Hikmet By: meryem Date: 26 Mart 2011, 21:56:09
HÝKMET
Menetmek, karar vermek, iþi saðlam yapmak anlamýndaki h-k-m (hakeme) kökünden türemiþtir. Hikmet, ilim ve akýlla gerçeði bulmak demektir. Allah için kullanýldýðýnda, eþyayý tanýmasý ve onlarý son derece saðlam yaratmasý anlamýndadýr. Ýnsan için kullanýldýðýnda ise, insanýn varlýklarý tanýmasý ve iyi iþler yapmasý anlamýna gelir.[740]
Hikmet açýsýndan, ilim ve amel (davranýþ, eylem, pratik) arasýnda yakm bir iliþki vardýr. Nitekim, hikmetin bazý tanýmlarýnda bu iliþkiye dikkat çekilir: Hikmet, bâtýlý yapmaktan alýkoyan bir bilgi türüdür. Hikmet, insan nefsinin ilim ve amel düzleminde kendisi için mümkün kemale yöneliþidir. Hikmet, sahibini uygunsuz davranýþlardan alýkoyar.[741] Ýbn Kuteybe'ye göre hikmet, ilim ve ameldir. Bu ikisi birleþmediði sürece, kiþi hakim (bilge) olmaz.[742]
Türkçe'de hikmete tam karþýlýk olarak, bilgelik sözcüðü kullanýlýr.[743]
Kitap-Hikmet Ýkilisi:
Hikmetin Öðretilmesi:
A) Peygamberin Hikmet Öðretmesi:
Hz. Ýbrahim ile oðlu Ýsmail, Kabe'nin yapýmýný bitirdikten sonra yaptýklarý duanýn bir bölümünde þöyle dedi: "Rabbimiz! Ýçlerinden onlara senin âyetlerini okuyan, kitabýný ve hikmetini (düþünmeyi) öðreten, onlarý her kötülükten arýtan bir peygamber gönder. Doðrusu güçlü/yüce (aziz) ve hakîm (bilge) olan ancak sensin."[744]
"Nitekim size, sizin içinizden, âyetlerimizi okuyacak, sizi her kötülükten arýtacak, size kitabý ve hikmeti öðretecek ve bilmediklerinizi bildirecek bir peygamber gönderdik."[745]
Allah, mü'minlere bu peygamberi göndermekle iyilikte bulunmuþtur. Çünkü daha önceleri apaçýk sapýklýkta idiler.[746]
Peygamberin öðrettiði hikmet, sünnet olarak da yorumlanýr.[747]
Hz. Ýsa da hikmeti getirdiðini belirtmiþtir.[748]
B) Allah'ýn Hikmeti Öðretmesi::
"Allah, ona (Ýsa'ya) kitabý, hikmeti, Tevrat'ý ve Ýncil'i öðretecek, onu Ýsrailoðullarma þöyle diyecek bir peygamber kýlacak. (..)"[749]
Nitekim Yüce Allah, Meryem'e verdiði bu sözü gerçek yapmýþtý.[750]
Hz. Ýsa, açýk belgeleri getirdiðinde þöyle demiþti:
"Size hikmeti getirdim ve ayrýlýða düþtüðünüz þeylerin bir kýsmýný açýklamak üzere geldim. Allah'a karþý gelmekten sakýnýn, bana itaat edin."[751]
Buradaki hikmet, Kur'an'daki helal haram gibi öðütler olarak da yorumlanýr.[752]
Allah'ýn Hikmeti Ýndirmesi:
Yüce Allah, Hz. Peygambere kitap ve hikmet indirdiðini belirtir:
"Eðer Allah'ýn sana bol nimeti ve rahmeti olmasaydý, onlardan bir takýmý seni saptýrmaya çalýþýrdý. Halbuki onlar kendilerinden baþkasýný saptýramazlar, sana da bir zarar veremezler. Allah sana kitap ve hikmet indirmiþ, sana bilmediðini öðretmiþtir. Allah'ýn sana olan nimeti ne büyüktür."[753]
"(..) Allah'ýn âyetlerini de alaya almayýn. Allah'ýn size olan nimetini, öðüt vermek üzere size indirdiði kitabý ve hikmeti anýn. Allah'tan sakýnýn. Allah'ýn her þeyi bildiðim bilin."[754]
Bu iki âyetteki hikmet, sünnet olarak da yorumlanýr.[755] Ayrýca, bu ve önceki âyetteki hikmete, Kur'an'daki buyruk, yasak, helâl, haram gibi öðütler anlamý da verilir.[756]
Allah'ýn Hikmet Vermesi:
Yüce Allah, geriel olarak peygamberlere hikmet verdiðini belirtir:
"Allah peygamberlerden söz almýþtý: And olsun ki size kitap ve hikmet verdim. Sizde olaný tasdik eden bir peygamber gelecek, ona mutlaka inanacaksýnýz ve yardým edeceksiniz. Ýkrar edip bu andý kabul ettiniz mi? Ýkrar ettik demiþlerdi.(..)"[757]
Kitap-Hikmet-Mülk Üçlüsü:
Yüce Allah'ýn kitap, hikmet ve mülk verdikleri arasýnda Hz. Ýbrahim soyu da vardýr:
"Yoksa Allah'ýn bol nimetinden verdiði kimseleri mi çekemiyorlar? Oysa Ýbrahim ailesine kitap ve hikmet verdik, onlara mülk (hükümranlýk) bahþettik."[758]
Bu âyetteki hikmet, nübüvvet olarak yorumlanýr.[759]
Mülk-Hikmet-ÝIim Üçlüsü
Yüce Allah, Hz. Davud'a ve Hz. Süleyman'a mülk, hikmet ve ilim vermiþtir:
"(..) Allah, Davud'a mülk (hükümranlýk) ve hikmet verdi, ona dilediðini öðretti.(..)"[760]
Buna göre, hükümdar-peygamber Hz. Davud'la ilgili bu durum, devlet yöneticiliði ile hikmet (bilgelik) sahibi oluþ arasýnda yakýn bir ilgi kurulucaðýný düþündürür.
"(..) Davud ve Süleyman'a hüküm ve ilim verdik (..)"[761]
âyetinde hüküm kelimesi, hikmet yerinde kullanýlmýþtýr.
Bu âyetteki hikmet, nübüvvet (peygamberlik) olarak da yorumlanýr.[762]
Aslýnda hüküm, hikmetten daha geneldir. Bunun sonucu olarak, her hikmet hükümdür, ama her hüküm hikmet deðildir.[763]
"Davud'un mülkünü (hükümranlýðýný) kuvvetlendirmiþtik. Ona hikmet ve kesin hüküm verme (faslu'l-hitab) yetisi vermiþtik."[764]
Biraz, önceki âyetteki gibi, buradaki hikmete de peygamberlik yorumu getirilmiþtir.[765]
Hikmet Verme Yetkisi Ve Hikmetin Sonuçlarý:
"(..) Allah'ýn lütfü boldur, o her þeyi bilir. Hikmeti dilediðine verir. Kime hikmet verilmiþse þüphesiz ona çokça hayýr verilmiþtir. Bundan ancak akýl sahipleri ibret alýr."[766]
Bu âyetteki "hikmet", Kur'an bilgisi[767] ve fýkýh ilmi olarak da yorumlanýr.[768]
Vahiy - Hikmet Ýliþkisi:
Vahiy ile hikmet arasýnda çok sýký bir baðlantý vardýr:
"Bunlar, rabbinin sana vahyettiði (bildirdiði) hikmetlerdir.(..)"[769]
"Evlerinizde okunan Allah'ýn âyetlerini ve hikmetini hatýrda tutun. Þüphesiz Allah, haberdar olandýr, latîf olandýr."[770]
Bu âyetteki hikmet kelimesine þu anlamlar verilmiþtir:[771]
1) Ýbn Abbas'a göre. nâsihi mensuhu, muhkemi müteþâbihi ile Kur'an ilmidir.
2) Ýbn Zeyd'e göre, âyetlerini ve hikmetlerini bilmektir.
3) es-Sudî'ye göre, nübüvvet anlamýndadýr.
4) Bir görüþte, Kur'an gerçekleridir.[772]
Hikmetli Çaðrý:
Allah yoluna çaðrý, hikmet ve güzel öðütle olur.
"Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öðütle çaðýr. Onlarla en güzel þekilde tartýþ. (..)"[773]
Buradaki hikmet, Kur'an olarak yorumlanýr.[774] Ancak, daha geniþ bir çerçevede düþünülürse, akýl yetisini doðru ve yerinde kullanma anlamý da verilebilir.[775]
Üstün Anlayýþ Ve Kavrayýþ:
Hikmet, ayný zamanda üstün anlayýþ ve kavrayýþ, saðlam muhakeme yetisi demektir:
"Andolsun ki Lokman'a rabbine þükretmesi için hikmet verdik. (..)"[776]
Buradaki hikmet, kavrayýþ ve anlayýþtýr. [777]Bu âyetteki hikmet, varlýklarý tanýma ve iyi iþler yapma anlamýndadýr.[778]
Hikmet'in azý gabâvet/belâhet, aþýrýsý cerbezedir. Gabâvet, düþünce gücünü kullanmamak ve ilim öðrenmekten kendini alýkoymaktýr. Cerbeze ise, düþünceyi gerekmeyen yerde ve gerekmeyen biçimde kullanmaktýr.[779]
"Andolsun ki, onlarý bu hallerinden vazgeçirecek nice haberler gelmiþtir. Bu haberlerin her birinde üstün hikmet (hikmet bâliga: üstün anlayýþ) vardýr. Ama uyarmalar fayda vermiyor."[780]
Bu âyetteki hikmete, mev'ýza (öðüt) anlamý da verilir.[781]
Hikmet-Hakîm Ýliþkisi:
Hikmet sahibi olana hakîm denir. Kur'an'da hakîm kelimesi, iki temel görünüþte kullanýlýr:[782]
Allah'ýn Hakîm Ýsmi
Kur'an'da Allah'ýn hakem, hâkim ve hakîm gibi hüküm ve adaletle ilgili isimlerinden biri olarak hakîm ismi kullanýlýr. Allah'ýn eþyayý (varlýklarý) bilme ve son derece saðlam yaratma özelliðini anlatýr. Kur'an'da hakîm ismi, ya birinci, ya da ikinci üye olarak daima bir öbek içinde, baþka esmay-ý hüsnadan biriyle bulunur:[783]
A) Allah'ýn Kudretiyle Ýlgili Ýsimleriyle Kullanýlýþý:
1- Azîz-Hakîm Ýkilisi:[784]
Aziz, güçlü, daima izzet ve devlet sahibi; hakîm ise hikmet sahibi anlamýndadýr. Aziz-hakîm ikilisinin yer aldýðý âyetlerin baþ tarafýnda hikmet, Allah'ýn ulûhiyeti, yaratmasý, yardýmý, tevbeyi kabulü ve baðýþlamasý, ilâhî kitap indirmesi ve vahiy bildirmesi, kudreti, hâkimiyeti, âhiretle ilgili meseleler, hidayet ve dalâlet, zafer vermesi, kalpleri ýsýndýrmasý, aile ve ceza hukukuyla ilgili kurallar gibi konular yer alýr.[785]
2- Vâsi'-Hakîm Ýkilisi:
Allah, bilgisi ve gücüyle herþeyi kaplayandýr, bilgedir.[786]
B) Allah'ýn Ululuðuyla Ýlgili Ýsimleriyle Kullanýlýþý
1 - Hakîm-Hamîd Ýkilisi:[787]
Deðerli kitap, bilge ve övülmeye lâyýk Allah katýndan indirilmiþtir.[788]
2- Alî-Hakîm Ýkilisi:
Yüce (alî) ve bilge (hakîm) sýfatlarý, bir yerde Allah, bir yerde ise Kur'an için kullanýlýr.
Allah, bir insanla, ancak vahiy suretinde veya perde arkasýndan konuþur, yahut elçi gönderir, izniyle dilediðini vahyeder. Doðrusu Allah, yüce ve bilgedir.[789]
Kur'an, Allah katýndaki ana kitapta mevcut, yüce ve hakîm (hikmet dolu) bir kitaptýr.[790] Zaten onun âyetleri de sapasaðlam ve apaçýktýr.[791]
C) Allah'ýn Ýlim Sýfatýyla Ýlgili Ýsimleriyle Kullanýlýþý
1- Alîm-Hakîm Ýkilisi:
Çoðu âyetlerde alîm-hakîm sýrasýyla, [792]yedi âyette ise, hakîm-alîm sýrasýyla geçmektedir.[793] Bu âyetlerin baþ tarafýnda Allah'ýn bilgisi, bildirmesi, ihsaný, tevbeyi kabulü ve cezalandýrmasý, âhiret ve bazý hukukî kurallar gibi konular yer alýr. Alîm, Allah'ýn herþeyi bilen olmasý demektir. Buna göre Allah, bilgin ve bilgedir (hakîm).[794]
2- Hakîm-Habîr Ýkilisi:[795]
Habîr, Allah'ýn herþeyden haberdar olmasýdýr. Hakîm-habîr ikilisinin yer aldýðý âyetler. Allah'ýn gizliyi ve açýðý biliþi, yüceliði gibi konularý ele alýr.[796]
D) Allah'ýn Baðýþlayýcýlýðýyla Ýlgili Tevvâb Sýfatýyla Kullanýlýþý: Tevvâb-Hakîm Ýkilisi:[797]
Allah'ýn mü'minlere nimet ve rahmeti bulunmasa ve Allah tevbeleri kabul eden (tevvâb) ve bilge (hakîm) olmasaydý, suçlunun cezasýný hemen verirdi.
Bütün bu kullanýmlardan, hikmet-izzet-ilim arasýnda büyük bir yakýnlýk bulunduðu sonucu çýkarýlabilir. Bu, özellikle siyaset sözkonusu olduðunda daha büyük bir önem kazanýr.[798]
Allah Dýþýndaki Varlýklarýn Sýfatý Olarak Hakîm:
A) Zikr Hakîm:
"Sana bu okuduklarýmýz, âyetlerden ve hakîm zikir'dendir."[799]
Bu âyette geçen zikir kelimesi, Kur'an olarak açýklanýr. Ancak bu, hikmete aykýrý bir açýklama gibi görünüyor.[800]
B) Kitab Hakim:
Biraz önce belirttiðimiz gibi, Kur'an yüce (alî) ve hikmet dolu (hakîm) bir kitaptýr. Bu, hakîm sýfatý tek baþýna kullanýlarak da belirtilir:
"(..) Bunlar, iyi davranan kimseler için rahmet ve doðru yol rehberi olan hakîm kitabýn âyetleridir."[801]
"Hakîm Kur'an'a yemin olsun ki, sen doðru yol üzere gönderilmiþ peygamberlerdensin."[802]
Kur'an böylece hikmet dolu olarak nitelendiði gibi, muhkem olarak da nitelenir. Bu hikmet yorumlarýnýn her ikisi de doðrudur, çünkü Kur'an iki anlamý da içerir.[803]
Þu âyetler de bu çerçevede düþünülebilir:
"Andolsun ki, onlarý (yalanlayýp heveslerine uyanlarý) bu hallerinden vazgeçirecek nice haberler gelmiþtir. Bu haberlerin her birinde üstün hikmet (hikmet bâliga) vardýr. Ama uyarmalar fayda vermiyor."[804]
C) Emr Hakîm:
Kitabýn indirildiði kutlu gece, hikmetli iþler de belirlenir:
"Apaçýk kitaba hamdolsun ki, biz onu kutlu bir gecede indirdik. Doðrusu biz, insanlarý uyarmaktayýz. Katýmýzdan bir buyrukla, her hakîm (hikmetli) iþe o gecede hükmedilir.(..)"[805][740] Râgýb el-Isfahâni; Müfredat, 181.
[741] Îbnu'l-Cevzî Niýzhet. 260-261. Krþ. Ebu'1-Bekâ, Külliyât, 382.
[742] Ýbn Kuteybe, Tefsiru Garibi'l-Kur’an, 32.
[743] Vecdi Akyüz, Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Kitabevi Yayýnlarý: 423.
[744] Bakara, 2/129.
[745] Bakara, 2/151.
[746] Ali Ýmran, 3/164; Cuma, 62/2.
[747] Ýbnu'I-Cevzi, age, 261; Ebu'1-Bekâ, Külliyât, 382.
[748] Zuhruf, 43/63. Vecdi Akyüz, Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Kitabevi Yayýnlarý: 423-424.
[749] Âli Ýmran, 3/48.
[750] Maide, 5/110.
[751] Zuhruf, 43/63.
[752] Mukâtil bin Süleyman, Vucûh, 28-29. Vecdi Akyüz, Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Kitabevi Yayýnlarý: 424.
[753] Nisa, 4/113.
[754] Bakara, 2/231.
[755] Ýbnu'l-Cevzi, age. 261-2.
[756] Mukâtil bin Süleyman, Vucüh, 28; Ebu'1-Bekâ. age, 382. Vecdi Akyüz, Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Kitabevi Yayýnlarý: 424-425.
[757] Ali Ýmran, 3/81. Vecdi Akyüz, Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Kitabevi Yayýnlarý: 425.
[758] Nisa, 4/54.
[759] Mukâtil bin Süleyman, age, 29; Ebu'1-Bekâ, Külliyât, 382. Vecdi Akyüz, Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Kitabevi Yayýnlarý: 425-426.
[760] Bakara, 2/251.
[761] Enbiya, 21/79.
[762] Mukâtil bin Süleyman, age, 29; Ýbnu'l-Cevzi, age, 262.
[763] Râgýb el-Isfahâni, age, 182.
[764] Sâd, 38/20.
[765] Mukâtil bin Süleyman, age, 29; Ýbnu'l-Cevzi, age, 262. Vecdi Akyüz, Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Kitabevi Yayýnlarý: 426.
[766] Bakara, 2/269.
[767] Ýbnu'l-Cevzi, age, 262.
[768] Mukâtil bin Süleyman, age, 29; Ebu'1-Bekâ, Külliyât 382. Vecdi Akyüz, Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Kitabevi Yayýnlarý: 426-427.
[769] Ýsra, 17/39.
[770] Ahzâb, 33/34.
[771] Râgýb el-Isfahânî, age, 182.
[772] Vecdi Akyüz, Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Kitabevi Yayýnlarý: 427.
[773] Nahl, 16/125.
[774] Mukâtil bin Süleyman, age, 29; Ýbnu'l-Cevzî, age, 262.
[775] Vecdi Akyüz, Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Kitabevi Yayýnlarý: 427-428.
[776] Lokman, 31/12.
[777] Ýbnu'l-Cevzi, age, 262; Mukâtil bin Süleyman, age, 29.
[778] Râgýb el-Isfahânî, Müfredat, 181-182.
[779] Ebu'1-Bekâ, Külliyât, 382.
[780] Kamer, 54/4-5.
[781] Ýbnu'l-Cevzî, age, 261. Vecdi Akyüz, Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Kitabevi Yayýnlarý: 428.
[782] Vecdi Akyüz, Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Kitabevi Yayýnlarý: 428.
[783] Vecdi Akyüz, Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Kitabevi Yayýnlarý: 428-429.
[784] Bkz. Bakara, 2/129, 209, 220, 228, 240, 240; Âli Ýmran, 3/6, 18, 62, 126; Nisa, 4/56, 158, 165; Maide, 5/38; Enfal, 8/10, 49, 63, 67; Tevbe, 9/40; Ýbrahim, 14/ 4; Nahl, 16/60; Neml, 27/6, 9; Ankebut, 29/26, 42; Rum, 30/27; Lokman, 31/9, 27; Sebe, 34/27; Fâtýr, .35/2; Zümer, 39/1; Gâfir, (Mü'min), 40/8; Þura, 42/3; Câsiye, 45/2, 37; Ahkâf, 46/2; Fetih, 48/7, 19; Hadîd, 57/1; Haþr, 59/1, 24; Mümtehine, 60/5; Saf, 61/1; Cum'a, 62/1 (melik ve kuddûs'la birlikte); 3; Tegâbün, 64/18.
[785] Vecdi Akyüz, Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Kitabevi Yayýnlarý: 429.
[786] Nisa, 4/130. Vecdi Akyüz, Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Kitabevi Yayýnlarý: 429.
[787] Fussilet, 41/42.
[788] Vecdi Akyüz, Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Kitabevi Yayýnlarý: 429.
[789] Þura, 42/51.
[790] Zuhruf, 43/4.
[791] Vecdi Akyüz, Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Kitabevi Yayýnlarý: 429-430.
[792] Bakara, 2/32; Nisa, 4/11, 17. 24, 92, 104, 111, 170; Enfal, 8/71; Tevbe, 9/15, 28, 60, 71. 97, 106, 110; Yusuf, 12/6, 83, 100; Hac, 22/52; Nur, 24/18. 58, 59; Ahzâb, 33/1; Fetih, 48/4; Hucurât, 49/8; Mümtehine, 60/10; Tahrîm, 66/2; Ýnsan, 76/30.
[793] En'am, 6/83, 128, 139; Hýcr. 15/25; Neml, 27/6; Zuhruf, 43/84; Zâriyât, 51/30.
[794] Vecdi Akyüz, Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Kitabevi Yayýnlarý: 430.
[795] En'am. 6/18, 73; Hûd, 11/1; Sebe, 34/1.
[796] Vecdi Akyüz, Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Kitabevi Yayýnlarý: 430.
[797] Nur. 24/10.
[798] Vecdi Akyüz, Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Kitabevi Yayýnlarý: 430-431.
[799] Âli Ýmran, 3/58.
[800] Vecdi Akyüz, Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Kitabevi Yayýnlarý: 431.
[801] Lokman, 31/2-3.
[802] Yasin, 36/2.
[803] Râgýb el-Isfahâni, age, 182.
[804] Kamer, 54/4-5. Vecdi Akyüz, Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Kitabevi Yayýnlarý: 431-432.
[805] Duhân, 44/2-4. Vecdi Akyüz, Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Kitabevi Yayýnlarý: 432.