el-Ýhtiyar
Pages: 1
Mehir By: sumeyye Date: 27 Mart 2011, 15:04:08
Mehir

 

Mehrin en azý on dirhem gümüþ veya o kýymetteki bir maldýr. Mehir ancak mal sayýlan þeylerden verilir: Mehrin verilmesi gerektiðinin delili þu â\et-i kerîmedir:

"Bunlardan baþkasýný mallarýnýzla istemeniz size helâl kýlýndý." (Nisa: 24). Bu âyet-i kerîmede bir kadýnýn bir erkeðe helâl olmasý, erkeðin onu bir mal karþýlýðýnda istemesi þartýna baðlanmýþtýr. Bu malý (mehri) vermeden bir kadýnla evlenmek helâl olmaz. Nikâh akdinde mehir miktarý belirtilmemiþ olur ve eþler gerdeðe girmeden boþanýrlarsa; kadýnýn mehir alma hakkýnýn düþmesi, mehrin mevcud olmadýðýna delalet etmez. Çünkü bu feshe benzer. Nikâh akdinde bedelin (mehrin) düþmesi, mehrin vâcib olmadýðýna delalet etmez. Çünkü düþmesi varlýðýnýn delilidir. Zira düþen bir þeyden þu anlaþýlýr; demek ki daha evvel sabitti ve lâzýmdý. Gerdekden evvel boþanma durumunda kadýna mehrinin yansýnýn verilmesi, kýyasa aykýrý olarak nass ile sabit olmuþtur. Mehirle alâkalý âyet-i kerîmede söylenen þey mutlak olarak maldýr ve bu mücmeldir; teferruatýyla açýklanmaksýzm býrakýlmýþtýr. Hz. Peygamber (sas) bunu on dirhem gümüþ olarak açýklamýþtýr.

Câbir (ra) ve Abdullah b. Ömer (ra) in rivayetine göre; Hz. Peygamber (sas) þöyle buyurmuþtur: "On dirhemden az mehir olmaz." Mehir Allah (cc) in bir hakký olarak sabit olduðundan dolayý, koca akid esnasýnda mehri reddeder veya mehirden söz etmezse, nikâh akdedilmiþ olmaz. Bu sebeple kadýn nikâh akdi yapýlýrken, mehrinin miktarýnýn belirlenmesini isteme hakkýna sahiptir. Bütün bunlar mehir aslýnýn mevcud olduðu esasý üzerine kurulan hükümlerdir. Allah (cc) in hakký olarak sabit olan þeylere -zekât gibi- takdir (miktar belirleme) girer.

Mehir on dirhemden az olarak kararlaþtýrýlmýþsa, kadýn yine on dirhem alýr (Ýmam Züfer): Ýmam Züfer dedi ki; 'bu durumda kadýn mehr-i misil almayý hakeder. Çünkü koca mehire elveriþli olmayan bir þeyi söylemiþ olduðundan, mehirden hiç söz etmemiþ gibi olur.'

Bizim bu mes'eledeki görüþümüzün gerekçesi þudur; nikâh akdinin hükmünde on dirhemlik mehir parçalara bölünmez. Talâkda olduðu gibi, bir kýsmýnýn söylenmesi, tamamýnýn söylenmesi gibidir. Bu cümleden olarak nikâh akdedilirken, 'kadýnýn yansý ile evleniyorum* diyen erkeðin, o kadýnýn tamamýyla evlenmiþ sayýlmasý da böyledir. Nitekim ehemmiyetini ortaya koymak için, Þeriat mehri vâcib kýlmýþtýr. Sadece 'mal vereceðim' demekle nikâhýn ehemmiyeti ortaya konulmuþ olmaz. Çünkü mal kelimesi çok ehemmiyetsiz bir þeyi de içine alabilir. Þeriatýn vâcib kýldýðý; zekâtta olduðu gibi, mehrin de miktannýn belirtilmesidir.

Kadýn mehirsiz olarak evlenirse; mâlik olduðunu da, mâlik olmadýðýný da düþürmüþ olmaktadýr. Mâlik olduðu þey düþer-ki; bu mehrin on dirhemden fazlasýdýr. Ama mâlik olmadýðý þey düþmez ki, bu da mehrin on dirhemlik kýsmýdýr. Bu, müþterek bir borcu, alacaklýlardan birinin düþürmesine benzer. Burada borcun tamamý düþmez. Ancak düþüren ortaðýn payýna düþen kýsým düþer.

Mehir tayin edilince; gerdeðe girmekle veya karý-kocadan birinin vefatý halinde, onu tam olarak ödemek kocanýn borcu olur:

Gerdeðe girmekle mehrin tamamýný Ödemek kocanýn borcu olur. Çünkü bu durumda mehrin karþýlýðý olan vagina kocaya teslim edilmiþ olmaktadýr. Ölümü ile de evlilik sona erip, nikâh karar bulur ve nikâhýn bedeli olan mehir vâcib olur. [71]

 

Temas Olmadan Boþanan Kadýnýn Mehri:



Erkek karýsýný birleþme olmadan evvel boþarsa, kararlaþtýrýlan mehrin yansýný ödemesi gerekir: Çünkü Allah (cc) þöyle buyurmuþtur:

"(Kendilerine mehir tayin ederek evlendiðiniz kadýnlarý temas etmeden boþarsanýz), tayin ettiðiniz mehrin yarýsý onlarýn hakkýdýr." (Bakara: 237).

Nikâh esnasýnda mehrin miktarý belirtilmemiþse, yahut erkek kadýna mehir vermeyi þart koþmuþsa; gerdeðe girme ve ölüm olunca, kadýn emsallerine göre tam mehir alýr. Gerdeðe girmeden evvel boþanan kadýna müt'a vermek, kocaya vâcib olur: Nikâh sahih olduðu için, bedelinin verilmesi vâcib olur. Çünkü nikâh; karþýlýklý bedel ödeme akdidir. Evvelce de açýkladýðýmýz gibi, mehir Þeriatýn hakký olarak vâcib olmuþtur. Burada aslî vâcib, mehr-i misildir. Çünkü bu daha âdilânedir. Nikâh kýyýlýrken mehir tayin edilmezse, o zaman mehr-i misil ödemesi gerekir. Ama tayin edilmiþse, -emsallerininkinden az da olsa- tayin edilen miktann ödenmesi gerekir. Çünkü onlar bu miktara razý olmuþlardýr. Emsallerinin nadirinden az olsa bile, tayin edilen miktar Ödenir. Çünkü erkek, tayin edilen miktara razý olmuþtur.

Hz. Peygamber (sas) þöyle buyurmuþtur: "Mehir, kan-kocanm üzerinde anlaþtýklarý þeydir." Sahih rivayette anlatýldýðýna göre; Hz. Peygamber (sas) mehirsiz olarak evlenip de gerdeðe girmeden evvel kocasý ölen Bervâ binti Vaþik el- Eðcâî'ye mehr-i misil verilmesine hükmetmiþtir.

Gerdekden evvel boþanma sebebiyle kadýna müt'a verilmesinin vâcib oluþuna gelince; bu hususda Allah (cc) þöyle buyurmuþtur:

"Bu durumda onlara müt'a verin. Zengin olan durumuna göre, fakir de durumuna göre vermelidir. "(Bakara: 236).

Müt'a gerdekden evvel boþamaktan dolayý vâcibdir: Çünkü müt'a mehrin yansýnýn yerine geçer. Baþkasý hakkýnda bu aslý ile bir arada bulunmaz. Bu sebepledir ki, müf anýn kýymeti, yan mehr-i misilden fazla olursa, yan mehr-i misil ödemek gerekir. Ve bu da beþ dirhem gümüþden az olamaz. Bunun dýþýnda her boþanan kadýna müt'a vermek müstehabdýr.

Mütfa; bir gömlek, bir baþ örtüsü ve bir entariden ibarettir:

Ibn. Abbas (ra) ve Hz. Âiþe (ra) böyle demiþlerdir. Bunda erkeðin hali dikkate alýnýr: Zira Allah (cc); "Zengin olan durumuna göre... "buyurur. Müt'a, kadýnýn emsallerine göre tayin edilen mehrinin yarýsýndan fazla   olamaz: Zira akdedilirken, mehir miktan tayin edilen nikâh, mehir miktarý tayin edilmeyen nikâhdan daha kuvvetlidir. Kuvvetli nikâhda mehr-i misilin yarýsýndan fazla miktarda müt'a vermek vâcib olmadýðýna göre; zayýf nikâhda evleviyetle vâcib olmaz.

Bir erkek mehirde bir artýrým yaparsa, bu fazlalýðý vermek üzerine borç olur: Alýþ veriþ bahsinde satýlan malýn artýrýmý, satýlan malýn bedelnin artýrýmý anlatýlýrken, bunun gerekçesi açýklanmýþtý. Fakat kadýnla birleþmeden evvel boþanma olursa, bu fazlalýðý vermek gerekmez (Ebû Yûsuf): Ebû Yûsuf a göre gerdekden evvel boþanma olursa, bu fazlalýðýn yansýný vermek gerekir. Çünkü ona göre akidden sonra þart koþulan þey, akid esnasýnda þart koþulmuþ gibidir. Ebû Hanîfe ile Ýmam Muhammed'e göre yanyý ödemek, akid esnasýnda þart koþulan þeylere hastýr. Bunda kaide þudur; bir erkek bir kadýnla evlenir, ancak nikâh kýyarken ona mehir tayin etmez de, sonra belli bir mehir miktan üzerinde anlaþýrlarsa, gerdeðe girer veya koca ölürse, kadýn; üzerinde anlaþtýklan mehri hakeder. Ama gerdekden evvel kadýný boþarsa, erkeðin ona müt'a vermesi gerekir.

Ebû Yûsuf dedi   ki; üzerinde anlaþtýklan mehrin yarýsýnýn kadýna ödenmesi gerekir. Zira Allah (cc) þöyle buyurmuþtur:

"(Kendilerine mehir tayin ederek evlendiðiniz kadýnlarý temas etmeden boþarsanýz), tayin ettiðiniz mehrin yansý onlarýn hakkýdýr." (Bakara: 237).

Ebû Hanîfe ile Ýmam Muhammed'e göre ise bu nikâh akdiyle vâcib olan mehr-i misilin belirtilmesidir. Mehr-i misil yanya bölünmeyeceði gibi, onun yerini alan þey de yarýya bölünemez. Farz olan; akidde miktan belirtilip bilinen mehirdir. Nassdan murad olunan da odur.

Kadm mehirde bir indirim yaparsa, bu indirim sahih olur:

Çünkü  bu  tahsil   edilirse de, hak olarak baki kalsa da; sýrf kadýnýn hakkýdýr. Kadm, diðer haklannda olduðu gibi, bu hakkýný da düþürebilir. [72]

 

Halvet Gerdek Gibidir:

Sahih bir nikâhdan sonraki sahih bir halvet, gerdeðe girmek gibidir: Zira Muhammed b. Abdurrahman b. Sevban'ýn rivayetine göre; Rasûlullah (sas) þöyle buyurmuþtur: "(Nikâhdan sonra) bir kadýnýn (karýsýnýn) baþ örtüsünü açýp ona bakan bir kimse (koca), onunla gerdeðe girmiþ olsa da, olmasa da; mehir vermek vâcib olur."

Zürâre b. ebî Evia (ra) nýn þöyle dediði rivayet edilmiþtir: "Allah (cc) kendilerinden razý olsun; râþid halifeler þöyle hükmettiler; koca karýsýyla baþ baþa kaldýðý odanýn perdesini salar veya kapýsýný kitlerse, karýsý mehrin tamamýný hakeder ve aynlma durumunda da iddet beklemesi gerekir."

Ýktidarsýz erkeðin evlendiði kadýnla halvete girip onunla temasda bulunamamasý halinden bahseden Hz. Ömer (ra) erkeklere hitaben þöyle demiþtir: "Acizlik sizden kaynaklanýyorsa, bunda kadmlann ne suçu var?"

Nikâh menfaatler üzerine yapýlan bir akid olduðu için, -kiralamada olduðu gibi- kadýnýn kendisini kocasýna teslim etmesiyle yerine gelmiþ olur. Çünkü bu durumda mehrin karþýlýðý erkeðe teslim edilmiþtir. Alýþ veriþde olduðu gibi, artýk malýn bedeli olan mehrin kadýna verilmesi vâcib olur.

Ýktidarsýz, buruk ve zekeri kesik olanlarýn (Ebû Yûsuf, Ýmam Muhammed) halveti de ayný hükmü gerektirir: Ýmameyn dediler ki; 'bu durumda cinsî münasebeti kesin olarak imkânsýz kýlan bir mâni mevcut olduðundan dolayý, kadm mehrin yansýný hakeder. Çünkü koca, hastadan daha âciz bir durumda bulunmaktadýr.'

Ebû Hanîfe'ye göre bu nikâh akdi ile kocanýn hakettiði þey cinsî münasebettir ki, kadýn da bu iþ için kendisini kocasýna teslim etmiþtir. [73]



[71] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsýlî, El-Ýhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayýnlarý: 3/59-60.

[72] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsýlî, El-Ýhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayýnlarý: 3/60-62.

[73] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsýlî, El-Ýhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayýnlarý: 3/63.



radyobeyan