Büyük Osmanlý Tarihi
Pages: 1
1. Mahmud devrinde avrupa devletleri By: sidretül münteha Date: 09 Nisan 2011, 16:29:09
1. Mahmud Devrinde Avrupa Devletleri



Karlofça antlaþmasý sonrasýn da, devlet-i âliye denizlerden çekilir olmuþtur. Ýspanya donanmasý ülke arazisinin Akdeniz'in üzerinde topoðrafik te'siri, bu ülke donanmasýna faiký­yet sunmaktaydý. Bu avantajý donanmasýna önem vermek suretiyle, takviye eden Ýspanyol'lar bilhassa bizim Cebelita­rýk, denizcilerin Cibraltý dedikleri boðazýda kontrol etmeleri hayli güçlü olmalarýna yardýmcý oluyordu. Denizlerin güçlü donanma sahibi olanlspanya, gerek Ýngilizlerin gerekse Fran­sýzlarýn kur yapmak durumunda olan paylaþýlmasý güç bir sevgili gibiydi. Çünkü bu ülkenin yandaþlýðýný kazanmak ge­rek Fransa'nýn, gerekse Ýngilterenin plânlarýna doðrudan te'sir etmekteydi.

Fransa; Avrupa hakimiyetini ele almak hülyalarý içindey­ken, ingilizler, dengeli bir Avrupa, harpte ve sulhte korkunç olmaktan çýkar anlayýþýný hâkim kýlmak istiyordu.Fransa'nýn hâkimiyet projesi baþýný belâya sokacaðý tabii idi. Çünkü ben hâkim olmak isteme plânlan yapmak yetmez, o plânlan kuvveden fiile çýkarmak esasdýr. Böyle olunca da, denge un­suru isteyenlerin bir küçük organizasyonla karþýnda hasým olarak belirdiðini görürsün hemen. Ýþte; Fransa, karþýsýnda Inglizlerin organize ettiði kuvvet dengeleri ülkelerinden ikisini safýna çekmiþti. Bu devletler; Avusturya ve Hollanda idi. Bu­na karþýlýk atmaca gibi yalnýzdý Fransa.. Veraset savaþlarý da denen bu seri harplerde otuz yýl kadar imtidat etti. Ýlk zaman­larda Fransa büyük sýkýntýlara düþtü. Ýngiltere ve Hollanda savaþtan çekildiðinde, bu ülkenin karþýsýnda Avusturya yal­nýz kalmakla beraber, Paris'in kapýlarýný zorlamaktaydý.

Fransýz Generali Villars, önce Pâils önünde püskürttüðü Avusturya'ordusunu, kýsa bir zaman sonra Ren Nehri boyun­da da ve aðlub edince, barýþ isteyen Avusturya oldu   Neticede otuz seneyi bulan savaþýn Fransa'yý bitap düþürdüðü þa-hid gerektirmez. Kral 15. Lûi'nin naibi olan Kardinal Fleru idareye akýllýca yürütmüþtü. Fransa; avrupa üzerinde kendi­ne rakip addedip faik olmaya çalýþtýðý ülke olarak, Avustur­ya'yý görüyor ve bu üstünlüðü saðlamak üzere Osmanlý devletiyle yakýnlaþma çabasý harcýyordu.

Osmanlý devlet politikasý o târihe kadar bir gayrimüslim ülke ile ittifaka sýcak bakmazdý. Ancak þunu da unutmamalý­yýz ki Kaanuni döneminde, Hazreti Barbaros'un kapdan-ý deryalýðý zamanýnda donanmamýz askerî irtifaklar yaptýðý da olmuþtur ecnebi devletler ile.. 1740 yýlýnda Avusturya kralý 6. Çarls'ýn ölmesi Fransa'nýn illâ Osmanlý ile ittifak arama lüzurnu eski önemini kaybetmiþti. Çünkü Avusturya-Fransa savaþý kopmuþtu. Bu savaþýn nihayetinde de, Fransa rakibini Moris Saks adlý komutanýn baþarýlý sevk-i idaresi üst üste üç defa Avusturya ordusunu maðlubiyete uðrattý. Herne kadar sulh müzakeresinde elde ettiði beldeleri geri verdiyse de, güçlü devlet intibaýný daha da kabule uygun hâle getirdi.

Fransa; Osmanlý devletiyle çok yakýnlaþmak arzusuyla 1757'de Baron Dö Vergegn b. elçi, sekreteri olarakda meþ­hur Baron Dö Toth'u gönderdi. Topal Osman ve Hekimoðlu Ali Paþalarýn, Fransýz eðilimi taþýmalarý bu gelen diplomalar­la beraber iliþkileri kuvvetlendirmeye baþladý. Fransa'dan sonra Avusturya'ya baktýðýmýzda, otuz sene savaþlarýnýn bu ülkede üç imparatoru eskittiðiyle karþýlaþýrýz. Bunlar ise, 1. Leopold, 1. Josef ve 6. Çarls'dýr. Bu Avusturya, Osmanlý devletiyle veraset savaþlarý akabinde savaþmýþ ve Pasarofçada yapýlan antlaþmayla Tamýþvar, Banat, Eflâk ve Belgrad gibi deðeri hayli yüksek bölgelere mâlik oldu ve bu hâl Avusturya'yýda büyük devlet olarak isimlendirmeye yetti. 6. Çarls, Rusya'nýn, Osmanlý devletine karþý açtýðý savaþda bir açgözlülük yapmýþ, daha fazla arazi elde etmek için Ruslar ile müttefik olarak karþýmýza çýkmaktan çekinmemiþti. An­cak; Osmanlý karþýsýnda bozgun halinde çekilirken Pasarofça'da ele geçirdiði her þeyi elinde tutamýyor, baþ da Tamiþ-var olmak üzere eline geçirdiði yerlere veda etmek mecburi­yetinde kalýyordu. Buna raðmen Avusturya, Osmanli devleti­ne karþý her fýrsatta saldýrýya katýlma eðiliminde olduðu gö­rüldü.

Prusya devleti Büyük Fredrik tarafýndan, 1688'de, Kiev, Brandenburg ve Prusya dukalýklarýný birleþtirdiðinde 1713'de yapýlan Ütreht antlaþmasýyla bir krallýk olarak tanýndý. Bu "Büyük Almanya" hülyasýnýn belirginleþmeye baþlamasýdýr. Büyük Almanya politikasýnýn temeli ise þöyleydi: "Almanla­rýn yabancý bir bayrak altýnda yaþayamayacaðý nerede bir Alman kitlesi varsa oranýn Alman topraðý olmasý gerekir.." düþüncesine istinad ediyordu. Ancak böyle bir hedefe asker ve disiplinli bir millet meydana getirmekle ulaþýlabileceðini tatbike koyan Büyük Fredrik adým adým bunu gerçekleþtirmekte baþarýlý oldu. Bu tarihlerdeki Prusya, Osmanlý devleti ile bir iliþkisi bahse konu deðildir.

Ýngiltere'nin, 18. yüzyýl, diðer bir deyimle 1701'den sonra bu ada devletinde birliðe doðru gidiþin sancýlarýna rastlanýr. Iskoçya bölgesi, Stuart hanedanýna baðlý kalmýþtý. Adanýn bir baþka bölgesini de, Hannover hanedaný idare etmekteydi. 1701 senesinde yapýlan birleþme kanunu dolaysýyla, Stuart'larýn krallýðý Hannover hanedanýna býrakmak zorunda kalmasý, bu krallýk görevini Hannover hanedanýndan 1. George üstlendi vede bütün Ýngiltere'nin kralý olarak hükmetmeye baþladý. Ortaya çýkan idare tarzý, patrimonyal anlayýþdan uzak, güçlü parlamento, birliði temsil eden sembolik kral hâli idi. Bu sayede de devlet iþlerinin ve toplum ihtiyaç­larýnýn daha iyi incelenmesi kabil olabiliyordu. Avrupa'nýn diðer devletleride, Ada'nýn bu tarzýna olumlu bakýyor ve ülkelerinde de uygulanmasýný isteyen kiþi ve guruplar ortaya çý­karken, imparator ve krallar bu þekildeki deðiþikliðe karþý ol­duklarýný açýklamaktan imtina etmiyorlardý.

Böylece; avrupahlarýn karþýdakiler dedikleri ingilizlerin kullandýðý devlet anlayýþý sistemi kara avrupasinda hayat bulamýyorlardý. Sunuda hemen hatýrlatmamýz gerekir ki; ingilte­re, daha o zaman stratejisini denizlere hâkim olma þeklinde tesbit ederek, gereklerini yerine getirmeye, deniz ticaret filo-larýyla da her tarafa ulaþabilmeyi plânlamýþtý. Tabiiki Ameri­ka kýtasýnýn bakir olmasýnýn getirdiði kolaylýklarýn, istihsalde­ki verimden Ýngiltere'nin istifade etmesini saðlamak, ancak böyle bir, strateji ile mümkün olabilirdi.

1717 yýlýnda Ýngiltere baþbakaný olan Stanhop, sanayii ve ticari alanlarýnda iyi bir sýçrama yapmayý evvelâ savaþý politika dýþýna atmakta buldu. Fransa'ya sulh isteyen eli uzat­maktan çekinmedi. Fakat; bu davranýþý ahali tarafýndan be­nimsenmedi ve desteklerini çektiler. 1739 sonrasýnda Ýngiltede saltanatla ilgili ihtilaflar týrmandý ve bu arada da, Ýspanya ile savaþýlmaktaydý. Özetleyecek olursak þunu söylemek kabildir: "Ýngiltere, 1750'ler sonrasýna kadar Osmanlý devle­tiyle pek ilgilenebilecek zaman bulamamýþtý baþýndaki gaile­ler yüzünden. Amansýz düþmanýmýz moskof diðer adý ile Rusya, 2. Bayezid döneminde Ýstanbul'a gönderdiði, garip kýyafetli elçisinden sonra tahlil etmeye çalýþtýðýmýz dönem arasýnda geçen yýllar doðrusu, Ruslarýn iyi deðerlendirdiði bir zaman dilimi olarak kabul edilmelidir. Karlofça antlaþmasýyla Rusya, avrupa kýta devletleri arasýnda mümtaz bir mevkie yükselirken, Azak kalesini almasý münasebetiyle, Karade niz'e çýkma þansýný yakalamasrda bir büyük merhaledir on­larýn hesabýna..

Me varki; Baltacý Mehmed Paþanýn Deli Petro'yu Prut'da, pek feci bir maðlubiyete uðratmasý ve Azak kalesinin eski sahibi Osmanlý devletine rücû ediþi, Ruslarýn kafalarýnda ser­semlik husule getirdi. Sýcak denizlere çýkmak hayali, böyle güçlü bir engelle karþýlaþýnca bu sefer gözlerini soðuk deniz­lere çevirmelerini getirdi. Burada da karþýsýna Kuzey Avrupa'nýn patronu mesabesinde olan, Ýsveç ve onun 12. Þarl ad­lý Demirbaþ namlý kralý çýkmýþtý. Karadeniz ile Baltýk denizin­de önüne çýkan bu iki devletin, Rusya tarafýndan alt edilme­sini icâb ettiren güçler idi.

Rus Çarlarý bu hususda sinsi ve iki taraflý bir politika güt­meye baþladýlardý. Birine sataþýrlarken, diðeri ile iliþkileri en üst düzeye taþýyorlardý. Bu politika sadece askerî amaçlý ol­mayýp, Rusya'nýn ekonomi bakýmýndanda plânlarý vardý ve Osmanlý devleti elindeki boðazlar ekonomi için istifade olun­masý gereken vasýtalardý. Bu vasýtadan Ýstifade edebilmek baþka, mâlik olmak daha baþkaca birþeydi.. Yukarýda söyle­diðimiz sinsi politikanýn ilk merhalesi, Ýsveç topraklarýna göz diken Çar'ýn ilk iþide Dersaadet'e Daskov adlý bir büyükelçi seviyesinde diplomat göndermek oldu. Bu diplomatda, pek pesimist bir yaklaþýmla, ýlýk bir diplomatik hava teminde ba­þarýlý oldu. Bu durum da, Rusya'nýn iþine hayli yaradý.

Çünkü Osmanlý-Ýsveç savaþýna Osmanlý, atf-u nazar eyle­medi bile. Yukarýlarda Ýsveç'in antlaþma maddeleri arasýna sokmaya çalýþtýðý taleplerden bahsettiðimizden, bunu burada tekrar etmeye lüzum görmüyoruz. Ancak; Ruslarý Ýsveç'le uðraþýrken biz arkadan sýkýþtýrsaydik, dünya târihinde bir hayli deðiþikliðin sahibi olabilirdik. Bu Ýsveç savaþý için Çar, baþþehrini deðiþtirerek, Moskova'yý terk etmiþ, Finlandiya yakýnlarýndaki eski adý Petersburg, boiþevik ihtilâli sonrasýn­da da Leningrad olan þehre taþýmýþtý. Rusya; Ýsveç'e savaþ ilân ettiðinde müttefikleri olarak en azýndan, siyaseten Hol­landa ve Lehistan yanýndaydý. Savaþ sonunda Raþtad antlaþ­masý yaplmýþ Kuzey avrupa patronajý Ýsveç'den uçup,  Rusya'nýn avucuna konmuþtu. Litvanya, Estonya, Finlandiya'nýn bazý parçalan Rusya topraklarýna dahi! edilerek sonuçlandý. Peþinden de; Petro; Osmanlý üzerindeki sakimâne düþünce­lerine hayat verme hazýrlýklarýna koyuldu. Çar'ý, oðlunu öl­dürtmüþ olarak görüyoruz bu sýrada ve yeni bir taht statüsü hazýrlarken de ölümü vukubuldu. Rusya bu ölümle karýþýr­ken, Çar karýsý Katerina durumu teskine muvaffak oldu. An­cak iki seneye kalmadýki Katerina ölümüyle Çarlýða oðlu 2. Petro adýyla geçmesini hazýrlamýþ oldu.

Takvim 1730'ü gösterirken, 2. Petro'yu Çiçek hastalýðýnýn ahirete götürdüðünü görüyoruz. Bu sefer Çarlýðýn baþýna 1, Petro'nun kýzý 2. Katerina unvanýyla Çariçe oldu. Cinsiyetin akla ne derece alakasý vardýr? Bu ALLAHýmýzýn indinde olup, kullarýnda çeþitli ilimlerin yardýmýyla bir þeyler beyan ettikleri doðru olmakla beraber, bazende görünen köyün klavuza ihtiytacý olmaz anlayýþý içinde yapýlanlar kendini gösterir, 2. Katerina'da Rusya'nýn, ticaret yollarýnda kendisinin de yeri olduðunu gösterebilmek ve o yolda, ülke ticaretine Ýâzýmge-

ý faydayý saðlamak için, kýtalar arasý ticarete mâlik olabil­mek için, hem deniz ticaret filosu hem de bu ticari filonun emniyet içinde dünya denizlerinde gezebilmesi için onu sa­vunacaðý bir askeri donanmaya ihtiyacý olduðunu akýl eden, Çariçe 2. Katerina bir deðil, hem de, iki donanma yapmayý plânladý ve gerçekleþtirdi.

Birini Karadeniz, diðerini Baltýk donanmasý olarak isimlen­dirdi. Karadeniz donanmasýný dokuzu büyük, yetmiþ tanesini de küçük gemiden oluþturdu ve Amiral Predal'in emrinde su­ya saldý. Rusya'nýn denizciliðe verdiði önem, o sýrada bizim gönlümüzce, denizlere ehemmiyet vermekten uzaklaþtýðýmýz döneme denk gelirken, Ruslarýn kabiliyet kýsýrlýðý onlarýn de­nizcilikte hýzlý hamleler yapmalarýna izin vermedi. Osmanlý devleti Ruslarýn; Karadeniz üzerindeki varlýðýný ve boðazlar üzerindeki emellerini bildiðinden, artýk Karadeniz'de asla Rus donanmasýndan aþaðý düþmeyen seviyede bir filo bulundur­maða mecburdu ve buna ilâve olarak da, artýk cidden çok ve iyi denizciler yetiþtirmesi icâb ediyordu. Ýstikbâl bu iki ülke arasýnda Karadeniz'de bir mücadele alanýnýn açýlacaðýný gös­teriyordu.

Ýsveç Kralhðma gelince, Avrupanýn kuzey taraflarýný, pat­ronajý altýnda tutan Ýsveç, cesur fakat maceracý krallarý Demirbaþ lakablý 12. Þarl'ýn Rusya ile siyasi ve tedafüi bir pak­týn vücudunu saðlamadan, seli-i seyf etmesi yâni moskof'a savaþ açmasý, hâttâ daha fazlasý büyük bir ukalâlýkla Os­manlý devletindeki politikalara müdehaleye kalkýþmasý, Rus­larýn yanýna aldýðý müttefiklerle çarpýþýrken, yalnýz kalmasýna sebeb oldu böylece de sadece savaþý deðil, harbin sonunda bir çok toprak kaybýna uðrarken, kuzey avrupa liderliðini de kaptýrmýþ oluyordu. Bu cesur fakat tecrübesiz kral, 1718'de Frediskal kalesini muhasara ettiði esnada kale'den gelen bir mermi, Þarl'ýn hayatýný sona erdirdi.

Kralýn Ölümü üzerine, kýzkardeþi Prenses Eleanora, Ýsveç tahtýna geçti ve Osmanlý devletiyle, dostluk yollarýný arama­ya baþladý. Frediskal kuþatmasý, Osmanlý'yý Ruslar'a saldirt-mak için bir kýþkýrtma hareketidir ki, Osmanlý devlet ricali, bu hususu tecrübeleri vasýtasýyla hissetmiþler ve Rusya ile Ýs­veç arasýndaki savaþý seyretmeyi daha mâkul bulmuþlardý böylece Kraliçe Eleanora devlet siyasetini kocasý Fredrik'in ellerine býrakmýþtý. Bu zat; intikam politikasýnýn terkini istediðinden ve bunun da, devlet adamlarýmýz tarafýndan bilinme­si, bahse konu ettiðimiz yukarýdaki K=»le kuþatmasýnýn plânlý bir aldatmaca olduðunu anlamýþlar böylece isveçlilerin eniþ­tesinin oyunu boþa çýkmýþtý.

Lehistcn yâni Polonya; gerek Rusya gerekse Avusturya baskýsý altýnda kral yapýla i 2. Agust idaresindeydi tabiiki

Ruslara diyetini ödemek için Ýsveç'e savaþ açan bu devlet, Ýsveçlilerin önünde maðlup olmuþ, bir müddet için Kral 2. Agust tahtýndan uzak kaldý bilahirede yine Ruslarýn yardý­mýyla krallýðýna devamede bilmiþtir. Yâni Rus yanlýsý bir Po­lonya kralý, tabiatýyla Osmanlý aleyhtarý olmasý mukadderdi. Prut'ta Rusya'yý maðlup edebilen Baltacý Mehmed Paþa, ya­pýlan Prut Antlaþmasýna Ruslar, Lehistan topraklarýndan çý­kacaktýr þeklinde madde koymasýna raðmen, ifade kâðýt üzerinde kalmýþtýr. Böylece Rusya'nýn Lehistan üzerinde te'siri gittikçe artmýþtýr. 2. Agust'un ölümü Lehistan'a seçile­cek kralýn devletler arasý bir mesele hâline geldiði görüldü.

Nitekim; Rusya, ölen 2. Agust'un oðluna 3. Agust unvaný­ný vermek suretiyle Lehistan tahtýna çýkardý. Fransa; Rusya'nýn bu kadar çok söz sahibi olmasýný kendi emellerine ay­kýrý gördüðü için, Lehistan, Rusya ve Avusturya'ya savaþ ilân etdi. Tabii Leh vatanseverleri, bu hususda Fransa'ya kucak açtý. Çünkü Rus emperyalizmi, Polonya'nýn baðýmsýzlýðýnýn ýd üzerinde kalmasý demek idi. Nitekim, Fransa açtýðý bu ývaþý kazandýðýnda, Ruslarý Lehistan topraklarýndan çekil­miþ, Avusturya kendi kabuðuna dönmüþ böylece de, Lehis­tan'da karýþýklýk ve huzursuzluk izale olmaða baþlamýþtý. Ve­nedik Cumhuriyeti ile devlet-i âliye donanmalarý hayli zayýf düþtüðünden, 18. yüzyýla barýþ içinde girme ve devam ettir­me her iki ülkenin hedefiydi.

Mora ise yine Osmanlý devletinin kontrolunda idi. Fakat meydana gelen savaþsýz zaman dilimi, her iki devletinde iþi­ne gelmiþti. Ýspanya devleti; Ýngilizler ile uzun zaman süren savaþ neticesinde donanmasý dahi yýpranmýþ ve her yönüyle ülke de zaafa uðramýþtý. Ýspanyollar, düþtükleri hâl münase­betiyle artýk Doðu Akdenizde olsun, Kuzey Afrika da olsun eski hegomanyollanný ve emellerini sürdürmekten pek uzak­týlar. Ýspanya bütün gücüyle Amerika kýtasýnda tesis ettiði kolonilerini muhafazaya çalýþýyordu. 1714'de yapmak zorun­da kaldýðý Raþtad antlaþmasý Hollanda, Milano, Napoli duka­lýklarý elden çýkmýþtý. Sardunya Adasý Ýspanya'dan kopmuþ gitmiþti.


radyobeyan