Gasbedilen mal ve haramdan kurtulmak By: sumeyye Date: 29 Mart 2011, 18:15:30
Gasbedilen Malýn Kân Ve Haram Maldan Kurtulmak:
Ebû Hanîfe ile Ýmam Muhammed'e göre bu fazlalýk baþkasýnýn mülkünde izinsiz olarak tasarrufda bulunmak gibi habis bir sebeple meydana gelmiþtir. Aslý gasbedildiði için ondan kaynaklanan fazlalýk da gasbedilmiþ mal sayýlýr. Haram maldan kurtulmanýn yolu ise, onu sadaka olarak vermektir. Kendisi fakirse, onu kendi ihtiyacýna sarfedebilir. Sonra zengin olduðunda mislini fakire sadaka olarak verir. Ama fakirliði devam ederse, sadaka olarak vermez.
Malý gasbedilen kiþi gâsýba, gasp hâdisesinin cereyan ettiði beldeden baþka bir beldede rastlar da malýný isterse ve malý da dirhem ve dinarlar ise; gâsýbýn bunlarý orada vermesi gerekir. Çünkü dirhem ve dinarlar her yerde paradýrlar. Ama malý ayn olup, gâsýbýn elinde duruyorsa ve kýymeti de her iki beldede ayný ise; ayný sahibine teslim etmesi emredilir. Bu durumda mal sahibinin zararý olmaz. Ama oradaki deðeri gasp hâdisesinin cereyan ettiði beldeden daha az ise; mal sahibi dilerse malýný alýr, dilerse hâdisenin cereyan ettiði beldedeki deðerini alýr. Yahut dilerse sabredip, malýný hâdisenin cereyan ettiði beldede teslim alýr. Çünkü malýn nakli ile piyasa deðeri eksilir. O sebeple sahibi muhayyer olur. Ama gasp hâdisesinin cereyan ettiði beldede piyasanýn deðiþmesi halinde, hüküm bunun hilâfýnadýr. Çünkü bu onun fiilinden deðil de, mala raðbetin azalmasýndan meydana gelen bir durumdur. Gasbedilen mal gâsýbýn elinde deðilse ve o beldedeki deðeri gasb hâdisesinin cereyan, ettiði beldedeki deðerinden daha az ise; dilerse -eðer mislî mallardansa- mislini, dilerse gasbýn cereyan ettiði beldedeki deðerini alýr yahut dilerse sabreder ve o malýn mislini gasp hâdisesinin cereyan ettiði beldede alýr. Eðer malýn deðeri o beldede daha fazla ise; gâsýb dilerse ona malýnýn deðerini, dilerse mislini verir. Çünkü ona ödeme yapmakla zarara uðrayan kendisi olmaktadýr. Ama malýnýn deðeri her iki beldede eþitse, mal sahibi dilerse malýnýn mislini talep edebilir. Zira bu durumda kimseye zarar verilmemektedir. [9]
[9] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsýlî, El-Ýhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayýnlarý: 2/444.