Haricileri bildirmesi By: sumeyye Date: 24 Nisan 2011, 14:50:34
Haricileri Bildirmesi
Saîd b. Mesruk, Abdurrahman b. Ebi Num vasýtasýyla Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)tan þöyle nakleder:
Hz. Ali Yemen'deyken Rasulullah (s.a.v)e maden halinde bulunan bir altýn göndermiþti. Rasulullah (s.a.v) onu þu dört kiþi arasýnda taksim etti: Uyeyne b. Bedr el-Fezârî, Alkame b. Ulâse el-Külâbî, El Akra b. Habis el-Hanzalî ve Zeyd el-Hayl et-Tâî. Bunun üzerine Kureyþ ve Ensar bu duruma kýzýp: "Necd halkýnýn ayanýna verip bizi mahrum koyuyor." dediler. Efendimiz de:
«Ben onlarýn kalplerini Ýslam'a ýsýndýrayým diye onlara verdim.» buyurdu. Gözleri çukur, saçý kazýnmýþ, çýkýk yanaklý, yumru alýnlý bir herif ayaða kalkýp: "Allah'tan kork!" dedi. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v) de:
«Ben ona isyan etmiþ oluyorsam Allah'a itaat eden kim oluyor? Gökyüzündekiler bana güvenirken siz güvenmiyor musunuz?» buyurdu. Adamýn biri bu herifi öldürmek için Nebi (s.a.v)den izin istediyse de Rasulullah kabul etmedi. Sonra þöyle buyurdu:
«Þu herifin neslinden Kur'an okuyan bir kavim ortaya çýkar. Okuduklarý Kur'an boðazlarýndan öteye geçmeyecek. Bunlar okun avý delip çýktýðý gibi Ýslam'dan çýkarlar, Müslüman'larý öldürürler. Putperestlere iliþmezler. Vallahi, eðer bunlara yetiþirsem onlarý Âd kavmi ölümüyle öldürürüm.»[138] Bunu Müslim nakleder. Buharý de de bu anlamda bir hadis vardýr.
El Evzaî, Zührî aracýlýðýyla Ebû Seleme ve Dahhak el Miþrafî 'nin Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.)tan þöyle dediðini nakleder:
-Rasulullah (s.a.v) bir gün bir þey bölüþtürürken Benî Temim kabilesinden Zü'l Huveysýra denen herif: "Yâ Rasulullah! Adaletli davran." dedi. Efendimiz (s.a.v) de:
«Yazýklar olsun! Ben adaletli davranamadýðýný zaman kim adaletli olabilir.»[139] buyurdu. Ömer (r.a.) ayaða kalkýp: "Yâ Rasûlallaht Ýzin verin de boynunu vurayým." deyince Fahri Kainat:
«Hayýr! Zira onun öyle bir Ashab'ý var ki sizden biri bu adamýn arkadaþlarýyla birlikteki namazýný, onlarla beraber tuttuðu orucunu hakir görecek. (Kur'an okuyacaklar da boðaz hançerelerinden öte geçmeyecek. Okun avý delip geçtiði gibi dinden çýkacaklar. Hani okun temrenine bakýlýr da bir þey bulunamaz, sonra okun temren geçecek yerinden yukarý sarýlan sinirine bakýlýr yine bir þey bulunamaz. Sonra okun kendi düz çubuðuna bakýlýr yine bir þey bulunmaz. Sonra okun yeleðine (tüy) bakýlýr, yine bir þey bulunamaz. (Ok çoktan kan ve midedeki cife çýkýp bulaþmaya vakit býrakmadan delip geçmiþ olur.) (Ýnsanlarýn ihtilafa düþtükleri sýrada ortaya çýkacaklardýr.) Bunlarýn alameti esmer tenli, iki kolundan biri týpký kadýn memesi gibi olan yahut sallanan et parçasý gibi olan bir adamdýr.» buyurdu.
Ebû Saîd el Hudrî der ki: Ben bunu Rasûlüllah'tan duyduðuma yemin ederim. Yine Allah'ý þahit tutarak derim ki: Ben Hz Ali, Haricilerle çarpýþýrken onunla beraberdim. Ölüler arasýnda bu vasýfta biri arandý ve tam Peygamber'in anlattýðý þekilde bir adam bulunup geldi.
Bunu Buharî nakletti.[140]
Ýbni Þîrîn aracýlýðýyla Eyûb-u'Sahtiyaný, Âbîde'nin þöyle dediðini anlatýr: Ali (r.a.) Nehrevan'da (kendiyle çarpýþan haricîleri) anlatarak þöyle dedi: "Aralarýnda doðuþtan kýsa yahut noksan elli veya küçük elli bir adam vardýr. Eðer hayretten þaþkýnlýða düþmeyecek olsaydýnýz elbette size onlarla çarpýþanlara Allah'ýn neler va'dettiðini Muhammed (s.a.v)in dilinden anlatacaktým. Bunun üzerine ben:
-Sen bunu Muhammed'den (s.a.v) iþittin mi?, deyince Ali (r.a.):
-Evet! Kabe'nin Rabb'ine yemin olsun. dedi.
Bu hadisi Müslim rivayet etmiþtir.[141]
Cemile b. Mürra aracýlýðýyla Hammad b. Zeyd, Ebû'l Va-dýyy el-Sühaymî'nin þöyle dediðini anlatýr:
-Biz Nehrevan harbinde Ali (r.a.) ile beraber idik. Bize: "Þu kýsa elliyi bulun." dedi. Onu aradýlarsa da bulamadýlar. Hz Ali'ye geri geldiklerinde o: "Hadi, dönün de kýsa elliyi bulun, vallahi ne bana yalan söylendi, ne de ben yalan söyledim." dedi. Bunu defalarca tekrar etti. Onlar da geri aramaya gittiler, geri gelip: "Onu ölülerin altýnda çamur içinde bulduk." dediler. (Ebû'l Vadiyy) der ki: Sanki onu Habeþli gibi gördüm. Týpký kadýn göksü üzerinde biraz tüy vardý. Ali (r.a.) buna çok sevindi.
Bu haberi Ebû Dâvûd-u Tayalisî Müsned'inde rivayet ediyor.[142]
Þerîk de Osman b. el-Muðîre aracýlýðýyla Zeyd b. Vehb'in þöyle dediðini anlatýr:
-Haricîler in lideri, Hz Ali'nin yanýna geldi ve ona: "Allah'tan kork, artýk sen ölmüþ birisisin." dedi. Bunun üzerine Ali (r.a.) ona:
-Daneyi yarýp çýkaran, canlýlarý yaratan zata andolsun ki öyle deðil! Lakin ben þuraya inen bir darbeyle ve (eliyle sakalýný iþaret ederek) þurayý kana boyayacak bir darbeyle öleceðim. Bu yapýlmýþ bir taahhüt ve kesinleþmiþ bir karardýr. Ýftira eden gerçekten korkmuþtur, dedi.[143]
Ebû'n Nadr der ki: Bize Muhammed b. Râþit, Abdullah b. Muhammed b. Akil isnadýyla babasý Bedir'de savaþmýþ olan Fedâle b. Ebî Fedâle el-Ensârî'nin þöyle dediðini anlatýr:
-Babamla beraber hastalýða uðrayan Hz Ali'nin ziyaretine gitmiþtik. Hastalýðý aðýrdý. Babam ona: "Seni þu yerinde durduran sebep ne? Eðer ecelin burada gelecek olur ise Cüheyne Bedevilerinden baþka cenazene sahip çýkýp Medine'ye götürecek kimse olmaz. Eðer ecel sana (Medine'de) yetiþirse senin arkadaþlarýn cenazene sahip çýkýp namazýný kýlarlar." dedi. Hz Ali de ona:
-Peygamber (s.a.v) bana garanti verdi ki, ben emir yapýlmadan sonra da -sakalýnýn baþýnýn kaný ile bulanmasýný kasd ederek [144]þuranýn kaný þurayý boyamadan ölmeyeceðim.
Sýffeyn harbinde ravî Ebû Fudâle de Hz Ali ile beraber þehit edildi.
Hasen-i Basrî, EbûBekre (r.a)tan naklediyor:
-Easulullah (s.a.v)i mimberde gördüm. Yanýnda Ali'nin oðlu Hasen vardý. Efendimiz:
«Benim bu oðlum seyyiddir. Herhalde Allah Müslümanlardan iki büyük grubun arasýný bununla birleþtirecektir.»
buyurdu.
Buharî hadisi «iki büyük» lafzý olmadan nakleder.[145]
Sevr b. Yezîd, Halid b. Madan aracýlýðýyla Umeyr b. el Es-ved'den nakleder Umeyr, Halid e anlatmýþ ki, kendisi Ubâde b. el-Sâmit (r.a.)a gitmiþ. Ubade (r.a.) o zaman Hýmýþ sahilinde kendisine ait bir evde oturuyor imiþ. Beraberinde eþi Ümmü Haram da varmýþ Ümmü Haram bize anlattý ki, kendisi Rasû-lüllah (s.a.v)i þöyle derken duymuþ:
«Ümmetimden ilk deniz seferine çýkacaklarýn dualarý kabul olmuþtur. » Bunun üzerine Ümmü-haram: "Yâ Rasulullah. Ben de onlarýn içinde olacak mýyým?" deyince. Efendimiz: "Sen onlarýn içinde olacaksýn." buyurdu. Sonra Rasulullah (s.a.v) þöyle buyurdu:
«Ümmetimden Kayser'in Þehrine ilk sefer yapacaklar af-folunmuþlardýr.» Yine Ümmü Haram: "Ben aralarýnda olacak mýyým, yâ Rasulullah" deyince: "Hayýr." buyurdu. Haberi Bu-hari rivayet etmiþtir.[146] Bu hadiste Peygamber (s.a.v) in deniz seferi yapýlacaðýna ve Ýstanbul'a fethe çýkýlacaðýna dair haber verdiði görülmektedir.
Þuvbe de Simâk aracýlýðýyla Câbir b. Semûra'dan (r.a.) Nebî (s.a.v)'in þöyle buyurduðunu nakleder:
Kýyamet öncesi kesinlikle, her biri peygamber olduðunu iddia eden yetmiþ yalancý, Deccal bulunacaktýr.
Buna (bu isnadla) Müslim rivayet etmiþtir. Ancak Ebû Hüreyre rivayetinde Buharî ve Müslim'in ittifaký vardýr.[147]
El Esved b. Þeybân, Ebû Nevfel b. Ebî Akrab'tan nakline göre Hz. Ebû Bekir kýzý Esma (r.a.) Haccâc'a:
-Ama Rasûlüllah (s.a.v) bize anlatmýþtý ki, Sakîf kabilesinden bir yalancý ile bir de kan dökücü zalim biri çýkacaktýr. Yalancýya gelince onu tanýdýk. Kan dökücü Zâlim'e gelince seni ondan baþka biri olarak düþünemiyorum; demiþtir. Hadisi Müslim naklediyor.[148]
Yalancý ile Muhtar b. Ebî Ubeyd'i kasdediyordu.[149]
Velîd b. Müslim de, Mervan b. Salim el-Cezerî, el Ahvas b. 1-Hakîm, Halid b. Madan aracýlýðýyla Ubâde b. es-Samit'ten tasûlüllah (s.a.v) in:
«Ümmetim içinde Vehb denen bir adam olacak; Allah ona nkmeti hibe edecektir. Yine Ðaylan denen bir herif olacak ki, u ümmetime Ýblîs'ten daha zararlý olacak.» buyurduðunu anlatýr. Ravî Mervan zayýftýr.[150][138] Müslim 1064; Buharý 60/6; Beyhakî 6/426; Ebu Davud 4764; Müsned 3/38, 68, 73, 166, 176, 275; Nesâî Müctebâ 5/87, 7/117; Ebu Nüaym Hilyetü'l Evliya 2/72.
[139] Evet, Allah Kur'an1 da adaletli olmayý herkese emrediyor. Ama bu adalet nedir? Herkes adaleti kendi anladýðý eþitlik þekliyle algýlarsa iþte ZÜ'l Huveysýra'nýn anlayýþý gibi olur. Bu hadis bize adaletin bir peygamber talimatý olduðunu açýkça belirtiyor. Binâen aleyh bu husus Efendimiz'in anlayýþ ve anlatýþýný kavramadan öðrenilemez.
[140] Buharî bunu bir çok yerde nakleder. Edeb 78/95 h. no 6163; Menakýb 61/25; Müslim Zekat 47/148; Beyhakî Delâil 6/427; Ýbni Ebî Þeybe 15/316; Beyhakî 8/171; Ahlakun-Nebî 42; Hakim 2/145; Müsned 3/65, 56; Ýbni Ebî Asým 2/449.
[141] Müslim 1066 (155); Ebu Davud 4763; Müsned 1/83, 95, 113, 121, 144, 155; Ýbni Mâce 167; Ýbni Ebî Asým 2/42S; Tayalisî Müsned 166; Ebu Ya'la Müsned 1/95, 141.
[142] Tayalîsi Müsned 169; Beyhakî Delâil 6/433.
[143] Ebu Davud'u Tayalîsi 158; Beyhakî Delâil 6/438; Meðazelî Menâkib-ý Ali hadis no 460; Ýbni Ebî Âsim el-Sünne h.no 918; Müsned 1/91, 102, 130, 156; Nesâî Hasâisi Ali savfa 39.
[144] Müsned 1/102; Beyhakî Delâil 6/438; Bezzar El-Bahruz-Zehâir 3/136 no 927. Bezzar hadisin sonunda: "Füdale b. Füdâle'nin bu hadis dýþýnda Ali'den (r.a.) baþka bir haber naklettiðini bilmiyoruz." der. Buharî Tarih-i Kebîr "inde (7/125): "Fudâle, Ali babasýndan sîmâý var. Ýbni Akîl'de kendisinden rivayet etmiþtir." diye tevsîk'e çalýþýrsa da, Zehebî ise Mizanýnda (no 6710): "Bu adamýn kim olduðu anlaþýlamamýþtýr, Ýbni Hýraþ da ona: «Meçhul» hükmünü veriyor. Ama babasý Sahabedir." demektedir. Ýbni Hibban ise bu zatý "Sikat" kitabýna olmuþtur. Beyhaki ise bu hadisin bu isnad ile zayýf olduðunu belirterek: "Bu hadisi takviye ederek güçlendiren birtakým þahitler vardýr." deyerek Zeyd b. Vehb'in þu hadisini nakleder:
-Haricîlerin baþý olan kiþi Hz Ali (r.a.)a gelip: "Allah'tan kork! Sen artýk Ölmüþ sayýlýrsýn." dedi. Bunun üzerine Ali (r.a.): "Daneyi yarýp ondan canlý yaratan, insaný var eden zata yemin olsa ki Öyle deðildir. Lakin ben þurama indirilen bir darbe ile (eli ile sakalýný göstererek) þurayý kana boyayarak Öldürüleceðim. Ýþte bu dediðim gerçekleþecek bir garanti, ve yerine getirilecek bir hükm-ü ilâhîdir. Ýftira eden periþan olmuþ olcaktýr." dedi. Bu haberi Ebu Davud-u Tayalisî 157 no ile tahric eder. Sonra Beyhakî yine Zeyd b. Vehb'in þu haberini verir:
-Basra'daki Haricîlerden bir grup adam Ali (r.a.)a geldi. Aralarýnda «El-Cu'd» denen biri vardý. Bu herif Hz Ali'ye: "Allah'tan kork, sen artýk ölmüþ sayýlýrsýn." deyince Ali (r.a.) onu: "Nefsim elinde olan zata yemin olsun ki öyle deðil. Ben öldürülerek öleceðim (diyerek yukardaki þekilde) anlattý. Bu haberi Hakim. Müstedrek'inde (3/143) nakleder. Beyhakî daha sonra Salebe b. Yezîd, Ebu Sinan ed-Dueli, Sa'lebe el-Hammânî, Ebu Ýdris el-Ezdî'nin haberlerini de þahit olarak anlatýr.
[145] Buharî Fiten 20, Sulh 9, Fazailü Ashabýn-Nebi 22; Ebu Davud 4662; Müsned 5/3S, 42, 44, 31; Nesâî 3/107; Tirmizî 3S62: Beyhakî Delâil 6/442; Ýbni Ebi Þeybe 12/96.
[146] Buharî 56/93 hadis no 2924; Müslim 1912; Ebu Davud 2490, 2491, 2492; Muvatta 2/464; Nesâî Mücteba 6/40: 41; Müsned 6/391, 423; Ýbni Sa'd 8/424; Ebu Nüaym Hilye 2/61; Daramý 2/210; Tirmizî 1645; Taberi Tarih 4/258; Temhîd 1/142; Ýbni Asakir, Tarih-i Dýmýþk Terâcîm-ün-Nisa 486
Ümmü Haram: Medineli olup Ensar'dandýr. Babasý Milhan b. Halid b. Zeyd b. Haram'dýr. Hz Enes (r.a.)m teyzesi olup Ummü Süleym'in bacýsýdýr. Eþi Ubâde b Sâmit (r.a.)týr. Ümmeti Mýýhammed'in þaný yüce hanýmlarýndan biri olup naklettiði hadisler Tirmizî dýþýndaki kitaplarda mevcuttur. Hz Enes ve diðer çok kiþi ondan hadis nakletmiþtir. Evlendikten sonra eþiyle beraber deniz seferine çýktý. Dönüþte bindiði katýr serkeþlik edip onu sýrtýndan atýnca boynu kýrýlýp öldü. Zehebî der ki: "Bu sefer Kýbrýs seferi olup Hz Osman devrinde idi. Bana ulaþtýðýna göre kabrini Frenkler ziyaret ederlermiþ1' Halife b. Hayyât da böyle der. Bazýlarý Rodos'da öldü der. Kimi de dönüþte Beyrut'ta vefat ettiðini söylerlerse de bunlar zayýf rivayetlerdir.
[147] Müslim 2923; Buharî 61/25; Tirmizî 2315; Müsned 2/237, 313, 330: Buharî Tarih-i Kebîr 9/21; Ýbni Ebî Þeybe 15/172; Beyhakî Delâil 6/480; Ýbni Ebî Âsim es Sünne 2/476; Ýbni Mâce 3952; Hatîb Tarih 3/74.
[148] Müslim 2545; Beyhakî Delâil 6/481; Tirmizî 2317, 3944. Tirmizî hadisi Ýbni Ömer'den alýr ve, "bu babda Esma'dan (r.a.) da haber vardýr" der. Müsned 2/26; Buharî Tarih-i Kebîr 4/34S; Zehebî bu kýssayý çok kýsa geçer. Ehem miyetine binâen hadiseyi biz Müslim'in nakline göre veriyoruz: Ebû Nevfel derki:
-(Haecac tarafýndan öldürüldüðü zaman) Abdullah b. Zübeyr'in (r.a.) cesedini (Mekke'deki) Medine'ye giden dað yolunda gördüm. KureyþlÝler ile diðer halk onun na'þý yanýna uðramaya baþladý. Hatta Abdullah b. Ömer (r.a.) da cesedin yanýna geldi, baþucunda dikilerek: (Abdullah b. Zübeyr'in lakabý olan
Ebû Hubeyb ile hitab ederek):
-"Esselamü aleyke Ebû Hubeyb, Esselamü aleyke Ebû Hubeyb, Esselamü a-leyke Ebû Hubeyb! Ama vallahi! ben seni bu halife olmaya kalkýþma iþinden men ediyordum. Vallah ben seni bu Ýþten men ediyordum, vallahi ben seni bu iþten men ediyorum! Vallahi sen benim tanýdýðým kadarýyla, çok oruç tutan, çok namaz kýlan, akrabalýk baðlarýný yerine getiren takva bir adamdýn. Vallahi! (Haccac'ýn iddiasýna göre sen bu ümmetin en belalýsý olduðun için asýlmýþsýn. Öyle ise) en kötüsü sen(in gibi takva) olan bir ümmet, kesinlikle en hayýrlý bir ümmet demektir." dedi, ve oradan ayrýldý.
Ýbni Ömer (r.a.) bu ziyareti ve konuþtuklarý Haccac-ý Zalime ulaþýnca hemen bir adam yollayýp Abdullah b. Zübeyr'i asýldýðý daldan indirip yahudi mezarlýðýna defnettirildi. Ardýndan da annesi Ebû Bekir kýzý Esma (r.a.) a gelmesi için haber saldý. O da reddetti. Haecac elçisini tekrar, "ya kendi ayaðýnla gelirsin, ya da seni saçlarýndan sürüyerek getirecek birini yollarým" diye haber saldý ise de Esma reddedip:
-Vallahi beni saçýmdan sürüye sürüye götürecek birini göndermedikçe ben oraya gelmeyeceðim, dedi. Haecac: "benim ayakkabýlarýmý bir buluverin" deyip ayakkabýlarýný giydi, sonra kibirlene kibirlene yürüyüp Esma'ya geldi. Yanýna girip (oðlunu Öldürdüðünü kasd ederek):
-Allah düþmanýna ne yaptýðýmý gördün mü? deyince Esma (r.a.): -Gördüm ki, sen onun dünyasýný yýktýn, o da senin ahiretini yýktý. Bana ulaþtýðýna göre sen ona "iki kuþaklýnýn oðlu" diye hitab etmiþsin. Vallahi (zatünnitakayn) iki kuþaklý benim. Bu iki kuþaðýn biri ile ben Allah Rasûlü ile Ebû Bekr'in (hicret için Sevr'de gizlendikleri zaman) yemeklerini taþýyordum, diðer kuþakta her kadýnýn kuþandýðý kuþak idi. Am Rasûlüliah (s.a.v) bize haber verdiki: Sakîf kabilesinden bir yalancý ile bir de kan dökücü çýkacaktýr. Yalancýyý görüp tanýdýk. Ama kan dökücünün de senden baþka biri olacaðýný sanmýyorum, dedi.
Bunun üzerine Haecac kalkýp savuþtu gitti ve bir daha oraya gelmedi. Bu hadisi Ahmed Davudoðlu hocanýn "Abdullah b. Zübeyr'i Medine'nin yolunda gördüm» diye tercemesi doðru olmaz. Zira olay Mekke'de olmuþtur.
[149] Muhtar es-Sakafî peygamberlik iddiasýnda bulunanlardan biridir. Efendimiz devrinde Ýslam'a girmiþse de Sahabe deðildir. Ýddialar için bak Zehebî Siyeri A'lamün Nübelâ 3/53S ve devamý.
[150] Beyhakî Delâil 6/496; lakin Beyhakî bu hadisin sahih olmadýðýný söyler. Zehebî zaten Mervan "m zayýflýðýný anlatýr. Buharý Tarihinde no 1602 onu, "Münkerü'l hadis" diye anar. Ýbni Adiy de ei-Kâmilinde 6/2380 de bu hadisi verir ve Mervaný tenkid eder.
Ýmam Zehebi, Tarihü’l-Ýslam, Cantaþ Yayýnlarý: 2/98-106
Ynt: Haricileri bildirmesi By: Sevgi. Date: 08 Þubat 2022, 18:11:38
Esselamü Aleyküm. Rabb'im bizleri Peygamber Efendimizin yolundan gidenlerden eylesin inþaAllah
Bilgiler için Allah sizlerden razý olsun kardeþim
Ynt: Haricileri bildirmesi By: ceren Date: 08 Þubat 2022, 18:23:06
Esselamu aleyküm.rabbim razý olsun bizleresunulan bu bilgilerden kardesim...