Büyük Osmanlý Tarihi
Pages: 1
Ne zelil emir By: sidretül münteha Date: 26 Mart 2011, 17:55:16
Ne Zelil Emir!




Ýtalyanlarýn, Trablusgarb'm tahliyesiyle kendisine teslimini 24 saat içerisinde cevap verilmesi lüzumuna dâir verdiði no­taya karþýlýk babýâlî'den, Trablusgarb'a çekilen telgrafnâme ile: "Þayed; Ýtalyanlar tecavüz ederse, düþmana bir bahane verilmemiþ olmak üzere mukabele edilmiyerek þehrin mu­vakkaten tahliyesi" emrolunmuþtu.

Garibdir ki; o sýrada Hakký Paþa ve kabinesinin bu husus-da gösterdiði rahat davranýþ ve yavaþlýk, memlekete ihanet ve hiyanetten deðildir. Belki daha önce Roma'da bulunan ve Ýtalya'nýn politik durumlarýna vukufu olan sadrazamýn, namlý diplomatlardan bulunduðu için bu mühim meseleyi de "po­ker oyunu masasýnda" gayet muslihane ve mülayimâne, bir çâre-i hâl ve tesvîye'ye baðlayacaklardýr. Ýtalya'nýn Trablus-garb ve Bingazi'ye çýkardýðý askerini, geldiði gibi geri dön­dürmeðe muvaffak olur. Bu bakýmdan telâþa düþecek husus yokdur. þeklindeki boþ sözlerle meþgul olan, cemiyet-i ittiha-diyenin ve Hakký Paþa'nýn bendegân ve meddahlarý olduðu bile maalesef görülmüþdü.

Kabine ve ittihad ve Terakki cemiyeti bu meseleyi benzer­leri gibi geçiþtirmek istemiþse de, günden güne artan heyecan ve galeyanýn önünün kolay kolay alýnamayacaðý his-solununca, þarlatanhklarýyla gözleri boyamaða kýyam etmiþ olan cemiyeti ittihadiye: "Ýtalyanlar ebedi düþmanýmýzdýr" baþlýklý yazýlarý gazetelerine koydurarak, kahraman ve feda­ilerini birer birer Trablusgarb topraklarýna göndermeðe baþ­lamýþtý.

Böylece kasalarýný doldurmak çâresini aramýþlardý. Buna baðlý olarak, millete karþý koruyucu ve sadakat dolu hislerini teþhir ederek gerek cemiyetlerinin gerekse kendilerinin hislen ne kadar birbirine baðlý olduðunu göstereceklerdi ve un devamýný saðlamak Hakký Paþayý feda etmekten geçiyordu Bunun çâresini de tatildeki meclisi bir ay önce aça­rak kabineyi düþürerek buldular. Artýk galeyan ve heyecan­lara bir son vermek ve efkâr-ý umumiye nin kendileri aleyhi­ne dönmemesi için de, heyecanlarýn teskinine çalýþmaða, cemiyet karar verdi.

Meclis-i mebusaný, zamanýndan bir ay evvel açmanýn se­bebi aþaðýda kendisini gösterecekdir. Meclisin bir ay evvel açýlmasý esnasýnda Ýttihad ve Terakki fýrkasý Hakký Paþa ka­binesi hakkýnda aleyhde bulunan bir sürü mebuslarý da olduðunu sergiledi ve kabineyi sükûta getiren reylerde, Ýttihadçý larýn da bir hayli oyu bulunuyordu. Böylece de meclisde ko­pan gürültüler arasýnda Hakký Paþa kabinesi yuvarlanýrken adi ü ihsanýda sükûta erdi. Yuvarlanýp giden; Hakký Paþa ka­binesinin yerini alacak hükümet ve onu teþkil edecek sadra­zamýn milletçe tanýnan, siyasi iþlere vukufu olan zâtýn vasýf­larýndan millet çe ümidvar olunacak ve de bir müddet daha oyalanmak suretiyle, zaman kazanýlmasý düþünüldüðünden, "Bukalemun" gibi renkden renge giren cebanet ve melaneti, sahtekârlýðý ve þeytaneti sayesinde görünmeyen, Sultan 2. Abdülhamid hân'ýn döneminde de sekiz defa sadarete gelmiþ bulunan eski sadrazamlardan, Said Paþa hz.lerine verilmesi kararlaþtýrýlmýþtý. Bu teklifi güler yüzle karþýlayan Said Paþa dokuzuncu sadaretine oturmuþtur.

Makam-ý sadarete yerleþen Said Paþa, Trablusgarb me­buslarýnýn vermiþ olduðu takrirde, Ýtalyanlarýn ele geçirdiði Trabiusgarb ve Bingazi'nin kaybýnda ihmalleri ve ihanetleri görülen vükelanýn, mahkemeye sevký tâleb edilirken yeni sadrazam bu kabinenin bir çok ismini, hâttâ takrirde adý ge­çen bazý zevatý dahi kabinesine yerleþtirmiþti bile!

Said Paþa kurmuþ olduðu böyle bir kabineyle mebusanýn huzurunda arz-i endam ettiðin de itimat oyunun redde döneceði alametleride görüldü. Çeþitli oturumlar yapýldý. Bu oturumlar hayli heyecanlý geçdi. Nihayet Said Paþa meclis-den hafi yâni gizli celse talebini ileri sürdü. Gizli celse kabul görüp açýlýnca, Said Paþa burada kabinenin büyücek bölümü kýsa zaman zarfýnda deðiþtirilecekdir, izahatýyla aleyhinde gösterilen cereyana ve heyecana son vermeye muvaffak oldu. Said Paþa ve onunla çalýþan þeriki, malum cemiyet, bu meselede dahi rol yapmakdan geri kalmayýp, yalnýz kabine azasýnýn deðiþmesi vaadi yla kabineye itimat edilemeyeceði­ni bildiklerinden her meselede olduðu gibi bunda da muhalif­leri Kâmil Paþa dahi beraber olduðu halde, yeni bir fýrka ya­pýyorlar ve bu Trablusgarb meselesini ileri sürerek ülkede tarafdarlarýnýn sayýsýný arttýrýyorlar.

Eðer siz; bu kabineye itimad etmez ve kabine kurulamaz-sa memleket de bir isyan çýkmasý kötü olur. Bunun önünü almak ve hükümeti muhalifler elinde görmemek için bu ka­bineye itimat ediniz tarzýnda bir takým çamur sýçratarak mebuslarý Said Paþa kabinesine oy vermeðe ikna ettiler. Ne var ki; benim istiklâliyetim var diye böbürlenen Said Paþa, ço­ðunluk partisi denilen, Ýttihad ve Terakki partisinin karþýsýn­da, kendi kendine bana kimse müdehale edemez! derken bu partinin ve âzalarýnýn istediðini yerine getirdikten baþka Ta­lat'larla, Cavid'lerle, Mahmud Þevketlerin elinde kötü bir âlet olmakdan gayri hiç bir istiklâliyet gösterememiþti.

Padiþah Sultan Reþad müdhiþ bir sabýr içinde ülke üzerin­de olanlarý seyrediyor. Enver Bey'in yarbaylýktan bir hamle­de Paþalýk rütbesine ermesini memnun oldum, mahzuz oî-dum sözleriyle geçiþtiriyor. Ülkede kendisinden habersiz hiç kimsenin albay rütbesinden üst bir rütbeyi veremeyeceðini bildiði halde, Enver Paþa'ya Dâmad, seni kim Paþalýða irtika ettirdi? Bu rütbeyi benden baþka kimse veremez bu nasýl ol­du? Þeklinde bile bir soru tefhim edememesi iþin rengini belli ediyordu. Adý belli olmayan bir þâir Sultan Reþad'in acziyeti-ni su þiiriyle ortaya koyduðunu görüyoruz:

"haberim yokdu olup bitmiþ olan,iþlerden

Mesneviler okuyordum, oturup ezberden

Bir de bakdým ki haber geldi bizim Enver'den

Savlet etmiþdi Çanakkalay'a bahr-û berden

Ehl-i Ýslâm'ýn ikî hasm-ý kavîsî birden"


radyobeyan