Mute By: hafiza aise Date: 24 Nisan 2011, 13:04:14
Mute
Sekizinci yýlýn Cemaziye'l-evvel ayýydý; sulh ortamýnýn þartlan en üst seviyede deðerlendiriliyor ve geliþmeler yakýndan takip edilerek Ýslam adýna teblið ve irþad görevi yerine getiriliyordu. Bu sebeple
Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), Haris Ýbn Umeyr ile Busra valisine yeni bir mektup daha gönderiyordu. Ancak o güne kadar hiç karþýlaþýlmayan bir þeyolacak ve Efendiler Efendisi'nin elçisi Hz. Haris, Belka denilen mevkiden geçerken buranýn valisi Þurahbil tarafýndan hunharca öldürülecekti. O, yolunu kestikten sonra Hz. Haris'i baðlatmýþ ve Allah Resülü'nün elçisi olduðunu öðrendikten sonra da þehit etmiþti! Affedilmeyecek bir cürümdü bu ve açýkça savaþ ilam anlamýna geliyordu. Zira en olumsuz durumlarda bile elçilere dokunulmaz ve onlarýn can güvenliði garanti altýnda tutulurdu.
Hz. Haris'in þehit edildiði haberi Efendiler Efendisi'ne ulaþýnca çok üzülecek ve yolunda giden elçinin varlýðýna bile tahammül edemeyen Þurahbil'e karþý ashabým teþvik ederek hazýrlýk yaptýracaktý. Zira O (sallallahu aleyhi ve sellern), eþkýyalýðýn kökünü kazýmak için vardý ve bunu meslek edinenlere hadleri bildirilmeliydi. Gidilecekyön, Bizans'ýn hakimiyeti altýnda olduðu için mesele çok ciddi tutuluyor ve bunun için de her türlü ihtiýnal düþünülüyordu.
Kýsa zamanda üç bin kiþilik bir ordu meydana gelmiþti. Bu kadar kalabalýk bir ordu bugüne kadar sadece Hendek'te bir araya gelmiþti! Adeta Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), olacaklarý önceden görür gibiydi. Beyaz sancaðý kendisine teslim ederek bu ordunun baþýna azatlý kölesi Zeyd Ýbn Harise'yi tayin etmiþti; Haris Ýbn Umeyr'in þehit edildiði yere kadar gitmesini ve orada bulunanlarý Ýslam'a davet etmesini talep ediyordu. Bunu kabul etmedikleri taktirde Allah'a güvenip O'na dayanarak üzerlerine düþeni yerine getirmelerini istiyor ve neticeye gitmelerini arzu ediyordu. Bu hareketiyle de tabanda yerleþmiþ köhne anlayýþlarý teker teker söküp atýyor ve köleden de kumandan olabileceðini göstermek istiyordu. Zaten bu çýkýþýn, sadece Hz. Zeyd ile neticelenmeyeceðini biliyordu; onun için:
- Þayet Zeyd þehit olursa insanlara Ca'fer Ýbn Ebi Talib, Ca'fer de þehit olursa Abdullah Ýbn Revaha kumanda etsin, diyerek durumun ciddiyetini bir kez daha ortaya koymuþ oluyordu. Ashabýn çoðu bu ifadelerden, zikri geçen kumandanlarýn sýrasýyla þehit olacaðýný anlamýþ ve vedalaþýrken geri dönmeyecek olanlarla helalleþircesine bir vedalaþma yaþýyorlardý.
Ordusunu yola vururken, savaþ hukukunun zirvesini temsil
eden ve bugün de hepimizin kulaklarýna küpe þu tembihlerde bulunuyordu:
- Allah'ýn adýyla savaþýn; Allah'ý inkar edip de O'na karþý koyanlara karþý Allah yolunda cihat edin! Ancak sakýn ola kimseye gadretmeyin! Ahde vefasýzlýk gösterip de kimseye zulmetmeyin! Çocuklarla kadýnlarý, pir-i fani adamlarla kendini kilisede ibadete adamýþ din adamlarýný sakýn öldürmeyin! Sakýn ola ki ne bir aðaç kesin, ne de bir hurmalýðý yok edin! Ve sakýn ola ki binalarý yakýp yýkmayýn!
Efendiler Efendisi onlarý, Veda tepesine kadar uðurlayacak; onlarý yola vurduktan sonra da uzun uzun arkalarýndan bakacaktý.
Yolda giderken Hirakl'in, yüz bin kiþilik bir ordu hazýrladýðýnýn haberini alacaklardý; durumdan Allah Resülü'nü haberdar edip etmeme konusunda bir miktar tereddüt yaþamýþ olsalar da yollarýna devam etme kararý alacak ve iþin ucunda þehadet olsa da yollarýna devam edeceklerdi.
Mean'daki iki günlük moladan sonra yeniden yola koyulmuþlardý. Nihayet Meþôrif denilen yerde iki ordu karþýlaþmýþtý. Önlerinde, engin denizler misali ucu bucaðý gözükmeyen bir asker sürüsü duruyordu. Artýk savaþ kaçýnýlmaz görünüyordu. Hz. Zeyd ordusu, Mine denilen yerde karargah kurmayý tercih edecek ve burada savaþa hazýrlanacaktý! Sað kanada Kutbe Ýbn Katiide. sol cenaha ise Ubô.de Ýbn Mô.lik kumanda edecekti.
Ertesi günün ilk ýþýklarýyla birlikte Müte'de kýlýçlar çekilmiþ ve üç bin kiþilik iman ordusuyla iki yüz bin kiþilik Bizans ordusu karþý karþýya gelmiþti. Güç dengesinin olmadýðý bir savaþtý; iki yüz bin kiþilik ordu hiçbir þey yapmadan sadece düz ovada yürüyüverse kendi adlarýna neticeye gidiverirdi; ancak sonuç hiç de öyle olmadý. Yedi gün süren bu savaþta, Resül-ii Kibriya'rýýn ifade ettiði gibi sýrasýyla Hz. Zeyd, Hz. Ca'fer ve Hz. Abdullah þehit olmuþtu. Sancaðý, ashab arasýndan Sô.bit Ýbn Ekram alarak uzun bir arayýþtan sonra onu Hôlid Ýbn Velid'e vermiþti.