Doktor Kapoleon By: sidretül münteha Date: 03 Nisan 2011, 15:36:30
Doktor Kapoleon (Kapolyon)
Bizim; bu târih çalýþmamýzda, bilhassa tanzimat sonrasý dönem hakkýnda tetkiklerimiz kronolojik bir târih akýþý anlayýþýna göre deðildir. Perde arkasý olaylara bakarak döneme ýþýk tutucu bir çalýþma azmi içinde devam ediyoruz. Çünkü, kanaatýmca belge diye tutturanlar, bir gün ajitatör ve þüpheci kiþi ve fikriyatý ortaya çýkarak, sizin lisanýnýzdada "kitabýna uydurmuþlar" deyimi yer almaktadýr, bu bakýmdan sizin belge dedikleriniz kita bina uydurma ifadesinin varakpareieridir derse, ifadenin muhatabý da bunlarý, hatýratlarýn ortak alan ve yaklaþýk ifadeleriyle karþýlamaktan vede onlarý ileri sürmekten baþka bir çâreye baþvuramayacaktýr. Bu bakýmdan biz bilhassa hatýrat ve dönemlere aid tezler ve antitezlerle çalýþmamýzý götürmek istiyoruz.
Nitekim; Napoli'de doðmuþ ve de katolik bir Arnavut olan Dr. Kapolyone, 1836'da tabib asker olarak maceralý bir geçmiþe sahip olup, verdiðimiz târihde, Osmanlý devletine sýðýn (ardý bu ingilizler? Maalesef, serasker çetesine aleyhtar olanlarýn, farkýna uaramadtklarý ve bundan ötürü de merak edemedikleri bu izin iþi pek önemli idi. Ve bazý harp gemilerinin Haiç'den limandan, Marmara'dan ayrýlýp Çanakkale'ye yollanmalarý da ayný sebebden ileri gelmekte idi. Bu gemiler payitaht sularýndan kasten uzaklaþtýrýlmakta idi. Ve bu Ýngiliz uzmanlarda sýrf Ýstanbul'da kalmak için izin alýyorlardý. Daha doðrusu kendilerine izinli olduklarý bildiriliyordu..."
Evet yukarýdaki satýrlarda okuduklarýnýzý, darbe harekâtý içinde olduðunu daha önce yazdýðýmýz ve daha sonra da, Çerkeþ Hasan'ýn Midhat Paþanýn konaðýna yapacaðý asrýn en cesurâne harekâtlarýndan biri olan baskýnda yaralanan Kayserili Ahmet Paþa idi. Bunun Osmanlý hizmetinde olan; Ýngiliz asýllý Hobart paþada, büzüktaþý olup, uzmanlarý izin vermek suretiyle seyahatten alýkoymuþtu.Ýstanbul'a o sýrada gelmiþ bulunan ingiliz Do nanmasýnýn amirali James Drumon'du Ahmet ve Hobart Paþalar günde birkaç defa hoþ geldiniz, ziyareti adý altýnda Tarabya ile Kasýmpaþa arasýnda bitmez tükenmez yolculuk yapýyorlardý.
Ýstanbul'dan uzaklaþtýrýlan donanmamýzýn gemilerinin bütün personeli, amiralinden, miçosuna kadarý, padiþahýn donanmaya az rastlanýlýr derecede, muhabbet ve alakasýndan mütevellit fart-ý sevgiyle padiþaha baðlýydýlar. Bunlar darbe esnasýnda merkezde bulunduklarý takdirde iþler hayli karýþabilir belki de darbecileri bir katliamdan padiþahýn ricalarý bile kurtaramayabilirdi. Nitekim; darbe sonrasýndan çok geçmeden zuhur eden Çerkes Hasan Vak'asý, bunun bir niþanesi olarak düþünülse hiç de yanlýþ bir temmül sayýlmaz. Bütün bunlardan sonra serasker çetesi uzun sayýlmayacak bir zaman içinde ancak çok seri bir çalýþma içinde, darbeyi bilhassa SÝr Heari Elyot'un saðladýðý, kolaylýklara istinaden tatbike kovmaktan hiç vazgeçmeði düþünmemiþlerdir. Abdülaziz yerine Osmanlý tahtýna seçilen kiþi Sultan Mecid oðullarýndan Veliahd Þehzade Murad Efendi idi. Londra'ya bu hususu þu söyle rapor ediyordu: "Vakýa Abdülaziz kardeþinin (Abdülmecid'in) çocuklarýný kapayýp hapis altýna almýþsada, hürriyet taraftarlarýnýn ileri gelenleri Murad Efendi ile temas kurmaða muvaffak olmuþ ue tahta câlîs olduðu vakit, hükümet-i þahsiye yerine meþrut-i bir hükümet usûlünü kabul edeceðine dâir Murad'tan vaad almýþlardý. "Görülüyor ki,bu vaad alma iþi Osmanlý taraftaran-ý hürriyetlerince elde edilmesine raðmen, Ýngiliz b.elçisinin bunu üst makamý olan hariciye nazýrýna rapor etmesi iliþkilerin hangi merkezde olduðunu gösterir.
Bizim; bu târih çalýþmamýzda, bilhassa tanzimat sonrasý dönem hakkýnda tetkiklerimiz kronolojik bir târih akýþý anlayýþýna göre deðildir. Perde arkasý olaylara bakarak döneme ýþýk tutucu bir çalýþma azmi içinde devam ediyoruz. Çünkü, kanaatýmca belge diye tutturanlar, bir gün ajitatör ve þüpheci kiþi ve fikriyatý ortaya çýkarak, sizin lisanýnýzdada "kitabýna uydurmuþlar" deyimi yer almaktadýr, bu bakýmdan sizin belge dedikleriniz kita bina uydurma ifadesinin varakpareleridir derse, ifadenin muhatabý da bunlarý, hatýratlarýn ortak alan ve yaklaþýk ifadeleriyle karþjlamaktan vede onlarý ileri sürmekten baþka bir çâreye baþvuramayacaktýr. Bu bakýmdan biz bilhassa hatýrat ve dönemlere aid tezler ve antitezlerle çalýþmamýzý götürmek istiyoruz.
Nitekim; Napoli'de doðmuþ ve de katolik bir Arnavut olan Dr. Kapolyone, 1836'da tabib asker olarak maceralý bir geçmiþe sahip olup, verdiðimiz târihde, Osmanlý devletine sýðýnmýþtýr. Kavalah Mehmed Ali Paþa isyaný döneminde Osmanlý donanmasýndan kara kuvvetlerine verildiði görülmüþtür.
Kýrk yýla yakýn padiþah sarayýna doktor (hekim) olarak girip çýkan Dr.Kapoiyone, Sultan 2.Mahmud'un ve oðlu Abdülmecid'in, onun peþinden de veliahd Murad Efendinin müdavi hekimi olmjjþtur. Bunlarýn saðlýklarýyla meþgul olurken, bir yandan da Kont Kavur'un, maaþlý bir casusu olarak sýzdýrdýðý envai tür bilgileri, dünyanýn en eski mesleði olanlardan biri bulunan casusluk ilminin vasýtalarýyla yaparken, Osmanlý devleti intelejiyansýnda yâni üst seviyesindede Karbonari teþkilâtýný meydana getirmeye muvaffak olmuþ, kurduðu karbonari teþkilâtýnýn baþý olan Kapolyone, Beyoðlu sarraflarýnýn da yardýmýyla Sarraf HrÝstaki'yi ve 1858'de, meþhur Ziya Paþayi da karbonari yapmaya imkân bulmuþ sacayaðý, Kapolyone, Hristaki ve Ziya Paþa þeklinde teþekkül etmiþtir. "Türkiye Masonlarýnýn Gizli Târihi" adlý kitabýn yazarý Kemalettin Apak, ki oda bir masondur Ziya Paþa da, talebesi þehzade Murad'ý 1861'de mason yapandýr ve tekrisini, yâni masonluða giriþ merasimini yaptýðýný da beyan etmektedir. Tabii Kapolyone; Þehzade Murad Efendinin saðlýðýný kontrol ederken, Sarraf Hristaki ise; Murad ve validesinin mâli konularý ilede alakalanan müþaviri olup, bu familyanýn hiç bir zaman mâli istikrarý olmadýðý ve borç içinde yaþamaktan kurtulamadýklarý pek bilinmektedir. Bu da; müþavirin kendilerini iyi enfor-me edemediðini veyahud bir güzel týrtýkladýðýný düþünmemiz kabil. Ziya Paþa'ya gelince; gayesi mutlaka, Þehzade Murad'ý Osmanlý tahtýna çýkarmak ve kendi ikbalini bunun yükselmesine baðlamýþtý. Þiirlerinin muazzamlýðý,sadrýazam Alî Pa-þa'nýn aleyhine yazdýklarý ise müthiþ þeyler olup, bu deðerii sadnazamýn sinirlerinin yýpranmasýna da büyük etkiler yaptýðý bilinen hakikatlerdendir. Söylediði tasavvufi deyimlerle de,
ortaya koyduðu fevkalâde güzellikteki beyitlerse, günümüzde bile istimal ettiðimizi itirafdan çekinmemeliyiz. Yoksa; Zira Paþa avrupaya kaçtýðýnda o güzel beyanlarýný gölgeleyen en adi gizli iþlerin içinde yer alan bir ajandý diyen Nizamettin Nazif beyde, önce Ýtalyan menfaatlerini bilahire Ýngiliz tarafýný tercih eden biriydi. Demektedir.
Bütün buraya kadar sevgili okurlarýmýza nakle çalýþtýðýmýz hususlar ve bunlarýn içyüzünü anlatan ifadeler, ihanet zincirinin baklalarýný nice vezir ve paþalar ve daha alt seviye deki eþhasýn hatta haremin hizmetkârlarýnýn dahi bulunduðunu hatýrlatmak ve padiþah sarayýnýnda bir ihanet yuvasý halinde olduðunu da nazarý itibare almalarýný ve padiþahýn sarayýnýn, bakkal Ahmed Aða'nýn mütevazý hanesine benzemediðini de göz önüne alma gerektiðini hatýrlatmaktýr. Abdülaziz hakkýnda geldiðimiz nokta ise, bütün þer güçler, cesur, güçlü ve din-i bütün bir vatansever olan Abdülaziz'Ý öldürmeye kararlý ve.Osmanlýyý istedikleri gibi idare edecek bir mecnuna taht bulmaya uðraþtýklarýný ortaya koymaktýr.
Bu arada padiþah, Mütercim Mehmed Rüþdü Paþayý azletmeyi, yerine Mahmud Nedim Paþayý, seraskerliðe ise, Derviþ Paþayý tâyine karar kýlmýþken, görüþtüðü Mahmud Nedim Paþa þu þartý ileri sürmüþtü: Midhat, Mehmed Rüþdü ve Hüseyin Avni Paþalar Ýstanbul dýþýna gönderildikleri takdirde alabileceði idi. Râif Karadað merhum bakýn deðerli çalýþmasý "Muhteþem Ýmparatorluðu Yýkanlar" adlý kitabýnýn 330.sahi-fesinde ne diyor: "Hüseyin Auni Paþa padiþahýn kararýný derhal haber almýþtý. Paþa haberi, metresi olan baþhazinedar Arz-ý Niyaz Kalfadan öðrenmiþ derhal Midhat ve Süleyman Pa-þalarla bahriye nâzýn Kayserili Ahmed Paþayý durumdan haberdar etmiþti" Demekte. Bunun üzerine iþe ortak olanlar arasýnda müdavele-i efkâr hýzlanmýþ, herkes biribiriy ie görüþür olmuþtur. Son kararýn verilmesi ise, 26/rnayýs/1876 gecesinde Ispartali'nýn Paþalimaný'ndaki yalýsýna býrakýlmýþtý.