Fetvalarla Çaðdaþ Hayat
Pages: 1
Zekat By: sidretül münteha Date: 18 Mart 2011, 18:39:08
C- ZEKÂT
 

1- Bâzý Zekât Mes'eleleri
 



Soru:

1- Zekatýmý memur olan ve evlenmek için paraya ihti­yacý bulunan bir yakýnýma verebilir miyim? Verebilirsem hepsini ayný kiþiye verebilir miyim?

2- Gelinimin 93 gr. altýný var. Onun zekâtýndan da ben mi sorumluyum? Yoksa kendisinin mi vermesi gerekir?

Cevap: Zekat Tevbe Sûresi'nin (9) 60. ayetinde sayýlan sekiz sýnýfa veya bunlardan sadece birine verilir. Hanefi mezhebine göre bu sýnýflardan birine giren tek bir þahsa da verilebilir. Þafiî mezhebinde olduðu gibi o sýnýftan en az üç kiþiye daðýtýlmasý þart deðildir. [320] Çünkü adý geçen ayette "fakirlere", "miskinlere" gi­bi cemî (çoðul) kalýbý kullanýlmasý, zorunlu olarak onlardan bir çoðuna verileceði anlamýna gelmez. Belki, o cinse verileceðini gösterir. Dolayýsý ile kiþi zekâtýný bir fakire de verebilir. Buna göre sözünü ettiðiniz yakýnýnýz usûl ve furuûnuz, yani ana-baba ve onlarýn ana-babalarý..., evlat ve onlarýn evlatlarý... ve eþiniz deðilse zekâtýnýzý onlara verebilirsiniz. Üstelik zekâtta yakýnlar­dan baþlamak daha evla olduðu için zekâtýnýzý en iyi þekilde öde­miþ olursunuz. Ancak bilindiði gibi zekât zengine verilmez. Zen­ginliðin sýnýrý da kiþinin "nisab"a sahip olmasýdýr. Bir diðer ifade ile, ihtiyaç mallarýndan fazla, elinde 85 gr. altýný veya 200 dirhem gümüþü, ya da bunlardan birine denk herhangi bir parasý veya ti­caret malý bulunan adam zengindir. Þimdi sizin verdiðiniz para tek baþýna ve sýnýrýn üzerinde ise, ya da onun elindeki bir mik­tarla beraber bu sýnýrýn üzerine çýkarsa, o kiþi aldýðý para ile zen­gin durumuna yükselmiþ olacaðýndan, ona o miktar zekat ver­mek caiz olsa bile mekruhtur. [321] Caizdir, çünkü zekatýn sýhhatýnda þart olan, onu fakire vermektir ve zekât verdiði anda o fa­kir idi. Dolayýsý ile fakire verme þartý yerine gelmiþ olur. Zenginlik ise, verdikten sonra oluþan bir durumdur. Mekruhtur (yani hoþ deðildir) çünkü zekâtý ona verirken nisab miktarýný aþtýktan sonrasý sanki zengine verilmiþ gibi olur ve yakýnýnda pislik var­ken namaz kýlan adamýn durumuna benzemiþ olur. [322] Dolayýsý ile Ýmam Azam'ýn (ra):

"Bir kiþiye verilip onun zengin edilmesini daha güzel bulurum" sözündeki, "zengin edilmesi" ifadesini, o anda istemeye muhtaç býrakýlmamasý þeklinde anlamak gere­kir. [323] Ama Ýmam Züfer bir kiþiye "nisab"ý geçecek þekilde ze­kât vermenin hiç caiz olmadýðýný söyler. [324] Ancak sonraki fýkýhçý imamlarýmýzdan bazýlarý, alanýn borcu olsa ve borcu çýkarýldýktan sonra kalan, "nisab"ý aþmasa, veya çoluk-çocuðu bulunsa ve on­lara daðýtmasý halinde, her birilerine düþen, "nisab"ý aþmasa, "nisab"ýn üstünde zekât verilmesinde bir mahzur olmadýðýný söylemiþlerdir.

Ýkinci sorunuza gelince:

Ýslâmda kadýnlar da müstakil þahsiyet ve müstakil mükelleftirler. Mallarý olur, alýr-satarlar, þirket kurar ticaret yaparlar. Meþru oldukça buna kocalarý dahi karýþamaz. Kendi mallarýndan da kendileri sorumludurlar. Binaenaleyh, eðer toplamý "nisab" miktarýna ulaþan altýn-gümüþ cinsinden süs eþya­larý ve paralarý varsa onlardan kadýn sorumludur. Harcamak onun elinde olduðu gibi zekâtý da ona gerekir. Ama kadýna Ýs­lâm'ýn tanýdýðý haklarýn tanýnmadýðý, kadýnýn ezildiði, erkeðin haki­miyeti deðil de baskýsýnýn bulunduðu ailelerde, hanýma ya da geli­ne, altýnlar bir kandýrmaca olarak verilmiþse, istendiðinde zorla da olsa alýnabiliyor ve kadýnýn isteðine hiç bakýlmýyorsa demek ki, o altýnlar aslýnda kadýnýn deðildir. O onlarla sadece kandýrýlmak­tadýr, o takdirde zekâtlarýný da erkeðin, ya da bu durumda olan kayýnpederin vermesi, kurbaný onun kesmesi gerekir. [325]




[320] Ýbn Abidîn, 11/62 (MA.)

[321] Merðinânî, el-Hidâye, 1/1 14; Mavsýlî, el-Ýhtiyar, 1/1 21 (Ç).

[322] Merginânî, age., l/l 15.

[323] agk.

[324] Mavsýlî, age., 1/121; Merðinânî, age., l/l 14.

[325] Doç. Dr. Faruk Beþer, Fetvalarla Çaðdaþ Hayat, Nün Yayýncýlýk, Ýstanbul 1997: 135-137.

[326] Doç. Dr. Faruk Beþer, Fetvalarla Çaðdaþ Hayat, Nün Yayýncýlýk, Ýstanbul 1997: 137-138.



radyobeyan