Büyük Osmanlý Tarihi
Pages: 1
Kanuninin son seferi By: sidretül münteha Date: 21 Nisan 2011, 16:40:43
Kanüný'nýn Son Seferi





Hazreti Padiþah, evlâtlarýný kaybetmenin üzüntüsü bu ara­da bazý mühim vaka'alar sebebi ile bir hayli yorulmuþ ve yýpranmýþtý. Padiþahlýðý 46 yýla varan bir müddeti bulmuþ ve bu kýrkaltý yýlýn yansýndan çoðu at sýrtýnda, kýlýç elde, göz düþmanda, fikir milleti islâmiyye'nin rahat ve huzurunu, kalb ile Vacib-ul Vücud'un, yâni Hakk (Cele Celâlühun) emirlerine açýk olarak geçmiþti. Süleyman Kaanuni'nin kýzý Mihrimah Sultan, kalb gözü açýk bir mâna haným olarak, Ýslâm için Allah için cihad etmeyi kendine vazife bilen babasýnýn bu hu­sustaki en büyük yardýmcý ve teþcikçisiydi.

Kaanuni Sultan Süleyman Han'ýn ZÝðetvar seferi adýný alan ve son seferi olan bu seferi anlatýrken þu mealdeki Hadls-i Þerifi okuyucularýmýza hatýrlatýyoruz: «Allah yolunda cihad ederken ölenler þehiddirler».

Kaanuni Sultan Süleyman Dersaadet'ten ayrýldýktan sonra rahatsýzlýðý arttý. At üstünde durmasý bile artýk ýzdýraplar veriyordu. Bunun için tekerlekli taht'a benzer bir araba yapýldý. Sadrazam Sokullu Mehmed Paþa önden ilerleyip arýzalý yolla­rý nisbeten düzgünleþtiriyor, sevgili padiþahýnýn, o muazzez vücudunun daha az incinmesine gayret gösteriyordu. Böyle uzun bir müddet yolculuk yapýlmasý Padiþaha iyi gelmiþ, nis­beten kendisini toparlamýþtý. Bu arada Trakya, Bulgaristan ve Sýrbistan geçilmiþ idi. Belgrad'a gelindiðinde Hazreti Padi­þah Orduyu Hümayunu topladý. Bir resmî.geçid yaptýktan sonra zaferler kokusunun yabancýsý olmayan atýnýn üzerine bindi ve Tuna böyle at üstünde geçildi.

Macaristan Kralý genç Zapolya, Hazreti Padiþahý yanýnda asilzadeleri olduðu halde içten gelen bir samimiyyetie karþý­ladý ve kendisine çok kýymetli hediyeler sundu. Hazreti Padi­þah bu durumdan çok mütehassýs oldu. Zapolya'yý gözlerin­den öpüp onun Macaristan Krallýðýný kuvvetlendireceðini va­at etmek lûtfunda bulundu.

Zapolya'yý uðurlayan Hazreti Padiþah, Drava nehri üzerin de yüzyirmi dubadan kurulmuþ uzun bir köprüden ordusunu geçirterek Erdel topraklarýna varýldý. Kaanuni ikiyüzbin kiþi­lik ordusunun geçiþini Tuna'dan getirttiði bir kalyondan seretti. Bu ordu sevgili padiþahlarýný zafer çýðlýklarý ile selâmla­dý.

Bilindiði gibi Bûdin ve Belgrad, Devleti Aliyye'nin bu böl­gede iki kuvvetli istihkamýydý. Buna bir üçüncü istihkâm ilâ­vesi olarak Zigetvar kalesini düþünen Padiþahý Cihan, orduyu hümayunu Zigetvar kal'asýna sevk etti.

Bûdin Beylerbeyi Arslan Paþa orduyu hümayuna zaman kazandýrmak için halisane bir niyetle Salmo Kontu'nun üzeri­ne yürüdü fakat muvaffakiyyet temin edemedi. Kesin bir maðlûbiyyet de almamýþ olmasýna raðmen yaptýðý hatalar­dan ikisi çok önemli idi. Birincisi kendi insiyatifiyle düþman ...üzerine yürümüþtü. Halbuki devletin bir politikasý vardý. Ýstiþaresiz hareket iyi netice verse bile makbul görülmezdi. Tarih böyle olaylarla doludur. Ýkincisi ise Sadrazam Sokulu Mehmed Paþa'ya yediði mektuplar hiyerarþiyi ortadan kal­dýran seviyedeydi.

Þüphesiz ki Aslan Paþa bu hatalarý biliyordu. Fakat böyle yapmýþ olmasý meselede mevzi olarak haklý olmaya dayanýyordu. Mevzi haklýlýk genede haklýlýðý getirmiyordu. Devleti Osmaniyye bir kýlýç gibidir, bir tarafý keskin bir tarafý ise kes­kin deðildir. Muvaffak olmak için ne lazýmsa iste al. Fakat muvaffakiyet husule gelmezse baþ gider. Muvaffakiyet temin olursa elde ettiðinin bir kaç misli padiþah iltifat ve hediyeleri­ne gark olursun.

Aslan Bey'in þansýna baþý vermek düþmüþtü. Ýki rekât na­mazý müteakip boynunu uzattý ve bu iþ bitti.

Zigetvar kaesi, Avrupa'nýn ünlü kumandanlarýndan Zîrinyi tarafýndan müdafaa olunuyordu. Devleti Osmaniyye kahramanlarý her zaman takdir etmiþ kahramanoðlu kahramanlara ait bir devletti. Zîrinyi'ye Hýrvatistan valiðini vereceðini kaleyi kan akýtmadan teslim etmesini istediler. Zîrinyi bu taebi geri çevirdi. Osmanyý'ya düþen bileðinin hakkýyla kaleyi geçir­mekti. Ve hücumlar baþladý. Kale son derece metin bir kale olduðundan düþmüyordu. Beri tarafta Cihan Padiþahý çok aðýraþan nefeslerinin arasýnda mücahidlerin halini soruyor ve «Ah Zigetvar ne zaman bana yâr olacaksýn?» diye söyleniyor, «Bana bu kal'ayý ne zaman vereceksiniz?» diye Sokulu ve ya­nýndakilere soruyordu.

Zîrinyi, mücahidlerin hücumlarýndan bunalmýþ artýk talihin yardam etmeyeceðni anlamýþ þanýna lâyýk bir ölüm aramaya baþlamýþtý ve o bir huruç hareketiyle elinde kýlýçla ölmek ola­bilirdi...

Zîrinyi bütün askerlerini toplayýp onlara bir hitabede bulundu ve konuþmasýnýn sonunu þöyle baðladý: «Benimle ölmek istiyeler yanýma gelsin» deyince 600 kiþi yanýna geldi. Kýlýç­larýný çektiler, kapýyý açtýlar ve mücahidlerin üzerine saldýrdýlar. Daha ilk anda Zîrinyi baþýna isabet eden iki mermi ve göðsüne saplanan ok ile arzuladýðý Ölüme kavuþtu. Fakat daha güzel bir þeye kavuþtu. Civanmerd Ýslâm askeri bu ku­mandanýn cesedini yerden kaldýrýp bir top arabasýnýn üzerine saygýyia koydular .Kâfir de olsa bir askere gereken hürmeti nösteren millet þüphesiz ki Zîrinyi'den çok daha büyümüþ oluyordu tarih huzurunda...

Huruç için çýkan Zîrnyi intihar ekibi bir anda yok edilmiþ ve açýk kapýdan kaleye dalan mücahidler Zigetvar'ý þanlý Hilâl'e kavuþturmuþlarsa da, otaðý hümayununda Cihan Padi­þahý son nefesini veriyordu. Bir çok tarihler bu zafer haberini alamadan öldüðünü söyledikleri Kaanuni Sultan Süleyman Han'ýn tazarrularý bu kal'anýn kendisinin olmasýný istediði, duayý kalbiyi yerine getirdikten baþka dua'yý fiili'yi de yerine geiren bu yüce Sultan, Velî Padiþahoðlu, Velî Kaanuni Sultan Süleyman Han elbette alýndýðýný görmüþtü. Çünkü âlemlerin Rabbi Allah (C.C.) velî kularýnýn dualarýný kabul ve semeresi­ni gösterenlerdendir.

Zigetvar, Osmanlý'ya yâr olmuþ, Cihan Padiþahý ise her za­man beraber olduðu Rabbine dönmüþtü. Sokullu Mehmed Paþa'ya düþen ise durumu hiç belli etmeden yeni padiþah taht'a geçene kadar Hazreti Padiþahý sað gösterebilmekti. Derhal onun imzalarýný kullanarak her tarafa zafernâmeler gönderip fetih haberlerini müjdeledi. Asker zaferlere kavuþtuðundan Zaferler Padiþahýna duâ ediyor, Sokullu savaþta muvaffakiyetler gösterenlere hediyeler sunuyor, Padiþah ra­hatsýz olduðundan bu törenlere katýlamýyor diyerek fevkalâ­de bir þekilde durumu idare ediyordu.

Hazreti Padiþahýn hayatýnda 10 sayýsý çok büyük tevafuk­lar gösterir. Þöyle ki; Dünyaya teþrifleri onuncu asrý Hicrî'nin baþlarýnda olmuþtu. Osmanlý Devleti'nin onuncu padiþahý ol­du. Kendi zamanýnda yaþayan on hükümdarýn en þevketlisi ve büyüðüydü. Zamanýnda en büyük þehirlerin sayý ise on adetti. Zamaný satanatlannda on sadrazam ve on reis'üi kûttap vazife aldýðý gibi on adet fetih yapmýþtý.

Büyük adamlar, büyük adamlarýn yetiþmesine vesile olur­lar. Bu misalden bazý isimleri sayarak cennetmekânýn hayatý­ný anlatmaya son verelim.

Denizler Padiþahý Barbaros Hayreddin Paþa ve Turgut Re­is, Salih Reis gibi denizciler, Þeyhul Ýslâm Ebussuud Efendi gibi yüksek dîni otorite, dünyanýn hâlâ hayranlýðýný muhafaza ettiði Mimar Sinan, þâirlerden Fuzûlî ve Bakî, meþhur tarihçi Reis'ül Küttap Feridun gibi zatlarýn hâmisi olmuþtu.

Mimar Sinan'a yaptýrttýðý Süleymaniye Câmiinin avlusun­daki, kendinden evvel vefat eden sevgili hanýmý Hürrem Sultan'Ia ayný türbede ebedî istirahatgâhlarýnda uyumaktadýrlar. Tarihler Hicrî 974/Milâdî 1568 yýlýný gösteriyordu.

Kaanuni Sultan Süleyman Han'ýn safhai hayatýn: anlatma­yý bitirirken iyi biliyoruz ki, Barbaros Hayreddin Paþa'nin meþhur Preveze Zaferini hiç anmadýk. Halbuki bu, Devleti OsmanÝyye'nin kuruluþundan üç asýr sonra dünya denizlerinin hâkimi olduðunu belgeleyen bir zaferdir.Bu zaferi muhte­rem M. Ertuðrul Düzdað Bey'in sadleþtirip bu milletin evlâd-larýna kazandýrdýðý Tercüman BÝnbir Temel eser serisinin 14 ve 15'inci kitabý olan «Gazavatý Hayreddin Paþa» adlý eserden ikinci cild sh. 1888/1891'den aynen nakli uygun gördük.


radyobeyan