Hedy By: sumeyye Date: 05 Nisan 2011, 15:26:48
HEDY (HACININ HAREMDE KESTÝÐÝ KURBAN)
Hedy; Harem'e hediye edilip orada kesilen kurbanýn adýdýr. Bu kurban deveden, sýðýrdan ve davarlardan olur: Bu belirlemede kurban bayramýnda kesmekle mükellef olduðumuz kurban nazar-ý itibara alýnýr. Hedy hakkýnda kendisine sorulduðunda Hz. Peygamber (sas) þu cevabý vermiþtir:
“Onun en aþaðýsý bir koyundur.” Hz. Peygamber (sas) in kendisi yüz bedene (deve) yi hedy olarak kurban etmiþti. Sýðýr da bedene gibidir; bunda ihtilaf yoktur.
Davarýn bir yaþýnda veya o büyüklüðe yakýný kurban edilir: Çünkü bu kan akýtmakla alâkalý bir ibadet ve kurbettir. Dolayýsýyla bunlarýn belirlenmesinde kurban bayramýnda kesmekle mükellef olduðumuz kurban nazar-ý itibara alýnýr. Bu hususda Hz. Peygamber (sas) þöyle buyurmuþtur:
“Bir yaþýný tamamlamýþ olan davarlarý kurban edin. Ancak size zor geldiði takdirde (altý aylýk geliþkin veya daha büyük) kuzularý boðazlayýn.” [117]
Temettü ve kýran haccý için kesilen kurbanlarla nafile olarak kesilen kurbanlar ancak bayram günlerinde kesilir. Kesen bunlarýn etinden yiyebilir: Zira Allah (cc) þöyle buyurmuþtur:
“Artýk ondan hem kendiniz yiyin, hem de yoksula, fakire yedirin. Sonra kirlerini gidersinler.” [118]
Bu âyet-i kerîmede bahsedilen fiiller kurban bayramý günlerinde cereyan eder. Sahih bir rivayette anlatýldýðýna göre; Hz. Peygamber (sas) veda haccýnda yüz bedene sevk etmiþ bunlarýn altmýþ üçünü kendi mübarek eliyle kesmiþtir. Kalanlarý da Hz. Ali (ra) kesmiþtir. Sonra Hz. Peygamber (sas) her bedeneden bir parça et alýp bir kazana konulmasýný emretmiþ, piþtikden sonra da etinden yemiþ ve çorbasýndan içmiþlerdi. Enes (ra) in o zaman kýran haccý yaptýðý rivayet edilmiþtir.
Diðer ceza kurbanlarý istendiði zaman kesilebilir ve sahipleri etlerinden yiyemez: Çünkü bunlar ceza ve keffaret kurbanlarýdýr; kesim zamanlarý belirlenmiþ deðildir. Ve bunlarýn etleri fakirlere daðýtýlýr. Ama iþlenen suç sebebiyle hacc fiillerinde meydana gelen noksanlýðý telafi etmek için ceza kurbanýnýn bir an evvel kesilmesi daha iyi olur.
Bütün bu kurban çeþitleri ancak Harem'de kesilebilir: Allah (cc) ihramlýyken avlanmanýn cezasýyla alâkalý olarak þöyle buyurmuþtur:
“Kabe'ye varacak bir kurban olmak üzere.” [119] Allah (cc) ihsar kurbaný hakkýnda da þöyle buyurmuþtur:
“Kurban yerine varýncaya kadar.” [120] Þunu da belirtelim ki, hedy ancak belirli bir mekânda ki orasý Harem'dir kesilen ve kiþiyi Allah (cc) a yaklaþtýran kurbandýr. Hz. Peygamber (sas) þöyle buyurmuþtur:
“Minâ'nýn her tarafýnda kurban kesilebilir. Mekke'nin her sokaðýnda kurban kesilebilir.” [121]
Eðer güzelce becerebiliyorsa, kiþinin kendi kurbanýný kendisi kesmesi daha iyi olur: Rivayet ettiðimiz gibi Hz. Peygamber (sas) kurbanlarýný bizzat kendisi kesmiþtir. Böylesi daha sevaptýr. En uygunu kiþinin bizzat kendisinin kesmesidir. Becerikli deðilse, baþkalarýna havale etmelidir. Baþkasýna kestirirken kendisinin de orada bulunmasý münasip olur. Hz. Peygamber (sas) Fâtýma (ra) anamýza þöyle buyurmuþtur:
“Ey Fâtýma! Kalk da, kurbanýnýn kesiliþini müþahede et. Çünkü onun kanýnýn ilk damlasý senin için maðfiret vesilesi olacaktýr.”
Bu hayvanlarýn çullarý ve yularlarý sadaka olarak verilir. Bu kurbanlarýn bir parçasý kasap ücreti olarak verilmez: Hz. Peygamber (sas) Hz. Ali (ra) ye böyle emretmiþti.
Gözü fersiz, kesim yerine yürüyemieyecek kadar topal, kemiklerinin iliði kalmamýþ derecede zayýf hayvanlar kurban edilemezler: Bu hususda Hz. Peygamber (sas) þöyle buyurmuþtur:
“Þu dört hayvan kurban için kâfi olmaz; körlüðü apaçýk ortada olan kör, topallýðý apaçýk ortada olan topal, hastalýðý apaçýk ortada olan hasta, kemiðinde ilik kalmayacak derecede zayýf olan hayvan.” [122]
Kulaðý kesik ve kör hayvanlar da kurban edilemezler: Bu hususda Hz. Peygamber (sas) þöyle buyurmuþtur: “Gözü ve kulaðý kontrol edin.” [123] Yani o iki organýn saðlam olup olmadýðýna bakýn.
Kulaksýz olarak yaratýlmýþ olanlar tam bir organlarý mevcud olmadýðýndan dolayý kurban edilemezler. Kuyruðu kesik olanlar da kurban edilemezler: Bunun sebebini açýklamýþtýk.
Uzvununun üçde biri ve daha çoðu olmayan hayvan da kurban olmaz. Eksikliði üçde birden az ise, kurban olur (Ýmam ebû Yûsuf, Ýmam Muhammed): Çünkü üçde birin çok hükmünde olduðu nass ile sabittir. Baþý meshetmede olduðu gibi, tamamýnýn yerine kâim olacaðý mülahazasýyla dörtte birin de bu hükme tabi olduðuna dâir bir rivayet vardýr. Ebû Yûsuf ile Ýmam Muhammed dediler ki; uzvun eksikliði yarýdan az ise, caizdir. Çünkü hüküm yarýdan fazlaya göre verilir. Uzvun yarýsýnýn eksik olmasý halinde hayvanýn kurban edilip edilemeyeceði hususunda Ebû Yûsuf’dan iki rivayet gelmiþtir.
Boynuzsuz, buruk, deli, uyuz hayvanlar kurban edilebilirler: Boynuzsuz kurban edilebilir. Çünkü boynuzla alâkalý bir maksat yoktur. Buruk kurban edilebilir. Çünkü Hz. Peygamber (sas) burulmuþ iki beyaz koçu kurban etmiþtir. Kaldý ki, buruk hayvanlarýn etleri daha lezzetli olur. Deli hayvan da kurban edilebilir; eðer yem yiyebiliyorsa. Ama yem yemezse, kurban edilmesi de caiz deðildir. Zira bu durumda zayýf olur ki, bu da maksadý ihlal eder. Uyuz hayvan da kurban edilebilir. Çünkü uyuz deride meydana gelen bir hastalýktýr. Asýl maksat olan ette ise bir kusur yoktur. Ama uyuz etine ulaþýr da zayýflatýrsa, o zaman kurban edilmesi caiz deðildir.
Zaruret olmadan kurbanlýk hayvana binilmez: Çünkü binmekle küçümsenmiþ ve horlanmýþ olur. Oysa, kurbanlýk hayvana saygýlý olmak vâcibdir. Bu hususda Allah (cc) þöyle buyurmuþtur:
“Her kim Allah'ýn þiarýna hürmet gösterirse, þüphesiz bu kalblerin takvasýndandýr.” [124] Takva vâcibdir. Dolayýsýyla ilâhî þiarlara saygý göstermek de vâcibdir. Ama zaruret hali bundan istisna edilmiþtir. Rivayet edildiðine göre Hz. Peygamber (sas) önüne kurbanlýk bir deveyi katýp götüren bir addamý görmüþ ve ona;
“Yazýk sana! Binsene þuna.” buyurmuþ; adam; “Ya Rasûlallah (sas) bu kurbanlýk bir devedir.” diye karþýlýk verince, Hz. Peygamber (sas) tekrar ona;
“Yazýk sana! Binsene þuna.” buyurmuþtur. Bunu açýklayan âlimler dediler ki; o adam yorgun olduðu için, zaruret sebebiyle binmesini emretmiþtir.
Binmekden dolayý hayvanda bir noksanlýk meydana gelirse, onu tazmin eder ve sadaka verir: Çünkü vereceði sadaka kurbanýn eksilen kýsmýna bedeldir. Yükleme sebebiyle kurbanlýkda bir noksanlýk olmasý durumunda da ayný hüküm geçerlidir. Bunun sebebini açýklamýþtýk.
Kurbanlýk hayvanýn sütü varsa, saðýlmaz: Çünkü süt onun bir cüz'üdür. Kesim yerine varmada sütünü sadaka olarak da veremez. Kesim vakti yaklaþmýþsa, sütü çekilsin diye memelerine soðuk su serpilir. Ama kesime daha çok zaman varsa, hayvana gelecek zarara mani olmak için süt saðýlýr ve sadaka olarak verilir. Çünkü bu kurbanlýk hayvanýn bir cüz'üdür. Ama bu sütü kurbanýn sahibi tüketirse, kýymetini sadaka olarak verir.
Bir kimse kurbanlýk alýr da, hayvan yanýnda doðurursa; yavrusunu da anasýyla beraber keser. Dilerse, yavruyu kesmeyip sadaka olarak verir. Çünkü örfe göre yavru anasýnýn hükmüne tabidir.
Hayvaný önüne katýp yolda götürürken ölür ve eðer o hedy nafile ise, yerine baþkasýný kesmek gerekmez: Çünkü sahibi niyyet ederek onu kesmek için kurban olarak belirlemiþti. Ama kesme imkâný yok oldu. Hedyi kesip boynuna taktýðý kurbanlýk niþanýný kanýyla boyamasý ve o kanlý niþaný hörgöcünün yan tarafýna damga gibi vurmasý gerekir. Onun etinden ne kendisi, ne de zenginler yiyemez. Zira Hz. Peygamber (sas) insanlara onun zenginler için deðil, fakirler için olduðunu öðretmek için Nâciyetü'l- Eslemî (ra) ye böyle emretmiþtir.
Vâcib ise dilediði gibi tasarruf eder: O hayvan kurban olarak belirlediði hayvan olmakdan çýktýðý için, yine kendi mülkiyetine dönmüþtür. Onu dilediði gibi tasarruf eder. Ve yerine baþkasýný alýp keser: Çünkü kurban kesme vecibesi hâlâ kendi zimmetindedir.
Kýran ve temettü kurbanlarý ile nafile olarak kurban edilen hayvanlarýn boyunlarýna kurbanlýk niþanlarý takýlýr, baþkalarýna takýlmaz: Çünkü Hz. Peygamber (sas) nafile kurbanlarýn boyunlarýna kurbanlýk niþanlarý takmýþtý. Bu hayvanlarýn kesimi hacc menasikinden olduðu için, bunlarýn kurbanlýk olduklarýný baþkalarýna izhar etmek uygun olur. Buradaki kurbanlýklarla biz develeri kastediyoruz. Küçükbaþ hayvanlara gelince; bunlar ihram yasaklarýna karþý iþlenen cinayetler sebebiyle kesildiðinden dolayý, izhar edilmemeleri; aksine gizli tutulmalarý gerekir. Ýhsar kurbanlarý da, vakti gelmeden ihramdan çýkabilmek için kesilmesi vâcib olduðundan dolayý, ceza kurbanýdýr. [125]
[117] Bu hadîsi Neseî, Ýbn. Mâce ve Ahmed rivayet etmiþtir.
[118] Hacc: 22/28-29.
[119] Mâide: 5/95.
[120] Bakara: 2/196.
[121] Bu hadîsi Ebû Dâvud, Ýbn. Mâce, Dârimî ve Ahmed rivayet etmiþtir.
[122] Bu hadîsi Ebû Dâvud, Tirmizî, Neseî, Ýbn. Mâce ve Ahmed rivayet etmiþtir.
[123] Bu hadîsi Ebû Dâvud, Tirmizî, Neseî, Ýbn. Mâce ve Ahmed rivayet etmiþtir.
[124] Hacc: 22/32.
[125] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsýlî, El-Ýhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayýnlarý:1/351-356.
Ynt: Hedy By: Sevgi. Date: 24 Mayýs 2020, 07:32:22
Esselâmü Aleyküm. Bilgiler için Allah razý olsun kardeþim
Ynt: Hedy By: ceren Date: 26 Mayýs 2020, 18:23:45
Esselamu aleyküm.rabbim razý olsun bilgilerden kardeþim...
Ynt: Hedy By: Bilal2009 Date: 28 Mayýs 2020, 05:10:43
Ve Aleykümüsselam Rabbim paylaþým için razý olsun