Büyük Osmanlý Tarihi
Pages: 1
Cemiyeti tedrisiyei islamiye By: sidretül münteha Date: 04 Nisan 2011, 16:23:34
Cemiyet-Ý Tedrisiye-Ý Ýslamiye



Sultan Selim'deki Darüþþafakanýn esasýný kurmuþ, babýse-raskeri tarafýnda bulunan eski matba-i amire darulmuallimin yani Öðretmen okulu olarak seçilmiþtir. Bükreþ'de ise Bulgar komitesi adlý bir kuruluþ bu zamanýn meþguliyetinden bilisti­fade faaliyetlerine baþladý. 1856 fermanýnda var olan ancak bu güne kadar tatbik alanýna konulmayan ecnebilerin Osmanlý topraklarýnda mallarýný kullanmayý bildiren karar bir ferman ile ilan olundu. Bu kanunu beþ madde teþkil etmiþti Sonradan tebaiiyyet deðiþikliði yapmýþ olanlar müstesna ol­mak üzere Osmanlý tebasýnýn tabii olduklarý teklif ve rüsum­larý ifa etmek, kanun ve zabýta nizamýna ve belediyeye uy­mak, emlak ve ona baðlý davalarda, iflas halinde mahiyeten venizam bakýmýndan borcuna karþýlýk olmasý mecaz olan emlakin; satýlmasý hususunda devletin mahkemesine müra­caat etmek vasiyet ve hibe selahiyetini haiz olmak üzere Hi­caz arazisinden baþka Osmanlý topraklarýnýn her tarafýnda emlakini kullanma hukukundan istifade edebilecekleri yazý­lýydý.

Bu kanun yardýmýyla, Âli paþa eski antlaþmanýn ecnebiler­le alakalý olan madde fýkralarýnda bazýlarýný deðiþtirme þansý­ný elde edebilmiþti. Mesela konsolosluklarýn bulunduðu þehir­den 9 saat veya daha fazla uzak bölgelere mahalli hüküme­tin daveti üzerine ihtiyar meclisi azasýndan üç kiþinin bunun Ýle konsoloshane memuru hazýr bulunmadan çok acil ve Önemli hallerde ve bazý belli suçlularýn aranmasýna ve tahki­katýna baðlý olmak ve icab edecek usuli dairesinde tutulacak zabýtname hiç vakit geçirilmeden en yakýn kosoloshaneye gönderilmekþarti ile bir ecnebinin ikametgahýna girmeye izinli olmalarý, yine böyle uzak yerlerde bin kuruþu aþmayan davalarla en yüksek haddi olarak 500 kuruþ nakdi cezayý gerektiren kabahatlerde ecnebilerin kaza mahkemeleri tara­fýndan davalarýna bakýlmalarýna, fakat hükmün tercünman bulunduðu halde Liva mahkemelerinde yeniden bakýlmasýna izin verildi.

Ecnebi tebalýlarýn her yerde dava vekaleti etmeleri ve ter­cümanlarý ecnebilere baðlý davalarda hazýr bulunmalarý esa­sý, teyid olunmak üzere konuldu ayný zamanda arazi-i emiri-ye ve mevkufe hakkýnda kararlaþmýþ olan tapu usulünün gede kararlaþtýrýldý. Mýsýr valisi Ýsmail paþanýn talebkin olmak ve miras olan hükümetinin þanýna uygun olmak üzere devlet tarafýndan kendisine bir unvan verilmesiyle  Hatta Ýstanbul'da bu meseleyimüzakere etmek üzere Mýsýr yabancý iþler dairesi müdürü ermeni Nubar paþa gelmiþ bu­lunuyordu. Abdülaziz; Hidiv-i Mýsýr' unvanýný ihsan etti. Nu­bar paþa Mýsýr sahillerinden Mahruse adlý vapura binerek Ýstanbula geldi. Fevkalade iltifatlara nail edildi.

Devle Jonkiyer yazdýðý tarihinde diyorki: <Osmanlý devle­tinin düþmüþ olduðu mali sýkýntýlardan istifade ile her gün peþin para ile yeni yeni imtiyazlar eide ediyordu. 1867 se nesinde hemen hemen hükümdarlýk sayýlacak bir unvan olan Hýdiv unvanýný aldý. Hidiv bunlarý borç olarak alýyor, bu tarafa veriyordu. Bu defaki Ýstanbula gidiþinde Ýngiliz ban­kalarýndan 8 milyon liralýk bir borç daha almýþtý. Zýrhlý ge­miler alýyor, Süveyþ kanalýnýn açýlýþýna yakýn zamanda kendi adýna yabancý hükümdarlarý davet, Kahire'de de bir meclis heyeti kuruyordu.>



radyobeyan