Organ nakli By: sidretül münteha Date: 14 Mart 2011, 21:26:06
8- Organ Nakli
Soru: Organ nakli caiz midir?
Cevap: Organ nakli mes'elesi bir çok yönüyle yeni bir mes'ete olmakla beraber, bazý yönleriyle de eskiden beri bilinmekte ve Ýslâm Fýkýhçýlarý tarafýndan bu yönüyle ele alýnmýþ bulunmaktadýr. Konu açýsýndan en önemli nokta elbette insanýn deðeri ve konumu mes'elesidir. Herhangi bir makine gibi insanýn bir parçasýný söküp diðerine takma, ya da beðenmeyip deðiþtirme, herhalde onun "keramet"ine nakîsa getirmediði ölçüde yapýlabilmeli, ya da yapýlamamalýdýr. Yahut bir baþka deyiþle, bir organ nakli ameliyatý yapýlýrken bilimsellik putunu tatmin amacýyla, yapýlanýn doðru olup olmadýðýna bakmadan, insanýn neler yapabileceðini deðil, insana neler yapýlabileceðini hesap etmek gerekir. Bu giriþten sonra:
Ýslâm'da Allah'ýn yarattýðý en deðerli varlýðýn insan olduðunu, onun "zübde-i âlem" bulunduðunu, diðer her þeyin onun için yaratýldýðýný, ayet-i kerimeler de, hadis-i þerifler de, bunlara baðlý olarak Ýslâm ulemasý da enine boyuna açýklamýþtýr. Ýnsanýn genel anlamda üstünlüðü ve kerameti yanýnda; þekil güzelliði, yer yüzünde Allah'ýn halifesi olmasý, ilimle þeref kazanmasý, meleklerin ona secde etmesinin istenmesi, yiyeceði ve içeceði þeyler bakýmýndan üstünlüðü, gibi yönleriyle onun varlýk aleminin odak noktasý olduðu bildirilmiþ, canýnýn korunmasý, dinin ana hedeflerinden (maslahat) sayýlmýþ, hayatî uzuvlarýna tecavüz dahi canýna tecavüz kabul edilmiþ, haksýz yere bir insanýn öldürülmesi bütün insanlarýn öldürülmesi, ölümden kurtarýlmasý da bütün insanlarýn diriltilmesi gibi görülmüþtür. Hatta Rasulüllah (sav), "Bir kardeþine silâh çekene melekler lanet eder" [686] buyurarak onu korkutmanýn dahi ne büyük günah olduðuna iþaret etmiþtir. Ýnsanlara kendilerini tehlikeye atmamalarý emredilmiþ, hastalýklara çare ve tedavi aranmasý istenmiþtir. Bu yüzden Ýslâm alimleri insanýn tek tek uzuvlarýnýn dahi mal kabul edilemeyecekleri için satýlamayacaðýný, eþya gibi kullanýlamayacaðýný, baðýþlama yetkisinin bile insanýn elinde olmadýðýný hükme baðlamýþlardýr. Hatta ikrah (ölümle tehdit) durumuyla karþýlaþan birisi, öldürülme endiþesiyle baþkasýnýn, deðil canýna, bir uzvuna dahi tecavüzde bulunamaz. Tek tek her insan mükerremdir Bu hükümlerden bir insan olarak kâfirler dahi ayrý tutulmaz. Birinin hatýrýna diðerinin kerametine halel getirilemez. Hatta açlýktan ölme durumunda olan birisi, baþka insanýn etini yiyemeyeceði gibi, Safilerden çok azý dýþýnda bütün Ýslâm hukukçularýna göre, kendinin bir uzvunu da kesip yiyemez. Çünkü insan kendisinin maliki deðildir. Ayrýca bu onun tamamen ya da kýsmen satýlamamasýnýn da bir sebebidir. Çünkü satýlan þeyin mülk olmasý gerekir. Ýnsanýn bu deðer ve þerefi ölmekle de kaybolmaz. Onun için Rasulüllah Efendimiz (sav), "ölünün kemiðini kýrmak, onu diri iken kýrmak gibidir" [687] buyurur. Buna göre doktorlarýn sahipsiz cenazeler üzerinde yapaklarý deneyler, kadavra vs. ye cevaz bulmak mümkün deðildir.
Bütün bu ve benzeri sebeplerden ötürü bir insandan bir baþkasýna herhangi bir uzuv aktarýlamayacaðýna diðeri zaruret içerisinde de olsa bunun caiz olamayacaðýný fýkýhçýlar çeþitli ifadelerle ve hemen hemen ittifakla söylemiþlerdir. [688] Ýnsanýn kendi vücudundan kopan bir parçasýnýn yerine takýlmasýna ise caiz demiþlerdir. Delil olarak Rasûlüllah Efendimiz (sav)'ýn Bedir harbinde gözü çýkan Katâde'nin gözünü kendi elleriyle yerine iade etmesini göstermiþlerdir. [689] Yapay organlar ve domuz dýþýndaki kemik vs. lerini bu gaye ile kullanmakta da sakýnca olmadýðýný söylemiþlerdir. [690] Yenilerde de bu görüþleri savunan fýkýhçýlar tedavinin bu yöne kaydýrýlmasý gerektiðini, insandaki rahatsýzlýklar için baþka insanlarý kullanmanýn, Ýslâm'ýn "zarara zararla mukabele edilmez" esasýna ters düþtüðünü ve týbbýn þu anda ulaþtýðý noktanýn sanki son aþama gibi görülüp, baþka hal çareleri arama kapýsýný kapayacaðýný, dolayýsýyla buna cevaz vermenin aslýnda meþru yoldan ilmin ilerlemesine de engel teþkil edeceðini söylemiþlerdir. En ihtiyatlý görülen bu izaha göre:
Ýnsanýn tek hedefi, nasýl olursa olsun yaþamak deðil, ne kadar yaþarsa yaþasýn bir gün nasýlsa ayrýlacaðý bu dünyadan, asýl dünyasýný kazanarak ayrýlmaktýr. Halbuki, insanlarý bir makine gibi parçalarýna ayýrýp, diðerine monte etmek isteyen mantalite bunu, insana olan saygýsýndan deðil, her türlü gücün üstünde olan bilme merakýný tatmin ve dünyayý ölümsüzleþtirmek için yapmaktadýr. Bu yüzden yetiþilemeyip ölenlerin artýk iþi bitmiþtir. Hiç olmazsa iþe yarar parçalarý bir baþkasýna takýlmalýdýr. Böylece belki onu ölümsüzleþtirmek mümkün olabilir. Çünkü ölüm (ona göre) safi kayýp ve herþeyin bitmesi demektir. Ýki-üç ay önce Mýsýr'da basýlan ve Dr. Abdüsselam'a ait olan konuyla ilgili bir kitap da bu ihtiyatlý, görüþü benimsemiþ görülmektedir.
Ama geçtiðimiz yýl yine Mýsýr'da tartýþýlýp kabul edilen doktora tezinde Dr. Muhammed Zeynelabidin ise bazý þartlarla organ naklini caiz görmekte ve bunlarý:
Zaruretin bulunmasý, iki zarardan hafif olanýnýn alýnmasý diye özetlemektedir. Bizce ancak adil tabiplerin de katýlacaðý bir heyet icmaýnýn halledebileceði bu mes'elede son söz henüz söylenmemiþtir. Ancak caiz olmadýðýný savunan görüþün delilleri daha güçlü, daha ihtiyatlý daha insanî görülmektedir. [691] [686] Müsned, ll/256, 505
[687] Muvatta, Cenâiz, 45; Ebu Davud, Cenaiz, 60; Ýbn Mâce, Cenâiz, 63; Müsned, VI/58, 100.
[688] Nevevî, el-Mecü'l, IX/45; Mugni'l-Muhtâc, VIII/163; Mecmau'l-enhur, 11/528
[689] Zaman, 19.2,87 (Dr. Muhamrned Zeynelabidin Tarihin doktora tezinden).
[690] Abdüsselam, Naki ve Ziraati A'zâil-Ýnsan, 125.
[691] Doç. Dr. Faruk Beþer, Fetvalarla Çaðdaþ Hayat, Nün Yayýncýlýk, Ýstanbul 1997: 265-268.