37-Saffat Suresi(101-182) By: sümeyra Date: 26 Mart 2011, 11:32:21
37-SAFFAT SURESÝ(101-182)
101 – Biz de ona aklý baþýnda bir oðul müjdeledik.
Bu duadan Hz. Ýbrâhim (a.s.)’ýn o zaman çocuðu olmadýðý sonucu çýkarýlabilir. Hz. Ýsmâil ile Hz. Ýshak’ýn iyice yaþlandýðý sýrada verildiði (14,39) bilinince, duasýna uzun yýllar sonra icabet edildiði anlaþýlýr.
102 – Çocuk büyüyüp yanýnda koþacak çaða eriþince bir gün ona: “Evladým!” dedi, “ben rüyamda seni boðazlamaya giriþtiðimi görüyorum, nasýl yaparýz bu iþi, sen ne dersin bu iþe!”
Oðlu: “Babacýðým!” dedi, “hiç düþünüp çekinme, sana ALLAH tarafýndan ne emrediliyorsa onu yap. ALLAH’ýn izniyle benim de sabýrlý, dayanýklý biri olduðumu göreceksin!”. [19,54-55] {KM, Çýkýþ 13,2; Sayýlar 3,13; Tekvin 22,1-14}
Hz. Ýbrâhim oðlunu kurban ettiðini deðil, kurban etmeye giriþtiðini görmüþtü.
103-105 – Her ikisi de ALLAH’ýn emrine teslim olup, Ýbrâhim oðlunu þakaðý üzere yere yatýrýp, Biz de ona: “Ýbrâhim! Rüyanýn gereðini yerine getirdin (onu kurban etmekten seni muaf tuttuk)” deyince (onlarý büyük bir sevinç kapladý). Biz iyileri iþte böyle ödüllendiririz!
Bu âyetlerden, Peygamberlerin rüyasýnýn vahiy þekillerinden biri olduðu anlaþýlýyor. Aksi takdirde ALLAH onu uyarýr ve Kur’ân’da böylesine bir yanlýþ anlaþýlmaya engel olurdu.
Kurbanlýk çocuðun adý Kur’ân’da açýklanmaz. Müfessirlerden Ýsmâil diyenlerin yanýnda Ýshak olduðunu söyleyenler de vardýr. Ekseriyet birinci görüþtedir. Yahudi-Hýristiyan geleneði ise Ýshak olduðunu söyler.
106 – Bu, gerçekten pek büyük bir imtihandý. [53,37]
107 – Oðluna bedel ona büyük bir kurbanlýk verdik.
108 – Sonraki nesiller içinde ona da iyi bir nam býraktýk: ki o da, bütün milletler tarafýndan þöyle denilmesidir:
109 – “Selam olsun Ýbrâhim’e!”
110 – Biz iyileri iþte böyle ödüllendiririz!
111 – Gerçekten o Bizim tam inanmýþ has kullarýmýzdandý.
112 – Biz de ona, salih kiþilerden, üstelik peygamber olacak bir evladý, Ýshak’ý müjdeledik.
113 – Kendisine de Ýshak’a da feyiz ve bereketler verdik. Onlarýn neslinden gelenler arasýnda iyi davranan da var, kendi nefsine açýkça zulmeden de!
Bu âyetle kurban kýssasýnýn anlatýlýþ hikmetine iþaret ediliyor. Hz. Ýbrâhim (a.s.)’ýn iki oðlu Hz. Ýshak (a.s.)’dan Yahudi ve Hýristiyanlarýn mensub olduðu Ýsrailoðullarý, Hz. Ýsmâil (a.s.)’dan ise Araplar ve diðer müslümanlar dünyaya yayýlmýþlardýr. Dünyadan nice soy ve sülale geçip gitmiþ, onlarýn isimleri bile kalmadýðý halde ALLAH Hz. Ýbrâhim’in nesline bu bereket ve þerefi vermiþtir. ALLAH Teâla bu kýssayý anlatmakla onlara þöyle demek istiyor: “Sizin ecdadýnýz Ýbrâhim, Ýsmâil ve Ýshâk (aleyhimü’s-selam), ihlaslarý ile bu þerefe yükseldiler. Siz de onlar gibi olmak isterseniz bu ihlasý kazanmaya çalýþýn. Yoksa, önderlik soydan ileri gelmez. Nitekim onlarýn soylarýndan iyiler gibi, zalimler de bulunmaktadýr.”
Yirminci asrýn son çeyreðinde Batý Hýristiyanlýk dünyasý baþta olarak birçok yerde “Hz. Ýbrâhim’de birleþme” temennileri dile getirilmeye baþlamýþtýr. Bu üç ümmet Hz. Ýbrâhim’e lâyýk nesiller olduklarý nisbette dünyada hayýr ve faziletin aðýr basacaðý rahatlýkla söylenebilir.
114 – Biz Mûsa ile Harun’a da nübüvvet vererek ihsanda bulunduk. [21,48]
115 – Onlarý da, milletlerini de müthiþ bir gaileden kurtardýk.
116 – Hem onlara yardým ettik de, galip gelenler onlar oldular.
117 – Kendilerine gerçekleri apaçýk gösteren o kitabý verdik.
118 – Onlarý doðru yola ilettik!
119 – Sonraki nesiller içinde onlara da iyi bir nam býraktýk.
120 – “Selam olsun Mûsâ ile Harun’a”
121 – Biz iyileri iþte böyle ödüllendiririz!
122 – Gerçekten onlar, Bizim tam inanmýþ has kullarýmýzdandý.
123 – Ýlyas da þüphesiz resullerdendi.
Hz. Ýlyas Ýsrailoðullarýndan olup, M. Ö. 9. asýrda Filistin bölgesinde yaþamýþtýr. Dinler Tarihi araþtýrmalarýnýn bulgularýna göre, Babil’den Mýsýr’a kadar geniþ bölgede Ba’l adý ile ALLAH’a ibadet edilmiþtir. Bu kelime: Efendi, Sahip, lider bazan da koca anlamýna gelir. Onlar baþlangýçta hak Tanrýya bu isim ile ibadet ederken, sonralarý þirke bulaþtýklarý anlaþýlýyor.
124-126 – Hani o halkýna þöyle demiþti:Siz hâla þirkten ve fenalýklardan sakýnmayacak mýsýnýz? Sizin de, gelip geçmiþ atalarýnýzýn da Rabbi olan ALLAH’ý, o en güzel Yaradaný býrakýp hâla Ba’l’e tapmaya mý devam edeceksiniz?” {KM, I Krallar 18,24-40}
127 – Fakat bunlar onu yalancý saydýlar. Bundan ötürü de, onlar tutuklanýp hesap günü mutlaka yargýlanacak ve cehenneme götürüleceklerdir.
128 – Ancak ALLAH’ýn ihlasa erdirdiði kullarý böyle olmaz.
129-130 – Sonraki nesiller içinde ona da iyi bir nam býraktýk. “Selam olsun Ýlyas’a!”
Hayatýnda çok kötü davranýþlara mâruz býraktýklarý Hz. Ýlyas (a.s.)’a Ýsrailoðullarý vefatýndan sonra Hz. Mûsâ’dan sonra, en büyük saygýyý beslemiþlerdir. Onun göðe kaldýrýlýp dünyaya yeniden doðacaðý inancý Ýsrailoðullarýnda yaygýndý (Tevrat, II. Tarihler 21,12-15; I. Krallar 17,18; 19,21; II. Krallar 1,2).
131 – Biz iyileri iþte böyle ödüllendiririz!
132 – Gerçekten o bizim tam inanmýþ has kullarýmýzdandý.
133 – Lût da þüphesiz, resullerdendi.
134-135 – Onun suçlu kentini cezalandýrýrken, geride kalanlar arasýnda yer alan yaþlý eþi hariç, kendisini ve ailesini kurtardýk.
136 – Sonra da ötekileri imha ettik.
137-138 – Siz de sabah akþam onlarýn diyarlarýna uðrarsýnýz. Hâla aklýnýzý kullanmayacak mýsýnýz?
139 – Yûnus da þüphesiz resullerdendi.
140 – Hani o, Rabbinden izinsiz kaçýp yolcusunu doldurmuþ gemiye kendini atmýþtý.
141 – Kur’a çekmiþ, kur’ada kaybedenlerden olunca denize atýlmýþtý.
142 – O yaptýðýndan ötürü piþman bir vaziyette iken balýk onu yutuverdi.
143-144 – Þayet ALLAH’ý çok zikreden, ibadetli kimselerden olmasaydý, tâ mahþere kadar onun karnýnda kalýrdý.
Hz. Yunus (a.s.)’ýn kýssasý için bkz. 21,87.
ALLAH Teâla, inkârlarýnda ýsrar eden bu halka, elçisi Yunus (a.s.) vasýtasýyla helâk edici azap vaad etti. Bununla beraber, onlarýn bu azapla imha edilmemeleri ihtimali de vardý. Dolayýsýyla Yunus (a.s.) için, evla yani en iyi tutum, halkýný dine dâvete devam etmesi idi (Razî). Azap gelmek üzere olduðundan o ayrýlýp gemiye bindi. Daha matlub olan tutumu terk ettiðini görerek çok üzüldü. Daha sonra ALLAH onu kurtarýp o da sahile çýktýðýnda, ahaliden iman edenler olduðunu görünce bu içtihadýnda isabet etmediðini anlamýþtý. Bu kýssada esas hedef, tövbenin af sebebi olduðunu bildirmektir. Vallahu a’lem.
Bazý rasyonalistler, balýðýn onu yutmasýný tevil etmek isterler. Bu olay bir mûcize olarak pekâla gerçekleþmiþtir. Kaldý ki mûcize olmaksýzýn bile normal þekilde þöyle bir olay cereyan etmiþti: 1891’de Ýngiltere’de balina avýnda bir balýkçý denize düþmüþ ve bir balina da onu yutmuþtu. Bir iki gün sonra o balýk ölü olarak bulununca, yutmasýndan 60 saat geçtiði halde o kiþi balýðýn karnýndan canlý olarak çýkartýlmýþtý (Urdu Digest, Þubat, 1964’den Mevdudî, Tefhim, bu âyetlerin tefsirinde).
145 – Derken Biz onu aðaçsýz çýplak bir sahile attýk, o bitkin bir halde idi.
146 – Üzerine gölge yapmasý için, orada asma kabak cinsinden bir aðaç bitirdik.
147 – Biz onu yüz bin nüfuslu bir þehre göndermiþtik, hatta gittikçe nüfuslarý artýyordu da. {KM, Yunus 4,11}
“Bu âyette: “Biz onu, yüz bin veya daha çok kiþiye peygamber olarak gönderdik.” diye de mâna verilebilir. ALLAH Teâla dileseydi, elbette o halkýn sayýsýný tam olarak bildirirdi. Maksat: Bir kiþi oraya girdiðinde yüz bin veya daha fazla olduðunu tahmin ederdi.” demektir.
148 – Yûnus onlarý tekrar hakka çaðýrýnca, bu sefer iman ettiler. Biz de belirli bir süreye kadar onlarý hayattan istifade ettirdik.
149 – Onlara (Mekkelilere) sor bakalým: (hâla þirklerine devam edip) kýz evlatlarý senin Rabbine, erkek evlatlarý da kendilerine mi isnad edecekler? [16,58; 53,21-22; 43,19; 17,40]
150 – Yoksa Biz melekleri diþi yaratmýþýz da onlar buna þahit mi olmuþlar?
151-152 – Haberiniz olsun ki onlar sýrf iftira ederek “ALLAH doðurdu” derler. Onlar yalancýlarýn ta kendileridirler.
153 – ALLAH kýzlarý oðullara tercih mi etmiþ?
154 – Ne olmuþ size, aklýnýzý mý kaybettiniz? Ne biçim hüküm veriyorsunuz öyle!
155 – Hâla düþünüp ALLAH’ýn bundan münezzeh olduðunu anlamayacak mýsýnýz?
156 – Ne o, yoksa sizin açýk bir deliliniz mi var?
157 – Eðer iddianýzda tutarlý iseniz getirin o kitabýnýzý!
158 – Bir de tutup ALLAH ile melekler arasýnda bir soy baðý uydurdular!
Ama o melekler, bunu iddia eden müþriklerin yargýlanýp cehenneme týkýlacaklarýný pek iyi bilirler.
159 – Ve þöyle derler: “ALLAH onlarýn iddia ettikleri þeylerden münezzehtir, çok yücedir.”
160 – Ancak ALLAH’ýn ihlasa erdirdiði kullarý böyle olmaz, cehenneme götürülmezler.
161-163 – “Ey müþrikler! Ne siz, ne de sizin ALLAH’tan baþka ibadet ettikleriniz,
-ille de cehenneme girmek isteyen kimseler hariç-
ALLAH’a yönelmek isteyen herhangi bir kulu yoldan çýkaracak bir kuvvete sahip deðilsiniz.”
164 – “Bizim her birimizin belli bir makamý ve yeri vardýr.
165 – Saf saf dizilenler biziz.
166 – ALLAH’ý zikredip O’nu tenzih edenler biziz.” [21,26-29]
167–169 – Müþrikler önceleri: “Eðer, derlerdi, daha önceki ümmetlere verilen kitap gibi bir kitap bizde de olsaydý, Biz de yalnýz ALLAH’a ibadet eden halis kullarýndan olurduk.” [35,42; 6,156-157]
170 – Ama þimdi onu red ve inkâr ettiler;
Fakat yakýnda öðrenirler!
171-173 – Þu kesindir ki, Biz elçi olarak gönderdiðimiz kullarýmýza söz verdik ki onlar yardýmýmýza mazhar olacaklar ve Bizim ordumuz mutlaka galip gelecektir. [58,21; 40,5]
Âyette geçen “ordumuz”, yani ALLAH’ýn ordusundan maksat Resûlullah (a.s.) ile birlikte mücahede eden ve onun teblið ve cihadýný devam ettiren müminlerdir. Ayrýca ALLAH tarafýndan müminleri desteklemekle görevlendirilen gaybî ordular da olabilir. Ancak bu, müminlerin her zaman siyasî sahada galibiyet saðlayacaklarý mânasýna gelmez. Esasen galip gelinecek sahalar çoktur ve siyaset bunlardan sadece biridir. Nitekim peygamberler siyasî yönden galip gelmedikleri yerlerde, ahlâk ve faziletle baþarý saðlamýþlardýr. Ancak, Cahiliyye düþünceleri bir süre üstün çýksa bile, kýsa bir zaman sonra silinip gitmiþlerdir. Fakat peygamberlerin getirdikleri gerçekler, binlerce yýldan beri hakikat olarak devam etmektedir. Demek ki müminler, hüccet yönünden her zaman üstündürler (Mevdûdî, Tefhim).
174 – Artýk bir süre sen onlardan uzak dur.
175 – Onlarý gözetle. Zaten kendileri de baþlarýna geleceði yakýnda göreceklerdir.
176 – Þimdi onlar azabýmýzýn çarçabuk baþlarýna gelmesini gerçekten istiyorlar mý?
177 – Eðer öyleyse, þunu bilsinler ki, azap onlarýn yurtlarýna inerse,
o uyarýlýp da yola gelmeyenlerin varacaklarý sabah çok fena bir sabah olacaktýr!
178 – Artýk sen bir süre onlardan uzak dur.
179 – Baþlarýna inecek azabý gözetle. Zaten kendileri de yakýnda gerçeði göreceklerdir.
180-182 – Ýzzet ve kudret Rabbi olan senin Rabbin onlarýn bütün batýl iddialarýndan münezzehtir, yücedir.
Selam bütün peygamberleredir.
Bütün hamdler âlemlerin Rabbi ALLAH’adýr.
Ynt: 37-Saffat Suresi(101-182) By: ceren Date: 01 Temmuz 2018, 14:17:15
Esselamu aleykum. Rabbim razý olsun paylasimdan kardeþim. ..
radyobeyan