Büyük Osmanlý Tarihi
Pages: 1
Arnavutluk meselesi By: sidretül münteha Date: 26 Mart 2011, 17:43:54
Arnavutluk Meselesi



Ýþte böyle baþlayan balkan ittifaký, Rumeli vilâyetlerinin gelecekde karþýlaþacaðý durum vahamet arzettiðinden, bun­dan korkan Arnavutlar, ittihatçýlar baþta olduðu takdirde topraklarýnýn ecnebi devletlerin eline düþeceði tahmininde bulundular. Bu anlayýþlarýný hükümete anlatmak ve bazý mü­saadelere kavuþmak ve topraklarýný pek kötü sýkýntýlara düþ­mekten kurtarmak için toplanma haklarýný kullanmaða baþ­ladýlar. Bu toplanma eylemleri, Osmanlý hükümetinden iste­dikleri müsaade talebine hýzvermiþti. Ne varki ittihatçýlar bu tarz talebleri bir isyan teþebbüsü olarak addetiðinden ve Ru­meli halkýna güveni olmayan ittihatçýlar, Kandiyeli ferik Ýs­mail Fazýl Paþa idaresinde asker sevk etmeyi münasib gör­düler. Böyle az bir ku\vetle Rumelide askerî harekât yapma­ða görevlendirilen Paþa'yý hâlihazýr mevcuddaki Rumeli or­dusunun ilâve edilmesini saðladý, Ýsmail Paþa kuvvetini böy­lece ikiye katladý.

Emrindeki kuvveti bir hayli ziyadeleþtiren Ýsmail Paþa ha­rekâta baþladýðýnda, asakir-i þahane; necib bir kavim olan Arnavutlara taleblerindeki haklýlýk münasebetiyle, silah kul­lanmamayý tercih ettiler. Böylece ittihatçýlar askere sözünü geçirememiþ oldu. Ýttihatçýlarýn emrindeki kabine; askeri bu iþ de kullanama yacaklarýný anlayýnca, telâþla ve korkuyla irkildiler. Plânladýklarý cinayetleri yapmaya iþtirak etmeyen asker üstelik Arnavutlarýn haklý tâleblerinden dolayý onlardan yana tavýr koyduðunda ortaya çýkan durum baþka bir mahi­yet gösteriyordu. Asker ne yapacak? Düþüncesi aðýzlarýný bý­çak açmayacak dereceye getirmiþti.

Kandiyeli Ýsmail Fâzýl Paþa; Harbiye nazýrlýðý koltuðunda oturan Mahmud Þevket Paþa ya gönderdiði bir telgrafda: komutasýndaki seksen tabur askerin bütünü Arnavutlarýn tarafý­na iltihak etmelerinden dolayý bu harekât-i askeriyeyi ger­çekleþtirmek imkâný kalmamýþtýr. Bu iþi baþka bir hususla düzenlemek lüzumunu hatýrlatýyordu. Mahmud Þevket Paþa; bu telgrafý alýr almaz, evvelki gibi olmayýp bu defaki hatasý­nýn cezasýnýn kendisi Ýçin pahalýya mâl olacaðýndan epeyi korktu. Hemen bu telgrafý yanýna alarak babý âlî'ye gidip, sadnazam Said Paþa ile görüþüp telgrafý okudu. Bunun üzeri­ne toplanan bakanlar kurulu vak'ayý enine boyuna inceledik­ten sonra söz Mahmud Þevket Paþaya verildiðinde, Paþa: as­kerî güç ile bir þey yapýlamayacaðýný söyledikten sonra isti­fasýnýn kabulünü isteyip, toplantýyý terk etti gitti. Ýstifa edip oradan firar eden zat, Sefânik'den baþlayýp, istifa ettiði anâ kadar süren komutanlýk neþesinden adetâ sarhoþ olan vede bu çocuklar hükümeti ve cemiyetinden bir türlü ayrýfamayan paþa, iþlerin bu noktaya geleceðini idrak etseydi, bu küçük beylerin arzularýna baþ eðmekden azade kalýr böyle aðýr bir yük altýna girmezdi. Böylece de meclisin önünde istifa edip firar etme durumuna düþmezdi.

Diktatörlüðe kalkýþan Mahmud Þevket Paþa,onu bunu idam veya sürgüne yollamak, tevkif ettirmek, iþkencelere göz yummak yerine bu selahiyeti, gücünü küçük beylere kullansa idi, hiç þüphe olunmasýn ki, ne memleket bu hâle gelir ne de onlar padiþaha ve halka oyunlar yapabilirlerdi.

Bunun böyle olmasý gayrikabil deðildi. Çünkü; subaylarýn çoðuda Mahmud Þevket Paþa ile ayný düþünce ve anlayýþa sahipti. Askerlerini milletin kanýný dökmek ve ortalýðý yað­maya býrakacaðýna, bu haþaratý temizlemede kullanabilirdi. Eðer böyle vatanperverâne bir hizmete kalkýþsaydý Mahmud Þevket Paþa, Osmanlý târihinin pek büyük kiþileri arasýnda mümtaz bir yerin sahibi olurdu.

Ayrýca ülkeyi bölünme ve çökmek gibi felâketlerden mu­hafaza etmiþ olurdu. Görme nimetinden neredeyse mahrum denilecek kadar geleceði göremeyen, aciz ve fikir bakýmýn­dan kýsýr olan Mahmud Þevket Paþa,yukarýda söylediðimiz hâle teþebbüs edip gerekeni yapmayý hatýrýna bile getireme­diðinden, memleket harabeye dönerek, bir felâket girdabýna düþmüþtür. Mahmud Þevket Paþa'nýn istifasý, Said Paþa ka­binesinde büyük bir zafiyet doðmasýna sebeb olmuþtur. Ne yapacaðýný þaþýran tecrübeli sadnazam, kabineye alabileceði bir harbiye nâzýn bulamama durumu ile baþabaþ kalmýþtýr. Dolayýsýyla harbiye nazýrlýðý tâyini gerçekleþememiþtir.

Beri tarafdan Arnavutlukdan Ýttihatçýlarýn birinci inkýlab esnasýnda yaptýklarý ve öðrettikleri üzere yaðmýþ bulunan telgraflar ve bir baþka tarafta çeþitli meselelerle yüklü siyasî durumlar üzerinde çaresiz kalan kabine üyeleri de kaçmaya hazýrlanýrlarken, meclisi teþkil eden mebuslar arasýnda kabi­neye itimatsýzlýk görülmeye baþlandý.

Bu durumu hisseden ve'harbiye nazýrýnýn istifasýndan son­ra sekiz-ongün geçince bir harbiye nâzýn tâyin etmeyen, Sa­id Paþa bir beyanname hazýrlýyarak mebusan meclisi huzu­runda birden bire kabinesiyle göründü. Beyannamesini okurken; dâhili asayiþ lâzým gelen merkez de isede dýþ dünyada büyük devletlerle aramýzda geçen iþlerin siyasî bölümü yolun da gitmemekte hususuna dokunmadan geçemedi.

Ayný hitabetin bir yerinde ise; balkan devletleriyle, bizim hükümetin takip ettikleri görüþlerin sayesinde dostane hava devam ettiðini, endiþeye sebeb olacak husus bulunmadý ðmý söylemeye de önem verdi. Bu konuþmasýný bitirdiðindede güven oyu istedi. Meclis toplantýsýna katýlmýþ bulunan ve kanmaya hazýr bulunan mebuslar derhal kabineye itimat reylerini veriverler. Hemen ertesi günü babýâlî de yapýlan toplantý çok uzun saatler devam etti ve burada alman karar üzerine, aynen harbiye nâzýn Mahmud Þevket Paþa' nýn yap­týðý gibi istifalarýný verip bir köþeye firarda Ýttifak ettiler ve derhal savuþtular.

Talat'larýn, Cavid'lerin, Mahmud Þevket'lerin ve emsalinin tek tek firarlarýndan sonra ortada kalan Said Paþa'ya saraya istifasýný gönderip, evine gitmekten baþka yapacak bir þey kalmadý. Said Paþa hz.leri yukarýda anlatýldýðý gibi vergi borcundan dolayý uðradýðý hakarete mukabele olarak Ýttihad ve Terakki cemiyetine karþý istediði oyunu tamamen oynayamamiþsa da, bir miktar zaman için de olsa iktidardan düþür­meðe muvaffak olabilmiþtir.

Said Paþa'yý, yakýndan tanýyanlar kabul edip, teslim eder­ler ki Paþa, gayet inatçý ve kindar ve de intikam almakdan hoþlanýr bir karaktere sahip olduðundan þahsý ile alakalý iþ olduðundan intikamýný almaktan kendini rnenedememiþtir. Zâten sadareti de kabul etmesi gördüðü hakaretin acýsýn! çý­karmaya ve bir de yine bana muhtaciyetleri oldular diyebilmek içindi. Said Paþa yaradýlýþ itibarýyla zeki bir kimse olup, makam iktidarýný istediði gibi kullanan bir þahsiyetti. Zekâsý­ný ve bunu kullanma gücünü de, þahsî iþlerinden ziyâde memleket iþlerinde sarf etmek yolunu tutsaydý, ülkemiz bun­dan çok çok kârlý çýkardý. Said Paþa doðrusunu söyleyelim ülkemizin son zamanlarda yetiþtirdiði siyaset insanlarý ara­sýnda nâdir kýymetteki eþhasdandir.

Bütün bunlara raðmen Said Paþa son derece korkak, se­batkâr olmayan, merhameti pek kýt kimselerden idi. Herþeyi kendi almak ister bunu kimse ile paylaþmak istemez bir anlayýþa sahipti. Teþebbüs ettiði iþler üzerinde basiret üzere hareketle beraber, baþarýsýzlýk hâlinde kabahati kendinden hemen atabilecek tedbirleri almakda pek mahirdi. Bu sebeb den baþlamýþ olduðu iþlerin çoðu bu davranýþ içinde olma­sýndan pek netice vermezdi.

Said Paþa kýrk yaþýný aþtýktan sonra fransizcaya bir iki se­ne içindede vukufiyeti elde etmiþtir. Böylece baþkasýnýn onbeþ senede zor toplayacaðý mânevi bir sermayeye sahip olduðu görülmüþtür. Avrupa siyaset usûlü medenisinin zorluklarýna vakýf olmayý baþardý. Maarif sever bir insan olarak tanýnmýþtýr. 2.Sultan Abdülhamid hân devrinde maarif saha­sýnda ortaya koyduðu çalýþmalar takdire þayan hizmetler­dendir. Ayrýca aile baðlýlýðýna pek önem vermesi bazý hatala­ra düþmesine sebeb olmuþtur. Velhasýl Said Paþa'nýn hayýrlarý kötülüklerini karþýlar. Diyenler yalan söylememiþ olur.


radyobeyan