden yahudilerle araplar arasýnda ne zaman bir olay çýksa yahudiler hemen: "Yakýn da bir peygamber gönderilecektir. Zamaný gölgenin üstümüze geliþi kadar yakýndýr. Biz ona uyacak ve sizi Âd ve Ýram kavimlerinin öldürüldüðü gibi öldüreceðiz" derlerdi.

Rasûl-U Ekrem bu Hazreçli gurupla konuþupta onlarý Ýslam'a ça­ðýrýnca, birbirleriyle "Ey topluluk! Bilinki vallahi bu yahudilerin (ge-fecðini haber vererek) bizi korkuttuklarý peygamberdir. Sakýn bu zata katýlmada yahudiler sizden önce davranmasýn" diye konuþup peygam­berin bu da'vetine icabet ederek müslüman oldular, ve Efendimize:

-Biz kavmimizi terk etmiþ idik. Bizim kavmimizin arasýnda olan þer ve düþmanlýk gibi dünyada aralarýnda böyle þey olan bir kavim yoktur. Belki Allah senin vasýtanla onlarý birleþtirecektir. Biz þimdi onlara gidelim ve onlarý senin dinine çaðýrýp bizim sana katýldýðýmýz þeyi onlarada tanýtalým. Allah onlarý senin etrafýnda toplarsa senden daha güçlü kimse olamaz, dediler. Daha sonra Mekke'den ayrýldýlar.

Ýbni Ýshak derki: Anlatýldýðýna göre Hazreç'ten altý kiþilermiþ:

1- Es'ad b. Zürâra

2- Avf b. Afra,

3- Rafi b. Mâlik ez Zürâkî,

4- Kutbe b. Âmir es Sülemî,

5- Ukbe b. Âmir,

6- Adiy bin Ganem oðullarýndan Cabir b. Abdillah. Bunu Ýbni Hazm tbni tshak'tan naklederek Ukbe'nin yerine Muavvez b. Afra yi zikreder. Bunlar Medine'ye gelince ka­vimlerine Rasûlullah'ý anlattýlar ve onlarý Ýslam'a çaðýrdýlar. Arala­rýnda Allah RasülünUn adý hýzla yayýldý. Ertesi yýl olduðunda hac mevsiminde Ensar'dan on iki kiþi Mekke'de hazýr bulundu. Rasüllullah (s.a.v) onlarla Akabe'de buluþtu. (Ýþte bu ilk Akabe'dir.)

Bunlar Efendimize kadýnlarýn bîat þartlarýyla biat ettiler Zira bu olay müslümanlara harb yapma emrinin geliþinden önce idi. Bu ge­lenler

1- Es'ad b. Zürâra,

2- Avf,

3- Muavvez (bu ikiside Afra'nm çocuklarýdýr)

4- Zekvân b. Abdi Gays

5- Rafi b. Mâlik

6- Ubâde b. Es-Sâmit

7- Yezid b. Salebe el-Bedevî,

8- Abbas b. Ubâde b. Nadle

9- Kutbe b. Âmir

10- Ukbe b. Âmir, bu adlarý verilenler Hazreç kabile-sindendir.

11- Ebû Heysem et Teyhân,

12- Uveym b. Sâide bu ikiside Evs kabilesindendiler.[609]

Yûnusla diðer âlimler Ýbni Ýshak'tan þöyle naklederler: Bana Yezîd b. Ebî Habîb, Mersed b. Abdillah el Yezeni-Ebû Abdillah es-Sunâbihi AbdUrrahman b. liseyle - lsnadýyla Ubâde b. Es-Sâmit'den (r.a) þöyle dediðini anlattý:

«Biz birinci Akabe gecesi on iki kiþilik bir gurup Rasûlullaha bi­at ettik. Ona kadýnlarýn biat þartlarýyla biat ettik. Efendimize 'Al­lah'a hiç bir þeyi ortak koþmayacaðýmýza, hýrsýzlýk yapmayacaðýmýza, zina etmeyeceðimize çocuklarýmýzý öldürmeyeceðimize, el ve ayakla­rýmýz arasýndaki biriyle iftira edip bühtan etmeyeceðimize, ma'rufta ona âsi gelmeyeceðimize" dair biat ettik. Bu biat harbin farz kýlýn­masýndan önceydi. Rasûlullah (s.a.v) diyorduki: "Eðer sözünüzü yeri­ne getirirseniz Cennet sizindir. Eðer bunlardan bir þeyi gizlice yapar­sanýz iþiniz Allaha kalmýþtýr. Dilerse af eder, dilerse azab eder."» Hadiþi Buharý ve Müslim Kuteybe-Leys-Yezîd b. Habîb isnadýyla rivayet ederler.[610]

(Zehebî kendi isnadiyla derki:) Bize el-Hýdr b. Abdirrahman ile Ýsmail b. Ebî Amr, Hasen b. Ali b. Hüseyn b. Hasen b. el-Bünn -De­desi Ebû'l Kasým eI-Hüseyn-(479 yýlýnda) Ebû'l Kasým Ali b. Muham-med b. Ali b. Ebi'l Ulâ -AbdUrrahman b. Osman el- Muaddel -Ali b. Ya'kub- Ahmed b. Ýbrahim el-Kureyþî, Muhammed b. Âiz, Ýsmail b. Ayyaþ, Abdullah b. Osman b. Hüseyn, Ýsmail b. Ubeyd b. Rifâ'a -is­nadýyla Ubâde b. Es Sâmit (r.a)'tan þöyle dediðini rivayet ettiler.:

«Biz çalýþkan halimizde de, tembel halimizde de dinleyip itaat etmek, dar durumda da bol durumda da nafaka vermek, emri bil ma­ruf yapýp kötülüklere engel olmak, hiç bir kýnayanýn lafýna aldýrma­dan Allah yolunda hak sözü söylemek, Medine'ye yanýmýza gelince kendimizi çocuklarýmýzý ve karýlarýmýzý koruduðumuz gibi onu korumak ve karþýlýðýnda Cennet bizim olmak üzere biat ettik.[611] Bu hadisi Züheyr b. Muâviye de Ýbni Husaym- Ýsmail b. Ubeyd b. Rifa'a - ba­basý Ubeyd aracýlýðýyla Ubâde b es- Samit (r.a)tan buna benzer bir ifadeyle nakletmiþtir. Ancak Dâvûd b. AbdUrrahman el-Attâr ile Yahya b. Süleym buna aykýrý olarak hadisin bu metnini apayrý bir is-nad ile Ýbni Huseym'den rivayet etmiþlerdir ki bu haberi Ebu'z Zübey aracýlýðýyla Cabir'den (r.a) nakleder. Bu az ileride gelecektir.

Bekkâi; Ýbni Ýshak'tan þöyle nakleder. Medineiiler yurtlarýna geri dönünce Efendimiz (s.a.v) Mus'ab b. Umeyr el Abderî (r.a)'ý onlara Kur'an öðretip dînî konulan aydýnlatmasý için oraya gönderdi. Mus'ab Medineye gelince Es'ad b. Zürâra (r.a)m evine misafir oldu. Hatta Âsim b. Ömer'in bana anlattýðýna göre Mus'ab onlara namazda kýldýnyormuþ. Bunun sebebi de Evs ve Hazreçlerin (Buâs harbinden yeni çýkmýþ olup eski düþmanlýklar henüz unutulmadýðýndan) birbirlerinin arkasýnda namaz kýlmak istememeleri imiþ.

Ýbni Ýshak; "Medine'de Musaba bu Kuran okuttuðu için "el-Muk-ri, okutman" lakabýný vermiþlerdi." diyor.[612]

Muhammed b. Ebi Ümâme b. Sehl b. Huneyf bana babasý Ebû Ümâme aracýlýðýyla Abdürrahman b. Ka'b b. Mâiik'in þöyle dediðini anlattý:

Ben gözleri kör olduðu zaman babamýn yedeni[613] idim. Birgün onu Cuma namazýna götürürken ezaný duyunca "Ebû Ümâme'ye Allah rahmet etsin nur içinde yatsýn" diye duâ etti. Bende: "Babacýðým! Sen ezaný duyunca neye Ebû Ümameye duâ ettin?" dedim. Bana "Oðulcuðum! Bizi Medine'de Cuma namazý için Benî Beyaza taþlýðýn-daki Hadamat kuyusunun bulunduðu Nebit alanýnda ilk defa bir araya getiren odur" dedi. Bende "siz o gün kaç kiþiydiniz" dedim. O da, ;iKýrk adam idik" dedi.[614]

Mus'ab b. Ukbe Ýbni Þihâb-ý Zührî'den þöyle anlatýyor:

-Hac mevsimi gelince Medine Ensarýndan aralarýnda Muâz b. Afra, Es ad b. Zürâra, Râfi b. Mâlik, Zekvân, Ubâde b. Es Sâmit, Birinci ve Ýkinci Akabe Biati Ebû Abdirrahman b. Taðlib, Ebû'l Heysem b. et Teyhân ve Uveym b. Sâide'nin de bulunduðu bir topluluk hac yapmýþlardý. Rasûlullah (s.a.v) bunlarýn yanýna gelip kendine gelen din iþini onlara haber verip onlara Kur'an okudu. Onlarda yurtlarýnda bulunan ehl-i Kitab' tan duymuþ olduklarý bilgilerin ýþýðý altýnda bu iþin gerçekliðini ka­vrayýp Efendimizin söylediklerini anladýlar ve gönülleri bu iþe yattýda Efendimizi tasdik ettiler. Sonra peygamber (s.a.v)'e: "sen Evs ve Haz-recin arasýnda döktükleri kaný biliyorsun. Bizler Allanýn seni Ýrþâd ettiði bu dinin yayýlmasýnda çok hýrslýyýz. Senin için yorulmadan na-sihata devam edeceðiz. Þimdi sana kendi görüþümüzü belirtelim: "sen þimdi burada Allah'ýn adý üzerinde kal. Bizde kavmimize varýp senin durumunu onlara anlatýp kendilerini Ýslama da'vet edelim. Belki Allah (c.c) aralarýný düzeltir, onlarýn iþlerini bir araya getirir. O zaman biz gelecek hac mevsiminde seninle buluþmaya söz verelim." dediler. Ra­sûlullah (s.a.v) da bunu uygun buldu. Böylece Ensarhiar yurtlarýna geri döndüler. Medinelileri gizlice dine da'vet ederek onlara Kuran okudular. Bu iþe öyle çalýþtýlarki Ensar evlerinden içinde müslüman olmayan pek az ev kaldý.

Sonra Muâz b. Afra ile Rafî b. Mâliki kendilerine din öðretecek birinin peygamber tarafýndan gönderilmesini saðlamak için "Efendi­miz (s.a.v)e yolladýlar. Efendimiz (s.a.v) onlara Mus'ab b. Umeyr (r.a)'ý gönderdi. Mus'ab Medine'ye gelince Benî Temîm oðullarý içinde Ýslam'a gizlice da'vette bulunan Es'ad b. Zürâra (r.a)ýn evine indi. Ar­týk Ýslam onlar arasýnda yayýlarak sayýlan hýzla arttý. Bir gün Mus'ab b. Umeyr ile Es'ad b. Zürâra, Medinedeki Benî Marak kuyusunun baþýna gelip oturdular ve Ensar'dan bir guruba yanlarýna gelsinler diye haber saldýlar. Onlarda gizlice yanlarýna geldiler. Mus'ab onlara Kuran okuyup Ýslam'a dair bilgiler anlatýrken (o zaman henüz müs­lüman olmayan) Sa'd b. Muaz (Bazýlarýna göre Üseyd b. Hudayr) du­rumu Öðrenip zýrhýný kuþanýp elinde mýzrakla onlarýn bulunduðu yere geldi. Baþlarýna dikilip: "Þu ðarib, sürgün, yalnýz adamý bizim evler­imize ne diye getirdin. Zayýf kimselerimizi batýl þeylerle akýlsýzlaþtý-rýp onlarý kendi yoluna çaðýrýyor. Bundan sonra seni etrafýmýzý kötü-leyen biri olarak görmek istemiyorum." dedi. Onlarda kalkýp gittiler. Sonra onlar bir kere daha Benî Marak kuyusuna veya oraya yakýn bir yere geldiler. Bu ikinci kerede yine Sa'd b. Muâz'a haber verildi. O da kalkýp gelerek ilk defasýndan daha sert bir tehdit savurdu. Es'ad b. Zürâra (r.a)ta "Teyze oðlu? Mus'ab'ý bir dinle, eðer hak bir söz duyacak olursan ona katýlýrsýn, münker bir þey duyarsan onunkinden daha doðru birsözle onu reddedersin" dedi. Sa'd da "ne diyormuþ?" dedi. Mus'ab (r.a) da Kur'an'dan apaçýk Kitab'a andolsun. Biz onu belki akýl ederler diye arabca bir Kur'an olarak indirdik.» (Tuhruf ayet 1) ayetini okudu. Bunu dinleyen Sa'd da "Sizden bilmediðim bir þey duymuþ deðilimki" diye kalkýp git-tiysede, Allah onun kalbine bir hidayet vermiþ bulunuyordu. Ama Mus'ab ile Es ad'a Ýslam'ý kabul ettiðini söylemedi. Sa'd kavminin yanma dönüp onlardan Abdü'l Eþhel oðullarýný Ýslama çaðýrmaya baþladý, ve onlara müslüman olduðunu açýkladý. Onlara: "Müslüman­larýn getirdiði þeyde þüphesi olan ondan daha doðrusunu getirmelidir. Vallahi kendisinden dolayý boyunlarýn kesileceði bir din gelmiþtir" dedi. Sa'd b. Muâz'ýn Ýslam'a girmesiyle Abdü'l Eþhel oðullarýndan adý verilmeyen bir kaç kiþi dýþýnda müslüman olmayan kalmadý.

Daha sonra Benî Neccâr kabilesi Mus'ab b. Umeyr'Ý (r.a) yurtla­rýndan çýkarýp Es'ad b. Zürâra'ya da tazyik ettiler. Bunun üzerine Mus'ab da Sa'd b. Muaz'ýn evine göçtü. Onun yanýnda güven içinde, insanlarý Ýslama da'vete devam etti ve Allah onun eliyle nicelerine hidayet nasib etti. Öyleki eþrafý inanmýþ olamayan pek fazla Ensar evi kalmadý. Bu davetler sayesinde Amr b. el Cümüh müslüman olup putlarý kýrýldý. Böylece Müslümanlar Medinedeki halkýn en güçlüleri oldular. Mus'ab da Medine'de Cumaya ilk cemaat toplayan insan ol­du.[615] Daha^ sonra görevini bitiren Mus'ab Rasûlullahýn yanma döndü. (Ona Mukrî deniliyordu.) Zührî bu kýssayý böyle anlatýr ve "Medine' de Cuma'yý ilk kýldýran Mus'ab idi' der.[616]

El Bekkâî, Ýbni îshak'tan naklediyor: Bana Abdullah b. Muðýyra b. Muaykib, ve Abdullah b. Ebî Bekr b. Hazm haber verdi ki:

Es'ad b. Zürâra, Abdü'l Eþhel oðullarýnýn ve Zafer oðullarýnýn yurtlarýna gitme arzusuyla Mus'ab b. Umeyr ile birlikte yola çýktý. Sa'd b. Muâz, Es'ad b. Zürâra'nýn teyze oðluydu. Es'ad onu Zafer oðullarý bahçelerinden birine getirdi. (Ravi Abdullah b. Muðire ile Abdullah b. Ebi Bekr) Bu yerin Merak kuyusu yakýnýnda bir yer oldu­ðunu söylerler. Orada yanlarýna epey insan geldi. Sa'd b. Muâz ile Üseyd b. Hudayr, Abdü'l Eþheloðullarýnýn liderleri konumundaydýlar. Sa'd ile Üseyd Mus'ab'ýn dediklerini dinleyince Sa'd Üseyd'e; "Þu iki­sinin yanýna gitte onlarý azarlayýp bizim yurdumuza gelmelerini ken­dilerine yasakla. Eðer Es'ad b. Zürâra benim teyze oðlum olmasaydý bu iþte sana ihtiyacým olmazdý." Üseyd'de kargýsýný aldý sonra onlara doðru geldi. Es'ad b. Zürâra onu görünce "Ýþte bu gelen kavminin seyyididir sana geliyor. Ona Allah'ý tasdik et(menin ne demek oldu­ðunu göster)" dedi. Mus'ab da "Eðer oturursa konuþurum" Üseyd sö­verek gelip baþlarýna dikildi. "Sizi buraya getiren sebeb neki zayýfla­rýnýzýn aklýný çeliyorsunuz? Canýnýza ihtiyacýnýz varsa bizden ýrak durun" dedi. Mus'ab b. Umeyr (r.a) ta "Oturup bir dinlesen olmazmý? Bir þeye razý olursan onu kabul edersin. Eðer hoþlanmazsan beðen­mediðin þey senden uzaklaþýr (yani gideriz)" dedi. Üseyd'de "Ýnsaflý konuþtun" deyip harbîsini yere çakýp dikti ve yanlarýna oturdu. Mus' ab da ona îslamý anlatýp Kuran okuyuverdi. (Anlatýldýðýna göre) Mus'ab ile Es'ad derlerki: "Vallahi daha o konuþmaya baþlamadan ön­ce onun yüzünde Ýslamýn göründüðünü anlamaya baþlamýþtýk. Zira yüzü nurlanýp yumuþamýþtý" Sonra Üseyd "Bu ne güzel sözler! Ne kadar þirin! Bu dine girmek istediðinizde ne yapýyorsunuz?" dedi. Onlarda "Boy abdesti al. Temizlen elbisenide temizle, sonra hak olan þahadeti getirir sonra namaz kýlarsýn" dediler. Üseyd kalkýp güsül yaptý, Ýslam'a girdi ve iki rekat namaz kýldý. Sonra onlara: "Þu geri tarafýmda bir adam duruyor. Eðer o da size uyacak olursa onun kav­minden hiç kimse onun geldiði yolda ondan geriye kalmazlar. Þimdi ben onuda size göndereceðim" deyip Sa'd b. Muâz ve Onun kavminin yanýna geri gitti. Onlar meclislerinde toplu haldeydiler. Sa'd onun geldiðini görünce: "Allah'a yemin ederimki Üseyd buradan gittiði çehreden baþka bir çehre içinde geri geldi." deyip Üseyd'e de "ne yaptýn?" diye sordu. Üseyd de:

-Bu iki adamla konuþtum. Ben onlarda bir sakýnca noktasý gör­medim. Ben onlara bu tebliði yasakladým. Onlarda "Ýsteðini yapalým" dediler. Hem bana anlatýldý ki, Harise oðullan (teyzen oðlu) Esad b. Zürâra'yý öldürmek için yola çýkmýþ. Bunun sebebi, onlarýn Esad in senin teyze oðlun olduðunu anladýklarýndan sana ihanet olsun diye böyledir" dedi. Bunun üzerine Sa'd öfkeli, ürkütücü, þimþek gibi yerinden fýrlamýþ Üseydin elinden harbeyi kapmýþ ve: "Vallahi senin iþimize yarayacak birþey yaptýðýný sanmýyorum" deyip, Mus'abla, Sa' d'a doðru gelmiþ. Sa'd bu ikisini gayet emin bir halde görünce Üseyd' in maksadýnýn kendisinin bunlarý dinlemesini saðlamak olduðunu an­layýp onlara söðerek tepelerine dikilmiþ. Sonrada Es'ad'a: "Yâ Ebû Ümâme! Vallahi seninle benim aramdaki þu akrabalýk olmasaydý, benden þu muameleyi görmezdin. Bizim sevmediðimiz þeyi bizim evi­mize mi bürüyeceksin" dedi. Esad da Mus'ab b. Umeyr (r.a): "Ey Mus'ab! Vallahi sana arkadakilerin seyyidi olan bir zat gelmiþtir. Eðer bu sana uyarsa onun toplumundan sana uymayan iki kiþi bile kal­maz" dedi. Bunun üzerine Mus'ab b. Umeyr (r.a) ona: "Oturupta bir dinlesen ne olur? Eðer sen bu iþi hoþlanýrda ona girmeyi arzu eder­sen biz bunu kabul ederiz. Eðer beðenmezsen, beðenmediðin bu þey bizi senden uzaklaþtýrýr" dedi. Sa'd da "Ýnsafli konuþtun" dedi. Bunun üzerine Mus'ab (r.a) ona Ýslamý tanýtýp Kuran okuyuverdi. Vallahi o daha konuþmaya baþlamadan önce bile yüzünün parlayýp dilinin yumþamasmdan dolayý. Onun yüzünden Ýslam'a girdiðini arýlýyorduk.

Sonra Mus'ab (r.a) önada Üseyd'e {r.a) yaptýðý muâmeieyi yaptý. Sa'd da müslüman oldu. Sonra kargýsýný aldý ve kavminin toplantý meclisine (kulübüne) doðru beraberinde Üseyd olduðu halde yürüdü. Sa'dýn geliþini kavmi görünce: "Vallahi Sa'd yanýnýza buradan ayrýldý­ðý çehreden baþka bir surat ile geri dönüyor" diye konuþtular. Sa'd onlara: "Benim aranýzdaki durumuma ne dersiniz?" dedi. Onlarda:

"Sen efendimiz, en iyi görüþ sahibi olanýmýz, lider olarak en mü­barek olanýmýzsýn" dediler. Bunun üzerine Sa'd da:

-Öyleyse iman edinceye kadar erkeðinizin de hanýmlarýnýzýn da benimle konuþmasý haram olsun, dedi. Vallahi Abdü'l Eþhel oðullarý yurdunda  Ýslam'a  girmeyen  ne erkek  ne de  kadýn  kaldý.  Böylece Mus'ab ile Es'ad (r.a)larda evlerine döndüler. Artýk Medine Ensarýna ait her evde kesinlikle erkek yada kadýn bir müslüman bulunuyordu. Ancak Ümeyye b. Zeyd, Hatme, Vâil Vakýf haneleri bu iþin dýþýnda kaldý, iþte bu sayýlanlara "EvsU'llah" denir. Bunlar Harise oðlu Evsin kolundan gelmedirler. Bunlarýn Ýslam'a giremeyiþleri aralarýnda Sayf kabilesinden Ebû Kays b. el Eslet isimli birinin bunlarýn þairi ve li­deri sýfatýný taþýyarak bu herifi dinleyip sözünden çýkmamalarýdýr. O herif bunlarý Ýslam'a girmekte geri koymuþ bunlar bu halde Unut ve Hendek harbi bitene kadar böyle kalmýþlardýr.[617]




[608] Beyhakî Delâil 2/428; Taberî 2/380 (Yeni Baskr 1/557).

 [609] Ýbni Hiþâm 2/184; Urve  Megazi   121;  Beyhakî  Delâil  2/434; Taberî 2/353; 1/588; Ýbni Sa'd 1/220; Ýbni Abdü'l Ber Ed Dürer.

[610] Buharý Menakib 63/43 hadis no 3893; Ahkam / Babü Beyati'n Nisa, Hu-dud/ Babü Tevbetüssârib. Tevhid / Babiin fi'J Meþîeti vel- irâdetÝ. Müslim Hudud hadis 44; Daramî siyer Ý6; Müsned 5/323; Nesâîl 7/142-149; Ýbni Ýshak 1/220; Ýbni Hiþâm 2/185 Taberî tarih 2/356 (1/559).

[611] Musned 5/325.

[612] Ýbni Ýshak siyer Meðazi 124; Ýbni Hiþâm 2/185; Taberî Tarih 2/357; Ebû Nýýaym Delâil 1/105; Beyhakî Delâil 2/437; Beyhakî Mus'abýn gönderiliþi ile ilgili þu bilgileri verir: Medineliler, Ýslam dini aramýzda yayýlmýþtýr. Bi­ze arkadaþlarýndan Kur'an okutabilecek birini gönder de bize Ýslamî konu­larda bilgi verip onun þeriat ve sünnetini belletsin, namazda imamlýk etsin diye Rasülullah'a (s.a.v) mektup yazmýþlardý. Rasülullahta onlara Mus'ab b. Umeyr'i (r.a) gönderdi. O da Medineye varýnca Es'ad b. Zürâra (r.a)'ýn evine indi. EsâJ (r.a) onu Ensar'ýn evine götürür oda onlarý bir yandan Ýs­lama da'vet eder bir yandanda müslüman olanlarýna islam fýkhýný Öðretirdi.

[613] "Yeden" bizim toros dilinde elinden tutarak götüren demektir. Yol gösterici kýlavuz rehber gibi kelimeler "Yedme" nin yerini asla tutmaz.

[614] Ýbni Mâce Cum'a 1082; Ýbni Hiþâm 2/185; Ýbni Sa'd 1/219; Taberî 2/353; Uyûnül Eser î/197; Ýbni Abdü'l Ber Ed,Dürer Sayfa 68; Ýbni Esir Camiu'l Usul Ebû Dâvûd Cum'a h. no 1069; tbni Ebî Þeybe Evâil 14/71 h. no: 17595; Hâkim Müstedrek 3/187.

[615] Az önceki rivayette bunun Es'ad b. Zürâra olduðu geçmiþti,

[616] Beyhakî DelâÜ  2/430-433; Ebû Nuaym Delâil 227; Taberî 2/357; Nihayetü'l Ýreb 16/313.

 

[617] Ýbni   Hiþâm   2/185-186   Taberî   Tarih   (yeni   baský)   1/560   Beyhakî   Delâil 2/439-441  Ýbni Abdii'l Ber ed-Diirer 1/160 Uyünül eser 1/161

Burada Ýbni Ýshak Ebû Lays el-Eslet'in þu þiirini verir.

1- Ey  Ýnsanlarýn  Rabbi! Birtakým  þeyler varki  orada güçlüyle zayýf birbirine s ani ay azarlar.

2- Ey   Ýnsanlarýn   Rabbi!   Biz   doðru   yoldan   saptýðýmýzda  bize   iyilik  yolunu kolaylaþtýr.

3- Rabbimizin   lutfu   olmasa  yahudi   olacaktýk. Yahudi dinininde yürünecek bir yolu yok yada iyi bir örneði yok)

4- Rabbimiz olmasa belki de þimdi (Filistin Lübnan arasýndaki) Celil daðýn­da rahiblerle birlikte yaþayan hýnstiyan olmuþtuk.

5- Lâkin biz yaratýldýðýmýzda bütün nesillerimizin dini Hanif olan insanlar olarak yaratýldýk.

6- Baghymiþ gibi uysal yürüyen kurbanlýk develeri üstlerindeki çullarý omuzlarýný kapamamýþ bir halde süren insanlarýz.

îbni Hiþâm bu son beytteki "Omuzlan Üstlerine örtülen çullar içinde açýk olan" cümlesini Huzâa'lý yada Ensarlý bir adam diye açýklar ki ne demek istediðini anlamadýðým gibi þerhîerdede böyle bir izaha rastlamadým.

      Ýmam Zehebi, Tarihu’l-Ýslam, Cantaþ Yayýnlarý: 1/406-415

Ynt: Ensar dan gelen ilk haberler By: Sevgi. Date: 27 Ocak 2022, 04:29:19
Esselamü Aleyküm. Bu bilgileri bizlerle paylaþan kardeþlerimizden Allah razý olsun
 

radyobeyan