el-Ýhtiyar
Pages: 1
Dem gerektirmeyen fiiller By: sumeyye Date: 05 Nisan 2011, 15:44:35
DEM GEREKTÝRMEYEN FÝÝLLER



 

Ýhramlý bir av hayvanýný öldürür veya öldürene yol gösterirse, cezalý olur: Bunun dayanaðý þu;

“Ey iman edenler! Ýhramlý  iken avý öldürmeyin.” [99]  Ve;

“Ýhramlý olduðunuz müddetçe kara avý size haram kýlýndý.” [100] âyet-i kerîmeleridir.

Av hayvaný; yaradýlýþý gereði yabanî olan, kanatlarýyla uçarak, veya ayaklarýyla kaçarak gittiðinden, ele geçirilmesi zor olan hayvandýr. Ancak hadîs-i þerîf ile istisna edilen beþ fasýk (yýlan, akrep, karga, kurt ve delice) bu hükmün dýþýndadýrlar. Çünkü bunlar ilk eziyeti kendileri verirler. Bunlardan daha evvel söz etmiþtik. Kara av hayvaný; doðumu karada vâki olan hayvandýr. Av hayvanýný öldürenin cezalandýrýlmasýnýn dayanaðý þu âyet-i kerîmedir:

“Ýçinizden kim onu kasden öldürürse, öldürdüðü hayvanýn dengi (ona) cezadýr.” [101] Bu âyet-i kerîme av hayvanýný öldürene cezayý vâcib kýlmaktadýr. Avcýya av hayvanýnýn yerini gösteren de cezalanýr. Çünkü o, hayvanýn emniyetini ihlal etmiþtir. Hayvanýn emniyeti; bedeninde hayatýn bekasý ile mümkündür. O av hayvaný emniyeti ya ihramlýnýn ihrama giriþiyle haketmiþtir; zira Allah (cc)

“Ýhramlý iken avý öldürmeyin.” diye emretmiþtir. Ya da, Hareme girmekle haketmiþtir;

“Oraya giren emniyette olur.” [102]

Av hayvanýnýn bulunduðu yeri gösteren onun hakettiði emniyeti ihlal ettiðinden dolayý, onu bizzat öldüren gibi cezalý olur. Ebü Katâde'nin hadîsinden naklettiðimiz ifadeler de buna delil teþkil ederler.

Yol göstermenin hükmü; kendisine yol gösterilen kiþinin av hayvanýnýn bulunduðu yeri bilmemesi, yol gösterildikden sonra öðrenince de, yolu gösterenin sözünün doðru çýkmasý þarttýr. Veya sözünün doðru çýkmamasý durumunda bir baþkasýnýn ona yol göstermesi ve ilk yol gösterenin de sözünün doðru çýkmasý þarttýr. Ancak bu durumda ilk yol gösteren deðil, ikincisi cezalý olur. Ayrýca yanýnda býçaðý olduðu halde avý öldürmek için bir baþka býçaðý iðreti olarak verirse, býçaðý veren cezalý olmaz. Çünkü bu durumda avcý iðreti býçaðý almadan da o hayvaný öldürebilir. Ama yanýnda býçaðý olmazsa, iðreti veren cezalý olur. Çünkü bu durumda avcý o býçaðý iðreti olarak aldýðý için, o avý öldürebilmiþtir.

Bu hususda ilk baþlayan veya bir kaç defa yapan, unutarak veya kasden yapanlar arasýnda fark yoktur: Çünkü bunlar ihrama karþý cinayet iþlemiþlerdir ki, cezanýn gerekçesi de budur.

Ceza söyle tebit edilir; avlanma yerinde veya oraya en yakýn mahalde iki âdil kimse avýn kýymetini biçerler. Suçlu bu kýymet karþýlýðýnda isterse bir koyun alýp kurban eder, isterse yiyecek alýp her fakire yarýmþar saf olmak üzere daðýtýr. Veya dilerse her yarým sa' karþýlýðýnda bir gün oruç tutar. Yarým sa'dan az olan miktarý da, ya olduðu gibi verir, veya onun da yerine bir gün oruç tutar: Bu hükmün dayanaðý þu âyet-i kerîmedir:

“Öldürdüðü hayvanýn dengi (ona) cezadýr. Yahut onun dengi oruç tutmaktýr” [103] Denklikde esas prensip; denk olan þeyin diðerine sûreten ve manen mümasil olmasýdýr. Ancak bu prensibin nazar-ý itibara alýnmayacaðý hususunda icmâ vardýr. Sûreten denkliðe itibar edilmez. Çünkü bunlarýn bazýsý meselâ serçe vb. hayvanlar maksat haricidir. Þu halde kasdedilmez ki; ayný lâfýzda mecaz ile hakikatin bir araya getirilmesine yol açýlmýþ olmasýn. O halde elde kalan usul manen denkliktir ki, o da kýymettir. Benzeri olmayan þeylerde ve kul haklarýnda olduðu gibi.

Ýhramlýnýn avlanmasýnda cezadan maksat kýymet ise, hayvanýn avlandýðý yerde kendisinin deðil de, eðer orasý et satýlan bir yer ise etinin kýymetini iki âdil kimse tesbit eder. Ama çöl gibi et satýlmayan bir yer ise, oraya en yakýn olan et satýþ yerinde hayvanýn etine kýymet biçilir. Sonra o hayvaný öldüren ihramlý avcý dilerse o kýymet ile bir kurbanlýk alýp Mekke'de keser.

Eðer o kýymet bir kurbanlýk alacak miktarda deðilse; kurban kesmeyip, o kýymeti sadaka olarak daðýtýr. îmameyn dediler ki; kurban alýp kesmesi gerekir. Zira bu hususdaki âyet-i kerîme mutlaktýr;

“Kabe'ye varacak bir kurban olmak üzere.” [104] Kurban alýp kesmesi gerekir: Çünkü kurban kesmekle kurbet olur, Allah (cc) a yaklaþýlýr. Kurban yavrulu olursa, o da anasýyla beraber kesilir. Ebû Hanîfe'nin bu hususdaki görüþü þöyledir: Kýyasa göre kan akýtmakla kurbet hâsýl olmaz. Yani Allah (cc) a yakýn olunmaz. Çünkü bilindiði gibi kan akýtmakla kara hayvanýna acý verilmiþ olmaktadýr. Ancak biz kurban bayramýnda kesilen kurban ile temettü haccý yaparken kesilen kurban gibi, hakkýnda nass bulunan kurbanlarda bu kýyasa muhalefet ettik. Bu iki kurbanda hayvaný kesmek yerine deðerini sadaka olarak vermek caiz olmaz; bunlarýn kendilerinin kesilmesi gerekir. Diðerlerinin kýymetlerinin verilmesi bunlara baðlý olarak caiz olmuþtur. Diðerlerini yapmakla mükellef olan dilerse fidye ve keffaretlerde anlattýðýmýz gibi yiyecek alýp fakirlere daðýtýr; dilerse de, fidyelerde anlattýðýmýz gibi oruç tutar.

Ýhramlýyken avlananýn ceza olarak bu üç þeyden birini seçme muhayyerliði yemin keffaretlerinde olduðu gibi vardýr ve bu Ýbn. Abbas (ra) in kail olduðu görüþtür. Av hayvanýný öldüren bu cezalardan dilediðini seçme hürriyetine sahip kýlýnmýþtýr. Bu seçme hürriyeti ona merhametten meþru kýlýnmýþtýr. Bu da cezanýn onun omuzuna binmesi ve seçeneðin de ona verilmesi halinde söz konusu olur. Ceza olarak daðýtýlan yiyecek maddesinden yarým sa'dan az bir miktar arta kalýrsa, veya verilmesi gereken yiyecek miktarýnýn tamamý bu ise; dilerse bunu sadaka olarak verir; çünkü bu verilmesi gerekenin tamamýdýr. Dilerse bunu vermeyip bir gün oruç tutar. Bir günlük oruç yarým sa' miktarýndaki yiyeceðin karþýlýðýdýr. Yarým sa'dan az miktardaki yiyeceðe karþý bir günden az müddetle mi oruç tutulacaktýr? Hayýr, bir günden az müddetle oruç tutulamayacaðý için bir gün oruç tutmak gerekir.

Ýmam Muhammed dedi ki; vâcib olan suret ve cüsse bakýmýndan denkliktir. Meselâ; geyik veya sýrtlan avlayan ihramlýnýn ceza olarak bir koyun kesmesi, tavþan avlayanýn bir oðlak kesmesi, tarla faresi avlayanýn dört aylýk bir oðlak kesmesi, deve kuþu avlayanýn bir bedene kesmesi ve yaban eþeði avlayanýn bir sýðýr kesmesi gerekir. Güvercin ve serçe gibi, kurbanlýk hayvanlar arasýnda dengi bulunmayan hayvanlarýn avlanmasý durumunda ise, Ýmameyn'in dedikleri gibi,  avlanan hayvanýn kýymetini vermek gerekir. Ebû Hanîfe ise, þu âyet-i kerîmeyi esas almaktadýr.

“Öldürdüðü hayvanýn dengi (ona) cezadýr.” [105] Suret bakýmýndan denklik evlâdýr. Çünkü kýymet davarlar için denk deðildir. Ashabdan bir cemaatten nakledilen görüþe göre, avlanan havanýn yaradýlýþ bakýmýndan dengini ceza olarak kesmek gerekir. Ebü Hanîfe'ye göre suçlu iki hakeme baþ vurma muhayyerliðine sahiptir. Hakemler eðer bir kurban kesilmesine hükmederlerse, avlanan hayvanýn dengini kesmek gerekir. Eðer yiyecek daðýtýlmasýna veya oruç tutulmasýna hükmederlerse, bu hükümlere uyulur. Zira Allah (cc) þöyle buyurmuþtur:

“(Buna) Kabe'ye varacak bir kurban olmak üzere içinizden adalet sahibi iki kiþi hükmeder.” [106] Bu âyet-i kerîmede geçen hedy kelimesi, yani kurban yehkümü fiilinin mef’ûlü olarak mensupdur. Bunun cevabýný vermiþtik. Ayetin devamýnda geçen kefaret kelimesi, daha evvel geçen ceza kelimesine atfen merfu (ötreli) kýlýnmýþtýr. Ayný þekilde müteakiben gelen ev 'adlü kelimesi de merfü kýlýnmýþtýr. Hakemler ancak avlanacak hayvanýn kýymetinin ne kadar olduðuna hükmederler. Çünkü vâcib olan o hayvanýn dengini kesmek olsa idi, o zaman deðerini biçmelerine ihtiyaç kalmazdý. Bundan da anlaþýlýyor ki, hakemler ancak o hayvanýn kýymetini biçerler. Sonra suçluya merhametten dolayý muhayyerlik hakký tanýnýr. Evvelce de açýkladýðýmýz gibi, o hayvanýn dengini keser veya dilerse onun kýymetini sadaka olarak daðýtýr veya isterse oruç tutar.

Ýhramlý, eti yenmeyen yýrtýcý bir hayvaný öldürürse yine cezalý olur. Çünkü bu da bir avdýr ve avlanma yasaðý ile alâkalý nassýn kapsamýna girer. Ancak bunun kýymeti bir koyundan fazla olamaz. Çünkü her ne kadar iri de olsa, etinin kýymeti bir koyun etinin kýymetinden fazla olamaz. Çünkü þer'an o hayvan kendisinden yararlanýlan bir hayvan deðildir.

Bir avý yaralayan veya tüyünü yolan veya bir uzvunu kesip koparan kimse verdiði noksanlýðý tazmin eder: Hayvanýn bir kýsmý tamamý yerine sayýldýðýndan, bu hüküm verilmiþtir.

Bir kuþun tüylerini yolarsa veya avýn ayaklarýný keserse; o hayvanýn kýymetini ödemesi gerekir: Çünkü   bu hale mâruz kalan hayvan artýk kendini müdafaa gücünü kaybeder, emniyetten mahrum kalýr ve sanki öldürülmüþ gibi olur. Onu, kendini müdafaa durumunun haricine çýkaran her fiil de ayný cezayý gerektirir. Yumurtasýný kýran da onun kýymetini öder: Hz. Peygamber (sas) in bu mes'elede böyle hüküm verdiði rivayet edilmiþtir. Yumurtanýn kýrýlmasý halinde içinden ölü bir yavru çýkarsa, diriymiþ gibi onun kýymetini verir. Çünkü yumurtayý kýrmasa, o yavru yaþayabilirdi. Yaþama imkânýný kaldýrdýðý için, ihtiyaten kýymetini vermesi gerekir. Keza bir geyiðin karnýna vurur da, geyik yavruyu ölü olarak düþürürse, onun da kýymetini vermesi gerekir. Bunun sebebini açýklamýþtýk.

Ýhramlý-ihramsýz; hiç kimsenin Harem'deki aðaçlarý kesmesi helâl olmaz. Bu  hususda Hz. Peygamber (sas) þöyle buyurmuþtur:

“Oranýn otu koparýlmaz, dikeni kesilmez.” [107] Bu da avlanmak gibidir. Kesilmesi ve koparýlmasý yasaklanan Harem aðaçlarýndan kasýt; kendiliðinden biten aðaçlardýr. Ýnsanlarýn ektikleri veya onlarýn cinsinden olan aðaçlarýn kesilip koparýlmasýnda bir sakýnca yoktur. Çünkü Hz. Peygamber (sas) zamanýndan günümüze kadar insanlar her hangi bir itirazla karþýlaþmaksýzýn ekip biçmeyi âdet haline getirmiþlerdir. Ebû Yûsuf’a göre Harem dahilinde hayvanlarýn yayýlmasýnýn bir sakýncasý yoktur. Çünkü hayvanlarý bundan menetmek mümkün deðildir. Bunun cevabý mezkûr hadîs-i þerîfdir. Ayrýca þunu da belirtelim ki, býçakla kesmek de, orakla kesmek gibidir.

Bit veya çekirge öldüren ihramlý dilediði kadar sadaka verebilir: Hz. Ömer (ra) dedi ki; “Bir hurma bir çekirgeden daha iyidir.” Çünkü bit vücuttaki pisliklerdendir. Öyle ki, bir bit öldürüp de onu yere düþmüþ görürse, ona ceza gerekmez. Ýki veya üç bit için de ayný durum söz konusudur. Üçden fazla biti öldüren kimse fazlaca rahatlayacaðýndan dolayý, yarým sa' miktarýnda yiyecek verir. Ebû Yûsuf’a göre bir bit öldüren bir avuç yiyecek, Ýmam Muhammed'e göre ise bir parça ekmek sadaka verir.

Ýhramlý av hayvanýný keserse, o hayvan leþ hükmünde olur: Çünkü bu haram bir fiildir ve normal kesim sayýlmaz.

Ýhramlý kimsenin ihramsýzýn avladýðý hayvanýn etinden eðer avlanmada ona yardým etmemiþse yemesi helâldir: Ebû Katâde'den rivayet edilen bu hükmü içeren hadîs-i þerîf evvelki kýsýmlarda geçti.

Ýfrad haccý yapan için bir kurban kesmesi gereken her yerde, kýran haccý yapanýn iki kurban kesmesi gerekir: Çünkü kýran haccý ihramýndaki kimse suç iþlediðinde; biri umre, diðeri de haccýnki olmak üzere, iki ihrama karþý cinayet iþlemiþ olmaktadýr. [108]

 



[99] Mâide: 5/95.

[100] Mâide: 5/96.

[101] Mâide: 5/95.

[102] Âl-i Ýmrân: 3/97.

[103] Mâide: 5/95.

[104] Mâide: 5/95.

[105] Mâide: 5/95.

[106] Mâide: 5/95.

[107] Bu hadîsi Müslim, Neseî ve Ahmed rivayet etmiþtir.

[108] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsýlî, El-Ýhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayýnlarý:1/338-343.



Ynt: Dem gerektirmeyen fiiller By: Sevgi. Date: 20 Haziran 2020, 00:29:07
Esselâmü Aleyküm. Bilgiler için Allah razý olsun kardeþim
Ynt: Dem gerektirmeyen fiiller By: Bilal2009 Date: 21 Haziran 2020, 17:34:20
Ve Aleykümüsselam Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Dem gerektirmeyen fiiller By: es-Sabur Date: 22 Haziran 2020, 06:44:24
Ýhramlý iken avlanmak yada ava yardým etmek yasaktýr bu konuda kesin hüküm vardýr

radyobeyan