Büyük Osmanlý Tarihi
Pages: 1
Meternichin mektubu By: sidretül münteha Date: 04 Nisan 2011, 16:49:07
Meternichin Mektubu



Osmanlý devleti yavaþ yavaþ çöküþe doðru gitmektedir. Þurasýný gizlemeðe çahþmamahdýrki; inkýraz sebebleri meyanýnda ilk temelleri Sultan Selim zamanýnda atýlýp, 2. Mahmud'un ancak amik bir cehalete(!)hadsiz ve payansýz bir ha­yalperestliðe istinaden terviç ve teþvik ettiði avrupa tarzýnda­ki ýslahat fikirleri ve tasavvurlarýný zikretmek lâzýmdýr.

"De­dikten sonra Meternich". yeni usûlüde dini kanunlarýnýz üze­rine bina ediniz." tavsiyesini yapmýþtýr. Evvelâ hemen þunu söyleyelimki, Prens Meternich bu mektubunu 1841 senesin­de 2. Mahmud'un genç oðlu Abdülmecid hân'a yazmýþtý ve tanzimat fermaný okunalý iki yýl olmuþtu. Prens bu mektu­bun yazýlýþýndan yedi yýl sonra yâni 1848 de ülkesinde husu­le gelen azim bir ihtilâl neticesinde yurd dýþýna zor kaçabildi. Ülkesinin akýbetini iç bünyede pek kestiremeyen Metrnich, dünya siyasasýný takip ve tahminde bize tavsiyelerde buluna­cak kýymette olduðu bir vakýadýr. Ancak tanzimat fermanýnýn dibacesinde padiþahýn;þer'i þerifin son zamanlarda ihlâl edil­diðini hatýrlatan giriþi, Meternichin, yeni usûlü dini kanunlarý­nýz üzerine bina ediniz tavsiyesini yaptýrmaya itici bir ifade saymayý bilmeliyiz. Yeniçerinin ilgasýna bir baþka soruyla ka­týlan kiþi "Tanzimatve Türkiye" adlý çalýþmanýn yazarý Engel-hardt'týr. Bunun demeside "..yeniçeriyi kaldýrmada Sultan Selim olsun, 2. Mahmud olsyn, merkezi hükümet otoritesini Kuvvetlendirmekden ziyade þahsi otoritelerini arttýrmayý amaçladýlar." olmuþtur.

Þimdi 3. Selim gibi son derece hâlim selim, din ü devletin yitiðinden baþka bir þey düþünmeyen, taht'tan indirilipde uzitildiðinde tanburunu eline alýp besteye giriþen böyle kendini güçlendirme bühtanýný ülkemiz üzerinde bir takým hesaplarý olanlar yapar. Engelhardt, bir elçilik mensubu olmasý hasebiyle ifade etmeðe çalýþtýðýmýz gizli maksadýn dýþýnda sayýlmamalýdýr.

Sultan 2. Mahmud'a ayný yükleme yapýldýðýnda bizi, 3. Selim'i savunduðumuz hissi davranýþýn ötesinde beyanla karsýnýzda görürsünüz. Kabakçý Ýsyanýnýn mazlum þehidi, 3. Selim alkanlar içinde yerde yatarken, üzerine kapanan pek sevdiði Alemdar Mustafa Paþa bir ölüm badiresinin içinden çýkmýþ olan þehzade Mahmud'un ikazýyla kendine geldi. Þehzadenin kim olduðunu sordu. Taht'a çýkarýlmasý gereken þehzade Mahmud olduðunu söylediklerinde, amucasýnýn ölüsünü ku­cakladýk, bari yeðenini padiþah edelim dediði görüldü. 2. Mahmud olacak genç þehzade, silahlarýný çýkarda yanýma gel, görüþmemiz lâzým iâla demek suretiyle kinaye ile sen bi­zi padiþah kýldýn, biz de seni sadrazam yapalým demek iste­miþti. Çünkü;vaziyetin en kuvvetli adamý Rusçuk ayanýnýn da baþý olan Alemdar Mustafa Paþa idi. Allahdan padiþahýn ta­rafýndan idi. O kadar güçlü idiki, hâli hazýrda taht'ta otur­makta olan 4. Mustafa'nýn görevinde ipkasýný dilese karþý ko­yacak bir güç yoktu. 2, Mahmud Daha sonra padiþah olu­þundan hemen sonra ayan ile yapmýþ olduðu antlaþma, pa­diþahlarýn öyle kolaylýkla razý gelemeyeceði hususattandýr. Buna razý olmamak elde olmadýðýndan daha da bir aðýr gel­miþtir. Zaten birçok tarihçi bu ayan antlaþmasý ile alakalý tes-biti, padiþahýn selahiyetlerini ayanla bölüþmüþ olmasý þeklin­de yorumlar. Nitekim Alemdar Mustafa paþa'nýn þehid edildi­ði ana kadar olan sadaret günlerine baktýðýmýzda, karþýlaþa­caðýmýz husus pek baþýboþ davrandýðý, sarayýn talimatlarýna fazla önem vermediði rahatça görülür. Yeniçeriyi sadrazama karþý düþmanlýða 2. Mahmud teþvik etmemiþtir amma bu daðlý ve kaba adamýn yerine, yine bunun gibi mert fakat nâk birinin gelmesini istemesi tabiidir. Sultan Mahmud'un, ye­rerinin düþman bellediði sadrazamýn hanesine yaptýðý sal­dýrý da yardým göndermemesini göz yumdu diye yorumla­yanlar, jþjn arka tarafýný görmezlikten veya bilmeyerek o so­nuca varýyorlar. Çünkü o sýrada yeniçeri dýþýndaki askerin kýsmýâzamý Ýstanbul dýþýna vazifeye gönderilmiþti.

2. Mahmud'un sadrazama yardýmcý göndermesi ve olay sonunda yeniçerinin, sadrazamý bertaraf etmesinin ardýndan hedef olmasýna razý gelmesi demekti. Hemen bu arada Sul­tan 2. Mahmud ile ayanlarý temsilen Alemdar Mustafa Paþa arasýnda varýlan antlaþma sonrasýnda Alemdar Paþanýn þun­larý söylemesine dikkat gerekir: "..Vakta ki; vezirlikrütbesi ile baþýmýz baðlandý. CInvani seraskerlikle kýymetimiz yük seltildi. Gerek orduyu hümayun'un maiyetinde ve gerek kendi baþýna düþmanýn galip geldiðinin görülmesindeki ha­kiki sebeb tetkik ve araþtýrmasý yaptýðýmda düþman askeri­nin galibiyeti öðretici ve muntazam subaylarýnýn harp fenni­ne vâkýf komutanlarýn fikir birliðine varmýþ olmasýndan kaynaklandýðýný öðrendiðimi itiraf etmeliyim." Bu sözler yeni askeri sýnýfa muhalefeti olmadýðýný beyan mânasýna alýnmalý­dýr. Çünkü Alemdar Paþa, anasýl bir yeniçeri ocaðý yetiþtir-mesidir. Bu bakýmdan Sultan Mahmud'un Fransa kralý 14. Lui gibi "devletbenim" demese de, islamlarýn halifesi, Os­manlýlarýn padiþahý olarak güç ve kuvvetini arttýrmasý gereken her tedbir onun baþvuracaðý meþru yol sayýlmalýdýr.

Yeniçeri usûlünün tamir yoluyla devamý mümkün olma­masý ihtimali, mümkündü iddiasýndan daha aðýr basmaktadir
Bu bakýmdanda bu günün þartlarý içinde meseleye baktý­ðýmýzda, ordu üzerinde, her hangi bir speklasyon deðil tatbik edilmek ileri sürmek daha da ötesi düþünmek bile kabil gö­rünmemektedir.

Nitekim 28/þubat/1997 balans ayarý ile baþlamýþ çýrpýntý, hukuk devletinin çiðnenmesi göz önüne alýnarak durultulamamýþtýr. En üst rütbenin sahibi de, en üst makamýn sahibi de kanunlarý kullanma þans ve hakkýna sahip olmasýna rað­men, bir denge politikasý gütmesi hemen önümüzde cereyan eden hadisedir. Demokratik parlamenter sistemde yapýlama­yaný, mutlakiyet devrinden istemek biraz haksýzlýk oluyor gi­bi. Bir de þunu mutlak belirtmek gerekiyorki; nizâmý cedid kelimesinde vurgulanan yeni düzendir. 2. Mahmud ise askeri yeni düzen içinde tanzime baþladýðýnda Osmanlý mîlletinin varlýk sebebi olan Ýslâmiyeti hiç gözden uzak tutmamýþtýr. Hâttâ askeri yeni sýnýfa, pek mukaddes bir isim olan "Asaki-ri Mansûre Muhammediye" demeyi aklederek millet devlet birlikteliðini saðlamayý bilmiþtir. Þunu da ilâve etmek gerekir ki;Sultan 2. Mahmud, amcasý 3. Selim'den aldýðý dersleri, onun baþýna gelen musibetleri tam manasýyla görmüþ ve id­rak etmiþ olmasýndan dolayý, kendi usulüne daha isabetli bir rota çizmeyi becermiþtir. Nitekim yeniçeri kýþlalarýný daha to­pa tutmadan, bilhassa Edirnekapý surlarý dýþýnda ve bir mik­tarý da içinde olan Sahabei Kiram efendilerimizin kabirlerini, ihya ve tanzim etmek suretiyle kýsmý âzami dindar olan Ýs­tanbul ahalisinin takdir ettiði bir sultan, ashaba saygýlý bir halife olduðunu kabul ettirmeye muvaffak olmuþtu.



radyobeyan