31 mart hadisesi By: sidretül münteha Date: 28 Mart 2011, 18:41:39
31/Mart Hadisesi
23/Temmuz/1908>den aylar geçmesine raðmen Ýttihatçýlar, ülkenin kaderini tam olarak ellerine geçirmeye muvaffak olamamýþlar. Kabinelere daha kendilerinden tam manasýyla olan birini henüz sadnazam yapamamýþlardý. Ýlk meþrutî kabineye, adliye nâzýn olarak hayli yüksek dereceli bir mason olan Manyasizâde Refik Bey'i sokmaya muvaffak olmuþlarsa da, bu nâzýr'da ölüm hastalýðýna yakalanmýþ olmasý hasebiyle koltuðuna oturma þansý bulamamýþtý.
Posta müdürlüðünden gelen ve gözü pek, kabadayý ve mert birisi olan Talat Bey dahiliye nazýrlýðýna gelebilmiþse de, ahali bu ittihatçýlarýn beyni bâlâsý olan bu adamý pek se-vememiþti. Eski rical,ittihatçýlara farklý yaklaþýmlardaydý. Abdülhamid'in gedikli sadnazamý Küçük Mehmed Said Paþa, bunlara sýcak bakarken, Hüseyin Hilmi Paþa biraz daha net; yaklaþýmý sergiliyordu bunlara, fakat Kâmil Paþa düþmanlýkla tavsif edilebilecek bir hâ!et-i ruhiye içindeydi. Buna mukabil,Ittihatçlann çoðu, meþrutiyeti biz elde ettik, fakat hâla Sultan Hamid'in vezirleri memleketi idare ediyorlar, Biz bize ait programlan nasýl ve ne zaman tatbike baþlayacaðýz þeklinde parti içinde, evlerde, kurulan her sohbet platformlarýnda bunlarý konuþmaya baþladýlar.
Bu arada matbuat sansür idaresinden kurtulmuþ, herkes insafý bir kenara býrakarak içindeki biriktirdikleri cifeleri kimin için olursa olsun ortalýða saçmaya baþladýlar. Tabii bunlar siyasetin yenileri olan ahalimizde çeþitli hislerin meydana gelmesine vesile olduðu gibi ittihatçýlarýn askeri kanadýnýn siyasetten anndýnlamamasý olaylarýn sözle bir sonuca baðlanmasý gerekirken, beden gücü ve mermilere býrakýlmasýna se-beb olmaya baþladýðý görüldü.
Günümüz insanlarýnýn 1977 ile 1980 yýllan arasýnda þahid olduðu anarþiyi gözünün önüne getirebilirse, bu dönemde yâni ittihatçýlarýn, baþda Ýsmail Mahir Paþa olmak üzere, Hasan Fehmi ve Ahmed Samim Bey adlý gazetecileri öldürmekten çekinmediler. Çok yýllar sonra bu suikastlarýn, Ýttihatçýlarýn silahþörlerinden biri olan Yakup Cemil Bey tarafýndan kurþunlandýðý tesbit olunduðu yazýlýp çizildi. Bu Yakup Cemil Bey, çok mert birisi olup,a yni zamanda pek niþancý bir Ýnsandý. Ermeni Tehcir hareketi esnasýnda Ermenilere karþý sert tutumlar gösterenleri, sarkýntýlýk yapan muhafýzlarý ceza-landýrrnasmdaki þiddeti, bir ibret olmasý hasebiyle hayli caydýrýcýydý.
Hemen bu arada yukarýlarda da hatýratýndan bir alýntý yaptýðýmýz, Yakub Kenan Necefzâde 1967'de yayýmladýðý: "Sultan 2. Abdülhamid ve Ýttihad ü Terakki" adlý kitabýnda 50. sahifede, <NasýI Geldiler?> arabaþlýðýnda þunlarý söyler: <Ni-ya>zi ile Enver ve meþhur Bulgar çete reisi Sandanski ' 31/Mart da Taþkýþta<da pek çok Türk subay ve askerlerini öldürüp ve cesetlerini kefensiz ve namazsýz þimdiki Hilton oteli civarýndaki Surp Agop Ermeni mezarlýðýna üst üste gömdüler ve ittihatçýlar bu hakiki þehidlerle birlikte nahak yere astýklarý insanlarýn kanlý ve boðulmuþ, donmuþ cesetleri üzerine tahtlarýný kurdular> demektedir. Daha sonra Þemsi Paþa ve Enver Bey'in eniþtesi Selanik merkez kumandaný Nâzým Bey'in yaralanmasýndaki ittihatçýlarý anlattýktan sonra þöyle
devam ediyor: <Öçüncü Ölüm ve kurþun Manastýr polis müfettiþi Sami Bey'e, dördüncü cinayete kurban gitme piyangosu Topçu Alayý Ýmamý Mustafa Efendi'ye isabet ediyor> dedikten sonrada, Ýttihatçýlarýn reisleri Ýstanbul'a geldikten sonra nice insanlarý Bayezid ve Sultanahmed meydanlarýnda Ýpe çekiyorlar demektedir. Yakub Kenan Necezâde'nin nakli olan hassas þâir Ali Hadi Okan Bey'in çý karmakta olduðu Yeni Cephe adlý haftalýk gazetesinin 23/7/1951 tarihlisinde neþrettiði þiirinden þu mýsra ile Sultan Hamid'in dokuz defa sad-rýazam yaptýðý Said Paþa hakkýndaki beyti sayfamýza alarak ziynetlendirelim:
"Padiþah lûtfiyle konmuþken mürüvvet, devlete Münki'i inam olup kýydýn veliyi nimete" demek suretiyle Þapur Çelebi (Said Paþa) hakkýnda târihi hükmünü þâir yüreðiyle veriyor.
Meþrutiyetin ilâný peþinden gerek heyet-i askeriyede gerekse, mülkiyede yapýlan tensik çalýþmalarý, hayli maðdur ve mâzul meydana getirmiþ, hâttâ sadaret binasý karþýsýnda bulunan bir kýraathaneye, Mazûlin Kýraathanesi adý verilmiþti. Burada görevlerinden alýnmýþ bulunan mutasarrýf, kaymakam, kâtibler, kadý'larý bulmak kabildi. Burada yeni bir göreve atanabilmek için toplaþýyorlardý.
Ote yandan da Kýbrýs kökenli biri olan Derviþ Vahdeti isimli zat, bu gün bile hakkýnda yazýlmýþ makale ve araþtýrmalara bakýlýrsa tam bir hüküm verilemeyenler arasýnda bulunmaktadýr.
Ancak; yazdýklarýný Volkan adlý gazetesiyle okuyan dindar insanlar, memnun kalýyor ve yanlýþlýklardan haberdar olurken, dine mübalaatý zaif olanlar ise, yazýlanlarý milletin mukaddesatýný istismar ediyorlar demek suretiyle, bu gün yaþadýklarýmýzýn týpkýsýný yaþýyorlardý. Yalnýz Vahdeti, Ýttihad-ý Muhammedî adlý bir cemiyet kurupda manevî baþkanlýðýna Ýki Cihan Serveri (s.a.v) Efendimizi seçtiriyordu. Ýþte bu haber pa- diþah Sultan Harnid'e ulaþtýðýnda, padiþahýn <Bir bu ek-siktî> dediði kuvvetli rivayettendir.
Bakýnýz Öztuna Bey, Büyük Türkiye Târihi adlý deðerli eserinde nasýl bir yorumla 31/Mart Vak'asýna, Derviþ Vahdeti'nin Volkan gazetesi olmak üzere Sultan Hamid devrinde mevcud bulunmayan tam mürteci bir kýsým basýn, halkýn mukaddes hislerini tahrik etmiþtir, dedikten sonra þu satýrlarý döþüyor: "Buna raðmen Rumi takvimle 31/ Mart/V aka'asý'denen 13/nisan/1909 irtica hareketi, milletten oe halkdan gelmemiþtir. Türk milleti, târihin hiç bir devresinde irticadan yana olmamýþtýr. Hâttâ Mart ihtilâlinin baþýna az ve çok ehemmiyetli bir tek kiþi bile geçmemiþtir. Hareketin en büyük lideri Hamdi Çavuþtur. Asiler kendilerine subaylar ve devlet adamlarý arasýndan bir lider bulamamýþlardýr.
31/Mart olayý, tam manasýyla aydýnlýða çýkmaktan uzak kalmýþtýr. Baþta Þeyhülislâm Cemaleddin Efendi olmak üzere, devrin bir kýsým ricali, bu olayý Suttan Hamid'i devirmek ve iktidarý tam manasýyla ele geçirmek için Ýttihat ve Terakkinin hazýrladýðýný ileri sürmüþlerdir.
Dayandýktan delil isyaný çýkaran Avcý Taburlarýnýn bir kaç hafta önce Selanik'ten Ýstanbul'a getirilmiþ olmasýdýr. Gerçekten padiþahýn þahsýna çok baðlý 1.Orduya güvenemeyen bu ordunun subaylarýna nüfuz edemiyen ve merkezi Selanik'de bulunan 3.Orduya dayanan Ýttihatçýlar, irtica olaylarýný çýkartan taburlarý<nlgâhban-ý hürriyet>, <muhafýz-ý meþrutiyyet gibi þaþaalý ve demagoji kokan isimlerle Ýstanbul'a sev-ketmlþlerdi. 1.Ordunun baþýna getirdikleri genç Müþir Mahmud Muhtar Paþa, Ýttihatçýlarý tutuyordu. Sonradan Ýttihad ve Terakkinin en azýlý muhaliflerinden olan bu zat, Gaazi Ahmed Muhtar Paþanýn oðludur.." diyen Öztuna bu eserini tab ettirdiðinde târihler 1978 yýlýný bulmuþ, nice hatýratlar, nice hatýralar, araþtýrmalar yayýmlanmýþ tertibin hedefinin yarým kalan Sultan Hamid'in tahtdan indirilmesini ikmâl etmek olduðu büyükten küçüðe herkes tarafýndan kabul edilmiþtir. Öztuna Bey'de bu maksad-ý hakikiyi þüphesiz bilir ne varki bu cümlelerle geçirmeyi lüzumlu bulmuþtur. Hele hele, Ýtti hatçýlarýn vurucu bir silahþoru olan Mustafa Turan'ýn itiraflarý yayýnlandýðýnda bu hususun artýk gizli tarafý kalmamýþtý.
Ýrtica kelimesini burada islâmla özdeþleþtiren masonlar ve onlarýn bu hesaplarýna dikkat etmeyenler bu ihtilâli irtica diye vasýflandýrmakla mason plânlarýna yardýmcý olmuþ oluyorlar. Meselâ padiþahý çok seven Avcý Taburlarýna yapýlanlar, onlarýn abdest almalarýný bile önlemeye sularý kesmek suretiyle tahrike dönük hareketler, meþhur Ömer Naci'nin din adamý kýlýðýna girerek Taþkýþla'da yaptýðý konuþmalar, askeri fötr þapka giymeye mecbur edecekleri hakkýnda yaptýðý konuþma ir tica olmuyor, fötr þapka giydirilecekleri söylenenlerin buna itirazlarý irtica oluyor. Bu bakýmdan dönemin en iyi tarihçileri arasýnda yer alan Öztuna Bey, burada her ne kadar Sultan Hamid Hân'ý vikaye ediyorsa da, sessizce irtica adýný Ýsiâmi bir itirazýn üzerine kötüleme þalý olarak atmaktan imtina etmiyor.
Þimdi Meþrutiyetin 2.defa meriyete girmesinden sonraki safahatýn bazý mühim bölümlerini Sadaret telgrafhanesi Þifre kâtibi Mehmed Selahaddin Bey merhumun Bildiklerim adlý eserinden takibe alalým: