Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Guller Kan Aglar By: SevD@_GüLü Date: 25 Nisan 2011, 12:19:20
                         Guller Kan Aglar

Vardým ki bað aðlar, baðubân aðlar,
Sümbüller perîþân, güller kan aðlar,
Þeydâ bülbül terk edeli bu baðý Ýlk insandan günümüze dek, (belki de bundan sonra Kýyâmet’e kadar), insanlýðýn gülü, güneþi olan ve onlarý dünyâ ve âhirette güldürmeye kilitli bulunan gül nefesli, gül endâmlý müstesnâ güzeller, hayâtlarýnda hep kan aðlamýþlardýr Asýrlarý atlayarak, bâzýlarýnýn gül dönemlerini kýsa kýsa ziyâret ettiðimizde, onlarý vazîfe baþýnda ve çok defa gözyaþý dökerken bulmuþuzdur
Ýþte, Hz Âdem Ýnsanlýðýn babasý Hüzünle yeryüzüne inince, onunla birlikte, gözünden damlalar da düþüvermiþti yerin kupkuru baðrýna Yýllarca aðlayýp durdu büyük Nebî Ve ardýndan daha niceleri Evet, Güller kan aðlar Kanar güller Bað aðlar, baðbân aðlar Sümbüller periþân ve güller hep kan aðlar
Yaðmur Dergisi’nin, Ekim-Kasým-Aralýk 2002 târihli sayýsýnda, “Bence Tam Aðlama Mevsimi” ünvânlý baþyazý, bende deðiþik çaðrýþýmlar uyardý; gönlüm hüzün bulutlarýyla kaplandý Dilerim o yazýyý sizler de görmüþsünüzdür ve mutlaka okumuþsunuzdur
Her bir harfi, sabâh serinliðinde, tâze bahar yapraklarýnýn üzerine konmuþ, el deðmemiþ çið tâneleri gibi duran ve yine her bir harfine gözyaþý içirilen o makalede, hüzün olmuþ yürekleri daðlamýþ, gözyaþý olmuþ gönüllere çaðlamýþ, gür bir his olmuþ günâhlarýmýza aðlamýþ, tepeden týrnaða bizi gözyaþýna ve hüzne baðlamýþ, Hüzün Ýnsâný Muhterem Hocaefendi Yýllardan beri gözyaþlarýný, Hüzün Peygamberi Mahzûn Nebî’nin (Aleyhisselâm) çaðýmýzdaki vârislerinden birisi olma keyfiyetiyle, þimdilerde emârelerini gördüðünü söylediði altýn nesil için akýttý durdu, Gönül Ýnsaný Hocaefendi
Gözyaþýyla baþladý O’nun çaðrýsý yýllar önce Gözyaþýna davet etti herkesi, ebedî gülmek için Günâhlarýmýz için akýttý mukaddes damlalarý, sicim sicim Erzurum, Edirne, Ýzmir, Ege Bölgesi, Ýstanbul ve denizaþýrý diyârlar Çöllerde güller açmaya baþladý, bir bir yeþermeye durdu O’nun gözyaþlarýyla, kupkuru bir dünyâ
Aðlamayý O’nda gören ve O’ndan öðrenen nice hüzün üveykleri de, heybelerinde birkaç damla gözyaþý, hicret yollarýna koyuldular Mukaddes göçü seçtiler, insanýmýzýn ve insanlýðýn aðlamalarýný dindirmek için Biliyorlardý ki, gözyaþý, aþk’ýn biricik semeresiydi, aþk’ýn yegâne beslenme kaynaðýydý Biliyorlardý ki, güller bitirmek ve güller dermek için gözyaþý akýtmak gerekti Güller dererken o gül eller kanamalýydý, yürekler parçalanmalýydý ve dâimâ, Rabbin hoþnutluðunu gözetleyen o gözler de aðlamalýydý Çünkü onlar, gül rehberlerdi, gül rehberleriydi Gül alýr, gül satarlardý Biliyorlardý ki, güller kan aðlardý, kan aðlamalýydý Gül bitirmek için, kanardý güller Çünkü onlar sevdâ erleriydi, aðlayarak aþklarýný terennüm edeceklerdi Hz Mevlânâ’nýn bir rubâîsinde geçen; “Ýnle ki, Senin bu iniltilerini iþiten bir komþu vardýr Bu komþu Sana, þâh damârýndan daha yakýndýr Aðla ki, çocuðun aðlamasý dadýsýnýn merhametini uyandýrýr Her ne kadar, rûh çocuðunu terbiye eden büyük mürebbî, Seni sevdiði için istediklerini yerine getirse de, Sen yine inle, aðla Çünkü aðlamak aþký besler, aþkýn sermâyesidir” hakîkatini çok iyi biliyorlardý Bundandýr ki, O Bahar Güzeli Ýnsan’ýn gözü hep yaþlýydý
Artýk Sen aðlama Efendim, n’olursun aðlama Ayyüzlüm, daðýlsýn artýk birazcýk hüzün bulutlarý aydýnlýk çehrenden Sana yapýlan duâlar eriþir artýk, aðlama Efendim Sen, aðlama mîadýný artýk doldurmuþ olmalýsýn Çünkü Sen gözyaþlarýnla, binlerce mahzûn gönülleri güldürdün, daðlanmýþ sînelere kevser serptin Efendim Senin, gözyaþlarýna kýyamayanlarýn var Efendim Onlardan, Senin zülüflerinin daðýlmasýyla, yüreði burkulanlar var Efendim Her ne kadar gözyaþý, çok þey demek olsa da, Sen aðlama Efendim Senin inlemelerine yer, gök, kürsüler ve aðlayan binlerce göz þâhittir Efendim Ve artýk Senin; Osmânlarýn, Alilerin, Ömerlerin hattâ Zaferlerin, daha nice isimsiz neferlerin, adýna gözyaþý dökecek muhabbet fedâîlerin var Efendim
Âdetâ bir “gözyaþý çaðrýsý, münâcâtý ve destâný” olan o hüzünlü yazýda, þiirlerinden alýntý yapýlan Bayburtlu Zihnî de, elbette ki dikkatimizi çekmiþ olmalýdýr Muhtelif eserlerinde ve sohbetlerinde, bu þâirin þiirlerine atýfta bulunan Hocaefendi’nin, içinde bulunduðu gurbet rûh hâleti, çok sevdiði vatanýný ve meftûn olduðu insanýmýzý gurbetten buruk bir özlemle seyrediþi, Þâir Zihnî’nin de geçirmiþ olduðu bâzý acýklý olaylar bir benzerlik arzediyor Bayburtlu Zihnî’nin hayât hikâyesine icmâlen baktýðýmýzda, bu hüzün yüklü benzerlik görülecektir, zannediyorum Bunun için; gözyaþlarýný þu güzel vatanýmýzýn baðrýna akýtan, gözyaþý þâiri Zihnî’ye de (1801-1859) uðrayalým:
Âþýk tarzý söyleyiþ ve sihirli terennümleriyle; yurt sevgisiyle örgülediði þiirleriyle tanýnan Bayburtlu Zihnî, 19 Asrýn seçkin, tanýnmýþ, halk-sâz þâirlerindendir Bir, Doðu Anadolu þâiridir Ýyi bir medrese tahsîlinden sonra, 20 yaþlarýnda iken Ýstanbul’a gelmiþ; 1826-8 yýllarýnda, On küsûr yýllýk ilk gurbetinden sonra, “Mevlâm izin verdi, geldik vatana” deyip sevinen Zihnî, çok sevdiði memleketi Bayburt’a dönmüþtür Ardahan, Artvin, Erzurum gibi Doðu illerimizin bir kýsmý ve Bayburt, Moskof ayaklarý altýnda çiðnenmiþti Memleketinde, 1828-1829 Rus Saldýrýsý’nýn fâcialarýyla karþýlaþan þâir kan aðlayarak, Bayburt’dan hicret etmiþtir Bu iþgâlin acýsýný ebedîleþtirmek için, ‘asýrlarca bir aðlayýþ’ olabilecek keyfiyette, o meþhûr þiirini okumuþtur Ýþgâlin acýsýný, sert tasvir, açýk kelime ve hücûmlarla deðil; âdetâ sembolik bir tarzda, zarif teþbih ve îmâlarla anlatmýþtýr Erzurum ve Bayburt, Rus iþgâlinden kurtulduktan sonra ise, tekrâr döndüðü yurdunu harâb ve perîþân bulmuþtur, “Var mý cihânda âdeme cennet vatan gibi” diyen, öz yurduna âþýk Zihnî Deðerli bir insandý, hem de dürüsttü Onun için, diyârdan diyâra atýlarak, aziller, mahrûmiyetler içinde çileli bir hayât yaþadý Zihnî Hacca gitti, Mýsýr’a uðradý ve Abdülmecîd Hân’ýn Akkâ’ya yolladýðý donanmada bulundu 19 Asýr ortalarýnda, altmýþ küsûr yýllýk ömrünü Bayburt’un topraðýna gömmek için, “Cihânda çok yaþadýk, bilmedik bu yanda ne var; ölüm geleydi gidek bir görek o yanda ne var” diye diye gelirken, Bayburt yolunda, Trabzon’a yakýn bulunan, Bahçeyaka Köyü’nde vefât etmiþtir Ancak, 1936 yýlýnda mezârý, çok sevdiði Bayburt’a nakledildi 1829’da Edirne antlaþmasýyla biten, Bayburt yakýnýnda yapýlan Rus harbinde, O da bulundu Ýþgâlin bütün acýlarýný, hicretin bütün zorluklarýný ve sýzýlarýný iliklerine kadar tattý “Leylâsýný yitirmiþ mecnûn misâli, gezmiþ daðdan daða yoktur duraðý” deyip inledi Bir de iþgâlden sonraki Bayburt’u görünce, baktý ki belde yýkýk, bahçeler harâp, baðlar bozulmuþ, petekler sönmüþ, baðýrlar yanýk ve kalpler perîþândýr, Zihnî de iki büklüm olup inledi Zihnî, Abdülmecîd Hân dönemi þâiridir Az sayýda bulunan koþmalarý daha parlaktýr Zulümlere, haksýzlýklara kolay tahammül edemeyen ve bu yüzden, medhiyeleri kadar hicviyeleri de dikkat çeken Zihnî’nin bilhassa sýla hasreti ve Moskof zulümleri dolayýsýyla terennüm ettiði hicrân þiirleri çok güzel ve bu mevzûlardaki destânlarý çok mühim Bir de Na‘t-ý Þerîf’i vardýr
Bayburd’un Ruslar tarafýndan vîrân edilmesi üzerine söylediði –ayrý ayrý iki kiþinin de bestelemiþ olduðu- meþhûr duygusal aðýtý:
Vardým ki, yurdundan ayak göçürmüþ, Âh elinden zülfü kemendim benim,
Yavru gitmiþ, ýssýz kalmýþ otaðý, Müjgân deðdi, sînem yaralandý gel,
Câmlar þikest olmuþ, meyler dökülmüþ, Günbegün artmakta derd ile gamým,
Sâkîler meclisten kesmiþ ayâðý Uç verdi yaralar, sýralandý gel
Hangi daðda bulsam ben o marali, Gamdan hisâr oldu meskenim yurdum,
Hangi yerde görsem çeþm-i gazâli, Tükenmez âvâzým, okunmaz virdim,
Avcýlardan kaçmýþ ceylân misâli, Üç deðil, beþ deðil, yüz oldu derdim,
Kaçmýþ daðdan daða, yokur duraðý Yüklendi gam yüküm, kiralandý gel
Lâleyi, sümbülü, gülü hâr almýþ, Zihniyâ, tekin dur haftada ayda,
Zevk u þevk ehlini âh u zâr almýþ, Sevip ayrýlmada, ne buldun fayda?
Süleymân tahtýný sanki mâr almýþ, Azrâil göðsümde, câným hey heyde,
Gama tebdîl olmuþ ülfetin çaðý Gözlerimin aký karalandý, gel
Zihnî dehr elinden her zaman aðlar,
Vardým ki bað aðlar, baðbân aðlar,
Sümbüller perîþân, güller kan aðlar,
Þeydâ bülbül terk edeli bu baðý
***
Erzurum küffâra bey’at edince, Lâlesinin baðrý hecr ile daðlý
Figâna baðlandý Bayburd diyârý, Çok yazýlar görmüþ karalý aðlý,
Gülü hâre kaldý bülbülü zâre, Goncanýn dört yaný hâr ile baðlý,
Soldu benefþesi gülberk-i bârý Bükülmüþ servinin kadd-i nigârý
Cümle ahâlinin kaddi büküldü, Sabîler sübyânlar hep zâr elinden,
Her birisi köye kente döküldü, Câmî’ler kan aðlar küffâr elinden,
Yüklendi gam yükün yola çekildi, Bunlarýn cümlesi Gaffâr elinden,
Bir bir ardý sýra turna katarý Yazýlmýþ bozulmaz takdîr-i Bârî


Bayram KUSURSUZ

Ynt: Guller Kan Aglar By: Halis_52 Date: 25 Nisan 2011, 12:59:00
Kardeþim bu güzel yazýnýz için teþekkürler, gerçekten de çok manidar anlamlý bir o kadar da hüzünlü...

radyobeyan