Tarihül-Ýslam
Pages: 1
Kadisiye gecesi By: sumeyye Date: 14 Nisan 2011, 13:56:32
Kadisiye Gecesi


Muhammed, Talha ve Ziyad anlatýyor: Herir gecesinin sabaha yakýn kýsmýna "Kadisiye gecesi" dendi. Bu gece ordunun en yorgun gece­siydi. O gecenin tümünde savaþmadýlar. Ka'ka'a ordu gruplarý ara­sýnda dolaþýp onlara: "Bu saatten sonra hezimet acele edenin olur. Sabredin bir müddet tahammül edin. Zira zafer sabýrladýr. Sabrý sabýr­sýzlýða tercih edin." dedi. Liderlerden bir kýsmý da Ka'ka'a'nýn ya­nýnda toplandý. Hep birlikte Rüstem'in hareketinin ne olacaðýna baktýlar.

Komutanlar o gece askere þöyle bir konuþma yaptý:

-Allah'ýn bu emrini icrada Ýran ordusu sizden daha ciddi olamaz. Onlara ölüme sizden daha cüretli deðillerdir. Dünyadan vazgeçmeye canlarý sizden daha cömert olamaz. Haydi onlarla can yarýþýna çýkýn!

Rabîa taburu içinde de: "Ýranlýlarý en iyi tanýyan sizsiniz. Daha önce olduðu gibi onlara karþý en cüretkar sizlersiniz. Bu günde en cüretkar olmanýza hiçbir engel yoktur." dediler.[456]

 

Rüstem'in Öldürülüþü
 

O gün öðle vakti girince, ilk ayrýlan Hürmüzan ile Birzân oldu. Or­dunun kalbi böylece öðle vakti açýlmýþ oldu. Üstlerine gelen harp tozu durdu. Birden bir kasýrga esti. Rüstem'in tahtýnýn üstündeki gölgeliði söküp attý. Sonra Atik üzerinden batý yeli olarak esti. Fýrtýnanýn tozu üstlerine yaðmaya baþladý. Ka'ka'a ve arkadaþlarý tahtýn yanýna varýp ele geçirdiler. Rüzgar üstünü attýðýnda Rüstem, kalkýp kendisine o gün levazýmat getiren katýrýn gölgesine sýðýndý. Levazýmat hâla katýrýn üze­rindeydi. Hilal b. Ullef e gelip katýrýn yükünün ipini kesti. Yükün bir tarafý (bir dengi) Rüstem'in üstüne düþtü. Hilal onu görmediði gibi orada olduðundan haberi de yoktu. O yükleri açmakla uðraþýrken Rüstem kaçýp kendini Atig nehrine attý. Hilal koþup ona saldýrdý. Rüstem yüzüyordu. Hilal onu ayaðýndan yakalayýp kýyýya çekti ve al­nýna bir kýlýç indirdi. Onu öldürüp sürüyerek getirip katýrýnýn ayaklarý­nýn dibine attý, tahtýn üzerine çýkýp olanca sesiyle: "Ka'be'nin Rabbine yemin olsun Rüstem'i öldürdüm gelin!" diye baðýrdý. Onlar da tekbir alarak tahtýn etrafýný sardýlar.

Ýþte o vakit müþriklerin sonu gelmiþ ve bozguna uðramýþlardý. Calinos oradaki bir duvar yýkýðýnýn üzerine çýkýp, Ýranlýlara: "Nehrin karþýsýna geçin!" diye baðýrdý. Rüzgar kesilip toz da daðýldý. Onlardan oraya yakýn olanlar derhal nehre koþup peþ peþe kendilerini Atik neh­rine attýlar. Müslümanlar da onlara mýzraklarýný sapladýlar. Onlardan hiç kurtulduðunu haber veren olmadý. Bunlar otuz bin kiþiydi. Dýrâr b. El-Hattab da (Feridun Þah'in) Direfþ'i Gâviyân adýndaki bayraðý ele geçirdi.[457] O bayraðýn yerine otuz bin bedel verildi. Bayraðýn deðeri bir milyon iki yüz bin dinar deðerindeydi.

Harpte sadece bu gün ölenlerin sayýsý on bin kiþi oldu.

Ebu Ka'b et-Tâî babasýndan naklediyor: Herir gecesi öncesi Kadisiye'de iki bin beþ yüz kiþi öldürüldü. Herir ve Kadisiye gecesi sadece Müslümanlardan altý bin kiþi öldürüldü. Oradaki hendeðe def­nedildiler.

Ýranlýlar kaçýp ortada kimse kalmayýnca, ölülerin üzerleri kapatýlýp iþ bitince Sa'd (r.a.) kaçanlarý takip emri verdi. Öne doðru gidenlere Zühre'yi, aþaðýya kaçanlara Ka'ka'a'yý, yukarý gidenlere Þurahbil'i takibe yolladý. Sonra Müþriklerin býraktýklarý malzeme ve mallar top­landý. Þimdiye kadar bu miktarda bir mal görülmemiþti.

Zühre kaçanlarýn peþinden nehrin þeddine kadar geldi. Ýranlýlar Müslümanlar takip etmesin diye þeddi yýkmýþlardý. Zühre üç yüz ki­þiyle art arda koþtular. Diðerlerine de ufak köprüye gidin ve orayý bi­zim için tutun dedi. Onlar da öyle yaptýlar. Böylece Zühre ve arka­daþlarý, Ýranlýlara yetiþti. Calinos onlarý korumak için arka tarafta idi. Zühre ile kapýþtýlar. Zühre Calinos'u öldürdü. Harrâra denilen yerden Seylehîn ve Necef e kadar bu arada olan Ýran savaþçýlarý kýlýçtan geçi­rildi. Akþama Kadisiye'ye döndüler. Sa'd da zaferi Ömer (r.a.)'a bil­dirdi.[458]

Medâinî bu sonucu þöyle anlatýr: Þevval ayýnýn sonunda üç gün çok çetin savaþtýlar. Bunun Ramazan'm baþýnda olduðu da söylenir. Rüstem öldürülünce acemler hezimete uðradý. Yine bazý rivayetlerde Rüstem'in susuzluktan öldüðü de söylenir. [459]

Müslümanlar kaçanlarýn ardýna takýlýp savaþa devam ettiler. Calinos ile Zü'l Hacib bu sýrada öldürüldü. Müslümanlar bu gruplarý (Küfe ci­varýndaki) Harrara Seylehîn ve Necef arasýnda kýstýrýp kýlýçtan geçirdi. Kaçabilenleri Medayin'e sýðýndý. Müslümanlar onlarý orada öyle bir kuþattýlar ki, açlýktan köpekleri bile yemeye mecbur kaldýlar. Sonra ailelerini alarak çýkýp tâ Celûla'ya kadar geldiler.2 Ebu Vail anlatýyor: Biz onlarý Sýrat nehrine kadar takip ettik. Bir kýsmýný Fýrat'a kadar takip ettik, Allah onlarý hem Fýrat hem de Sýrat kýyýsýnda bozguna uðrattý. Biz onlarý Medâin'e sýðýnýncaya kadar ko­valadýk.[460]

Yine Ebu Vail der ki: Ben o aný iyi hatýrlýyorum. Birbirlerini öldüren bir sürü adamýn hendekte yatan cesetleri üzerinden yaya olarak geçmiþtim.[461]

Habîb b. Sohbân anlatýyor:

-Kadisiye savaþýnda o kadar çok altýn kap ele geçirmiþtik ki, içi-mizdekilerden birisi: "San beyaza deðiþtirilir." yani altýn gümüþe de­ðiþtirilir, diyordu.[462]

El-Meâinî anlatýyor:

-Sonra Sa'd b. Ebi Vakkas onlarýn peþinden gitmek için Kadisiye'den hareket etti. Yolda Hýyre halký ona gelip: "Ya Sa'd! Bize dokunma, zira biz daha önceki yaptýðýmýz anlaþmaya sadýðýz." dediler. Bistamhlar sulha geldi. Sa'd onlarla sulh anlaþmasý yaptý. Sonra Sa'd Fýrat nehrinin karþýsýna geçti. Orada baþlarýnda Basbahrâ denen komutanýn bulunduðu bir orduya rastladýlar. Zühre b. Hýveyye Basbahrâ'yý öldürüp topluluðu daðýttý. Sonra (Babil yakýnýndaki Irak Mezopotamya'sý içinde bulunan) Köse yakýnlarýnda baþka bir gruba rastladýlar. Baþlarýnda komutan olarak Feyrûzân vardý. Onlarý da he­zimete uðrattýlar.[463]

Muhammed îbnu Cerîr et-Taberi ise Kadisiye savaþýnýn- bu yýl de­ðil de önceki- ondördüncü yýlda yapýldýðýný söyler, yine Ýbni Cerir, on beþinci yýlda Sa'd b. Ebi Vakkas'in Hz. Ömer'in emriyle Kofe'de -ilk defa- þehir kurduðunu bahseder. Yine bu yýlda Hz. Ömer (r.a.)'ýn ilk defa asker aylýklarýný belirlediðini, ilk defa devlette divan kurdurdu­ðunu ve ilk Müslüman olanlara devlet gelirinden sosyal yardým yaptý­ðýný anlatýr.[464] Ýbnu Cerir-i Taberi der ki:

Allah (c.c), Müslümanlara Ýran ganimetlerini açýp Rüstem de öldü­rülüp, Þam fetihlerinin ganimetleri de Ömer'e geldiðinde, Müslü­manlarý topladý ve: "Vali için bu maldan helal olan miktar ne kadar?" diye sordu. Onlarýn hepsi birden: "Valinin sýrf kendi için yiyecek gý­dasý ve ailesinin gýdasý, ne az ne fazla. Onlarýn ve valinin yaz ve kýþ giyecekleri. Cihada gitmesi, ihtiyaçlarýný taþýmasý ve hacca binip git­mesi için iki hayvan. Taksimat eþit olarak yapýlacak. Bir felakete uð­rayana, uðradýðý felaket kadar verilecek. Ýnsanlarýn iþlerini düzenleye­cek. Baþlarýna bir bela, bir felaket geldi mi durumlarý düzelene kadar onlara bakmayý üstlenecek." dediler.[465]

(Abdullah b. Ömer anlatýyor: Ganimet mallarý gelince Ömer halký topladý ve: "Ben tüccar bir adamdým. Allah yaptýðým ticaretle ailemi kimseye muhtaç etmiyordu. Lakin siz devlet iþinizi bana yýkarak beni ticaretimden ala koydunuz. Ne diyorsunuz þu gelen ganimetten bir þey almak bana helal olur mu?" dedi. Toplumun her biri bir þey söyledi.) Hz. Ali susuyordu. Ona: "Sen ne diyorsun ya Ali?" deyince, "Sana ve ailenin ihtiyacý için örfe -günün geçerliliðine- göre ne yeterse o kadar. Bu malda senin baþka alacaðýn olamaz" dedi. Halk da onu destekledi.[466]

Salim b. Abdullah b. Ömer anlatýr:

-Hz. Ömer halife tayin edilince, Ebu Bekr'in maaþý kadar bir nzýkla maaþlandinlmýþtý. Nihayet bu para yetmeyerek ihtiyacý çok arttý. Ara­larýnda Osman, Ali, Talha ve Zübeyr'in bulunduðu bir grup toplandý.

Zübeyr: "Ömer'e söyleyelim de maaþýný artýralým!" dedi. Ali: "Kabul etmesini ne kadar isterdik. Haydi gidip yanýna varalým." dedi. Osman da: "Durun, biraz da önce Hafsa'ya gidelim, ona soralým!" deyip Hafsa'ya gittiler ve sordular. Onlar çýkýnca, Hz. Ömer ona geldi ve kimlerin geldiðini sordu. O da söylemedi, ancak: "Sen þu konuda kendi kanaatini önce bildir!" dedi.

O zaman Ömer (r.a.): "Ya Hafsa! Allah aþkýna söyle, Rasulullah (s.a.v.)'in senin evinde elbise olarak nesi olurdu." deyince Hafsa: "El­çiler gelince ve Cuma hutbesini okuyacaðýnda giydiði iki boyalý el­bise." dedi. "Peki sende yediði en iyi yemeði ne idi." deyince: "Arpa­dan ekmek yapar, sýcakken üzerine yað çömleðinden biraz yað döker ve yumuþatýrdýk o da onu severek yerdi!" dedi. "Peki ya minderi?" deyince Hafsa: "Sert kaba bir kumaþýmýz vardý, yazýn onu dörde katlar altýmýza sererdik. Kýþýn yarýsýný altýmýza yansýný üzerimize alýrdý." dedi.

Ömer (r.a.) bunun üzerine: "Ya Hafsa! Sana gelip benim maaþýmý yükseltmek isteyenlere söyle ki, Rasulullah (s.a.v.) bu þeyleri ölçüp biçer fazlasýný vereceði yerlere verirdi. Ben de kendi geçimim için bir þey takdir ettim. Vallahi fazlasýný yerli yerine vereceðim ve onu ulaþa­caðý yere kolaylýkla ulaþtýracaðým. Benim ve benden Önceki iki arka­daþým (Peygamber ve Ebu Bekr) týpký þu örnekteki üç kiþiye benzeriz. Bunlardan birincisi yol azýðýný aldý yola çýktý ve hedefe ulaþtý. Ýkincisi ardýndan yola çýkýp birincinin yolundan gidip ona ulaþtý. Sonra üçüncü peþinden yola çýktý. Þimdi o ikisinin gittiði yoldan giderse, onlarýn azýðý kadarýna razý olursa, onlara ulaþacak ve onlarla beraber olacak. Onlarýn yolundan ayrýlýrsa onlarla bir daha buluþmayacak." diyerek maaþýn artýrýlmasýný reddetti.[467]





[456] Ýmam Zehebi, Tarihü’l Ýslam Cantaþ Yayýnlarý 5/224
[457] Aslýnda Gâve bayrak demektir. Gâve çok kuvvetli (öküz güçlü) biri olup Ýsfahan þehrinin valisi idi. Ýran ordusu orada toplanýr ve hazýrlanýrdý. Orada Ýran'daki bütün harp malzemesi yapanlar onun baþkanlýðýnda toplanýrdý. Bu zat Zahhak adlý bir kralý, halký toplayýp öküz derisi önlüðünü bayrak olarak kullanarak öldürüp, yerine Feri­dun'u geçirdi. Onun için bayrak bu adý aldý.

[458] Taberi'den nakil sona erdi.

[459] Tarihi Halife 132                 

[460] Tarihi Halife 132

[461] Age 132

[462] Tarihi Halife 133

[463] Tarihi Halife 133

[464] Kadisiye ile ilgili Taberi rivayetini yazdýk, Taberi 2/452'de der ki: Bu yýl, yani on beþinci yýlda Ömer Müslümanlara ödenecek maaþý karara baðladý ve divan tertip eyledi.  Bu devlet  bahþiþlerini  Ýslam'daki  önceliðe göre belirledi  ve  Saffan  b. Ümeyye, Haris b. Hiþam, ve Süheyl b. Amr gibi Mekke fethinde Müslüman olanlara daha önce Müslüman olanlardan az verdi. Onlar bunu almak istemeyip: "Kimsenin bizden daha kerim olduðunu kabul edemeyiz!" dediler. Hz Ömer de: "Ben bu bah­þiþi kiþinin þerefine göre deðil Ýslam'a giriþindeki önceliðe göre verdim." deyince tamam dediler. Ýbnu Cerîr orada kimlere ne kadar verildiðini kimlerin itiraz ettiðini etraflýca anlatýr.

[465] Taberi 2/453

[466] Taberi 2/453

[467] Taberi 2/454, 455. Metin Taberi'dekidir.

Ýmam Zehebi, Tarihü’l Ýslam Cantaþ Yayýnlarý 5/224-229


Ynt: Kadisiye gecesi By: Bilal2009 Date: 22 Temmuz 2021, 10:43:38
Esselamü aleyküm Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Kadisiye gecesi By: ceren Date: 22 Temmuz 2021, 20:20:27
Esselamu aleyküm.rabbim razý olsun paylaþým dan kardeþim...
Ynt: Kadisiye gecesi By: Sevgi. Date: 16 Ekim 2021, 04:07:55
Aleyküm Selâm Bilgiler için Allah sizlerden razý olsun kardeþim

radyobeyan